Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/361 E. 2022/128 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/361 Esas
KARAR NO : 2022/128
DAVA : Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 19/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı …, EP2962690B1 no’lu Avrupa Patentini,
Türkiye’de ulusal safhaya, Avrupa Patent Sözleşmesi kapsamında giriş yaparak, TR
… no ile tescil ettirildiğini,
söz konusu patentin rüçhan tarihleri ve rüçhan numaralarının sırasıyla 20.03.2002-
US 366515 P ve 07.01.2003-US 438450 P olduğunu,
D10 olarak adlandırdıkları ilk rüçhan dökümanı olan US 366515 P, (+) enantiomer
apremilastı değil, (-) enantiomer apremilastı açıkladığını, böylelikle, (+) enantiomer
apremilastın, ilk rüçhan tarihi olan 20 Mart 2002 tarihinden faydalanması mümkün
olmadığını, bu yüzden, istemlerin (+) enantiomer apremilast bakımından geçerli
olduğu tarihin 7 Ocak 2003 olduğunu,
D1 olarak adlandırdıkları WO0025777 sayılı dokümanın aile patenti niteliğinde
bulunan ve D2 olarak adlandırdıkları EP1752148B1 sayılı patentte de aynı hususların
tekrarlandığını,
D1, D2 ve D3 sayılı dokümanlardan da açıkça anlaşılacağı üzere, dava konusu
patentin yeni olma özelliği bulunmadığını,
genel teknik bilgiye göre, bir bileşimin enantiomerlerinden herhangi bir tanesi,
daima rasemat formuna göre daha iyi etki gösterdiğini, D1 sayılı dokümanın 12.
örneğinde, dava konusu patentteki gibi, rasemat, yani (+) ve (-) nin karışımı,
Formula I isimli bir bileşik önerildiğini, Formül I, merkezi bir kiraliteye sahip olup,
iki izomerinin bulunabileceği aşikâr olduğunu, böylelikle teknik uzman, iki ayrı
enantiomer olduğunu ve bu enantiomerlerin ise birinin diğerine göre, etki
bakımından farklı olacağını bilmekte olduğunu, bu ise beklenmeyen bir durum değil,
zaten apaçık, beklenen bir durum olduğunu, (+) enantiomerin, (-) enantiomere oranla
daha iyi bir biyolojik aktiviteye sahip olması, sadece “bonus etki” olduğunu ve
herhangi bir buluş basamağına neden olmadığını, nitekim dava konusu patentin aile
patenti olan EP1485087 (D11), patent de Avrupa Patent Ofisi tarafından iptal
edildiğini (D12), sonrasında ise iptal kararı Avrupa Patent Ofisi Temyiz Kurulu
tarafından da onandığını (D13). Enantiomerlerden bir tanesinin, hastalıkların tedavisinde daha iyi bir etkiye sahip
olması, sürpriz etki olmadığı gibi, tekniğin bilinen durumuna da dâhil olduğunu,
mevcut dokümanlar karşısında davaya konu olan buluşun buluş basamağı
içermediğini, yine dava konusu patent, ilk başvurulduğu haline göre, buluş kapsamını aşan ve
genişleten bir özelliğe de sahip bulunduğunu, dava konusu patentin, PCT patent
başvurusu olan ve D9 olarak adlandırdıkları WO03/080049 sayılı patent
başvurusunun istemlerinde, “stereometrik bakımdan saf” (+) enantiomerden
bahsedildiği halde, dava konusu patentin istemlerinde ise bu hususa yer
verilmediğini, tarifnamede “stereometrik bakımdan saf” (+) enantiomerden
bahsedildiği halde, istemlerinde böyle bir kısıtlama mevcut olmadığını,”stereometrik
bakımdan saf olmayan” (+) enantiomere, dava konusu patentin tarifnamesinde yer
verilmediğini, bu nedenle dava konusu patentin istemlerinin sadece “stereometrik
bakımdan saf” (+) enantiomer ile kısıtlanması gerektiğini, dava konusu
patentin istemleri, tarifnamede tanımlanan buluşun kapsamını aşmış durumda
olduğunu, ayrıca dava konusu patent, insan vücuduna uygulanacak tedavi usulleri ile
ilgili olup, patent verilemeyecek konular ve buluşlar kapsamında olduğunu, TR
… sayılı patentin bütünüyle (bütün istemlerinin) hükümsüzlüğünün talep
edilmesi zorunluluğu doğduğunu belirterek,
sunulan nedenlerden dolayı, fazlaya dair tüm hakları, maddi ve manevi tazminat
talepleri, Rekabet Kanunu’ndan ve Türk Ceza Kanunu’ndan kaynaklanan hakları
saklı kalmak üzere; TR … sayılı patentin bütünüyle (bütün istemlerinin)
hükümsüzlüğüne, hükümsüz kılınan patentin sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (dava konusunu devreden davalı) vekili 01.03.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
Dava konusu …. sayılı patentin … (EUROPE) GMBH şirketine
devredilmiş olduğunu, davacını davasını somutlaştırmadığı ve somutlaştırma yükümlülüğü yerine
getirilmeden açılan davanın usulden reddinin gerektiğini,
davacı yanın işbu davayı ikame etmekteki hukuki menfaatini ortaya koymadığını,
davaya konu edilen … sayılı patent, esasen (-) izomerinden arınık olan,
stereomerik olarak saf (0)-2-[4-(3-Etoksi-4- metoksifenil)-2-metilsulfoniletil]-4
asetilaminoizoindolin-1,3-dion Capremilast’ olarak bilinmektedir) ve bunun ön ilaçları,
metabolitleri, polimorfları, tuzları, solvatları, hidratları ve klatratlarını açıkladığını,
söz konusu patent kapsamında ayrıca 2-[1-(3-Etoksi-4 metoksifenil)-2-
metilsulfoniletil]- 4-asetilaminoizoindolin-1,3 dionun (+) enantiyomerinin kullanımına
ilişkin yöntemler ve bunu içeren farmasötik bileşimler açıklandığını,
bu yöntemler, TNF-alfa seviyelerinin azaltılmasıyla veya PDF4’un inhibisyonuyla
iyileştirilen sedef hastalığı gibi rahatsızlıkların tedavi edilmesi ve/veya önlenmesine
ilişkin yöntemleri kapsadığını, başvuru tarihi 20.03.2003 olan patent, 20.03.2002 ve
07.01.2003 tarihli iki geçici başvurunun rüçhanını talep ettiklerini, TR 2019 03687 sayılı patentin 1 numaralı bağımsız isteminin :”(+)-2-(1-(3-Etoksi-4-
metoksifenil)-2-metilsforriletil)-1-aschilominoizoindolin-1,3- dion veya bunun
farmasötik olanak kabul edilebilir bir polimorfu, tuzu, solvatı veya hidratı olan bir
bileşik olduğunu,
Apremilasta yönelik olan US 60/366515 dokümanının başvurusunun, Birleşik
Devletler Patent ve Marka Ofisi (“USPTO) nezdinde 2002 yılında) enantiyomere yönelik 60/366516 numaralı ABD geçici başvurusu ile aynı gün yapıldığını, bu iki
başvuru USPTO kayıtlarına işlenirken, ofis yanlışlıkla 515 başvurusu için hazırlanan
tarifnameyi ‘516 başvurusu için, 516 başvurusu için sunulan tarifnameyi de ‘515
başvurusu için tarayarak kaydetmiş bulunduğunu, bu hatanın, 2002 yılından beri ‘515
başvurusu için USPTO dosyasındaki tarifnamenin enantiomere ilişkin olmasına,
dolayısıyla da yanlış olmasına sebep olduğunu, nitekim bu durum, 515’in onaylı
kopyalarının da yanlış tarifnameyi içermesi gibi bir etkiye neden olduğunu,
bu hatanın fark edilmesinin ardından USPTO ya bir dilekçe sunulmuş ve bu
dilekçenin üzerine 2011’de bu iki geçici başvuru dosyasındaki hataların düzeltilmesine
karar verildiğini,
.. sayılı patentin dosya kapsamındaki mevcut deliller karşısında yeni
olduğunu,
temyiz kurulunun T296/87 ve T1046/97 sayılı kararlarında da benzer bir durumun
bulunduğu,
… sayılı patentin buluş basamağına sahip olmadığı iddiası yerinde
olmadığını,
D1 dokümanıyla davacı yanın ileri sürdüğü buluş basamağı değerlendirmesinin
geriye dönük (hindsight) bakış açısıyla yapıldığını,
yüksek seviyede seçiciliği olan PDE4 inhibitörü elde etmek gibi makul bir beklentisi
olmayan uzman kişinin, D1 kapsamındaki rasemattan yola çıkarak bunu
enantiyomerlerine çözdürmek gibi bir çabaya girmesi, beklenen bir durum olmadığını,
davacı yanın atıfta bulunduğu D4, D5 ve D6 dokümanları dava konusu patentin
buluş basamağını ortadan kaldırmaktan uzak olduğunu,
buluş konusunun teknikte uzman kişinin onu uygulamaya koyabilmesini sağlayacak
yeterlilikte açıklanmış olduğunu, buluşun çözmeyi hedeflediği problemi çözdüğünü ispat yükümlülüğü bulunmadığını,
buluşta apremilastın enflamatuvar hastalıklar üzerindeki etkinliği, yeteri ölçüde
kanıtlanmış olduğunu,
… sayılı patente konu buluşun ilk başvurunun kapsamını aştığı
iddialarının haksız olduğunu,
… sayılı patent, insan vücuduna uygulanacak bir tedavi yöntemine
ilişkin olmadığını belirterek,
dava konusu … sayılı patent … (Europe) Gmbh şirketine
devredilmiş olduğundan, HMK m. 125 uyarınca sahip olduğu seçimlik hakkını
kullanması için davacı yana süre verilmesine,
davacı yanın işbu davayı ikame etmekteki hukuki menfaatinin olup olmadığının
tespitine; bu kapsamda davacı yanın TİTCK nezdinde kısaltılmış ruhsat başvurusunda
bulunup bulunmadığı, bulundu ise bu başvurunun ne aşamada olduğu hususlarında
açıklama yapması konusunda davacı yana emir verilmesine, davacı yanın hukuki
menfaatinin bulunmadığının tespiti halinde hukuki menfaat şartının yokluğu sebebiyle
davanın başkaca bir inceleme yapılmaksızın reddine,
belirtilen husus kapsamında davanın reddedilmemesi halinde davacı
yanın iddialarına dayanak olarak dava dilekçesinde dayandığı tüm belgelerin usule
uygun şekilde Türkçe tercümeleri ile birlikte bir suretini taraflarına ibrazına karar
verilmesine,
söz konusu belgelerin ibrazını müteakip olarak bu belgelerle ilgili savunma
haklarının saklı tutulmasına,
davacı yanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davasının
reddine,
karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … (EUROPE) GMBH (dava konusunu devralan) vekili 24.06.2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasını somutlaştırmadığını, somutlaştırma yükümlülüğü yerine getirilmeden açılan davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı yanın iddialarını dayandırdığı dokümanları ve tercümelerini taraflarına tebliğ ettirmediğini, davacı yanın eldeki davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacı yanın, TR 2019 03687 sayılı patentin rüçhan hakkından yararlanamayacağı iddialarının yersiz olduğunu, söz konusu patentin yeni olmadığı, buluş basamağının olmadığı iddialarının haksız olduğunu, davaya konu patente ilişkin buluş konusunun, teknikte uzman kişinin onu uygulamaya koyabilmesini sağlayacak yeterlilikte açıklandığını, buluşun çözmeyi hedeflediği problemi çözdüğünü ispat yükümlülüğünün bulunmadığını, patente konu buluşun ilk başvurunun kapsamını aştığı iddialarının haksız olduğunu, dava konusu patentin insan vücuduna uygulanacak bir tedavi yöntemine ilişkin olmadığını belirterek; öncelikle usulden, aksi halde esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, Patentin Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Dava konusu patent, dava tarihinden sonra devredildiğinden, patenti devralan … şirketi, davacı yanın talebi doğrultusunda HMK m.125 hükmü uyarınca davaya dahil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Dava konusu TR … sayılı patentin; insan vücuduna uygulanacak tedavi usulleri ile ilgili olup olmadığı, yeni olup olmadığı, buluş basamağını içerip içermediği, buluş konusunun ilgili olduğu teknik alanda bir uzmanın onu uygulamaya koyabilmesini mümkün kılacak yeterlilikte, açık ve tam olarak tanımlanıp tanımlanmadığı, patent konusunun, yapılmış olan başvurunun kapsamı dışına çıkıp çıkmadığı, bunlara bağlı olarak; 6769 sayılı SMK Geçici 1.maddenin 2.fıkrası uyarınca uygulanması gereken mülga 551 sayılı KHK m.129 hükmüne göre; patentin hükümsüzlüğü şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizce tahkikat işlemleri yürütülürken davacı vekili 15/04/2022 tarihli dilekçesi ile; HMK 307 vd. hükümleri gereğince işbu davadan (talep sonucundan tamamen vazgeçmek suretiyle), kayıtsız ve şartsız olarak [HMK 309 (4)] feragat ettiklerini beyan ederek, feragat doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu vekaletnamede açıkça feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK m.307) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK m.309/2) Somut olayda davacı vekili dilekçe ile feragat beyanında bulunduğundan feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu m.22 hükmü gereği, peşin alınan 44,40 TL’nin alınması gereken 80,70/3*2=53,80 TL karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 9,40 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 10,91 TL dosya kapağı masrafı, 4.395,00 TL tercüme ücreti, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 140,00 TL yurt dışı tebligat harcı, 257,85 TL posta giderine esas toplam 7.898,96 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından sarf edilen 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucu tarafların yokluğunda, HMK m. 341 hükmü gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/04/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza