Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/171 E. 2021/152 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/171 Esas
KARAR NO : 2021/152

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 14/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava konusu “…” markasının Amerika, İngiltere, Almanya, Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkelerde 2018 ve 2019 yıllarında 06, 07, 09. sınıflarda tescil edildiğini, Brezilya’da 07. Sınıfta tescil edildiğini, ayrıca EU ve WIPO’da da 06, 07, 09. Sınıflarda tescil edildiğini, bununla birlikte İngilizce’nin resmi dil olduğu ABD ve İngiltere gibi ülkelerde bile dava konusu markanın ayırt edici kabul edilip, tanımlayıcı bulunmadığını, resmi dili Türkçe olan Türkiye’de, müvekkiline “…” ibareli marka başvurusunun ayırt edici nitelikten yoksun ve tanımlayıcı addedilmesinin hakkaniyetle ve hukukla bağdaşmadığını, müvekkilinin iki ayrı İngilizce kelimenin bir araya getirilmesiyle oluşturduğu “…” ibareli markasının resmi dili İngilizce ve nüfusunun tamamı İngilizce konuşan bir ülkede dahi ayırt edici kabul edilip tanımlayıcı sayılmadığını, nüfusunun çok küçük bir kısmının İngilizce bildiği ülkemizde, müvekkilinin markasının ayırt ediciliği haiz olmadığı ve tanımlayıcı nitelikte olduğu yönündeki YİDK kararının hatalı olduğunu, müvekkili markasının iki ayrı kelime unsurunun birleştirilmesi ile meydana getirilmiş yeni bir ibare olduğunu ve ayırt edici niteliği haiz olduğunu, red gerekçeleri bakımından tescil engeli içermediğini, kelime kombinasyonlarından oluşan başvurularda kelimelerin ayrı ayrı değerlendirilmesinin yeterli olmadığını, markanın birden çok kelimeden oluşması halinde markanın bütün olarak ayırt edici olup olmadığına bakılmasının gerektiğini, “…” kelimesinin bir bütün olarak yeni bir ibare olduğunu ve Türkiye’de bu şekilde bir ibareye rastlanmadığı gibi bu kelimelerin ayrı halde de pek fazla kullanılan sözcükler olmadığını, “…” ibaresini duyan tüketicinin aklına ilk olarak, derhal ve hiçbir şüpheye yer vermeksizin başvuru konusu emtiaların gelmeyeceğini ve bu nedenle anılan ibarenin tanımlayıcı olmadığını, bir ibarenin cins adı belirttiği gerekçesiyle 6769 sayılı SMK m. 5/1-c maddesi uyarınca tanımlayıcı olduğuna karar verilebilmesi için bu kelimenin o ülkede bilinen bir ad olması gerektiğini, bir ülkenin belirli bir sektör için yaygın olarak kullanılmayan bir ibarenin vasıf belirtme işlevinden söz edilemeyeceğini beyan ederek; Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 08.08.2019 tarih ve … sayılı ret kararının iptal edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 05/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; 6769 sayılı SMK m. 5/1-b maddesinde herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceğinin belirtildiğini, bir markanın ayırt edici işaret olmasını sağlayan, ürünün kendisinden ve ürünün adından farklı bir sözcük olması ve kolay tanınır nitelikte bulunması olduğunu, tescili istenen sözcüğün, kullanılacak emtianın özgün yapısına bağlı olmadan algılanabilmesi, kelimenin kullanılacağı ürünlerden bağımsızlaşmasının gerektiğini, “…” ibaresinin, sıvı halka ve döner kanatlı pompalara ideal bir alternatif olarak kullanılan vakum pompasının bir türü olup, genel kullanımı haiz bir ifade olduğu, dolayısıyla söz konusu ibarenin tüketiciler tarafından belirli bir kaynağa ait işaret olarak algılanamayacağı, diğer işletmelere ait mal ve hizmetlerden ayırt edilemeyeceğini, söz konusu ibarenin tescili halinde, markanın, emtiaları ferdileştirme ve teşhis edilebilir hale getirme vasfının ortadan kaybolacağını, bu sebeple söz konusu işaretin ayırt edici niteliği haiz olsa dahi, somut olarak ayırt edici nitelikten yoksun olduğunu, davaya konu YİDK kararının alınmasına sebep olan 6769 sayılı SMK m. 5/1-c maddesindeki hükmün kabul edilmesinin nedeninin; mal ve hizmetlerin niteliklerini tek unsur veya esas unsur olarak içeren işaretin, o mal ve hizmetin karşılığı olan kavram ile özdeşleşecek olması, dolayısıyla ayırt edici nitelikten yoksul olması, diğer nedenin ise malın veya hizmetin kendisini veya onun bazı niteliklerini ifade eden bir ad veya işaretin marka olarak tescili suretiyle, herkesin kullandığı bir işareti bir şahsın inhisarına vermemek düşüncesi olduğunu, mal veya hizmetin cinsini, çeşidini gösteren sözcük ya da resmen marka olarak tescilinin, bu işaretin doğrudan doğruya mal ve hizmetin kendisini ya da türünü ifade ettiği durumlarda yasaklanmış olduğunu, bu durumda tescili istenen işaretin 6769 sayılı SMK m. 5/1-c maddesine göre tanımlayıcı işaret olarak kabul edildiğini, kaynak bildirici bir ibarenin tek bir kişinin tekeline verilmesi halinde, aynı alanda faaliyette bulunan şirketler, dava konusu “…” ibaresini kullanamayacaklarını, kullanmaları halinde, bu ibareyi daha önce tescil eden kişinin benzerlik iddiasıyla karşılaşacaklarını, bu durumun da rekabeti haksız bir şekilde sınırlandıracağını, tüm kişileri bu kelimeyi kullanmaktan men etme durumunun ise hakkaniyete ayrı olacağını, YİDK tarafından alınan dava konusu kararın usule ve hukuka uygun olduğunu savunarak; davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği … sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davacıya ait 2018/74521 numaralı “…” ibareli marka başvurusunun somut ayırt ediciliği haiz olup olmadığı, tescil edilmek istendiği ürünler bakımından tasviri nitelikte olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları ile alâkalı kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetlerinden maddi vakıalara ilişkin raporlar alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İşlem dosyasının tetkikinde; Davacının Madrid Protokolü hükümleri uyarınca Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptığı “…” ibareli marka başvurusunun 2018/74521 no. ile işleme alındığı, söz konusu marka tescil başvurusunun incelenmesi üzerine Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından SMK m. 5/1-b ve c gerekçesiyle başvurunun reddine karar verildiği, davacı başvuru sahibi tarafından bu karara 12.03.2019 tarihinde itiraz edildiği, itirazı değerlendiren Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun … sayılı YİDK kararı ile itirazın ve başvurunun reddedilmesine karar verdiği, bu kararın davacı marka vekiline 15.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, iki aylık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6769 sayılı Kanun m.4 hükmüne göre; Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
Markanın; ayırt etme, mal veya hizmetin işletmesel kökenini gösterme, mal veya hizmetin niteliklerini garanti etme, reklam, tekelleştirme ve koruma işlevleri bulunduğu kabul edilir. (Ünal Tekinalp; Fikri Mülkiyet Hukuku; Aralık 2005; 4.Bası; sh.356) Ayırt etme işlevi, marka kavramına dahil olan, piyasada bir mal ya da hizmeti diğerlerinden farklılaştırmaya hizmet eden, mal ya da hizmete adeta kişilik kazandıran, o mal ya da hizmete bir ad veren temel unsuru ifade eder. Köken işlevi, malın ya da hizmetin hangi işletmeye ait olduğunun marka ile gösterildiği anlamına gelip, bu işlevin bugün anlamını yitirdiği, globalleşen ekonomi ve piyasada bulunan aktörlerin ve ürünlerin çeşitliliği ile dinamizmi karşısında alıcılardan pek azının piyasadaki mal ya da hizmetlerin hangi işletmeye ait olduğunu markadan anladıkları söylenebilir. Garanti işlevi, bir marka altında pazarlanan mal ya hizmetin kalitesi ile ilgili olup, bu işlev sayesinde alıcı, piyasada bulunan ve deneyimlediği mal ya da hizmetleri nitelik olarak değerlendirme imkanına sahip olmakta, buna bağlı olarak bazı mal ya da hizmetlerin imajında değer artışı, bazılarında ise değer azalışı meydana gelebilmektedir. Reklam işlevi, markanın, ait olduğu mal ya da hizmetin ayırt ediciliğini sağlayan işaret olduğuna göre, bu işaretin mal ya da emek sarfedilerek geniş halk kitlesine ulaştırılmasını, böylece ilgili markaya konu mal ya da hizmetin pazar payının arttırılmasını ifade eder. Bununla bağlantılı olarak ilgili mal ya da hizmetin piyasada gördüğü rağbetin hakim duruma gelmesi söz konusu olabilecek, bu da markanın tekelleştirme işlevine hizmet edecektir.
Markanın en önemli fonksiyonu ayırt edici bir işaret olmasıdır. Markaya bu fonksiyonu kazandıran, soyut ayırt ediciliğidir. Soyut ayırt edicilik; bir işaretin, bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini, bir başka teşebbüsün mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye elverişli olması halidir. Bir işaret soyut ayırt edici niteliğe sahip değilse, ayırt edicilik fonksiyonuna da sahip olmayacaktır. Marka, ayırt edicilik fonksiyonunun gereği olarak, mal ve hizmetleri ferdileştirmekte ve bunları tüketiciler için piyasada teşhis edilebilir hale getirmektedir. Bu yolla tüketiciler, almak istedikleri mal ve hizmetleri başka teşebbüslerin mal ve hizmetlerinden ayırt edebilmektedirler. Ayrıca, mal ve hizmetlerin piyasada teşhis edilebilir hale getirilmesi ile, farklı teşebbüslerin mal ve hizmetleri için piyasa şeffaflığı sağlanmaktadır. Piyasa şeffaflığının yerine getirilebilmesi, markanın iletişim fonksiyonu ile kolaylaşır. Markanın iletişim fonksiyonu, piyasada mal ve hizmet arz edenlerle talep edenlerin aralarında iletişim kurmalarını sağlamaktadır. Bu yolla marka, teşebbüslerin mal ve hizmetlerini kolayca pazarlamalarına, tüketicilerin malın imajı hakkında bilgilendirilmelerine hizmet etmektedir. Markanın çok fonksiyonluluğu, marka hukukuna ilişkin düzenlemelerin uygulama alanının tayininde ve problemlerin çözümünde büyük önem arz etmekte ve dikkate alınması gerekmektedir. Bu nedenle, bir işaretin soyut ayırt ediciliğe sahip olup olmadığının belirlenmesinde markanın belirtilen bu fonksiyonlarının göz önünde bulundurulması gerekir. (Beşir Fatih Doğan; Türk, Alman ve AB Hukuku’na Göre Marka Olamayacak İşaretlerin Kullanım Sonucu Ayırt Edici Nitelik Kazanarak Tescil Edilebilirliği Sorunu; FMR; Y.6; C.6; S.2006/3)
Soyut ayırt ediciliğin bulunup bulunmadığının tespiti ile tescil kapsamında bulunan mal ve hizmetler bakımından ayırt ediciliğin bulunup bulunmadığının bir ilgisi yoktur; bu ayırt edicilik türünde marka olacak işaretin bütünlük arz etmesi, kolayca algılanabilir ve sınırlarının tespit edilebilir olması, ayırt edicilik fonksiyonunu haiz olması aranır.
6769 sayılı Kanun m.5/1-b bendinde belirtilen “Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler” somut ayırt edici güçten yoksun işaretlerdir. Bu işaretler, hiçbir ayırt ediciliğe sahip olmayan, dolayısıyla ilgili tüketici kesimi tarafından marka olarak algılanmayacak işaretler olarak madde gerekçesinde açıklanmıştır.
Somut ayırt edicilik, marka olarak tescili talep edilen işaretin, tescile konu mal veya hizmetleri diğer teşebbüslerin mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye elverişli olması halidir. Soyut ayırt edici gücü haiz bir işaretin somut ayırt edici güce sahip olup olmadığının tespitinde, işaretin tescil başvurusuna konu olan mal veya hizmetler bakımından ayırt edicilik fonksiyonuna sahip olup olmadığının dikkate alınması gerekmektedir. İşaretin, somut ayırt edici güce sahip olup olmadığı, piyasada oluşan kanaate göre tespit edilmektedir. Bu kanaatin oluşmasında değişik faktörler etkili olmaktadır. İşaretin orijinalliği, tanınmışlığı, piyasada genel olarak kullanılırlığı, kullanımın süresi ve yoğunluğu gibi kıstaslar, bu ayırt ediciliğin bulunup bulunmadığının belirlenmesinde dikkate alınmalıdır. Eğer bir işaret, piyasada oluşan kanaate göre tescili talep edilen mal veya hizmetler bakımından ayırt edicilik fonksiyonuna sahipse, kullanım sonucu ayırt edici güç kazanmasına gerek kalmaksızın marka olarak tescil edilebilecektir. O an için işaretin ayırt ediciliğinin bulunmadığı kabul ediliyorsa, işaret ancak kullanım neticesi bu gücü kazanabilir veya zaman içerisinde piyasadaki kanaatin değişmesi neticesi bu güç kazanılabilir.
6769 sayılı SMK m.5/1-c bendinde; Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği düzenlenmiştir.
Hüküm uyarınca, ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten, üretim hizmetlerinin yapıldığı zamanı gösteren, malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini ifade eden sözcükleri münhasıran veya esas unsur olarak içeren işaretler marka olarak alınamazlar. Bu mutlak red nedeninin kabulünün birinci sebebi; marka olarak tescili istenen işaretin, ilgili mal veya hizmetin kendisini veya onun bazı karakteristik özelliklerini belirten ad veya işaretlerden oluşması halinde, sözkonusu işaretin o mal ve hizmetin karşılığı olan kavram ile özdeşleşecek olması, bu sebeple mezkûr işaretin ayırt edici nitelik unsurundan yoksun bulunmasıdır. İkinci sebep ise; malın ve hizmetin kendisini veya onun bazı karakteristik özelliklerini ifade eden bir işaretin marka olarak tescili suretiyle, herkesin kullandığı bir işareti bir şahsın inhisarına vermemek düşüncesidir.(Ünal Tekinalp; Fikri Mülkiyet Hukuku; Aralık 2005; 4.Bası; sh.381)
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olayda yapılan değerlendirmede;
Dava konusu 2018/74521 sayılı marka başvurusundan çıkartılan ve eldeki davaya konu olan emtialar; “06.SINIF: Flanges of metal [collars]; universally applicable vacuum-tight, mechanical and electrical feedthroughs made of metal, namely current feedthroughs, thermocouple feedthroughs, fluid feedthroughs, pipe feedthroughs, rotary feedthroughs, rotary/linear motion feedthroughs, linear motion feedthroughs. 07.SINIF: Pumps; …; …; vacuum pumps [machines] and vacuum pump stands composed thereof; drives for vacuum pumps; shaft bearings for vacuum pumps; accessories for vacuum pumps and vacuum pump stands, namely specially adapted oil separators, condensate separators, dust separators, coolers, filters, vapour condensers, flanges and control apparatuses that cannot be used independently; valves [parts of machines]; vacuum installations substantially con-sisting of vacuum pumps and adapted accessories for vacuum pumps that cannot be used independently, namely oil separators, condensate separators, dust separators, coolers, filters, vapour condensers, flanges and control apparatuses, measuring apparatuses, connecting cables, valves, vacuum containers and process-related fixtures [as parts of these installations]; vacuum-tight, mechanical and electrical feedthroughs, namely current feedthroughs, thermocouple feedthroughs, fluid feedthroughs, pipe feedthroughs, rotary feedthroughs, rotary/linear motion feedthroughs, linear motion feedthroughs as specially adapted parts of vacuum installations [machines] or electrical installations [machines] that cannot be used independently; parts of vacuum pumps and specially adapted control apparatuses for vacuum pumps and vacuum pump stands that cannot be used independently, contained in this class; automatic gas intake valves as parts of machines. 09.SINIF Measuring, regulating and control apparatuses for vacuum pumps and vacuum pump stands [not parts of machines]; vacuum apparatuses for laboratory use; automatic vacuum regula-ting apparatuses; measuring apparatuses; testing apparatuses; leak detectors; residual gas analyzers; gas intake measuring, regulating and control apparatuses; vacuum-tight, mechanical and electrical feedthroughs as specially adapted parts of measuring, regulating and control apparatuses that cannot be used independently, namely current feedthroughs, thermocouple feedthroughs, fluid feedthroughs, pipe feedthroughs, rotary feedthroughs, rotary/linear motion feedthroughs, linear motion feedthroughs.” şeklindedir.
Dava konusu emtiaların Türkçe karşılığı; “06.SINIF: Üniversal olarak uygulanabilen vakum-sızdırmazlık, Metalik malzemeden üretilmiş mekanik ve elektriksel, Akım, Termo eleman, Akışkan, Boru, döner elemanlar, döner/doğrusal hareket, doğrusal hareket beslemelerine yönelik ekipmanlar. 07.SINIF: Vakum pompaları ve vakum pompalarından oluşan vakum pompası standları; kompresörler; vakum pompaları ve vakum pompası sehpaları, vakum pompaları için sürücüler; vakum pompaları için şaft yatakları; vakum pompaları ve vakum pompa sehpaları için aksesuarlar, özel olarak uyarlanmış yağ ayırıcıları, yoğuşma ayırıcıları, toz ayırıcıları, soğutucular, filtreler, buhar yoğunlaştırıcılar, flanşlar ve bağımsız kullanılamayan kontrol aparatları; makinelerin parçası olan vanalar; vakum pompaları ve bağımsız kullanılamayan vakum pompaları için uyarlanmış aksesuarlar, yağ ayırıcılar, yoğuşma ayırıcılar, toz ayırıcılar, soğutucular, filtreler, buhar kondansatörleri, flanşlar ve kontrol aparatları, ölçüm aparatları, bağlantı kabloları, vanalar içeren vakum tesisatları, vakumlu kaplar ve işlemle ilgili armatürler; vakum geçirmez, mekanik ve elektriksel beslemeler, mevcut beslemeler, ısıl çift beslemeleri, sıvı beslemeleri, boru geçişleri, döner geçişler, döner/doğrusal hareket beslemeleri, bağımsız olarak kullanılamayan vakum tesisatlarının veya elektrik tesisatlarının özel olarak uyarlanmış parçaları, bağımsız olarak kullanılamayan vakum tesisatlarının veya elektrik tesisatlarının özel olarak uyarlanmış parçaları olarak doğrusal hareket geçişleri; bu sınıftaki vakum pompalarının parçaları ve vakum pompaları ve vakum pompası sehpaları için özel olarak uyarlanmış kontrol aparatları; makinelerin bir parçası olarak otomatik gaz giriş vanaları. 09.SINIF: Makinanın parçası olmaksızın vakum pompaları ve vakum pompası standları için ölçüm, düzenleme ve kontrol aparatları; laboratuar kullanımı için vakum cihazları; otomatik vakum düzenleme aparatları; ölçüm aparatları; test cihazları; sızıntı dedektörleri; artık gaz analizörleri; gaz girişini ölçme, düzenleme ve kontrol aparatları; bağımsız olarak kullanılamayan ölçüm, düzenleme ve kontrol aparatlarının özel olarak uyarlanmış parçaları, vakuma dayanıklı, mekanik ve elektriksel beslemeler, yani mevcut beslemeler, termokupl beslemeleri, sıvı beslemeleri, boru geçişleri, döner geçişler, döner / doğrusal hareket beslemeleri, doğrusal hareket beslemeleri.” şeklindedir.
Mahkememizce ilk olarak 1 marka vekili, 1 makine mühendisi ve 1 metalurji mühendisinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememize ibraz edilen 20/01/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda;
Dava konusu “…” ibaresinin, “…” şeklinde Türkçesi verilen bir ürün olarak ilgili sektörde yaygın kullanılan ve bilinen bir isim olduğu, bu durumun google arama motorunda da görüntülendiği, söz konusu ibarenin, marka olarak algılandığını gösteren bir işaret olmadığı gibi, doğrudan ürünün adı olarak kullanıldığı, dava konusu markayı oluşturan kelimelerin Türkçe olmamasının, ilgili sektör açısından çok fazla önemi olmadığı, ilgili alanda herkesin bilmesi mümkün olan bir tanım haline gelmiş bu ibarenin, ilgili sektöre ilişkin web adreslerinde yer alan Türkçe sayfalar arasında bile yer aldığı, yabancı bir dildeki kelimenin tescil edilebilirliğinin, “anlamı bilinmeyecek/öğrenilmeyecek bir kelime olması” şartına bağlı olduğunun göz ardı edilemeyeceği, Türkçe kelimelerde olduğu gibi, farklı dillerdeki markaların tescilinde de markanın ayırt ediciliğinin dikkate alınacağı, dava konusu “…” ibaresinin davaya konu emtialar bakımından somut ayırt edici niteliğinin bulunmadığı, davaya konu emtialar bakımından tasviri nitelikte olduğu, şeklinde kanaat bildirilmiştir.
20/01/2020 tarihli kök bilirkişi raporunda, davaya konu her bir emtia bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapılmadan, yüzeysel olarak somut ayırt edici nitelik ve tasviri nitelik incelemesi yapıldığından, bu hususta taraf ve mahkeme denetime elverişli, detaylı inceleme yapılması için aynı heyetten ek bilirkişi raporu aldırılmıştır.
05/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda; “…” kelimesi “kuru vidalı pompa” için kullanılan bir terim olduğundan, 6.sınıftaki flanşlar, 7.sınıftaki pompalar, 9.sınıftaki pompa standlarının da dahil olduğu dava konusu tüm mallar için ayırt ediciliği olmayan tanımlayıcı bir ibare olduğu, dava konusu mallar için ayırt edici niteliği haiz bir ibare olmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 05/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporu da, davaya konu tüm emtialar bakımından ayrı ayrı değerlendirme içermediğinden, dolayısıyla bu hali ile ek bilirkişi raporu hükme esas alınamayacağından, mahkememizce yeni oluşturulan başka bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
1 marka vekili, 1 akademisyen makine mühendisi ve 1 metalurji ve malzeme mühendisinden oluşturulan 3 kişilik yeni bilirkişi heyetinin mahkememize ibraz ettiği 21/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporuna göre;
Başvuruda “…” ibaresi ile tescil talebine konu edilen mallar; 06, 07 ve 09. Sınıftaki mallardır. Bu malların genel olarak; pompalar, kompresörler, vakum pompaları gibi ana makineleri kapsadığı görülmektedir. Belirtilen ana çerçevede bu makinelerle ilişkili olan pompa bağlantı elemanları, sızdırmazlık ekipmanları, bu sistemlerin mekanik ve elektronik kontrol elemanları, akışkan besleme elemanları, kurulum stand ve platformları, sistemin çalışması için gerekli aksesuarlar gibi tamamlayıcı makine teçhizat ve elektronik parçaları içerdiği görülebilir.

Sınıf Kodu
Ana Kapsam
Başvurunun Karşılık Geldiği Mallar
06
Metal Flanşlar
Üniversal olarak uygulanabilen vakum-sızdırmazlık, Metalik malzemeden üretilmiş mekanik ve elektriksel, Akım, Termo eleman, Akışkan, Boru, döner elemanlar, döner/doğrusal hareket, doğrusal hareket beslemelerine yönelik ekipmanlar.
07
Pompalar, Vakum Pompaları, Kompresörler
Vakum pompaları ve vakum pompalarından oluşan vakum pompası standları; kompresörler; vakum pompaları ve vakum pompası sehpaları, vakum pompaları için sürücüler; vakum pompaları için şaft yatakları; vakum pompaları ve vakum pompa sehpaları için aksesuarlar, özel olarak uyarlanmış yağ ayırıcıları, yoğuşma ayırıcıları, toz ayırıcıları, soğutucular, filtreler, buhar yoğunlaştırıcılar, flanşlar ve bağımsız kullanılamayan kontrol aparatları; makinelerin parçası olan vanalar; vakum pompaları ve bağımsız kullanılamayan vakum pompaları için uyarlanmış aksesuarlar, yağ ayırıcılar, yoğuşma ayırıcılar, toz ayırıcılar, soğutucular, filtreler, buhar kondansatörleri, flanşlar ve kontrol aparatları, ölçüm aparatları, bağlantı kabloları, vanalar içeren vakum tesisatları, vakumlu kaplar ve işlemle ilgili armatürler; vakum geçirmez, mekanik ve elektriksel beslemeler, mevcut beslemeler, ısıl çift beslemeleri, sıvı beslemeleri, boru geçişleri, döner geçişler, döner/doğrusal hareket beslemeleri, bağımsız olarak kullanılamayan vakum tesisatlarının veya elektrik tesisatlarının özel olarak uyarlanmış parçaları, bağımsız olarak kullanılamayan vakum tesisatlarının veya elektrik tesisatlarının özel olarak uyarlanmış parçaları olarak doğrusal hareket geçişleri; bu sınıftaki vakum pompalarının parçaları ve vakum pompaları ve vakum pompası sehpaları için özel olarak uyarlanmış kontrol aparatları; makinelerin bir parçası olarak otomatik gaz giriş vanaları.
09
Ölçme ve Kontrol
Makinanın parçası olmaksızın vakum pompaları ve vakum pompası standları için ölçüm, düzenleme ve kontrol aparatları; laboratuar kullanımı için vakum cihazları; otomatik vakum düzenleme aparatları; ölçüm aparatları; test cihazları; sızıntı dedektörleri; artık gaz analizörleri; gaz girişini ölçme, düzenleme ve kontrol aparatları; bağımsız olarak kullanılamayan ölçüm, düzenleme ve kontrol aparatlarının özel olarak uyarlanmış parçaları, vakuma dayanıklı, mekanik ve elektriksel beslemeler, yani mevcut beslemeler, termokupl beslemeleri, sıvı beslemeleri, boru geçişleri, döner geçişler, döner / doğrusal hareket beslemeleri, doğrusal hareket beslemeleri.

Yukarıdaki tabloda detaylandırılan ve sınıflandırılan bu mallar, ana makine ve parçalarına ilişkindir. Dolayısıyla parçaların kullanım alanı da ana makine ile bağlantılıdır. Bundan dolayı da ilgili tüketici kitlesine; bu makineleri kullananlar veya bakımı/tamiri gibi konularla ilgilenen kişiler dâhil olacaktır. Söz konusu makineler genel hatları ile basınç oluşumuna veya kontrolüne ihtiyaç duyulan alanlarda kullanılabilecektir. Dolayısıyla çekişme konusu mallar, pek çok alan ile ilgilidir. Bu alanlara örnek olarak; imalat sanayii, medikal uygulamalar (aspiratör vasıtasıyla vakum gerektiren uygulamalar), elektron mikroskobuyla yapılan incelemelerde enerji tasarrufu, uzun ömürlülük, dekorasyon, yağ üretim tesislerinde rafine işlemleri, süt-yoğurt üretimi, konserve tesisleri, steril ortam ihtiyacı duyulan üretim tesisleri, tekstil sektöründe kurutma safhası gibi pek çok alan gösterilebilir. Dolayısıyla çekişme konusu mallar için ihtiyaç duyulan makine ve parçası hakkında bilgi sahibi olan, eğitim almış kişilerin dâhil olduğu bilinçli tüketici kitlesinin dikkate alınması gerekmektedir.
Başvurunun kapsadığı sınıflar içerisinde temel teşkil eden; Pompalar, Vakum Pompaları ve Kompresörler için “…” ibaresinin kaynağını ve başvuru sahibinin esas aldığı düşünülen bu sistemlerin çalışma mekanizmasının kısaca bilinmesinde yarar olduğu düşünülmektedir.
Pompalar, vakum pompaları ve kompresörler temelde akışkanın (hava, yağ, su, gıda, vb.) bir ortamdan alarak başka bir ortama iletilmesi veya sıkıştırılması işlemlerini gerçekleştirirler. Bu işlemler gerçekleştirilirken özelde birçok teknik veya teknolojik ürünler kullanmaktadırlar. Bunların sürekli gelişme içinde olduğu ve firma temelli ürünlerin her gün bir yenisinin kullanıma sunulduğu unutulmamalıdır. Ancak, bu tür ürünlerin temel ve ortak özellikleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
a. Vakum oluşturan hareketli bir mekanizmaya sahiptirler.
b. Hareketli mekanizmalar vidalar, kanatlar, pistonlar vb. şekilde tasarlanabilmektedir.
c. Vakum oluşturan bu mekanizmalar doğal olarak basıncı farkından dolayı ortamdan akışkanı çekerler.
d. İstenilen ortama (basınçlı veya atmosfer ortamına) basarlar.
Bu genel prensipler çerçevesinde “…” ibaresine yönelik olarak değerlendirme yapıldığında, cihaz içerisindeki hareketli mekanizmanın vidalı (Screw) olanları öne çıkmaktadır. Bir başka deyişle vakumu oluşturan mekanizma, helisel şekilde birbiriyle beraber hareket eden değişik geometrilere sahip vida (Screw) çiftleridir. Bilirkişi raporunda gösterilen; Şekil 1.a’da temsili olarak kuru (Dry) vidalı ve Şekil 1.b’de ise yağlı bir rotary sistem görülmektedir. Bu tip pompaların kuru olan türleri, çalıştığı ortamda hava dışında yağ ve su gibi akışkanların olmadığı tiplerdir.
Kuru Tip (Dry) Vakum Pompalar: Orta seviyeli vakum operasyonlarında kullanılır. Sıvı veya yağ sirkülasyonu olmadan çalışabilecek yapıda üretilmişlerdir. Genellikle kuru hava tahliyesi gerektiren operasyonlar, pnömatik sitemlerde vakum gerektiği yerlerde, sabit, sürekli düşük vakum istenen sistemlere uygulanmaktadır. Çalışma sistemi sabit stator içerisinde merkez kaç kuvvetiyle dönen rotor üzerindeki karbon (kömür) paletlerin statoru taraması ile yağ ve sıvı gerektirmeden vakum oluşmaktadır.
Dava konusu yapılan YİDK kararına gerekçe gösterilen internet siteleri üzerinde bilirkişi heyeti vasıtasıyla incelemeler yapılmıştır. Bu internet sayfalarında farklı firma ürünlerinin “…” ibaresi açısından değerlendirmesi yapıldığında; çoğunlukla bu ibare tek başına bir anlam ifade etmemekle birlikle teknik ve konu ile ilgili kişilerin değerlendirmelerinde kuru tip vidalı pompaların anlaşılması yönünde bir etkisi söz konusudur. Bu tür ürünlerin genel sınıflama, çalışma sistemleri ve tasarım gereklilikleri açısından bu ürünleri çağrıştırıcı bir ibare olduğu açıktır. Konu ile ilgili akademik araştırma, üretici ve Ar-Ge firmalarının yaptığı çalışmalarda da Dry Screw sözcükleri ağırlıklı olarak kompresör ve pompalar için kullanılan ve ürün sınıfını yahut çalışma prensibini hatırlatan bir tanımlama olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu konudaki bazı yayınlar aşağıda listelenmiştir. Bu açıdan bakıldığında ürünü diğer ürünlerden ayırt edici boyutundan ziyade genelleşmiş, akademik, teknik ve ticari dünyada oturmuş bir ürün grubunu veya bir başka deyişle ürünlerin genel çalışma mekanizmalarını tarif eden bir ibare olduğu düşünülmektedir.
Willie, J., Sachs, R., “Structural and torsional vibration and noise analysis of a dry screw compressor”, Proceedings of the Institution of Mechanical Engineers, Part E: Journal of Process Mechanical Engineering. (Proceedings of the Institution of Mechanical Engineers, Part E: Journal of Process Mechanical Engineering, 2017, 23(1):4-13).
Wu, X., Chen, W., Zhang, B. “Modeling and evaluation of characteristics of dry screw vacuum pump with internal compression”, Zhenkong Kexue yu Jishu Xuebao/Journal of Vacuum Science and Technology. (Zhenkong Kexue yu Jishu Xuebao/Journal of Vacuum Science and Technology, 1 September 2016, 36(9):987-994).
Zhu, M., Wang, G., Wang, Q., Chen, C., Zhang, D., Chen, Z., “Novel dynamic sealing technique for dry screw vacuum pump”, Zhenkong Kexue yu Jishu Xuebao/Journal of Vacuum Science and Technology. (Zhenkong Kexue yu Jishu Xuebao/Journal of Vacuum Science and Technology, 1 November 2015, 35(11):1311-1314).
Wiley-VCH Verlag, “.Fluorination of plastics with intelligent dry screw vacuum pump: Integrated controls and industry 4.0 capabilities ensure service-related cost savings and consistent results”, Vakuum in Forschung und Praxis. (Vakuum in Forschung und Praxis, 1 June 2020, 32(3):42-43).
“Fluorination of plastics with intelligent dry screw vacuum pump: Integrated controls and industry 4.0 capabilities ensure service‐related cost savings and consistent results.”, Vakuum in Forschung und Praxis; Jun2020, Vol. 32 Issue 3, p42-43, 2p.
Shiwei, Z., Zhonghua, G., Zhijun, Z., “The dynamic balance optimized design of the single threaded and ixed pitch rotor in dry screw vacuum pump”, International Journal of Digital Content Technology and its Applications. (International Journal of Digital Content Technology and its Applications, 2011, 5(8):317-324).
Liu, C., Xu, C., Qian, F.,“Vibration monitoring and fault diagnosis of dry screw vacuum pump”, Zhenkong Kexue yu Jishu Xuebao/Journal of Vacuum Science and Technology. (Zhenkong Kexue yu Jishu Xuebao/Journal of Vacuum Science and Technology, December 2005, 25(6):471-474).
DEKKER Vacuum Technologies (Company),“Dry Screw Vacuum Pump Features Low Screw-Surface Temperatures.,”, Chemical Engineering Progress; Oct2003, Vol. 99 Issue 10, p25-25, 1/8p.
BUSCH LLC, “Dry-Screw Vacuum Pump is Environmentally Friendly.”, Chemical Engineering Progress; Aug2004, Vol. 100 Issue 8, p40-40, 1/6p, 1 Color Photograph.
Yapılan tüm bu açıklamalar dikkate alındığında; “…” ibaresinin vakumlar, vakum pompaları, kompresörler için ürünü veya ürünün çalışma prensibini ifade ettiğini söylemek mümkündür. Bu çerçeveden bakıldığında; “…” ibaresi ürünün çalışma prensibine yönelik olmasına karşın, bu ürünlerin bütünleşik yan parçaları ve bağlayıcı yan elemanları da bu gruptan değerlendirilmektedir. Elbette bu yan ürünlerin tek başına … ile ilişkili cihazlar dışında da kullanılabilir olanları söz konusudur. Literatürde son yıllarda yapılan akademik çalışmalardan … anahtar kelimesi ile yapılan taramalarda seçilen yayınların hem doğrudan bu ürünleri hem de bu ürünlerin çalışmasındaki yardımcı ekipmanları kapsadığı görülmektedir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında dava konusu marka başvurusunun davaya konu emtialar bakımından somut ayırt edici niteliği haiz olup olmadığı hususu aşağıdaki şekilde irdelenmiştir:
Davacının dava konusuna ilişkin “…” ibareli başvurusu, tescil başvurusuna konu olan mallar için genel çalışma prensibine yönelik kelimelerin birleşiminden ibarettir. Tescil talep edilen sınıflar, benzer alanda bir çok ürünü kapsamaktadır. Bunlar ağırlıklı olarak; Pompalar, Vakum Pompaları, Kompresörler olarak tanımlanmaktadır. Tanımlamalar içerisinde bulunan cihazların ve ekipmanların birçoğu tek başına kullanılamaz durumda olup cihazların sorunsuz ve etkin çalışabilmeleri için bağlantı aparatları ve kontrol yazılımları da içermektedir.
Pompalar, kompresörler, daha önce açıklandığı üzere bir akışkanı bulundukları ortamdan alarak başka bir ortama iletirler. Bu iletme esnasında bu sistemler bir basınç farkı oluşturarak giriş kısmında düşük basınç (vakum) diğer tarafta ise yüksek basınç (atmosfer basıncı üstünde artı basınç) oluştururlar. Vakum pompaları düşük basınç oluşturmak için, kompresörler yüksek basınçta sıkıştırılmış akışkan oluşturmak için ve pompalar ise akışkanı bir ortamdan başka bir ortama veya yüksekliğe taşımak için kullanılırlar. Bu cihazlar ve bağlantı ekipmanları bu işlemleri gerçekleştirirken hem çalışma mekanizması hem de soğutma işlemleri esnasında yağ, su veya hava kullanılır. Bu ürün gruplarından bir kısmı olan, özellikle vakum pompalarından bir bölümü Kuru (Dry) ve Vidalı (Screw) mekanizma kullanan sistemlerdendir. Vidalı ve Kuru olarak çalışabilen bu sistemler bütün içerisinde çalışma sistemi açısından farklı olan bir ürün grubudur. Burada bu ürün grubunda Kuru ve Vidalı denildiğinde yukarıda söz edilen ürünler anlaşılmaktadır. Bu ürünlerin uluslararası teknik alanda ve dolaşımında yaygın olarak kullanılan karşılığı da “Dry” ve “Screw” sözcükleriyle özdeşleşmiştir. Dava konusu ibare ise bu iki sözcüğün birleşiminden oluşturulmuştur. Ancak, bu sözcüklerin bitişik olarak oluşturulması sözcüklerin ilgili tüketici kesiminde yeni bir sözcük olarak algılanmasına neden olacak durumda değildir. Zira hem sözcüklerin anlamları algılanabilecek, hem bir bütün olduğu ileri sürülen sözcüklerin bitişik yazılmaları Dry ve Screw sözcüklerinin ilk harflerinin büyük yazılması karşısında sadece anlam açısından değil görsel açıdan da ayrıştırılmalarını kolaylaştırmaktadır. Bu durumda belirlenen tüketici kitlesinin uzman yahut gerekli bilgi donanımına sahip olmaları da dikkate alındığında; … ibaresinin “vidalı kuru tip kompresör” veya “vidalı kuru vakum pompaları” şeklinde anlaşılacağı düşünülmektedir.
Belirtilen açıklamalar dikkate alındığında; dava konusu başvurunun, tescil talebine konu edilen sınıf kodlarında “…” ibaresi ile doğrudan ayırt edici nitelik açısından ilişkili (bağlı/bağımlı) olan malların sınıf bazında değerlendirilmesi aşağıda sıralanabilir:
SINIF KODU 07: Pompalar, Vakum pompaları ve vakum pompalarından oluşan vakum pompası standları, kompresörler, vakum pompaları ve vakum pompası sehpaları (Pumps; …; …; vacuum pumps [machines] and vacuum pump stands composed thereof) malları ile;
SINIF KODU 09: Laboratuar kullanımı için vakum cihazları, otomatik vakum düzenleme aparatları (vacuum apparatuses for laboratory use; automatic vacuum regula-ting apparatuses) malları ile bağlı/bağımlı bir ilişki içindedir. Dolayısıyla dava konusu başvurunun belirtilen mallar bakımından somut ayırt edici niteliğinin bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Dava konusu marka başvurusunun davaya konu emtialar bakımından doğrudan tasviri nitelik taşıyıp taşımadığı hususu aşağıdaki şekilde irdelenmiştir:
“DrySvrew” ibaresi, yukarıda izah edildiği üzere, ilgili tüketici kesimi nezdinde, bir bütün olarak “Kuru Vidalı” olma biçiminde bir algı oluşturmaktadır. Belirtilen algı, “Kuru Vidalı” Pompa, Vakum, Kompresör gibi ürün çeşidi veya çalışma mekanizmasının özellikleri ile ilgilidir. Başka bir ifadeyle ilgili tüketici kitlesi, herhangi bir telmih yapmaksızın başvurunun tescil talebinin reddedildiği bazı mallarla ilgili olarak özellikleri hakkında doğrudan bir kanaate ulaşacaktır.
Buna göre, başvuru markasının tescil talebinin reddedildiği mallardan özelliklerinin belirtilip belirtilmediği açısından yapılan değerlendirme sonunda … ibaresinin;
SINIF KODU 06: Üniversal olarak uygulanabilen vakum sızdırmazlık, döner elemanlar, döner/doğrusal hareket beslemelerine yönelik ekipmanlar (rotary feedthroughs, rotary/linear motion feedthroughs, linear motion feedthroughs) ,
SINIF KODU 07: Pompalar, Vakum pompaları ve vakum pompalarından oluşan vakum pompası standları, kompresörler, vakum pompaları ve vakum pompası sehpaları (Pumps; …; …; vacuum pumps [machines] and vacuum pump stands composed thereof) ,
SINIF KODU 09: Makinanın parçası olmaksızın vakum pompaları ve vakum pompası standları için ölçüm, düzenleme ve kontrol aparatları, laboratuar kullanımı için vakum cihazları, otomatik vakum düzenleme aparatları (Regulating and control apparatuses for vacuum pumps and vacuum pump stands [not parts of machines], vacuum apparatuses for laboratory use; automatic vacuum regula-ting apparatuses) malları için ilgili tüketici nezdinde doğrudan özellik bildirir nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 21/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda davaya konu “…” ibaresinin bir bütün halinde ifade ettiği anlam ve ilgili tüketici kesimi nezdinde oluşturduğu algı detaylı olarak izah edilmiş, bu işaretin davaya konu hangi emtialar bakımından somut ayırt edici niteliği haiz olmadığı ve bu emtiaları doğrudan tanımladığı taraf ve mahkeme denetimine elverişli olarak izah edilmiştir. Dolayısıyla söz konusu bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Davacı taraf her ne kadar davaya konu “…” ibaresinin ana dili İngilizce olan ülkelerde tescil edildiğini ileri sürerek, bu ibarenin Türkçe dilinin konuşulduğu ülkemizde de tescil edilmesini gerektiğini ileri sürse de, bilindiği üzere Marka Hukuku’nda “Ülkesellik” prensibi geçerlidir. Ülkesellik prensibine göre; kural, markanın tescil edildiği ülkede, o ülkede yürürlükte olan hukuk kurallarına göre korunmasıdır. Bir markanın Türkiye sınırları içinde korunabilmesi için, Türk Hukuku’nda belirlenen kurallara uygun olması gerekmektedir. Hangi işaretlerin marka olarak korunacağı da 6769 sayılı SMK’de belirlenmiştir. SMK’de belirtilen kıstaslara uygun olmayan işaretler, marka olarak korunamazlar. Ülkemizin de taraf olduğu Paris Sözleşmesi’nin 4.mükerrer 6/A fıkrası; “Menşe memlekette usulüne muvafık bir surette tescil edilmiş olan her fabrika veya ticaret markası, bu maddede gösterilen ihtirazi kayıtlar altında, aynen tevdi ve himaye edilmek üzere diğer Birlik memleketlerinde kabul edilecektir.” şeklinde düzenleme içerse de, bu düzenlemenin istisnası 6/B fıkrasında düzenlenmiş olup, bu fıkraya göre; “Bu markaların temyiz edici her türlü vasıftan mahrum olması veya münhasıran, ticarette, mamullerin nev’ini, cinsini, kalitesini, miktarını, gönderileceği yeri kıymetini, mamullerin menşe mahallini veya imal ve istihsal zamanını göstermeye yarayan veya cari lisansla kullanılagelen yahut himayenin talep edildiği memleketin ticaretinin dürüst ve daimi itiyadı halini almış olan işaret ve kayıtlardan ibaret olması halinde, sözleşmenin 4.mükerrer 6/A maddesi uygulama alanı bulmayacaktır.” Sözleşmenin 4.mükerrer 6/B fıkrasında belirtilen hususlar, somut olayda da uygulama alanı bulan, bir marka başvurusunun somut ayırt edici niteliği haiz olup olmaması ve tanımlayıcı olup olmaması hususlarını da kapsamaktadır. Yargıtay kararlarına bakıldığında da, bir markanın Paris Sözleşmesi’ne taraf ülkelerden bazılarında tescil edilmiş olması, marka olarak bu işaretin Türkiye’de de tescili için tek başına yeterli görülmemiştir. Bunun yanında, Paris Sözleşmesi’nin 4.mükerrer 6.maddesinin B fıkrasında yer alan düzenlemelere de bu işaretin aykırı olmaması gerektiği aranmaktadır. (Y11HD, 01.12.2000, 2000/7590 E 2000/9528 K) Belirtilen nedenlerle davacı tarafın salt İngilizce dilinin konuşulduğu ülkelerde bu marka başvurusunun tescil edilmiş olması nedeniyle, ülkemizde de tescil edilmesi gerektiği iddiasına itibar edilmemiş, yukarıda detaylı olarak analiz edildiği üzere, dava konusu işaret, tescil edilmek istendiği her bir emtia bakımından irdelenerek, hangi emtialar bakımından ülkemiz ilgili tüketici kesimi algısında somut ayırt edici olup olmadığı, tasviri olup olmadığı ayrı ayrı incelenmiştir. Bu incelemeye göre; dava konusu marka başvuru kapsamından çıkartılan ve orijinali; “6.SINIF: …. 7.SINIF: Pumps; …; …; vacuum pumps [machines] and vacuum pump stands composed thereof. 9.SINIF: Regulating and control apparatuses for vacuum pumps and vacuum pump stands [not parts of machines]; vacuum apparatuses for laboratory use; automatic vacuum regula-ting apparatuses.” şeklinde olan emtialar bakımından “…” ibaresinin somut ayırt edici niteliği haiz olmadığı veya doğrudan tanımlayıcı, tasvir edici olduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile bu emtialar haricinde kalan diğer emtialar bakımından … sayılı YİDK kararının iptaline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; “6.SINIF: …. 7.SINIF: Pumps; …; …; …” emtiaları dışında kalan emtialar bakımından … sayılı YİDK kararının İPTALİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin düşümü ile bakiye kalan 14,90 TL’nin davalı TÜRKPATENT’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine,
4-Davanın kısmen reddolunması ve davalı TÜRKPATENT’in kendisini vekil ile temsil ettirmesi sebebiyle AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TÜRKPATENT’e verilmesine,
5-Davanın kabul ret oranının takdiren 3/4 olarak kabulüne,
6-Karar ve ilam harcının davanın yalnızca kabul edilen kesimi üzerinden alınması sebebi ile davacının peşin yatırdığı 44,40 TL peşin karar ve ilam harcının davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 10,91 TL dosya kapağı, 171,70 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.833,41 TL yargılama giderinin 3/4 ü olan 2.875,06 TL’sinin davalı TÜRKPATENT’ten alınarak davacıya verilmesine, kalan 958,35 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan 120,00 TL yenileme harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa re’sen iade edilmesine,
Dair, Davacı vekilinin ve Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
31/03/2021