Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/490 E. 2023/577 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/490 Esas – 2023/577
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/490 Esas
KARAR NO : 2023/577

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVA : Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …’nin almış olduğu ihale kararının kesinleşmesi üzerine müvekkili şirket … Hiz. San. Ve Tic. A.Ş.. İle aralarında … akdedildiğini, söz konusu sözleşme kapsamında müvekkili şirketin taahhüdünü, … T.A.Ş. … Şubesince düzenlenen 11.09.2013 Tarih ve … Numaralı 100.000,00 TL bedelinde, … Bankası A.Ş. … Şubesi’nce düzenlenen 16.04.2013 Tarihli … Numaralı 180.000,00 TL bedelli, … A.Ş. … Şubesi’nce düzenlenen 16.04.2013 Tarihli … Numaralı 2.500.000,00 TL bedelli ve … T.A.Ş. … Şubesi’nce düzenlenen 16.01.2017 tarih ve … Numaralı 70.000,00 TL bedelli kesin teminat mektupları ile teminat altına alındığını, iş akdinin sonlanmasının ardından 09/12/2019 tarihinde sayılan teminat mektuplarının iadesinin gerçekleştirildiğini, iade işleminden önce Davalı … tarafından söz konusu sözleşme kapsamında çalıştırılan personellerin ileride doğabilecek işçilik alacaklarının ödenmesini garanti altına almak amacıyla müvekkili şirketten 500.000TL tutarlı yeni bir teminat mektubu sunması istendiğini, ancak söz konusu teminat mektubunun sunulmasını müteakip sözleşmenin aslına ilişkin teminat mektupları iade edilebildiğini, davalı … A.Ş. ‘nin müvekkili şirkete ait olan 500.000,00 TL değerindeki kesin teminat mektubunun taraflar arasında akdedilen sözleşmede bu hususta herhangi bir hüküm bulunmadan ve hukuki yarardan yoksun olarak elde edilmiş olması nedeniyle söz konusu kesin teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti gerekmekte olduğunu belirterek davanın kabulü ile davaya konu teminat mektubunun hükümsüzlüğünün testpitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, şirketlerince ihtiyaç duyulan özel güvenlik hizmeti 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun “Açık İhale Usulü” başlıklı 19. uncu maddesi uyarınca ihale edildiğini ve 27/08/2012 tarihinde yapılan … İKN’li ihale neticesinde B grubu illerde Şirketleri özel güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi işi davacı … Hiz, San. ve Tic. A.Ş.’nin uhdesinde kaldığını, akabinde adı geçen firma ile 17/04/2013 tarihinde 3 yıl süreli sözleşme imzalandığını, İhale konusu hizmet süresinin 28/04/2016 tarihinde sona erdiğini ve yüklenici firmanın teminat mektuplarını talep etmesi üzerine yüklenici firmadan … A.Ş. … Şubesi tarafından düzenlenmiş 03/05/2017 tarih ve … nolu 500.000,00 TL bedelli teminat mektubu alınarak, Şirketleri B grubu özel güvenlik hizmeti için anılan firmadan almış oldukları teminat mektuplarının serbest bırakıldığını, davacı vekilinin, dava dilekçesindeki baskı ve Kamu gücü tehdidi iddialarının aksine olarak Şirketlerinin anılan firmaya ait toplamda 2.850.000,00 TL bedelli teminat mektuplarını serbest bırakarak iyi niyetini net bir şekilde ortaya koyduğunu, 500.000,00 TL bedelli teminat mektubunun, söz konusu sözleşmenin “Diğer hususlar” başlıklı 36.ncı maddesinin ikinci bendinde yer alan; “Kanunlardan doğan sorumluluklar: 51 88, 5510, 4857 ve 1475 Sayılı Kanunlar ile diğer Kanun, Tüzük ve Yönetmeliklerden doğacak bütün yükümlülükler yükleniciye aittir. Bu yükümlülüklerin tam ve zamanında yüklenici tarafından yerine getirilmemesinden kaynaklanan ve …’ce ödenmek zorunda kalınan her türlü meblağın yükleniciye rücu hakkı saklıdır.” hükmü, sözleşmenin “Kesin teminat ve ek kesin teminatın geri verilmesi” başlıklı 114 fıkrasında yer alan; “Taahhüdün sözleşme ve ihale dokumanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı İdare’ye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra, … alınan ilişiksiz belgesinin İdare ye verilmesinin ardından kesin feminat ve varsa ek kesin teminatların tamamı jyükleniciye iade edilecektir.”! Hükmü, söz konusu işe dair Teknik Şartnamenin “Yüklenicinin sorumlulukları” başlıklı 4 üncü maddesinin hükmü ile, 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan; “Bir işverenden, iş yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl İşveren, alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmüne göre şirketleri aleyhine açılan alacak davasında yüklenici firmanın da sorumlu olduğundan söz konusu sözleşmeden doğan işçi alacak davaları dikkate alınarak şirketlerinin herhangi bir hak kaybına uğramamasına teminen alındığını belirterek haksız ve yasal dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce …. sayılı karar ile “…Taraflar arasında 27/02/2012 tarihli ihale sonucu güvenlik hizmeti sözleşmesi imzalanmış, daha sonra imzalanan sözleşmelerle bu ilişki 28/04/2016 tarihine kadar devam etmiştir. İş bu sözleşmeler sebebiyle davaya konu teminat mektubu dışında 4 adet farklı bankalardan alınmış 2.850.000,00-TL toplam bedelli teminat mektubu verilmiş ve daha sonra bu mektuplar serbest bırakılmıştır.
Davaya konu teminat mektubu sözleşme sona erdikten sonra 03/05/2017 tarihinde tanzim edilmiştir. Davalı yedinde bulunan teminat mektubunu davacının hizmet döneminde çalıştırdığı işçilerin açtıkları ve açacakları davalar sebebiyle sebebiyle iade etmediğini beyan ettiği görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 11. maddesi ve alt fıkralarında düzenlendiği üzere teminat mektuplarının iade edilebilmesi için yüklenici davacının sözleşme nedeniyle davalıya borcunun kalmamış olması gerekmektedir. Dosyaya celp edilen evraklardan da anlaşıldığı üzere davalı aleyhine sözleşme dönemini kapsar şekilde işçilik alacaklarının tahsili davaları açılmış olup davacının bu davalar nedeniyle sorumluluğunun bulunduğu da kuşkusuz olduğundan davanın reddine…” karar verilmiştir.

Mahkememi verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiş, …. sayılı ilamı ile; “… Somut uyuşmazlıkta eda davası açılması gerektiği halde tespit isteminde bulunulduğundan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmek gerekirken eda davası gibi nitelendirme yapılarak davanın esastan reddi doğru olmamış; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir (HMK m.353/1-a.4). Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir” gerekçesi ile karar kaldırılmıştır.
Dava hizmet sözleşmesi nedeniyle verilen teminat mektubunun hükümsüz kaldığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava şartları, ilk itirazlarla birlikte “dava engelleri”ni oluşturmaktadır. Bir davada esasa ilişkin karar verilebilmesi için bulunması veya bulunmaması gereken ve hakim tarafından, tarafların itirazına bağlı olmaksızın yargılamanın her aşamasında dikkate alınması ve araştırılması gereken unsurlara “dava şartları” denir (….). Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115’inci maddesine göre dava şartlarının mahkemece her aşamada re’sen gözetileceği, bir diğer ifade ile tarafların itirazı olmasa ve hatta tarafların dava şartı eksikliğine rağmen davanın görülmesine yönelik bir onamı (muvafakati) bulunsa bile hakimin davaya bakmaya devam edemeyeceği ve davanın usulden reddine karar vermesi gerektiği kabul edilmektedir (….).
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili tarafından eda davası açılması gerektiği halde tespit isteminde bulunulduğundan …. sayılı kaldırma kararı doğrultusunda davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanacağı üzere;
1-Davanın Hukuki Yarar Yokluğundan Usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL peşin mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır