Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/262 E. 2022/1 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/262 Esas – 2022/1
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/262 Esas
KARAR NO : 2022/1

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 30/10/2019
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımla İlgili Kurum Kararlarının İptali – Tasarımın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 30/10/2019 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı yanın 2019 00394 sayılı çoklu tasarımların tescili başvurusuna müvekkili şirket tarafından tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, yaptıkları itirazın … sayılı çoklu tasarımlar yönünden müvekkili itirazlarının reddedildiğini ve bu tasarımların tescilinin devamına karar verildiğini, tescilin devamına ilişkin bu kararın yerinde olmadığını, dava konusu tasarımların tamamının set üstü ocak ve ocaklarda kullanılan ızgaralara ilişkin olduğunu, set üstü ocaklarda tasarımcının özgürlük alanının sınırlı olduğunu, bu tarz ocaklarda yer alan gövde gözleri ile düğmeler ve üst kısmında yer alan ızgaraların zorunlu unsurlar olduğunu, davalının da yıllardır sektörde bilinen ve üretilen tasarımlardan farklı tasarımlar meydana getirmediğini, dava konusu tasarımların daha önce kamuya sunulan tasarımlar ile birebir aynı ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olduklarını, mutlak yenilik koşulunu taşımadıklarını iddia ederek; … sayılı YİDK kararının iptali ile …4, 5, 6, 7, 8, 18, 19, 23, 24, 27, 29 ve 31 sıra numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 19/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu …4, 5, 6, 7, 8, 18, 19, 23, 24, 27, 29 ve 31 sıra numaralı tasarımlar ile itiraza gerekçe gösterilen tasarımların karşılaştırılması neticesinde, başvuruya konu tasarımların SMK m.56 ve 57 hükümleri bağlamında yeni ve ayırt edici olduğunu, başvurunun genel izlenimi ile itiraza mesnet tasarımların genel izleniminin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde farklı olduğunu, bu nedenle YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Metal Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi vekili 06/01/2020 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan itirazlarının kurum tarafından haklı bulunmadığını, müvekkili firmanın tasarımları ile itiraza mesnet tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde iltibas yaratma tehlikesi olmadığını, davacı dilekçelerinde tasarımlar bakımından bir karşılaştırma dahi yapılmadığını, dava konusu ocak ve ocaklar için ızgara tasarımları bakımından tasarımcının seçenek özgürlüğünün son derece sınırlı olduğunu, bu durumun davacı yanca da kabul edildiğini, ocak bölümlerinde 4 adet göz bulunmakta ise bu dört adet göz için birer kontrol düğmesinin yer almasının zorunlu olduğunu, bu nedenle tasarımcının seçenek özgürlüğünün sınırlı olduğunu, dolayısıyla tasarımlar karşılaştırılırken seçenek özgürlüğünün sınırlı olduğu hususunun göz önüne alınması gerektiğini, kaldı ki zaten tasarımların birbiri ile benzer olmadıklarını, bilgilenmiş kullanıcının tasarımları kolaylıkla ayırt edeceğini, dolayısıyla müvekkili tasarımlarının yeni ve ayırt edici olduğunu, bilgilenmiş kullanıcının söz konusu ürünlerdeki farklılıkları algılayabileceğini, davacı yanın dosyaya sunduğu bir kısım delillerin dikkate alınmasının mümkün olmadığını ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.77 hükmüne göre açılan Tasarımın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği 2019-T-663 nolu YİDK kararının davacının itirazlarının reddi yönünden hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait 2019/00394/3,4,5,6,7,8,18,19,23,24,27,29,31 nolu çoklu tasarımın başvuru tarihinde mutlak anlamda yeni ve ayırt edici olup olmadığı, tasarım koruması kapsamında kalıp kalmadığı, tescili halinde söz konusu tasarımın hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tasarım tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetlerinden maddi vakıalara ilişkin kök ve ek raporlar alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin 18.01.2019 tarihinde 2019 00394 sayılı çoklu tasarım başvurusunda bulunduğu, Tasarımlar Dairesi Başkanlığı’nın 11.02.2019 tarihli 310 sayılı Resmi Tasarım Bülteni’nde başvurunun yayımlandığı, davacının 08.05.2019 tarihli dilekçesi ile yayına itiraz ettiği, davalı şirket tarafından 20.06.2019 tarihli itiraza karşı görüş dilekçesi ibraz edildiği, Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … sayılı kararı ile; “İtirazın kısmen kabulüne ve 2019 00394/ 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 20, 21, 22, 25, 26, 28, 30 sıra numaralı tasarımların tescilinin iptaline ve …4, 5, 6, 7, 8, 18, 19, 23, 24, 27, 29 ve 31 sıra numaralı tasarımların tescilinin devamına” şeklinde oybirliği ile karar verildiği, verilen kararın davacı marka vekiline 16.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tasarım, bir ürünün veya onun bir kısmının görmek veya dokunmak gibi insan duygularıyla fark edilen görünümüdür. Görünüm, ürünü veya onun üstündeki süslemeyi oluşturan çizgilerin, özel şekillerin, çevre çizgisinin, renklerin, biçimin ve/veya malzemenin sonucudur .
6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinde koruma koşulları düzenlenmiş olup, bir tasarımın tescili için yeni ve ayırt edici nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesine göre bir tasarımın “yeni” olması o tasarımın aynısının daha önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması anlamına gelir. Eğer herhangi iki tasarım arasında sadece küçük ayrıntıda farklılık varsa o tasarımlar aynı kabul edilir. Yenilik değerlendirmesinde temel alınan kriter mutlak yenilik, yani dünyada yenilik ilkesidir. Yenilik mutlaktır; çünkü, tescili istenen tasarımın aynısının kamuya sunulması halinde, Türkiye’de dünyanın neresinde, ne zaman yapılmış olursa olsun, yenilik ortadan kalkar. Bundan tescil başvurusunda bulunan tasarımcının haberinin bulunup bulunmaması, hiçbir etki yapmaz.
Ayırt edicilik kriterini düzenleyen 56/5. Madde uyarınca, “Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” Bir tasarımın ayırt edici nitelikleri o tasarıma has, yani sadece o tasarıma ait özelliklerdir. Yine 56/5. maddeye göre tasarımlar arasındaki kıyaslama bilgilenmiş kullanıcı tarafından yapılacak olup, 56/6. maddeye göre ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınacaktır.
Bilgilenmiş kullanıcı, tasarımı kullanarak bilgi sahibi olmuş, tasarımı tanıyan, deneyim sahibi kullanıcı demektir. Bilgilenmiş kullanıcı, sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği tasarımın önemli özelliklerini fark eder. Ama bir tasarım uzmanı kadar da bilgi birikimine sahip olmadığı için ayrıntılarla ilgilenmez.
Seçenek özgürlüğü kavramı ile ilgili olarak, koruma dışı hallerin değerlendirildiği 58/2. Maddede “Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” ifadesi yer almaktadır. Bir ürün, tasarımcısına ne kadar seçenek özgürlüğü bırakıyorsa koruma kapsamı da o denli genişler; seçenek özgürlüğü ne denli darsa koruma kapsamı da o denli daralır. Bir ürün işlevini yerine getirebilmesi için ancak belirli bir şekilde tasarlanması zorunluysa, bu ürünün tasarımı hiç koruma görmez. Yine 58/4-c. bendine göre, “Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri koruma kapsamı dışında kalmaktadır.”
Belirtilen açıklamalar ışığında tarafların iddia ve savunmaları, tasarım işlem dosyası, itiraza mesnet gösterilen tasarımlar ve dokümanlar, hukuki nitelendirme hariç maddi tespitler barındıran bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava konusu çoklu tasarımların başvuru tarihi itibariyle yeni veya ayırt edici olup olmadıkları hususu özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden, bu hususta mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tasarım uzmanı …. tarafından hazırlanan 19.08.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Dava konusu 2019-00394/ 3, 4, 5, 6, 18, 24, 27, 29 ve 31 tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı, dava konusu 2019-00394/ 7, 8, 19 ve 23 numaralı tasarımların ise yeni ve ayırt edici olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bu bilirkişi raporuna davacı vekili ile davalı şirket vekili itiraz etmiştir. Davacı vekili itiraz dilekçesinde; bilirkişi heyetinin eksik inceleme yaptığını, yerleşik yargı içtihatları uyarınca re’sen mutlak yenilik araştırması yapılması gerektiğini belirtmiştir. Davalı şirket vekili de; bilirkişi raporunda seçenek özgürlüğüne dair yapılan tepitleri kabul etmediklerini, SMK m.57/2 hükmünde düzenlenen hoşgörü süresinin dikkate alınmadığını, sektör bilirkişisi yer almaksızın bilirkişi heyetinin oluşturulduğunu, bilirkişilerin teknik değerlendirmelerinin yetersiz olduğunu belirterek; yeni oluşturulacak bir heyet vasıtasıyla yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 09/09/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile; davalı şirket vekilinin yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması istemi kabul edilerek, dava konusu çoklu tasarımların mutlak yenilik araştırmasının da yapılması gerektiği belirtilmek suretiyle yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, rapor tanzimi için dosya bu heyete tevdi edilmiştir.
Tasarım uzmanı …. tarafından hazırlanan 27/10/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Dava konusu 2019 00394/ 3, 4, 18, 27, 29, 31 sayılı tasarımların ayırt edici
olmadığı,
dava konusu 2019 00394/5, 6, 7, 8, 19, 23, 24 sayılı tasarımların ise yeni
ve ayırt edici olduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bu bilirkişi raporuna davacı vekili ile davalı şirket vekili itiraz etmiş; taraf vekilleri, yeni bir heyetten yeni rapor alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizin 23/12/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile; her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkilerin taraf ve mahkeme denetimine elverişli olacak şekilde giderilmesi, tarafların bilirkişi raporlarına karşı ileri sürdükleri itirazların karşılanması, her iki bilirkişi raporunun irdelenmesi ve bunlar üzerinden de bir değerlendirme yapılması, dava konusu çoklu tasarımların yeni olup olmadığı kamu düzenine ilişkin olduğundan mutlak yenilik araştırması da yapılmak suretiyle, mahkememizin 09/09/2020 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararında belirtilen hususlar bakımından mütalaa alınması için üç kişilik başka bir bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce oluşturulan üçüncü bilirkişi heyeti, Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/02/2020 tarih 2019/3410 Esas 2020/2116 Karar sayılı kararında belirtildiği şekli ile üniversitelerin endüstriyel tasarım alanında akademisyen olarak görev yapan bilirkişileri içerecek şekilde; iki adet akademisyen endüstriyel tasarımcı ve bir adet tasarım uzmanından oluşmakta olup, bu heyet tarafından mahkememize ibraz edilen 13/04/2021 havale tarihli kök bilirkişi raporu, 20/09/2021 ve 09/12/2021 tarihli ek bilirkişi raporlarına göre;
Somut olayda dava konusu tasarımlar; “ocak” ve “ocak ızgarası” tasarımlarıdır. Piyasa incelendiğinde ihtiyaca ve kullanılacağı mekâna bağlı olarak ocakların ateş gözü sayılarının farklılaşabildiği görülmektedir. Firmalarda aynı tasarımın farklı ateş gözü sayısına sahip varyasyonlarını piyasaya sürme eğiliminde oldukları da görülen bir gerçektir. Ocaklar ana yapıları itibari ile incelendiklerinde ateş gözü, ateşin yönlendirilmesini sağlayan bekler, tencere tava vb. ocak üstü kullanılacak ürünlerin ateşin üstüne yerleştirilmesini sağlayan ızgaralar ve ateş ayarını yapmayı sağlayan ayar düğmelerinden oluşmaktadır. Bu bileşenlerin bir ürün üzerinde yer alması, tezgâh üstü kullanıma dönük olarak tasarlanmış olan bu ürün grubunun yatay formda olması, tezgah ölçüleri dikkate alındığında çok gözlü ocakların dikdörtgen formda olması, ızgaraların üst yapısının tencere tava vb. ürünlerin yerleştirilebilmesi için üstte düz yüzeyli olması teknik zorunluluklar olarak sayılabilecektir. Bahsi geçen bileşenlerin farklı biçimlendirilmeler ile tasarlanması, farklı konumlandırılmalar ile ana ürün üzerine yerleştirilmeleri ve sonuçta bütün olarak farklı tasarımlara ulaşılması mümkündür. Buna göre; “ocak” ve “ocak ızgarası” ürünleri açısından seçenek özgürlüğünün kapsamı yukarıda belirtilen harcı alem hususlar saklı kalmak kaydıyla geniştir.
Somut uyuşmazlıkta dava konusu tasarımlar “ocak” ve “ocak ızgarası” tasarımı olup; ocak satın almış olan kişilerin, ocak almak niyetiyle araştırma yapan kişilerin ve ocak ile yemek pişirme işlemi gerçekleştiren kişilerin bilgilenmiş kullanıcı olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu 2019 00394/3 sıra sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-4, 2015/02286-1 ve 2015/02286-2 sayılı tasarımlar ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımın 4 ateş gözlü, 4 ateş gözünü dikey 2 gruba bölecek şekilde konumlandırılmış 2 ayrı ızgaralı ve ateş gözlerini kontrol edecek 4 ayar düğmeli yapıda olduğu görülmektedir. Izgara tasarımına bakıldığında sol ızgarada birbirine paralel 5 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde dış kolların iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ızgara sağ alt kısmının ayar düğmelerine gelen kısmında alt çerçeveye eğim verilerek karakteristik bir yapı oluşturulduğu görülmektedir. Sağ ızgarada ise birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde dış kolların iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir. Izgaraların konumlandırılması incelendiğinde ana gövde kenarları ve birbirleri ile ayrık yapıda oldukları görülmektedir. Ayar düğmeleri ana gövde üzerinde ızgara kollarına dik olarak alt kısım sağında birbirleri ile gruplandırılarak konumlandırılmıştır.
Mesnet tasarımlarda da dava konusu tasarım ile benzer şekilde ve ürüne ana karakteristiğini verecek şekilde sol ızgara sağ alt kısmının ayar düğmelerine gelen kısmında alt çerçeveye eğim verilerek karakteristik bir yapı oluşturulduğu görülmektedir. Sol ızgara kol sayılarındaki fark, dava konusu tasarımın ızgara alt çerçevesi kalınlığının mesnet tasarımlara göre dar oluşu gibi farklar ürün tasarımlarının ana karakteristiğinin oluşturduğu bütünsel algıyı ayrıştırmayacak seviyede kalmaktadır.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının yukarıda bahsi geçen mesnet gösterilen tasarımlar karşısında sol ızgara kol sayıları açısından, ızgara alt çerçevesi konumlandırılması ve kalınlığı açısından yenilik niteliklerini taşıdığı fakat bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/4 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-9, 2018/06874-10 sayılı tasarımlar ile 2017 tarihli “… 3922 ankastre ocak” görseli ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımın 5 ateş gözlü, 5 ateş gözünü dikey 3 gruba bölecek şekilde konumlandırılmış 3 ayrı ızgaralı ve ateş gözlerini kontrol edecek 5 ayar düğmeli yapıda olduğu görülmektedir. Izgara tasarımına bakıldığında orta ve sağ ızgarada birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde orta kolun iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, sol ızgarada ise birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde orta kolun iç boşaltması ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir. Izgaraların konumlandırılması incelendiğinde ana gövde kenarları ve birbirleri ile ayrık yapıda oldukları görülmektedir. Ayar düğmeleri ana gövde üzerinde ızgara kollarına dik olarak alt kısımda birbirlerinden uzak şekilde her bir ızgara altında o ızgara içerisindeki ateş gözü sayısı kadar yerleştirilerek birbirinden uzak gruplanarak konumlandırılmıştır.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-9 sayılı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgaraların birbirlerinden ve gövdeden ayrık konumlandırılmasından kaynaklanan görsel algı, ızgara kol sayıları, sıklığı ve çerçevesinin kalınlık farkından doğan görsel algı, ızgaraların bazı köşelerinin yuvarlatılmasından ve bu yuvarlatmaların birbirleri ile ilişkisinden doğan görsel algı ve tüm bunlardan ileri gelen tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-10 sayılı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgara kol sayıları, logo konumlandırılması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgaraların birbirlerinden ve gövdeden ayrık konumlandırılması, sol ızgara kollarında bütün geçen kısımlar ve genel çerçeve kalınlığı, ızgaraların bazı köşelerinin yuvarlatılması farklıdır. Tüm bu farklara rağmen, benzerlikler ürünlerin birbirinin versiyonu olarak algılanmasına sebep olmakta ve bu sebeple dava konusu tasarımın ayırt edicilik niteliğinden yoksun olmasına sebep olmaktadır.
Mesnet tasarımlardan … 2017 kataloğundan alınmış olan tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgaralarının gövde kenarlarından ayrık konumlandırılması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgaraların birbirlerinden ayrık yapıda oluşundan kaynaklanan görsel algı, ızgara kol sayıları, sıklığı ve çerçevesinin kalınlık farkından doğan görsel algı, ızgaraların bazı köşelerinin yuvarlatılmasından ve bu yuvarlatmaların birbirleri ile ilişkisinden doğan görsel algı ve tüm bunlardan ileri gelen tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımın 2018/06874-10 sıra numaralı tasarım karşısında yenilik niteliklerini taşıdığı fakat bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/5 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018 06874-5, 2019/00169-6, 2016/01620-11 ve 2017/05032-3 sayılı tasarımlar ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımın 5 ateş gözlü, 5 ateş gözünü dikey 3 gruba bölecek şekilde konumlandırılmış 3 ayrı ızgaralı ve ateş gözlerini kontrol edecek 5 ayar düğmeli yapıda olduğu görülmektedir. Izgara tasarımına bakıldığında; sol ve sağ ızgarada birbirine paralel 7 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde dış kolların içe açılı bükümler ve boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, orta ızgarada ise birbirine paralel 7 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde boşaltmalar ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir. Sol ve sağ ızgara kolları ve orta ızgara kolları birbirlerini takip eder nitelikte biçimlendirilmiş olup bütünleşik bir çizgi yapısı oluşturulmuştur. Yanlarda bulunan ateş gözleri ızgaraları ortalayacak şekilde konumlandırılmıştır. Izgaraların konumlandırılması incelendiğinde ana gövde kenarları ve birbirleri ile bitişik yapıda oldukları görülmektedir. Ayar düğmeleri ana gövde üzerinde ızgara kollarına dik olarak alt kısım ortasında birbirleri ile gruplandırılarak konumlandırılmıştır.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-5 sıra numaralı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgaraların birbirleri ve ana gövde ile bitişik yapıda olması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgara kollarının ateş gözlerine gelen kısımlarının ortaya doğru açılı şekilde ilerlemesi ve ızgara kol çizgilerinin birbirini tamamlar yapıda oluşu gibi temel ve karakteristik bir fark sebebi ile tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2019/00169-6 sıra numaralı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgaraların birbirleri ve ana gövde ile bitişik yapıda olması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgara kollarının ateş gözlerine gelen kısımlarının ortaya doğru açılı şekilde ilerlemesi ve ızgara kol çizgilerinin birbirini tamamlar yapıda oluşu gibi temel ve karakteristik bir fark sebebi ile tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2016/01620-11 sıra numaralı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgaraların birbirleri ve ana gövde ile bitişik yapıda olması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgara kollarının ateş gözlerine gelen kısımlarının ortaya doğru açılı şekilde ilerlemesi gibi temel ve karakteristik bir fark sebebi ile tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2017/05032-3 sıra numaralı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgaraların birbirleri ile bitişik yapıda olması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgara kollarının ateş gözlerine gelen kısımlarının ortaya doğru açılı şekilde ilerlemesi gibi temel ve karakteristik bir fark sebebi ile tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımın mesnet tasarımlar karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ile farklı, ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/6 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-9, 2018/06874-10 sayılı tasarımlar ile 2017 tarihli “… 3922 ankastre ocak” görseli karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımın 5 ateş gözlü, 5 ateş gözünü dikey 3 gruba bölecek şekilde konumlandırılmış 3 ayrı ızgaralı ve ateş gözlerini kontrol edecek 5 ayar düğmeli yapıda olduğu görülmektedir. Izgara tasarımına bakıldığında sağ ve orta ızgarada birbirine paralel 7 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde dış kolların içe açılı bükümler ve boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, sol ızgarada ise birbirine paralel 7 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde orta kolların içe açılı bükümler ve boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında boşaltmalar ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir. Sol ve sağ ızgara kolları ve orta ızgara kolları birbirlerini takip eder nitelikte biçimlendirilmiş olup bütünleşik bir çizgi yapısı oluşturulmuştur. Orta ve sağda bulunan ateş gözleri ızgaraları ortalayacak şekilde konumlandırılmıştır. Izgaraların konumlandırılması incelendiğinde ana gövde kenarları ve birbirleri ile bitişik yapıda oldukları görülmektedir. Ayar düğmeleri ana gövde üzerinde ızgara kollarına dik olarak alt kısım ortasında birbirleri ile gruplandırılarak konumlandırılmıştır.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-9 sıra numaralı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgaraların birbirleri ve ana gövde ile bitişik yapıda olması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgara kollarının ateş gözlerine gelen kısımlarının ortaya doğru açılı şekilde ilerlemesi ve ızgara kol çizgilerinin birbirini tamamlar yapıda oluşu gibi temel ve karakteristik bir fark sebebi ile tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-10 sıra numaralı tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması, ızgaraların birbirleri ve ana gövde ile bitişik yapıda olması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgara kol sayısı, ızgara kollarının ateş gözlerine gelen kısımlarının ortaya doğru açılı şekilde ilerlemesi ve ızgara kol çizgilerinin birbirini tamamlar yapıda oluşu gibi temel ve karakteristik bir fark sebebi ile tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Mesnet tasarımlardan … 2017 kataloğundan alınmış olan tasarım 3’lü ızgara yapısı, ayar düğmelerinin konumlandırılması açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarımda ızgaraların birbirleri ve ana gövde kenarları ile bitişik yapıda oluşundan kaynaklanan görsel algı, ızgara kollarının ateş gözlerine gelen kısımlarının ortaya doğru açılı şekilde ilerlemesi gibi temel ve karakteristik bir farkın oluşturduğu görsel algı sebepleri ile tasarımın bütününün görünümü açısından ayrışmaktadır.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen tasarımlar karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ile farklı, ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Her ne kadar 2017 06999-4 sayılı tasarım da hükümsüzlüğe mesnet gösterilmişse de, 2017 06999 sayılı tescilin pnömatik sistemlere ait olduğu, ayrıca 4 sıra numaralı tescilin bulunmadığı, dolayısıyla bu tasarımın, dava konusu tasarımın yeniliğini ve ayırt ediciliğini etkilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2019 00394/7 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-1, 2019/00169-1, 2019/00169-2, 2017/00955-2 ve 2017/00955-3 sayılı tasarımlar ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımın 4 ateş gözlü, 4 ateş gözünü yatay 2 gruba bölecek şekilde konumlandırılmış 2 ayrı ızgaralı ve ateş gözlerini kontrol edecek 4 ayar düğmeli yapıda olduğu görülmektedir. Izgara tasarımına bakıldığında yatay yerleşimli ana çerçeve üzerinde birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde boşaltmalar ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarda da kollara dik olarak yerleştirilmiş 2şer adet kısa kol parçası olduğu görülmektedir. Izgaraların konumlandırılması incelendiğinde ana gövde kenarları ve birbirleri ile boşluklu yapıda oldukları görülmektedir. Bu yapı ızgaraların ana gövdeye paralel şekilde ikili gruplandığı algısı oluşturmaktadır. Ayar düğmeleri ana gövde üzerinde ızgara kollarına paralel olarak alt sağ kısımda birbirleri ile gruplanarak konumlandırılmıştır.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-1 ve 2019/00169-1 sıra numaralı tasarımlar ikili yatay ızgara yapısı, aşağıdan yukarıya doğru sayılacak kol sayıları, ızgaraların birbirleri ve ana gövde kenarlarından ayrık yapısı, ızgaraların bu ayrık yapı sayesinde ateş gözlerini iki ayrı gruba ayırması açılarından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarım ayar düğmelerinin farklı konumlandırılmasından kaynaklanan görsel algı ve en önemlisi ızgaralarında ateş gözlerinin kolların içe doğru açılı büküm yapılmadan tanımlanmasından kaynaklanan karakteristik değişim açısından farklıdır ve bu farklar tasarımların bütününün görsel algısını ayrıştırmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2019/00169-2 sıra numaralı tasarım ikili yatay ızgara yapısı, aşağıdan yukarıya doğru sayılacak kol sayıları, ızgaraların birbirleri ve ana gövde kenarlarından ayrık yapısı, ızgaraların bu ayrık yapı sayesinde ateş gözlerini iki ayrı gruba ayırması açılarından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarım ayar düğmelerinin farklı konumlandırılmasından kaynaklanan görsel algı, ayar düğmelerinin yanda değil altta konumlandırılmasından kaynaklanan görsel algı ve en önemlisi ızgaralarında ateş gözlerinin kolların içe doğru açılı büküm yapılmadan tanımlanmasından kaynaklanan karakteristik değişim açısından farklıdır ve bu farklar tasarımların bütününün görsel algısını ayrıştırmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2017/0955-2,3 sıra numaralı tasarımlar ayar düğmelerinin konumlandırılması açısından ve aşağıdan yukarıya doğru sayılacak kol sayıları açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarım ızgaraların birbirlerinden ve ana gövde kenarlarından ayrık yapısı, ızgaraların dikey değil yatay konumlandırılması, ızgaralarında ateş gözlerinin kolların içe doğru açılı büküm yapılmadan tanımlanmasından kaynaklanan karakteristik değişim açısından farklıdır ve bu farklar tasarımların bütününün görsel algısını ayrıştırmaktadır.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen tasarımlar karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/8 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2019/00169-8 sayılı tasarım ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımın 5 ateş gözlü, 5 ateş gözünü dikey ve yatay 3 gruba bölecek şekilde konumlandırılmış 3 ayrı ızgaralı ve ateş gözlerini kontrol edecek 5 ayar düğmeli yapıda olduğu görülmektedir. Izgara tasarımına bakıldığında sol ızgarada birbirine paralel 7 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde iç kolların boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, sağ ızgaralarda ise birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde kolların boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında boşaltmalar ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir. Izgaraların konumlandırılması incelendiğinde ana gövde kenarları ve birbirleri ile ayrık yapıda oldukları görülmektedir. Ayar düğmeleri ana gövde üzerinde ızgara alt ortalarında gelecek şekilde 1+4 iki ayrı grup olarak konumlandırılmıştır.
Mesnet tasarımlardan 2019/00169-8 sıra numaralı tasarım 3’lü dikey, yatay ızgara yapısı, aşağıdan yukarıya doğru sayılacak kol sayıları, ızgaraların birbirleri ve ana gövde kenarlarından ayrık yapısı, ızgaraların bu ayrık yapı sayesinde ateş gözlerini 3 ayrı gruba ayırması açılarından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Dava konusu tasarım ayar düğmelerinin farklı konumlandırılmasından kaynaklanan görsel algı ve en önemlisi ızgaralarında ateş gözlerinin kolların içe doğru açılı büküm yapılmadan tanımlanmasından kaynaklanan karakteristik değişim açısından farklıdır ve bu farklar tasarımların bütününün görsel algısını ayrıştırmaktadır.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen tasarım karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Her ne kadar 2017 06999-4 sayılı tasarım da hükümsüzlüğe mesnet gösterilmişse de, 2017 06999 sayılı tescilin pnömatik sistemlere ait olduğu, ayrıca 4 sıra numaralı tescilin bulunmadığı, dolayısıyla bu tasarımın, dava konusu tasarımın yeniliğini ve ayırt ediciliğini etkilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2019 00394/18 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2017 07892-7, 2018 06874-4, 2018 06874-11 ve 2019/00169-5 sayılı tasarımlar karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarıma bakıldığında ızgarada birbirine paralel 4 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde dış kolların iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ızgara sağ alt kısmının sağında alt çerçeveye eğim verilerek karakteristik bir yapı oluşturulduğu görülmektedir.
2017 07892-7 sayılı mesnet tasarım iki ateş gözü arasına gelen kısmında oluşturulmuş içi boş kare alan bu tasarıma karakteristik bir nitelik katmakta ve mesnet tasarımı dava konusu tasarımdan bütünün görsel algısı açısından ayrıştırdığı düşünülmektedir.
Mesnet tasarımlar kol sayıları, ateş gözü tanımlama biçimleri ve alt eğimden kaynaklanan karakteristik yapıları açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın çerçeve kalınlığıdır ki bu farkın dava konusu tasarımı bütünün görsel algısı açısından farklılaştırmadığı ve yenilik niteliğini kazandırmadığı düşünülmektedir.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen tasarımlar karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu tasarım ile itiraza mesnet gösterilen 2019/00169-5 sayılı tasarımın birbirleri ile benzeştiği tespit edilse bile 2019/00169-5 sayılı tasarım, dava konusu tasarımın yeniliğini ve ayırt ediciliği öldürücü nitelikte bir doküman olarak baz alınamaz. Şöyle ki; 6769 sayılı SMK m.56/4 hükmüne göre; Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
SMK m.56/5 hükmüne göre; Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden görüleceği üzere, tescilli bir tasarımın yeni veya ayırt edici olup olmadığı, o tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş bir tasarımın mevcudiyeti ile değerlendirilir. Başka bir deyişle; tescilli bir tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden sonra kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın mevcudiyeti dolayısıyla tescilli tasarımın yeni veya ayırt edici olmadığı iddia edilemez.
SMK m.57 hükmünde “Kamuya Sunma” düzenlenmiş olup, m.57/1 hükmüne göre; Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Yukarıda yer verilen maddede yer alan faaliyetler sınırlı sayıda değildir. Kamuya sunma fiilleri, tasarımın ticarileştirildiği hallere münhasır değildir. Kamuya sunma, tasarımın ticarileştirilmesine yönelen fiilleri de kapsayan daha geniş bir kavramdır. İlanlar, önceki kullanımlar, satımlar, web adresinde sergilemeler, TV yayınındaki gösterimler bu kapsamda olup, mevcut tasarım külliyatını oluşturan kamuya sunum örnekleridir. Öte yandan başvuru henüz toplum incelemesine açılmadan (ilan edilmeden) sonuçsuz kalmışsa, kamuya sunma gerçekleşmediğinden, sonraki tasarımın yeniliğini belirlemede dikkate alınmaması gerekir (Memişoğlu, S. Özgür (2020) Tescilli Tasarımlarda Yenilik ve Ayırt Edicilik Unsurları, Seçkin, s.241.).
Kamuya sunum açısından resmi ilanların fonksiyonu incelendiğinde; önceki tasarımların patent, marka veya tasarım bültenlerinde yayımlanması SMK m.57/1 anlamında bir kamuya sunma faaliyetidir. İlan konusunun SMK m.55/1’deki tasarım tanımına uygun olması yeterli olup; marka, patent veya faydalı modelden oluşması tasarım hukuku açısından kamuya sunum teşkil eder. Buna karşılık, AB hukukunda fikri mülkiyet ofislerinin tuttuğu başvuru veya tescil ilanları ile diğer belgelere erişim ancak taleple mümkün oluyorsa, ilgili çevrenin olağan iş akışında bunlardan haberdar olamayacağı kabul edilmektedir. Bu takdirde hükümsüzlük iddiasında bulunan taraf, tasarımın 3.kişiler tarafından başvuru öncesinde kamuya sunulduğunun ispatında söz konusu belgelerden (örneğin başvuru evrakı) faydalanamayacaktır (Memişoğlu, s.242-243.).
Belirtilen açıklamalara göre; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın tescili için 09.01.2019 tarihinde TÜRKPATENT’e müracaat edildiği, ancak bu başvurunun 11.02.2019 tarih 310 sayılı Tasarım Bülteni’nde ilan edildiği tespit edilmiştir. Başka bir deyişle; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın ilanı, dava konusu çoklu tasarımların başvuru tarihi olan 18.01.2019 tarihinden sonraki tarihlidir. Bu nedenle 2019 00169 sayılı çoklu tasarım, dava konusu çoklu tasarımların yeniliğini ve ayırt ediciliği öldürücü niteliği haiz doküman olarak kabul edilmemiştir. Ancak; 2018 06874-4, 2018 06874-11 sayılı tasarımların, dava konusu tasarımın, yeniliğini ve ayırt ediciliğini kırıcı önceki tarihli kamuya sunulmuş tasarımlar oldukları kanaatine varılmıştır.
Dava konusu 2019 00394/19 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-13, 2015/09106-1 ve 2012/06735-16 sayılı tasarımlar ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımına bakıldığında ızgarada birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde kolların iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ızgara alt çerçevesi köşelerinde eğimli bir yapı oluşturulduğu görülmektedir.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-13 sayılı tasarım kol sayıları, ateş gözü tanımlama biçimleri açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın çerçeve kalınlığının az olması ve alt çerçeve köşelerinde oluşturulmuş olan eğimli yapıdan kaynaklanan görsel algı farkıdır. Bu farkın dava konusu tasarımı bütünün görsel algısı açısından farklılaştırdığı düşünülmektedir.
Mesnet tasarımlardan 2015/09106-1 sayılı tasarım kol sayıları, ateş gözü tanımlama biçimleri ve alt çerçeve köşelerinde oluşturulmuş eğimli yapı açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın ızgara kollarının tasarımı ve kolların alt çerçeve ile birleşimin şekilleridir. Bu farkların dava konusu tasarımı bütünün görsel algısı açısından farklılaştırdığı düşünülmektedir.
Mesnet tasarımlardan 2012/06735-16 sayılı tasarım kol sayıları, ateş gözü tanımlama biçimleri açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın ızgara kollarının tasarımı ve kolların alt çerçeve ile birleşimin şekilleri ve alt çerçevenin köşelerindeki eğimli yapıdır. Bu farkların dava konusu tasarımı bütünün görsel algısı açısından farklılaştırdığı düşünülmektedir.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen tasarımlar karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/23 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-14 ve 2012/06735-8 sayılı tasarımlar ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımına bakıldığında ızgarada birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde orta kolların iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ızgara alt çerçevesi köşelerinde eğimli bir yapı oluşturulduğu görülmektedir.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-14 sayılı tasarım kol sayıları açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın çerçeve kalınlığının az olması, alt çerçeve köşelerinde oluşturulmuş olan eğimli yapıdan kaynaklanan görsel algı farkı ve ızgara dış kollarının dava konusu tasarımda boşaltma yapılmadan bütün yapıda olmasıdır. Bu farkların dava konusu tasarımı bütünün görsel algısı açısından farklılaştırdığı düşünülmektedir.
Mesnet tasarımlardan 2012/06735-8 sayılı tasarım kol sayıları, ateş gözü tanımlama biçimleri açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın ızgara kollarının tasarımı ve kolların alt çerçeve ile birleşimin şekilleri ve alt çerçevenin köşelerindeki eğimli yapıdır. Bu farkların dava konusu tasarımı bütünün görsel algısı açısından farklılaştırdığı düşünülmektedir.
Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen tasarımlar karşısında yenilik niteliklerini ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşıdığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/24 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2019/00169-8 sayılı tasarım karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarıma bakıldığında sağ ve sol ızgarada birbirine paralel 7 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde dış kolların içe açılı bükümler ve boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, orta ızgarada ise birbirine paralel 7 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde orta kolların içe açılı bükümler ve boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında boşaltmalar ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir. Sol ve sağ ızgara kolları ve orta ızgara kolları birbirlerini takip eder nitelikte biçimlendirilmiş olup bütünleşik bir çizgi yapısı oluşturulmuştur.
Izgara tasarımları incelendiğinde karakteristik özelliğin merkez noktaya yönelen rutin + şeklindeki kollar ile beraber yaklaşık 45 derece açı yapan kırılımlı dörder adet kolun eşlik etmesidir. Böylelikle ocak gözü çevresinde 90 derecelik kollarla beraber 45 derece kollar da bulunmakta farklı yanaşma uzaklıklarına sahip 8 adet kol ocak gözünü çerçevelemektedir. 2019 00394/24 sıra sayılı tasarımın ortasında bulunan ızgaranın birebir karşılığı mesnet tasarımda bulunmaktadır. Diğer iki yandaki ızgaraların ise üst üste değil ancak yan yana hali de mesnet tasarımda tespit edilmiştir.
Yukarıda yer verilen benzerliklere rağmen; 6769 sayılı SMK m.56/4 hükmüne göre; Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
SMK m.56/5 hükmüne göre; Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden görüleceği üzere, tescilli bir tasarımın yeni veya ayırt edici olup olmadığı, o tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş bir tasarımın mevcudiyeti ile değerlendirilir. Başka bir deyişle; tescilli bir tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden sonra kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın mevcudiyeti dolayısıyla tescilli tasarımın yeni veya ayırt edici olmadığı iddia edilemez.
SMK m.57 hükmünde “Kamuya Sunma” düzenlenmiş olup, m.57/1 hükmüne göre; Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Yukarıda yer verilen maddede yer alan faaliyetler sınırlı sayıda değildir. Kamuya sunma fiilleri, tasarımın ticarileştirildiği hallere münhasır değildir. Kamuya sunma, tasarımın ticarileştirilmesine yönelen fiilleri de kapsayan daha geniş bir kavramdır. İlanlar, önceki kullanımlar, satımlar, web adresinde sergilemeler, TV yayınındaki gösterimler bu kapsamda olup, mevcut tasarım külliyatını oluşturan kamuya sunum örnekleridir. Öte yandan başvuru henüz toplum incelemesine açılmadan (ilan edilmeden) sonuçsuz kalmışsa, kamuya sunma gerçekleşmediğinden, sonraki tasarımın yeniliğini belirlemede dikkate alınmaması gerekir (Memişoğlu, S. Özgür (2020) Tescilli Tasarımlarda Yenilik ve Ayırt Edicilik Unsurları, Seçkin, s.241.).
Kamuya sunum açısından resmi ilanların fonksiyonu incelendiğinde; önceki tasarımların patent, marka veya tasarım bültenlerinde yayımlanması SMK m.57/1 anlamında bir kamuya sunma faaliyetidir. İlan konusunun SMK m.55/1’deki tasarım tanımına uygun olması yeterli olup; marka, patent veya faydalı modelden oluşması tasarım hukuku açısından kamuya sunum teşkil eder. Buna karşılık, AB hukukunda fikri mülkiyet ofislerinin tuttuğu başvuru veya tescil ilanları ile diğer belgelere erişim ancak taleple mümkün oluyorsa, ilgili çevrenin olağan iş akışında bunlardan haberdar olamayacağı kabul edilmektedir. Bu takdirde hükümsüzlük iddiasında bulunan taraf, tasarımın 3.kişiler tarafından başvuru öncesinde kamuya sunulduğunun ispatında söz konusu belgelerden (örneğin başvuru evrakı) faydalanamayacaktır (Memişoğlu, s.242-243.).
Belirtilen açıklamalara göre; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın tescili için 09.01.2019 tarihinde TÜRKPATENT’e müracaat edildiği, ancak bu başvurunun 11.02.2019 tarih 310 sayılı Tasarım Bülteni’nde ilan edildiği tespit edilmiştir. Başka bir deyişle; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın ilanı, dava konusu çoklu tasarımların başvuru tarihi olan 18.01.2019 tarihinden sonraki tarihlidir. Bu nedenle 2019 00169 sayılı çoklu tasarım, dava konusu çoklu tasarımların yeniliğini ve ayırt ediciliği öldürücü niteliği haiz doküman olarak kabul edilmemiştir.
Dava konusu 2019 00394/27 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-12 ve 2014/02582-4 sayılı tasarımlar ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarıma bakıldığında iki ateş gözlü olduğu, iki ateş gözünün yatay yerleşimli olduğu, sağ ve sol ızgarada birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde kolların iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-12 sıra numaralı tasarıma bakıldığında iki ateş gözlü olduğu, iki ateş gözünün dikey yerleşimli olduğu, alt ve üst ızgarada birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde kolların iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarında iç boşaltmaları ile ateş gözünü tanımlayan bir alan oluşturulduğu görülmektedir. Dava konusu tasarım ile aralarındaki fark temelde yatay veya dikey konumlandırılmalarından ileri gelmektedir. Dava konusu tasarım yatay yerleşimi sebebi ile yenilik kriterlerini karşılıyor olsa da aralarındaki ızgara kolları ve alt çerçeve tasarım prensiplerinin benzerliği sebebi ile birbirlerinin versiyonu olarak algılanması ihtimali yüksektir ve bu durum dava konusu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerinden yoksun olmasına sebep olmaktadır.
Mesnet tasarımlardan 2014/02582-4 sıra numaralı tasarım kol sayıları, ateş gözü tanımlama biçimleri, yatay yerleşimli yapıları açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın ızgara kollarının tasarımı ve kolların alt çerçeve ile birleşimin şekilleri ve mesnet tasarımın alt çerçevesinin köşelerindeki eğimli yapıdır. Bu farkların dava konusu tasarımı bütünün görsel algısı açısından farklılaştırdığı düşünülmektedir.
Yukarıda belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen 2018/06874-12 sıra numaralı tasarım karşısında yenilik niteliklerini taşıdığı, fakat bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/29 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2018/06874-15, 2018/06874-1, 2019/00169-1 ve 2017/00955-2 sayılı tasarımlar ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımına bakıldığında yatay yerleşimli ana çerçeve üzerinde birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde içe doğru bükümler ile ateş gözünü tanımlayan karakteristik bir alan oluşturulduğu, ateş göz aralarında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözlerine gelen kısımlarda da kollara dik olarak yerleştirilmiş 2′ şer adet kısa kol parçası olduğu görülmektedir.
Mesnet tasarımlardan 2018/06874-1,15 ve 2019/00169-1 sıra numaralı tasarım kol sayıları, karakteristik ateş gözü tanımlama biçimleri, yatay yerleşimli yapıları açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın ızgara alt çerçevesi kalınlığı ve köşe yuvarlatmalarıdır. Aralarındaki farklar sebebi ile dava konusu tasarımın yenilik niteliklerini karşıladığı düşünülse bile, özellikle karakteristik yapıdaki benzerlik ve ana form yapısındaki benzerlik sebebi ile dava konusu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edici nitelikten yoksun olduğu kanısına varılmıştır.
Bununla birlikte; 6769 sayılı SMK m.56/4 hükmüne göre; Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
SMK m.56/5 hükmüne göre; Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden görüleceği üzere, tescilli bir tasarımın yeni veya ayırt edici olup olmadığı, o tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş bir tasarımın mevcudiyeti ile değerlendirilir. Başka bir deyişle; tescilli bir tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden sonra kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın mevcudiyeti dolayısıyla tescilli tasarımın yeni veya ayırt edici olmadığı iddia edilemez.
SMK m.57 hükmünde “Kamuya Sunma” düzenlenmiş olup, m.57/1 hükmüne göre; Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Yukarıda yer verilen maddede yer alan faaliyetler sınırlı sayıda değildir. Kamuya sunma fiilleri, tasarımın ticarileştirildiği hallere münhasır değildir. Kamuya sunma, tasarımın ticarileştirilmesine yönelen fiilleri de kapsayan daha geniş bir kavramdır. İlanlar, önceki kullanımlar, satımlar, web adresinde sergilemeler, TV yayınındaki gösterimler bu kapsamda olup, mevcut tasarım külliyatını oluşturan kamuya sunum örnekleridir. Öte yandan başvuru henüz toplum incelemesine açılmadan (ilan edilmeden) sonuçsuz kalmışsa, kamuya sunma gerçekleşmediğinden, sonraki tasarımın yeniliğini belirlemede dikkate alınmaması gerekir (Memişoğlu, S. Özgür (2020) Tescilli Tasarımlarda Yenilik ve Ayırt Edicilik Unsurları, Seçkin, s.241.).
Kamuya sunum açısından resmi ilanların fonksiyonu incelendiğinde; önceki tasarımların patent, marka veya tasarım bültenlerinde yayımlanması SMK m.57/1 anlamında bir kamuya sunma faaliyetidir. İlan konusunun SMK m.55/1’deki tasarım tanımına uygun olması yeterli olup; marka, patent veya faydalı modelden oluşması tasarım hukuku açısından kamuya sunum teşkil eder. Buna karşılık, AB hukukunda fikri mülkiyet ofislerinin tuttuğu başvuru veya tescil ilanları ile diğer belgelere erişim ancak taleple mümkün oluyorsa, ilgili çevrenin olağan iş akışında bunlardan haberdar olamayacağı kabul edilmektedir. Bu takdirde hükümsüzlük iddiasında bulunan taraf, tasarımın 3.kişiler tarafından başvuru öncesinde kamuya sunulduğunun ispatında söz konusu belgelerden (örneğin başvuru evrakı) faydalanamayacaktır (Memişoğlu, s.242-243.).
Belirtilen açıklamalara göre; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın tescili için 09.01.2019 tarihinde TÜRKPATENT’e müracaat edildiği, ancak bu başvurunun 11.02.2019 tarih 310 sayılı Tasarım Bülteni’nde ilan edildiği tespit edilmiştir. Başka bir deyişle; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın ilanı, dava konusu çoklu tasarımların başvuru tarihi olan 18.01.2019 tarihinden sonraki tarihlidir. Bu nedenle 2019 00169 sayılı çoklu tasarım, dava konusu çoklu tasarımların yeniliğini ve ayırt ediciliği öldürücü niteliği haiz doküman olarak kabul edilmemiştir.
Dava konusu 2019 00394/29 sıra numaralı tasarım müstakil üzerine ısıtılacak nesnenin yerleştirileceği ızgara tasarımlarıdır. Tasarımlar tek parça olup mesnet gösterilen tek parça tasarımların bölümlenmiş halidir. Bununla beraber ızgaraya odaklanıldığında dava konusu tasarımın ocak gözlerine doğru yönelen fazladan ikişer kolu olduğu görülmektedir. Daha da ötesi çerçeveden çıkan kol uzantıları üçgen başlamaktadır. Oransal olarak incelendiğinde ise kol kalınlıkları mesnet tasarıma göre incedir. Yukarıda da belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen 2017 00955-2 sayılı tasarım karşısında minör farklar açısından yenilik niteliklerini taşıdığı fakat bilgilenmiş kullanıcı gözünde ilk izlenim açısından değil ancak detaylı muayene ile tespit edilecek farklar nedeniyle ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı kanısına varılmıştır.
Yukarıda belirtilmiş olan benzerlikler ve farklılıklar doğrultusunda dava konusu tasarımının mesnet gösterilen tasarımlar karşısında yenilik niteliklerini taşıdığı, fakat bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerini taşımadığı kanısına varılmıştır. Bu tespit, mahkememizce daha önce aldırılan ilk heyet raporu ve ikinci heyet raporundaki görüşler ile aynı yöndedir.
Dava konusu 2019 00394/31 sayılı tasarım, itiraza mesnet gösterilen 2019/00169-3 sayılı tasarım ile karşılaştırıldığında;
Dava konusu tasarımına bakıldığında ana çerçeve üzerinde birbirine paralel 3 adet ızgara kolunun bulunduğu, ateş gözüne gelecek yerlerde içe doğru bükümler ile ateş gözünü tanımlayan karakteristik bir alan oluşturulduğu, ateş göz ortasında kollara dik şekilde bir adet daha ızgara kolu bulunduğu, ateş gözüne gelen kısımda da kollara dik olarak yerleştirilmiş 2şer adet kısa kol parçası olduğu görülmektedir.
Mesnet tasarımların küçük ateş gözlerini oluşturan tekil kısımları kol sayıları, karakteristik ateş gözü tanımlama biçimleri açısından dava konusu tasarım ile benzeşmektedir. Aralarındaki fark dava konusu tasarımın kol uzunlukları ve tek ateş gözüne uygun tasarlanmış olmasıdır. Aralarındaki farklar sebebi ile dava konusu tasarımın yenilik niteliklerini karşıladığı düşünülse bile, aralarındaki ızgara kolları ve alt çerçeve tasarım prensiplerinin benzerliği ve ateş gözü tanımlama prensiplerinin benzerliği sebebi ile birbirlerinin versiyonu olarak algılanması ihtimali yüksektir ve bu durum dava konusu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı gözünde ayırt edicilik niteliklerinden yoksun olmasına sebep olmaktadır.
Bununla birlikte; 6769 sayılı SMK m.56/4 hükmüne göre; Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
SMK m.56/5 hükmüne göre; Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinden görüleceği üzere, tescilli bir tasarımın yeni veya ayırt edici olup olmadığı, o tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş bir tasarımın mevcudiyeti ile değerlendirilir. Başka bir deyişle; tescilli bir tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinden sonra kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın mevcudiyeti dolayısıyla tescilli tasarımın yeni veya ayırt edici olmadığı iddia edilemez.
SMK m.57 hükmünde “Kamuya Sunma” düzenlenmiş olup, m.57/1 hükmüne göre; Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.
Yukarıda yer verilen maddede yer alan faaliyetler sınırlı sayıda değildir. Kamuya sunma fiilleri, tasarımın ticarileştirildiği hallere münhasır değildir. Kamuya sunma, tasarımın ticarileştirilmesine yönelen fiilleri de kapsayan daha geniş bir kavramdır. İlanlar, önceki kullanımlar, satımlar, web adresinde sergilemeler, TV yayınındaki gösterimler bu kapsamda olup, mevcut tasarım külliyatını oluşturan kamuya sunum örnekleridir. Öte yandan başvuru henüz toplum incelemesine açılmadan (ilan edilmeden) sonuçsuz kalmışsa, kamuya sunma gerçekleşmediğinden, sonraki tasarımın yeniliğini belirlemede dikkate alınmaması gerekir (Memişoğlu, S. Özgür (2020) Tescilli Tasarımlarda Yenilik ve Ayırt Edicilik Unsurları, Seçkin, s.241.).
Kamuya sunum açısından resmi ilanların fonksiyonu incelendiğinde; önceki tasarımların patent, marka veya tasarım bültenlerinde yayımlanması SMK m.57/1 anlamında bir kamuya sunma faaliyetidir. İlan konusunun SMK m.55/1’deki tasarım tanımına uygun olması yeterli olup; marka, patent veya faydalı modelden oluşması tasarım hukuku açısından kamuya sunum teşkil eder. Buna karşılık, AB hukukunda fikri mülkiyet ofislerinin tuttuğu başvuru veya tescil ilanları ile diğer belgelere erişim ancak taleple mümkün oluyorsa, ilgili çevrenin olağan iş akışında bunlardan haberdar olamayacağı kabul edilmektedir. Bu takdirde hükümsüzlük iddiasında bulunan taraf, tasarımın 3.kişiler tarafından başvuru öncesinde kamuya sunulduğunun ispatında söz konusu belgelerden (örneğin başvuru evrakı) faydalanamayacaktır (Memişoğlu, s.242-243.).
Belirtilen açıklamalara göre; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın tescili için 09.01.2019 tarihinde TÜRKPATENT’e müracaat edildiği, ancak bu başvurunun 11.02.2019 tarih 310 sayılı Tasarım Bülteni’nde ilan edildiği tespit edilmiştir. Başka bir deyişle; 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın ilanı, dava konusu çoklu tasarımların başvuru tarihi olan 18.01.2019 tarihinden sonraki tarihlidir. Bu nedenle 2019 00169 sayılı çoklu tasarım, dava konusu çoklu tasarımların yeniliğini ve ayırt ediciliği öldürücü niteliği haiz doküman olarak kabul edilmemiştir.
Davacı yanın dava aşamasında hükümsüzlük iddiasına mesnet gösterdiği dokümanlar da aşağıdaki şekilde irdelenmiştir:
ICF 2014 kataloğu ve fiyat listesi incelendiğinde; içeriğinde tekli, ikili, üçlü, dörtlü, beşli gibi çok farklı boyutlarda ve elektrikli, gazlı gibi çok farklı kullanım şekillerinde 49 çeşit ocak ürününün tanıtımının yapıldığı görülmüştür. Bu ürün görsellerden bir kısmının detayları fotokopiden seçilememekle birlikte, söz konusu ürünler arasında, dava konusu tasarımların yeniliğini ortadan kaldıracak görsele rastlanmamıştır. Kaldı ki davacı yan da, bu katalogdaki herhangi bir ürünü somut olarak dayanak göstermemiş, genel ifadelerle bu katalogdaki ürünlerin dava konusu tasamının yeniliğini ortadan kaldırdığı şeklinde muğlak bir iddiada bulunmuştur.
Miele Temmuz 2018 kataloğu ve fiyat listesi incelendiğinde; içeriğinde tekli, ikili, üçlü, dörtlü, beşli gibi çok farklı boyutlarda ve elektrikli, gazlı gibi çok farklı kullanım şekillerinde 33 çeşit ocak ürününün tanıtımının yapıldığı görülmüştür. Bu ürün görsellerden bir kısmının detayları fotokopiden seçilememekle birlikte, söz konusu ürünler arasında, dava konusu tasarımların yeniliğini ortadan kaldıracak görsele rastlanmamıştır. Kaldı ki davacı yan da, bu katalogdaki herhangi bir ürünü somut olarak dayanak göstermemiş, genel ifadelerle bu katalogdaki ürünlerin dava konusu tasamının yeniliğini ortadan kaldırdığı şeklinde muğlak bir iddiada bulunmuştur.
Siemens Ocak 2018 kataloğu ve fiyat listesi incelendiğinde; içeriğinde tekli, ikili, üçlü, dörtlü, beşli gibi çok farklı boyutlarda ve elektrikli, gazlı gibi çok farklı kullanım şekillerinde 68 çeşit ocak ürününün tanıtımının yapıldığı görülmüştür. Bu ürün görsellerden bir kısmının detayları fotokopiden seçilememekle birlikte, söz konusu ürünler arasında, dava konusu tasarımların yeniliğini ortadan kaldıracak görsele rastlanmamıştır. Kaldı ki davacı yan da, bu katalogdaki herhangi bir ürünü somut olarak dayanak göstermemiş, genel ifadelerle bu katalogdaki ürünlerin dava konusu tasamının yeniliğini ortadan kaldırdığı şeklinde muğlak bir iddiada bulunmuştur.
Davacının bila tarihli, 2017/2 ve 2018/1 sayılı … kataloglarında da dava konusu tasarımların yeniliğini ortadan kaldıracak bir ürüne rastlanmamıştır.
Mahkememizce oluşturulan bilirkişi heyetince yukarıda yer verilen tespitler haricinde mutlak yenilik araştırması da yapılmış olup, dava konusu tasarımların mutlak anlamda yeniliğini öldüren önceki tarihli sair tasarımın bulunduğu tespit edilmememiştir.
Davalı şirket vekili her ne kadar önceki tarihli olup itiraza mesnet alına bir kısım önceki tarihli dokümanların, yine bizzat davalı yana ait önceki tarihli tasarım başvuları olmasından kaynaklı bu başvuruların, dava konusu başvurudan 12 ay öncesinde kalan süre içerisinde gerçekleştirilmiş olunmasını, davalı lehine doktrinde hoşgörü süresi olarak tanımlanan haktan yararlanması sonucunu doğuracağını ileri sürmüşse de, söz konusu savunmaya itibar edilmemiştir.
Şöyle ki; 6769 sayılı SMK m.57/2 hükmüne göre; Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.
SMK m.57/2 hükmünün gerekçesine göre; Bu düzenleme ile bahsi geçen kişilerce tasarımın piyasada denenmesi, bir nevi tasarımın ekonomik anlamda piyasada test edilmesini müteakip tescil ile koruma yolunun seçilmesine imkân sağlanması amaçlanmıştır. Bu sayede tasarımcıya veya halefine, tasarımın yeniliği etkilenmeksizin tasarımın ekonomik anlamda getirişini en fazla on iki ay süre ile ölçebilmesi ve tasarımın tescilli tasarım ile korunup korunmayacağına bu dönem içinde karar vermesi imkânı tanınmaktadır.
SMK m.57/2 hükmü sayesinde, söz konusu süre zarfında yapılacak kamuya sunum faaliyetleri aracılığıyla başvuru öncesinde tasarımın ticari başarısının denenmesi mümkün olmaktadır. Böylece tasarımcı başvuru ve tescil masraflarını üstlenmeden önce tasarımın ticaret hayatında elde ettiği değeri ölçebilmektedir. (Memişoğlu, a.g.e, s.248.)
Yukarıda yer verilen Kanun hükmü, Kanunun gerekçesi ve öğreti görüşü birlikte değerlendirildiğinde; SMK m.57/2 hükmünün amacı, daha önce tescil başvurusuna konu olmuş bir tasarımın, Kanun’da belirtilen süre içinde aynısı veya bilgilenmiş kullanıcı nezdinde genel izlenim itibariyle benzerinin yeniden tescil başvurusuna konu edilmiş olması halinde, bu başvuruya tescil imkanı sağlamak olmadığı, aksine, tescil başvurusuna konu olmamış bir tasarımın, piyasada denenmesi suretiyle ekonomik olarak rantabl olup olmadığının test edilmesine olanak sağlamak amacını haiz olduğu, bu nedenle davalı şirket vekilinin önceki tarihli tasarımları nedeniyle dava konusu çoklu tasarımlar bakımından hoşgörü süresi imkânından faydalanması isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yukarıda yer verilen tespitlere göre; mahkememizce oluşturulan içinde iki adet akademisyen endüstriyel tasarımcının yer aldığı 13/04/2021 havale tarihli bilirkişi kök raporu ile 20/09/2021 ve 09/12/2021 tarihli bilirkişi ek raporlarının, mahkememizce daha önce aldırılan iki ayrı bilirkişi raporu arasındaki çelişkileri taraf ve mahkeme denetimine elverişli olarak karşıladığı düşünüldüğünden söz konusu bilirkişi kök ve ek raporların içeriklerinde yer alan teknik saptamalara mahkememizce itibar edilmiş olup, dava konusu 2019 00394-24 ve 31 sayılı tasarımlar bakımından, 2019 00169 sayılı çoklu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik incelemesinde dikkate alınamayacağına yönelik mahkememizin hukuki çıkarımı da dikkate alındığında, davanın kısmen kabulü ile; …4, 18, 27, 29 sayılı tasarımlar bakımından … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, dava konusu …4, 18, 27, 29 sayılı tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; …4, 18, 27, 29 sayılı tasarımlar bakımından … sayılı YİDK kararının davacının itirazlarının reddine ilişkin kısmının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Dava konusu …4, 18, 27, 29 sayılı tasarımların HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-6769 sayılı SMK m.79/4 hükmü uyarınca hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re’sen TÜRKPATENT’e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 36,30 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar, kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davanın kabul ret oranının takdiren 1/2 olarak kabulüne,
8-Harcın davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 44,40 TL peşin karar ve ilam harcının tamamının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 22,70 TL vekalet harcı, 10,91 TL dosya kapağı masrafı, 314,50 TL posta, tebligat ve 2.925,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.317,51 TL yargılama giderinin 1/2 si olan 1.658,75 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 1.678,75 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … Metal Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan 2.925,00 TL bilirkişi ücreti, 7,80 TL vekalet harç sarfiyatı olmak üzere toplam 2.932,80 TL yargılama giderinin 1/2 si olan 1.466,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Metal Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne verilmesine, bakiye 1.466,40 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
11-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı şirket vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/01/2022