Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/310 E. 2021/76 K. 12.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/310 Esas – 2021/76
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/310 Esas
KARAR NO : 2021/76

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 07/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali – Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 07/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 1961 yılından beri gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, “…” lider markasının tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, davalı firmanın … numara tahtında işlem gören “…” ibareli marka başvurusunun davacı adına 2000 18307 numara ile tescilli “…”, 2000 18312 numara ile tescilli “…”, 2006 57048 numara ile tescilli “… NE VAR …?”, 2006 62930 numara ile tescilli “… … + Şekil”, 2018 59585 numara ile tescilli “…”, 2018 78396 numara ile tescilli “…” ve 2006/05214 tescil sayılı endüstriyel tasarım ile ayırt edilemeyecek kadar benzer bir marka olduğunu, davacının bu markaları ile seri marka yaratma gayesinde olduğunu, davalının marka başvurusunun ise bu seri markaların içine sızarak iltibas yaratabileceğini, karşılaştırılan markaların hepsinin kelime markası olduğunu ve farklılaşmayı sağlayabilecek şekil unsurundan yoksun olduğunu, karşılaştırılan markaların aynı kök kelimeye aynı işleve sahip kişi eklerinin eklenmesiyle oluşturulduğunu ve bunun da markaları kavramsal olarak birbirlerine çok yaklaştırdığını, taraf markalarının aynı tür emtialarda kullanılacağını, nitekim dava konusu edilen YİDK kararında da bu hususun kabul edilerek davalının markasının kapsamından 30. Sınıfa giren bir takım emtiaların çıkartıldığını, ancak 30. Sınıfa giren diğer emtiaların çıkartılmamış olmasının hatalı olduğunu, aynı şekilde davalının markasının 35. Sınıfa giren mağazacılık hizmetlerini de kapsadığını ve bu hizmetler kapsamında 29, 30 ve 32. Sınıflara giren emtiaların satışı hizmetlerinin davacının markalarının tescilli olduğu emtialar ile benzer olduğunun kabulünün gerektiğini, dava konusu edilen YİDK kararında iltibas değerlendirmesinde ortalama tüketici bakış açısının ve markaların kullanılacağı gıda ürünlerinin alımına ayrılan zamanın kısalığının dikkate alınmadığını, davalının tescil başvurusunun kötü niyetli olduğunu ve davacının markasının tanınmışlığından yararlanılmak istenildiğini, davalının dava konusu marka başvurusunda bulunurken davacının “…”li markalarından haberdar olmamasının mümkün olmadığını ileri sürerek; TÜRKPATENT YİDK’nın dava konusu edilen 17.09.2019 tarih ve … sayılı kararının iptaline ve … sayılı markanın 30. sınıfın tamamı ve 35. sınıfın içerisinde yer alan 29, 30 ve 32. sınıflarla ilgili hizmetler bakımından (kısmen) hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 28/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu markaların arasında ayniyet veya ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunması gerektiğine ilişkin koşulun sağlanamadığını, davalının markasının bütünü itibariyle bıraktığı izlenim, tümüne hakim olan görünüş ve ayırt ediciliği vurgulayan imajın farklı olduğunu, markaların sadece görsel olarak değil, işitsel ve anlamsal düzeyde de birbirinden farklı olduğunu, davacının markasının tanınmış marka kriterlerini karşılamadığını, bu kriterlerin yani farklı mal ve hizmetlerde markanın kullanılması sonucunda haksız bir yararın sağlanması, markanın itibarına zarar verilmesi ya da markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi hususlarının somut olayda markalar benzemediği için oluşmadığını, davacının kötü niyet iddialarının da ispat edilemediğini, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Gıda San. Tic. Ltd. Şti., davaya cevap dilekçesi ibraz etmediğinden 6100 sayılı HMK m.128 hükmü gereği, dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A)YİDK Kararının İptali Bakımından;
Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddi yönünden hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet gösterdiği 2000/18307, 2000/18312 ve 2018/59585 sayılı markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı (davalı şirket tarafından ileri sürülen kullanmama def’i de dikkate alınarak),
B)Hükümsüzlük İstemi Bakımından;
Davalı şirkete ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu ile davacıya ait itiraza mesnet gösterdiği 2000/18307, 2000/18312, 2006/57048, 2006/62930, 2018/59585 ve 2018/78396 sayılı markalar ve 2006/05214 sayılı tasarım arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davacı markalarının tanınmış olup olmadığı, davalının kötüniyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının 30.sınıfın tamamı ve 35/5 altsınıfta bulunan sınırlandırılmış ürünlerin perakendeciliği hizmetleri bakımından hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin “…” ibaresinin 30 ve 35.sınıfta bulunan “30.Sınıf:Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.35.Sınıf:Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” mal ve hizmetlerinin tescili amacıyla 30.04.2018 tarihinde gerçekleştirdiği … sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 28.05.2018 tarih ve 301 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davacı yanın 11.07.2018 tarihinde 2018/59585, 2000/18312, 2000/18307 sayılı markalarını mesnet göstererek 6769 sayılı SMK’nın 6/1 hükmü kapsamında itirazda bulunduğu, davalı şirketin 11.09.2018 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi ibraz ettiği, itiraza mesnet 2000/18312 ve 2000/18307 sayılı markaların “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül., Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. ve Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül., Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.)ın bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürüldüğü, davacının kullanıma dair herhangi bir delili işlem dosyasına yasal süresi içerisinde sunmadığı, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davacı şirket tarafından 29.03.2019 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, yeniden yapılan itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın kısmen kabulüne karar verdiği, “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül.” emtialarını başvurudan çıkardığı, diğer mal ve hizmetler bakımından ileri sürülen itirazı reddettiği, bu kararın davacı marka vekiline 19.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
YİDK kararının iptali istemi ile açılan davanın yargılamanın devamı süresince Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tescil işlemi durdurulmadığından, davacının YİDK kararının iptali ile birlikte hükümsüzlük davası açmasına bir engel bulunmamaktadır. Davacı tarafın dava konusu markanın hükümsüzlüğü talebi, ilk talebin kabulü halinde ve yargılama sırasında davalı şirket markasının tescil edilmesi halinde kabul edilecek bir talep olup, YİDK kararının iptali istemiyle açılan davaya bağlı bulunmaktadır. Nitekim Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.(Y11HD, 04.05.2010 T, 2008/9664 Esas 2010/4882 Karar)
Somut olayda dava konusu marka başvurusu yargılama süreci içinde tescil edilmemiştir. Eldeki dava YİDK kararının iptali isteminin yanı sıra tescili halinde davalı markasının kısmen hükümsüz kılınması istemine ilişkindir. Yukarıda izah edilen gerekçelerle dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden salt YİDK kararının iptali istemine ilişkin değerlendirmede bulunulmuş olup, markanın hükümsüzlüğü istemi hakkında yargılama sırasında tescil edilmediğinden “karar verilmesine yer olmadığı” kararı verilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 04.05.2010 tarih 2008/9664 Esas 2010/4882 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.
Belirtilen açıklamalardan sonra YİDK kararının denetimi aşağıdaki şekilde yapılmıştır:
İtiraza mesnet gösterilen 2018/59585 sayılı marka, davaya konu … sayılı markadan sonraki tarihli başvuruya konu olduğu anlaşıldığından, öncelik prensibi uyarınca itiraza mesnet bu markanın SMK m.6/1 hükmü uyarınca dava konusu marka bakımından nispi tescil engeli oluşturamayacağı tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edildiği üzere marka işlem dosyasında, davalı şirketin yayına itiraza karşı ibraz ettiği karşı görüş dilekçesinde 2000/18312 ve 2000/18307 sayılı markaların “Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül., Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. ve Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için (pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül., Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.)ın bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri bakımından kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürmüştür.
SMK m.19/2 hükmüne göre; 6 ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir. İtiraz sahibi tarafından bu hususların ispatlanamaması durumunda itiraz reddedilir. İtiraz gerekçesi markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin sadece bir kısmı için kullanıldığının ispatlanması hâlinde itiraz, sadece kullanımı ispatlanan mal veya hizmetler esas alınarak incelenir.
Somut olayda itiraza mesnet 2000/18307 ve 2000/18312 sayılı markaların kullanılmadığına ilişkin def’i ileri sürülmüş olup, bu markaların sırasıyla 12.07.2002 ve 21.11.2002 tarihlerinde tescil edildikleri, tescil tarihleri ile dava konusu marka başvuru tarihi olan 30.04.2018 tarihi arasında 5 yılı aşkın süre bulunduğu, dolayısıyla bu markaların kullanmama def’ine tabi markalar oldukları, ileri sürülen def’i kapsamında, davacının bu markaları, davalı marka başvuru tarihinden önceki son 5 yıl içerisinde ciddi surette kullanma yükümlülüğü altında bulunduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu bakımından YİDK kararı ile kısmen reddedilen emtialar çıkartıldığında, YİDK kararının iptali istemi bakımından davaya konu olan mal ve hizmetlerin “30.SINIF:Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. 35.SINIF:Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davacının itirazına mesnet aldığı markaları 29 ve 30. Sınıflara giren gıda maddeleri için de tescillidir. Davalının tescil ettirmek istediği markasının kapsamına da 30. Sınıfa giren bir takım gıda maddeleri ile 35. Sınıfa giren, bu gıda maddelerinin perakende/toptan satışı/mağazacılık hizmetleri de girmektedir. Ancak davalı, davacının itirazına karşı görüş bildirir iken, yani TÜRKPATENT tescil işlemleri esnasında, davacının markasını, kendi markasını tescil ettirmek istediği mal ve hizmetlerde kullanmadığı def’isini ileri sürmüştür.
Davacının itiraz markalarının tescil kapsamına giren, bilirkişi raporunda koyu renk ile işaretlenmiş 30. Sınıftaki “bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, petifürler, tartlar ve kekler, buz kremleri yenilebilir buzlar” ile davalının markasının kapsamına giren 30. Sınıftaki “bisküviler, krakerler, gofretler, dondurmalar, yenilebilir buzlar” emtiaları aynı/aynı tür olsa da, davalının TÜRKPATENT nezdindeki işlemler esnasında ileri sürdüğü kullanmama def’i karşısında davacının markalarını bu emtialar için kullandığını ispat edemediğinden, aynı markalarına dayalı olarak davalının marka başvurusuna SMK m. 6/1 hükmü kapsamında yönelttiği itirazın kabul edilmemesi, yani markalarının tescilli olduğu ancak kullanılmadığı bu emtialar açısından korunmaması, haklı bulunmuştur. Zira; markanın kullanılması yükümlülüğü tescil kapsamındaki her bir sınıf ve alt sınıf mal ve hizmet için söz konusudur. Markanın birtakım mal veya hizmet bakımından kullanılması, sadece kullanımın gerçekleştiği mal veya hizmet için markayı ayakta tutar. Kullanılmayan mal ve/veya hizmet yönünden marka korunmaz. Yani; markanın benzer mal/hizmetlerde de korunabilmesi için bu ürünler bakımından da kullanımın ayrıca ispatı gerekir. Bu nedenle, marka tescil belgesinde yazılı mal ve hizmetlerle aynı alt grupta olsa bile, hangilerinin kullanıldığı, hangilerinin ise kullanılmadığı tek tek belirlenmelidir. Buna göre; davacının markalarının kapsamına giren ve kullanımının ispatı davalı tarafından istenmeyen 29 ve 30. Sınıflara giren diğer emtialar ele alındığında, bunların davalının markasının kapsamına giren/geriye kalan 30. Sınıftaki “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar.” ile benzer emtialar olmadığı değerlendirilmiştir. Bu nedenle de, somut olayda, YİDK Kararı iptali istemi açısından, davalının markasının kapsamına giren 30. Sınıftaki emtialar için 6769 sayılı SMK 6/1 maddesi hükmünün aradığı emtia ayniyeti/benzerliği şartının gerçekleşmediği değerlendirilmiştir.
Davalının markasının kapsamına giren 30. Sınıftaki emtiaların toptancılığı/perakendeciliği hizmetleri açısından, davacıya ait itiraz markalarının 30.sınıfta tescilli aynı/aynı tür emtiaları bulunduğu, bir malın üretilmesinin doğal sonucu o malın pazarlanması olduğu, dolayısıyla üretilen bir emtia ile bu emtiaların pazarlanması hizmetleri arasında birbirini tamamlayıcı işlev söz konusu olduğundan hareketle, somut olayda bu duruma uygun olarak emtia benzerliği şartı gerçekleşmiştir. Ancak, davalı tarafın, TÜRKPATENT işlem dosyasına sunduğu kullanmama def’i ve davacının da bu markalarını 30. Sınıfa giren emtialarda ciddi biçimde kullandığını kanıtlayamadığı hususları gözetildiğinde, YİDK Kararının iptali istemi bakımından, 35. Sınıfa giren hizmetler gözetildiğinde de davacının bu markalarını mesnet alarak SMK m. 6/1 hükmünden yararlanamayacağı değerlendirilmiştir.
Son olarak da; davalının markasının kapsamına giren 35. sınıftaki diğer hizmetler, yani “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri.” açısından somut olayda emtia benzerliği şartının gerçekleşmediği tespit edilmiştir.
Dava konusu … sayılı marka başvurusu incelendiğinde; renk, şekil ve kelime unsurlarını birlikte ihtiva eden karma bir marka olduğu, ancak markadaki şekil unsurunun ayırt edici nitelikten yoksun ve baskın olmayan bir unsur olduğu, bu markada geçen “…” ibaresinin markanın ilk anda göze çarpan/algılanan/baskın karakterde olan unsuru olduğu ve markanın bir bütün olarak bıraktığı izlenim, tümüne hakim olan görünüşte, markada esas unsurun “…” ibaresi olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait 2000 18307 ve 2000 18312 nolu markaları şekil ve renk unsurundan yoksun birer kelime markasıdır. Davacının 2000 18307 ve 2000 18312 nolu markalarında, “…” ve “…” ibareleri markaların tek unsurudur ve bu markalar ayırt edici bir renk/şekil unsurunu da ihtiva etmemektedir. Dolayısıyla bu markalarda geçen bu ibareler, markaların esas unsurudur.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; davalı tarafın marka işlem dosyasında ileri sürdüğü kullanmama def’i üzerine, davacı tarafın kullanmama def’i ileri sürülen emtialar bakımından itiraza mesnet 2000 18307 ve 2000 18312 nolu markalarını kullandığını ispatlayacak doküman ibraz etmediği, bu hale göre itiraza mesnet markaların kullanmama def’i ileri sürülen emtialar bakımından davaya konu marka başvurusu bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca nispi tescil engeli oluşturamayacağı, yine kullanmama def’i ileri sürülen emtialar haricinde kalan diğer emtiaların davalı markası kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle benzer olmadığının; içinde bir gıda mühendisi ve bir pazarlama uzmanı da bulunan üç kişilik bilirkişi heyetince tespit edildiği, karşılaştırılan markaların işaret olarak (… ibareli davalı marka başvurusu ile … ve … ibareli itiraza mesnet markalar) görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik ihtiva ettiği tespit edilmişse de, ileri sürülen kullanmama def’i ve kullanmama def’i haricinde kalan emtiaların davalı marka başvurusu kapsamındaki emtialar ile benzer olmaması karşısında, itiraza mesnet markaların davalı marka başvurusu bakımından SMK m.6/1 hükmü uyarınca nispi tescil engeli oluşturmayacağı tespit edilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle YİDK kararının iptali isteminin reddine, dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-YİDK kararının iptali isteminin REDDİNE,
2-Dava konusu marka başvurusu tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 95,20 TL harç, 300,91 TL posta, dosya kapağı masrafı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 2.196,11 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’nin yapmış olduğu 7,80 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
7-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket vekilinin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2021