Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/58 Esas – 2023/823
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/58 Esas
KARAR NO : 2023/823
HAKİM : ….
KATİP : ….
DAVACI : …..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- ….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2023
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine davalı … tarafından …. Esas Sayılı dosyası kambiyo senedine dayalı olarak senet miktarı olan 250.000,00 TL üzerinden 10/11/2021 tarihinde takip başlatıldığını, takip dayanağı belgenin ciro silsilesiyle …’nın devraldığı senet olduğunu, senede ilişkin olarak müvekkilerinin alacaklı … Şirketi … Bankası A.Ş. … IBAN numaralı hesabına 25/06/2020 tarihinde 250.000,00TL olarak ”30-06-2020 Senet Ödemesi” açıklamasıyla ödendiğini, BK.nun 86. maddesine göre ödeme belgesinde ödemenin hangi borca ilişkin olduğu konusunda bir açıklık yoksa ödemenin mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerektiğini, … Bankası A. Ş. … IBAN numaralı hesabına, davaya konu senedin vade tarihinden sonra, 25/06/2020 tarihinde 250.000,00TL olarak ”30-06-2020 Verilen Senet Ödemesi” açıklaması yazılarak bu ödemenin takibe dayanak yapılan senede ilişkin olduğunu, Yerleşik … kararlarından da anlaşılacağı üzere açıklama yapılmasa dahi havale tarihinin senedin tanzim tarihinden sonra ödenmesi, o ödemenin senede karşılık olarak yapıldığına karine teşkil etmekte olduğunu, Davalı …’nın 10.01.2022 tarihinde Emniyette verdiği ifadesinde diğer davalı … LTD. ŞTİ. İle aralarında ticari ilişki ve elden borç verdiği iddiasında bulunduğunu, yine diğer davalı … LTD. ŞTİ. Yetkilisi …’ın 23.02.2022 tarihinde verdiği ifadesinde, davalı …’nın 2018 yılından beri çeşitli miktarlarda sıkıntılarını giderdiğini ve davaya konu senetleri nakit aldıkları borca karşılık verdiğini beyan ettiğini, davalıların ifadeleri arasında çelişkiler mevcut olduğunu, davalı … aralarında ticari ilişkiden kaynaklı bir alacak olduğunu söylerken diğer davalı … LTD. ŞTİ. Yetkilisi …’ın ise aralarında nakit alış verişinden kaynaklı borç ilişkisi olduğunu beyan ettiğini, bununla birlikte her iki davalının da uzun yıllardır alacak ilişkilerinin olduğunu kabul ettiklerini, bu ifadelerin sonucunda her iki davalı arasındaki ticari ilişkinin varlığının tespiti gerekmekte olduğunu, söz konusu ticari ilişkinin varlığının tespiti neticesinde her iki davalının aralarında herhangi bir ticari ilişki olmadığının tespiti sonucunda davalıların kötü niyetinin ortaya çıkacağını, senet üzerinde alacaklı görünen … Şirketi’nin yapılan ödemelere rağmen bono arkasına ciro işlemi yapmak suretiyle senedi …’ya verdiğini, …’nın ise kötü niyetle hareket ederek senetlerin bedelsiz olduğunu bildiği halde ciroyu kabul ederek senetleri devir aldığını, akabinde davalı … tarafından ….. Esas Sayılı dosyası icra takip başlatıldığını belirterek müvekkili şirket aleyhine başlatılmış bulunan …. Esas Sayılı icra takibinin müvekkili aleyhine daha büyük zararlara yol açmadan durdurulmasını ve aşkın hale gelen hacizlerin fekki amacıyla mahkeme tarafından öncelikle teminatsız aksi halde uygun görülecek teminat miktarı yatırılarak, ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haklı davanın kabulünü, davalıların haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip konusu bedelin % 20’si üzerinden hesaplanacak kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kıymetli evrakın, diğerlerinden ayırt edici unsurunun, kıymetli evraktan sayılan senetlere bir hakkın bağlanmış olması olduğunu, bir hakkın kıymetli evraka bağlanmasının ortaya çıkardığı ilk neticenin hakkın senetle talep edilmesi olduğunu, ikinci neticenin ise hakkın devrinin de ancak senetle olması olduğunu, ortaya çıkan hakkın, senede bağlı bir hak olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 645. maddesinde, “Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez.” hükmü bulunduğunu, kanunda veya senette aksi öngörülmedikçe, ifa için senedin borçluya ibrazı gerekeceğini, ayrıca, kıymetli evrakın borçlusunun, senedin teslimi karşılığında ifada bulunması gerektiğini, TTK’nın 776/1-(b) maddesine göre bonodan bahsedilebilmesi için kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadinin olması gerekmekte olduğunu, ödeme vaadinin herhangi bir kayıt veya şarta bağlanamıyor oluşu, senedin düzenlenmesine temel olan hukuki ilişkinin sebebinin, düzenlenmiş bir bononun geçerliliğini etkilemediği anlamına gelmekte olduğunu, davacının davaya konu senedi ödediğinden bahisle, icra takibi başlatıldıktan sonra İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine dayanarak eldeki menfi tespit davasını açtığını, bono borçlusunun, ödemeyi yaptığı esnada senedi teslim almak zorunda olduğunu aksi takdirde sonraki hamillere karşı ödeme def’inde bulunamayacağını, bononun sıkı şekil şartlarına bağlandığını ve illetten mücerret (borcun sebebinden soyut) bir senet olduğunu belirterek davanın reddine, verilen tedbir kararı nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararlar dolayısıyla öncelikle dosyada bulunan teminattan kullanılarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik % 20 tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nun 166/1. maddesine göre; “aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfatdaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.”
HMK.nun 166/4 md.sine göre de; “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde bağlantı varsayılır.
Mahkememizin …. Esas sayılı dosyası ile, mahkememizin iş bu dosyasının taraflarının aynı olduğu ve davaların bağlantılı olduğu görülmüş neticede her iki davanın birleştirilmesinin usul ekonomisine daha uygun olacağı anlaşıldığından birleştirme kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1- Aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle mahkememizin … Esas sayılı dosyasının mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine,
2-Yargılamaya Mahkememizin … Esas sayılı dosyası üzerinden devamına,
3- Mahkememizin …. Esas sayılı dosya esasının kapatılmasına,
Dair, nihai kararla birlikte istinaf kabil olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı ve diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı