Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/198 E. 2021/406 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/198 Esas
KARAR NO : 2021/406

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 16/10/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/12/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 16/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacının 03, 05, 29, 30 ve 35. Sınıflara giren emtialar açısından dosyalamış olduğu … sayılı “…” ibareli marka başvurusuna davalı firmanın yapmış olduğu itirazlarda gerekçe olarak gösterdiği … sayılı markanın koruma süresinin 2014 yılında sona erdiğini, davalının … sayılı markası mesnet alınarak davalı TÜRKPATENT tarafından davacının dava konusu edilen … sayılı markasının 03, 05 ve 35. Sınıflara giren emtialar açısından kısmen reddi işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira taraf markalarında ortak olan “…” ibaresinin markasal anlamda ayırt edici bir ibare olmadığını ve kimsenin tekeline verilemeyecek jenerik bir kelime olduğu, bu ibarenin ülkemizde ve dünyada yaygın şekilde kullanılan, kökenini “…” isimli B-5 vitamininden alan bir ibare olduğunu, bu nedenle salt “…” ibaresinin ortaklığından hareketle taraf markalarının benzer olduğunun söylenemeyeceğini, davalı firmanın itirazları ekinde sunduğu belge ve delillerinin “…” markasıyla ilgili olduğunu, halbuki somut olayda davacının markasına benzer olduğu iddia edilen davalı markasının “…” olduğunu, davalının “…” markasının tanınmışlığına dayalı olarak da huzurdaki davada bir hak iddia edemeyeceğini, taraf markalarının bir bütün olarak ele alınarak benzerlik karşılaştırmasının yapılması gerektiğini, “…” ibaresini ihtiva eden emsal markaların davalı TÜRKPATENT tarafından davalı firma dışında kalan üçüncü kişiler adına tescil edilegeldiğini, bu uygulamanın somut olay ile çeliştiğini, taraf markalarının aynı ya da benzer emtialarda kullanılmayacağını, davacının dava konusu edilen markasının tamamen kendine özgü bir ibareyi ihtiva ediyor olması nedeniyle davalı firmanın markaları ile bir alakasının ve faydalanma kastının olmadığını, yani davalının kötü niyete dayalı itirazlarının da haksız olduğunu iddia ederek, TÜRKPATENT YİDK’nın 04.09.2019 tarihli ve … sayılı kararının iptaline ve … sayılı marka başvurusunun; 03, 05 ve 35. Sınıflara giren emtialar yönünden de tescil işlemlerinin tamamlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
C E V A P :
Davalı TÜRKPATENT vekili 11/11/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraf markalarında geçen “…” ve “…” ibareleri arasında yüksek seviyede bir benzerlik olduğunu, her iki ibarede yer alan harflerin hemen hemen birbirlerinin aynısı olduğunu, genel görünümleri itibariyle ve bir bütün olarak bakıldığında markaların karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, davacı markasında ayırt ediciliğe katkı sağlayabilecek derecede farklı/güçlü unsurların da mevcut olmadığını, bu durumun markaların hitap ettiği tüketici kitlesi üzerinde ürünlerin aynı ticari kaynaktan geliyor oldukları algısını oluşturacağını, markaların aynı/benzer emtialarda kullanılacağını, yani somut olayda karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, bu yüzden huzurdaki davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili 26/04/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının eksik gider avansını süresinde tamamlamadığını, müvekkili şirkete yapılması gereken tebligatın süresinde yapılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, “…” markasının kullanımının müvekkili firmanın “…” markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti konulu davacı şahsın tek ortağı olduğu iş bu dava dışı bir firma aleyhine davalı firma tarafından açılmış ve İstanbul 2. FSHHM’nin … Esas no.lu dosyasında yargılaması süren bir uyuşmazlık olduğunu, bu uyuşmazlıkta davacının bahsi geçen markasal kullanımlarının ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmuş olduğunu, müvekkili firmanın “…” markasının Türkiye ve dünyada tanınmış bir marka olduğunu, taraf markalarında geçen “…” ibaresinin birebir aynı olduğunu, markalarda geçen ibarelerin baş kısmında yer alan farklılıkların işaretlere iltibası engelleyecek seviyede bir ayırt edicilik katmadığını, hatta davacının markasında geçen “PRO” ibaresinin “profesyonel” anlamına gelmesi nedeniyle müvekkilinin tescilli tanınmış markalarının bir üst modeli olarak algılanabileceğini, davacının iddialarının aksine “…” ibaresinin bilimsel bir ifade olmadığını, tek başına kimya ve biyolojide karşılığı olmayan bir ibare olduğunu, bu ibarenin “…” isimli B-5 vitamininden geliyor olmasının bu gerçeği değiştirmediğini, taraf markalarının aynı/aynı tür/benzer emtialarda kullanılacağını, davacı şahsın “…” markalı ürünleri piyasaya arz eden dava dışı … Grup Gıda İlaç Kozmetik San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin tek ortağı olduğunu, söz konusu ürünlerde davalının “…” krem cinsi ürününün ambalaj dizaynının, ambalajlardaki renk kullanımının ve görsellerin dahi birebir aynı olduğunu, seçilebilecek onlarca farklı tasarım var iken davalının ürünlerinde kullanılan ambalaj tasarımının aynen kullanılmış olmasının davacının ve ortağı olduğu firmanın kötü niyetinin açık bir tezahürü olduğunu, davacının amacının davalının markasının tanınmışlığından istifade etmek suretiyle markanın tanıtımını masrafsız ve zahmetsiz bir şekilde yaparak toplumun dikkatini çekmek olduğunu, bu nedenlerle davadaki taleplerin reddinin gerektiğini savunmuştur.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Dava şartlarında eksiklik bulunup bulunmadığı, buna bağlı olarak davanın usulden reddinin gerekip gerekmediği, davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka başvurusu kapsamından çıkartılan 3, 5 ve 35/5 kapsamındaki 3 ve 5.sınıf emtiaların mağazacılığı mal ve hizmetleri bakımından davacıya ait “…” ibareli marka başvurusu ile davalı şirkete ait redde mesnet alınan … sayılı “…” ibareli marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunup bulunmadığı, SMK m.6/5 hükmü uyarınca redde mesnet markanın tanınmış marka olup olmadığı, dava konusu marka başvurusunun redde mesnet markanın tanınmışlığından haksız kazanç sağlaması ve markanın kaynağı konusunda karışıklık oluşturma tehlikesinin bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.

Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının 15.10.2018 tarihinde “…” ibareli … sayılı başvuru ile 03, 05, 29, 30 ve 35. sınıfta yer alan bir kısım mal ve hizmetler için tescil talebinde bulunduğu, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 30.10.2018 tarih ve 311 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı davalı şirketin 28.12.2018 tarihinde 2004/45875, 91/009264 (… tescil nolu) sayılı markaları mesnet göstererek SMK m.6/1, m.6/5 ve m.6/9 hükümleri kapsamında itirazda bulunduğu, davacının bu itiraza karşı 19.02.2019 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, yayına yapılan itirazın Markalar Dairesi Başkanlığı’nca reddedildiği, bu karara karşı davalı şirket tarafından 23.05.2019 tarihinde yeniden itirazda bulunulduğu, davacının bu itiraza karşı 10.06.2019 tarihli itiraza karşı görüş bildirme dilekçesi sunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile; itirazın kısmen kabulüne ve başvurunun “SINIF KODU 03: Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. SINIF KODU 05: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler.Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. SINIF KONU 35:Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri.Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç).Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler.Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri.Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler.Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler.İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” malları/hizmetleri bakımından reddine karar verdiği, redde mesnet olarak SMK m.6/1 ve m.6/5 hükümlerinin gösterildiği, bu kararın davacı marka vekiline 09.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, redde mesnet marka, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
İlk olarak belirtilmelidir ki; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun yerleşmiş uygulamasına göre (HGK. 19.11.2003 T, E. 2003/11-578, K. 2003/703) YİDK kararının yerinde olup olmadığı, kararın alındığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmelidir. (Y11HD, 21.01.2010 T, 2008/4266 E 2010/586 K) Eldeki talep de YİDK kararının iptali istemini barındırdığından YİDK karar tarihi olan 04.09.2019 tarihindeki marka işlem dosyasında mevcut maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak ve salt marka işlem dosyası ile sınırlı olarak YİDK kararının iptali istemi değerlendirilmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile birlikte her ne kadar dava şartı noksanlığı itirazında bulunmuşsa da; Mahkememizin 17/12/2020 tarihli ara kararının 25/12/2020 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, davacı vekilinin eksik 900,00 TL gider avansını kendisine verilen süre içinde ve 25/12/2020 tarihinde mahkeme veznesine ikmal ettiği, 90,00 TL yurtdışı tebligat harcını Defterdarlık Muhasebe Müdürlüğü’ne süresinde ve 25/12/2020 tarihinde EFT ile yatırdığının aynı tarihli dilekçe ekinde ibraz ettiği 558007 nolu dekont suretinden anlaşıldığı, dolayısıyla davacı tarafın kendisine verilen yasal süre içerisinde gider avansındaki eksikliği ikmal ettiği anlaşıldığından, davalı şirket vekilinin ileri sürdüğü dava şartı noksanlığı itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu … sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan;
“Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç).” emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alan “Kozmetikler.” emtiaları ile AYNI/AYNI TÜRDÜR.
“İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler.” emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alan “İspençiyari maddeler. (İspençiyari; Eczacılık anlamına gelen bir terimdir. Bkz; sozluk.gov.tr)” emtiaları ile AYNI/AYNI TÜRDÜR.
“Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” emtiaları, redde mesnet marka kapsamında yer alan “Sağlık bakımı mamulleri” emtiaları ile AYNI/AYNI TÜRDÜR.
“Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetleri, redde mesnet marka kapsamında yer alan “Kozmetikler. İspençiyari maddeler. Sağlık bakımı mamulleri.” emtiaları ile BENZERDİR.
Şöyle ki, yukarıda yer verilen mal ve hizmetler; benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen tüketici profilleri aynıdır, dağıtım kanalları/satışa sunuldukları yerler aynıdır, birbirleri yerine ikame imkânları ve birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri vardır ve benzer markaları bu aynı emtialar üzerinde gören tüketicilerin markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurması mümkündür.
Ancak; dava konusu marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan; “Beyazlatma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri. Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç): diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı temizleyici ve kötü kokuları giderici maddeler.” ve bunların toptan/perakende satışı/mağazacılık hizmetleri açısından aynı tespitleri yapmak mümkün değildir. Zira; bu emtialardan hiçbiri, davalının markasının tescilli olduğu emtialar ile benzer alıcı çevresine hitap etmez, benzer ihtiyaçları gidermez, son kullanıcıları ve hedeflenen tüketici profilleri farklıdır, dağıtım kanalları/satışa sunuldukları yerler ayrıdır, birbirleri yerine ikame imkânları ve birbirlerini tamamlayıcı nitelikleri yoktur ve benzer markaları bu farklı emtialar üzerinde gören tüketicilerin markalar arasında veya marka sahibi işletmeler arasında bir bağlantı kurması düşünülemez.
Buna göre, sonuç olarak; karşılaştırılan markaların kapsamına giren/kapsamına alınmak istenilen emtialardan 03. Sınıfa giren; “Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları”, 05. Sınıfa giren; “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” ve sayılan bu emtiaların 35. Sınıf altında; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).”ne konu olması açısından somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği/türdeşliği şartının gerçekleştiği, davacının markasının kapsamına alınmak istenilen diğer emtialar açısından ise gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır.
Dava konusu … sayılı marka incelendiğinde; renk ve şekil unsurlarından yoksun bir kelime markasıdır. “PRO” ve “…” ibareleri ayrı bir biçimde, aynı puntolarda büyük harflerle düz yazı karakterinde ve siyah renkle yazılmıştır.
Redde mesnet alınan … sayılı “…” ibareli marka incelendiğinde; renk ve şekil unsurlarından yoksun bir kelime markasıdır. “…” ibaresi birleşik olarak, yine aynı puntolarda büyük harflerle düz yazı karakterinde ve siyah renkle yazılmıştır.
Taraf markaları global olarak karşılaştırıldığında; taraf markalarında kelime unsurları, yani markaların esas unsurları ele alındığında, her iki markada da, ayrı ayrı, aynı puntoda/karakterde/renkte yazılmış bu kelimelerin birer bütün olarak algılandığı, davacının markasında bütün olarak algılanan “…” ve davalının markasında bütün olarak algılanan “…” ibarelerinde “…” ibaresinin ortak olduğu, bu ortak ibare dışında yer alan “PRO” ve “BE” ibarelerinin işaretlere katmakta olduğu ayırt ediciliğin, “…” ibaresinin ortaklığının yaratmış olduğu benzerliğin önüne geçebilecek kuvvette bir ayırt edicilik olmadığı, diğer bir ifadeyle; ibarelerde yer alan birkaç harf farklılığının, markalarda ortak olarak kullanılmış olan “…” ibaresinin yaratmış olduğu yakınlaşmayı ortadan kaldıracak güçte ve nitelikte olmadığı, işaretlerde ortak olarak kullanılan “…” ibaresinin bir ilaç etken maddesi adı olan “…” ibaresine yakınlaşmış olmasının, somut olayda irdelenmesi gereken diğer bir husus olduğu, zira; “…”, kimyasal formülü C9H19NO4 olan, pantotenik asidin alkol analoğu olduğu ve bu nedenle B₅’in provitamini olduğu, oda sıcaklığında kokusuz, hafif acı, yüksek viskoziteli, şeffaf ve renksiz bir yapıya sahip olduğu, pantotenik asit tuzlarının toz halinde olduğu, suda kolaylıkla çözünebilen alkol orta derecede çözünmeye sahip dietil eter içerdiği, ayrıca yapısında kloroform, propilen glikol ve az çözünür gliserin de içerdiği, organizmalarda hızla pantotenik aside oksitlendiği, pantenolün, nemlendirici olarak, farmasötik ve kozmetik ürünlerde yara iyileşmesini iyileştirmek için kullanıldığı, literatürde pantenol bazlı formülasyonların cilt nemini arttırdığı ve cilt bariyer fonksiyonu üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunun gösterildiği, pantenolün nemlendirici etkisinin esas olarak cilt bariyer fonksiyonunun korunmasında etkili olduğu ve bu nedenle kozmetik ürünlerde fizyolojik cilt koşullarını korumak ve kuru cilt değişikliklerini önlemek için kullanılabildiği, pantenoik asidin biyolojik olarak aktif analoğu olan pantenol, cilt ve saçın normal bir bileşeni olan B kompleksi grubundan bir pro-vitamin olduğu, topikal olarak uygulandığında pantenol, normal bir epitel fonksiyonu için gerekli olan pantotenik aside dönüştüğü, pantotenik asidin (B3 vitamini) alkol analoğu olan d-Panthenolün (pantotenil alkol), anti-inflamatuar ve yenileyici özellikleri nedeniyle çeşitli ticari cilt kremleri, rujlar, tıraş sonrası losyonlar ve saç müstahzarlarında bulunduğu, ajanın optimum stabilitesi için pH koşullarını korumaktan başka hiçbir ayarlama yapılmadan standart kozmetik formülasyonlara dahil edilebildiği, yaklaşık 284 kozmetik üründe ≤0,1 ila %5 arasında değişen konsantrasyonlarda bulunduğu, % 0,5’e kadar konsantrasyonlarda kozmetik ürünlerin cilt tahrişi ve hassaslaştırma çalışmaları, bunların hafif tahriş edici olduğunu, ancak alerjik duyarlılığa neden olmadığını, davacının “…” markalı cilt bakım kreminin, Provitamin B5 olarak da bilinen, dekspantenol içerdiği, dekspantenolün, cilt sağlığı açısından çok gerekli ve önemli bir vitamin olduğu, cilde topikal olarak uygulandığında iyi emilir ve hızla pantotenik aside dönüştürüldüğü, ikincisi bir koenzim A bileşeni olduğu ve epitelin fizyolojik işlevi için gerekli olduğu, epidermal farklılaşmayı arttırarak cilt yenilenmesini desteklediği ve yara iyileşmesini kolaylaştırdığı, ayrıca nemlendirici ve cilt bariyeri arttırıcı görevi görüldüğü, yapılan bu teknik açıklamalardan sonra ancak; taraf markalarında ortak olan “…” ibaresinin, “…” ibaresinden farklı olduğu ve dolayısıyla “…” ibaresinin bir ilaç etken maddesi ya da ilaçlar/ilaç içeren kozmetikler açısından tanımlayıcı bir ibare olduğunun söylenmesinin mümkün olmadığı, diğer bir ifadeyle; somut olaya konu “…” ibaresinin davalının ilaç da ihtiva eden ürünlerinin etken maddesi olmadığı, dolayısıyla bu ibarenin “jenerik veya tasviri bir ibare veya ilaç etken maddesi” olarak nitelendirilmesinin söz konusu olmayacağı, tam aksine, karşılaştırılan markalarda müşterek olarak bulunan “…” ibaresinin; jenerik/tasviri birer kelime ya da ilacın etken maddesi değil, markasal hüviyette kullanılabilecek, yani davaya konu mal ve hizmetler bakımından somut ayırt edici niteliği haiz bir kelime olduğu, ilaç adı olarak bu ibarenin kullanılmasının teknik bir zorunluluk olmadığı, dolayısıyla, karşılaştırılan işaretlerde “…” ibaresini ihtiva eden yakın benzer kelimeler kullanılmış olması, markaların hitap ettiği tüketicilerin zihninde oluşan ilk algının da yakın benzer olmasına sebep olabileceği, bir ilaç etken maddesi olan “…” ibaresinde yapılmış olan değişiklikler, keza ibarenin içerisinden çıkartılan “-en” hecesi ve ibarenin başına eklenmiş olan “-be” ve “-pro” heceleri, somut olayda ele alınan markaları, ilaçlar açısından ayırt ediciliği bulunmayan “…” ibaresinden farklılaştırmakta ve kullanılan işaretlerin “etken madde” olarak değil, markasal hüviyeti haiz birer işaret olarak algılanmasını sağladığı, davalının “…” markalı ürünlerinin muhtelif kategorilerde 2016 ve 2018 yıllarında “yılın ürünü” olarak seçildiğini gösteren ekran görüntülerinin, “…” markalı ürünlerin layık görüldüğü ödülleri haber eden davalı firmanın “…” markalı ürünleri için özel olarak kullanılan web sitesinden alınmış ekran görüntülerinin, Türkiye’nin önde gelen internet alışveriş sitelerinden alınmış ekran görüntülerinin ve davalının “…” markası altında açılmış olan sosyal medya hesaplarından (Facebook ve Instagram) alınmış ekran görüntülerinin çıktılarının, davalının “…” markasının ilgili sektör/ilgili tüketiciler nezdinde bilindiği/tercih edildiği ve somut ayırt ediciliğinin güçlendirilmiş olduğu hususlarını tevsik edecek nitelikte deliller olduğu, dolayısıyla davalıya ait redde mesnet markanın, özellikle “onarıcı merhem ve kremler”de kullanım ve tanıtım yolu ile somut ayırt ediciliğinin güçlendirilmiş olduğu, bütün bunlara göre; yukarıda benzer olduğu belirtilen davaya konu mal ve hizmetler bakımından, daha önce redde mesnet “…” markasını gören, işiten, bu markalı emtialardan yararlanan ilgili tüketici kesiminin daha sonra davaya konu “…” markasını yukarıda belirtilen mal veya hizmetler üzerinde gördüğünde veya işittiğinde, bu mal ya da hizmetlerden yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markayı redde mesnet markanın serisi niteliğinde bir marka zannedebileceği, bir kısım tüketici kesiminin markaların farklı ticari kökeni işaret ettiğini algılama ihtimalinde dahi marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği anlaşıldığından; “Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları”, 05. Sınıfa giren; “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı radyoaktif kimyasal maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” ve sayılan bu emtiaların 35. Sınıf altında; “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).” mal ve hizmetleri bakımından, dava konusu marka başvurusu ile redde mesnet alınan marka arasında SMK m.6/1 hükmü uyarınca ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma tehlikesi bulunduğu kanaatine varılmıştır.
SMK m.6/5 hükmüne göre; Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez. Tanınmış marka hakkı sahibinin genişletilmiş korumadan yararlanabilmesi için;
A) Tanınmış markanın itibarından haksız yarar elde edilmesi,
B) Tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi,
C) Tanınmış markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesi, olasılıklarından en az birinin gerçekleşmesi veya gerçekleşme ihtimalinin bulunması gereklidir. Ayrıca, sonraki tarihli marka başvuru sahibinin, marka başvurusunda haklı bir nedeninin de bulunmaması gerekir.
Tanınmışlık, statik ve dogmatik bir durum değildir. Aksine; sürekli güncellenen, dalgalanabilen, bir çok değişkene bağlı dinamik bir süreci içinde barındırır. Bir markanın tanınmış marka niteliğinde olup olmadığı; a)Toplumun ilgili kesimince markanın tanınma düzeyi, b) Markanın kullanıldığı coğrafi alan, kullanım süresi ve yoğunluğu, c)Marka promosyonlarının ve reklamlarının süresi, yoğunluğu, hedef aldığı alan, d)Markanın tesciller veya tescil başvuruları ile korunduğu coğrafi alanın büyüklüğü, e) Markanın resmi mercilerce tanınmışlığına delalet eden karar ve uygulamaları, f) Markanın ekonomik değeri, g) Markanın hitap ettiği mal veya hizmetlerin pazar payı, gibi tahdidi olmayan kriterler dikkate alınmak suretiyle, yapılacak global bir değerlendirme neticesinde her somut olayda ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Hemen belirtilmelidir ki; bir markanın tanınmış marka niteliğini haiz olmasının; yukarıda yer verilen tüm kıstasların sağlanması gerektiğini şart koşmadığı gibi, yukarıda yer verilen kıstaslardan yalnızca birinin gerçekleşmesinin mutlak anlamda ilgili markayı tanınmışlık seviyesine çıkaracağını da göstermez. Burada önemli olan husus; her somut olayda, yukarıda yer verilen kıstaslardan da yararlanarak, global bir değerlendirme yapılması, bunun sonucunda tanınmışlık vasfı ve varsa bu tanınmışlığın etki alanının belirlenmesidir.
Tanınmış markanın itibarından haksız yararlanılmasından söz edilebilmesi için; tanınmış markanın iyi şöhret ve itibar sahibi olması, ilgili tüketici kesimi nezdinde markanın olumlu bir imajının olması gerekir. Bu nedenle imaj transferine konu olabilecek sonraki tarihli marka başvurusunun, tanınmış markanın itibarından haksız yararlanma tehlikesi doğurabileceği söylenebilir. Burada önemli olan, sonraki tarihli markayı gören tüketicinin, önceki tarihli tanınmış markanın kendi zihninde oluşturduğu olumlu imaj ile sonraki tarihli marka arasında bir bağlantı (link) kurması, imaj transferi ihtimalinin bulunması, böylece tanınmış markanın olumlu imajının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sonraki tarihli marka başvuru sahibinin ticari avantaj sağlama ihtimalinin bulunmasıdır. Böylece, sonraki tarihli marka başvuru sahibi, tanınmış marka sahibinin uzun uğraşlar sonucu oluşturduğu kalite ve güven birikiminden parazitvari yararlanarak, kendi lehine haksız bir avantaj sağlayacaktır.
Tanınmış markanın itibarına zarar verilebilmesi için; Tanınmış markanın, arzu edilmeyen olumsuz imaj tehlikesine maruz kalacağı bir hal olasılığı içerisinde bulunması gerekmektedir. Tanınmış markanın itibarının zarar görme tehlikesi altında bulunup bulunmadığı incelenirken, tescile konu mal ve hizmetlerin kapsamı dikkate alınmalıdır. Örneğin; tanınmış bir içecek markasının, aynı veya benzerinin tuvalet temizliği emtialarında marka olarak kullanılması halinde, böyle bir olumsuz imaj tehlikesi söz konusu olabilir.
Tanınmış markanın ayırt etme gücünün zedelenmesi için; Sonraki tarihli marka başvurusu nedeniyle, tanınmış markanın ayırt etme gücünün zayıflaması ve bu suretle markanın reklam değerinin düşme ihtimali bulunmalıdır. Tanınmışlık derecesi ve karşılaştırılan markaların hitap ettiği mal veya hizmetlerin birbirleri ile yakınlığı arttıkça, markanın ayırt ediciliğinin zedelenmesi ihtimali de artmaktadır. Bu durumda, markanın muhatap çevresi, sonraki tarihli marka nedeniyle, önceki markanın artık sadece tanınmış marka sahibine ve onun ürünlerine ait olmadığı kanısına varmaktadır.
Somut olayda yapılan incelemede; davalı firmanın TÜRKPATENT nezdindeki davacı markasının işlem dosyasına sunduğu itirazları ekine konulmuş olan; davalının “…” markalı ürünlerinin muhtelif kategorilerde 2016 ve 2018 yıllarında “yılın ürünü” olarak seçildiğini gösteren ekran görüntülerinin, “…” markalı ürünlerin layık görüldüğü ödülleri haber eden davalı firmanın “…” markalı ürünleri için özel olarak kullanılan web sitesinden alınmış ekran görüntülerinin, Türkiye’nin önde gelen internet alışveriş sitelerinden alınmış ekran görüntülerinin ve davalının “…” markası altında açılmış olan sosyal medya hesaplarından (Facebook ve Instagram) alınmış ekran görüntülerinin çıktılarının, davalının “…” markalı “onarıcı bakım, dudak bakım, cilt bakım kremleri, pişik merhemleri, kaşıntı önleyici kremler ve vücut losyonları”nın eczacılık, kişisel bakım, ilaçlı kozmetik ve sağlık sektörlerinde ilgili tüketiciler nezdinde iyi bilindiği/tercih edildiği,“…” işaretinin davalı ile özdeşleştiği, bu durumun davalı tarafından marka işlem dosyasına sunulan bilgi ve belgelerle ispatlanmış olduğu ve taraf markalarının benzediği gerçekleri gözetildiğinde, dava konusu marka başvurusunda “…” ibareli bir işaretin kullanılması ve bu işaretin, davacının markasının kapsamında çıkartılan “parfümeri”, “kozmetik”, “diş bakım ürünleri”, “ilaçlar”, “ilaçla ilişkili emtialar”, “diyet takviyeleri”, “hijyen sağlayıcı ürünler”, “dezenfektanlar” şeklinde özetlenebilecek emtialar ve bunların toptan/perakende satışı/mağazacılık hizmetleri kadar, “temizlik malzemeleri”, “sabunlar”, “diş hekimliği için ürünler”, “böcek ilaçları”, “kötü kokuları giderici maddeler” şeklinde özetlenebilecek emtialar ve bunların toptan/perakende satışı/mağazacılık hizmetlerinde de markasal hüviyette kullanılması halinde, davalı şirket aleyhine haksız bir yararın sağlanması, davalı şirketin redde mesnet markasına kattığı “olumlu imaj”ın dava konusu marka başvuru kapsamından çıkartılan ve eldeki davaya konu olan mal ve hizmetlere transfer riskinin bulunduğu, ayrıca; tanınmış markanın itibarına zarar verilmesi veya tanınmış markanın ayırt edici karekterinin zedelenmesi şartlarının gerçekleşme ihtimalinin söz konusu olabileceği, dolayısıyla, somut olayda, SMK m.6/5 hükmü koşulunun oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak; davacının dava konusu edilen markasının kapsamından çıkartılan tüm emtialar açısından,SMK m. 6/5 hükmünün aradığı şartların somut olayda gerçekleşme ihtimalinin olduğu, sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda izah edilen nedenlerle dava konusu marka başvurusundan çıkartılan mal ve hizmetler bakımından SMK m.6/1 ve m.6/5 hükmü koşullarının oluştuğu, davaya konu YİDK kararının iptalini gerektirir hukuka aykırı bir yön tespit edilemediğinden; davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 317,20 TL posta, 10,91 TL dosya kapağı masrafı, 2.500,00 TL tercüme ücreti, 1.750,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.673,31 TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 8,50 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ ye verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin ve Davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza