Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/811 E. 2023/627 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/811 Esas
KARAR NO : 2023/627

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…
Av. … – …
DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 27/05/2014
KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti. ile 03/08/2010 tarihli 1.250.000,00 TL bedelli, 07/03/2011 tarihli 400.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi, 05/07/2012 tarihli 1.500.000,00 TL bedelli Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı, kredi borçlusu şirketin borçlarını ödememesi konusunda direnmesi üzerine …. Noterliğinin 18/01/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve eki hesap özetinin gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borçlu şirketin borcunu ödemediğinden temerrüde düştüğünü, bunun üzerine takipte ve tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla borçlu ve kefiller aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, müvekkili banka ile davalı kurum arasında 19/01/2012 tarihinde kredi geri ödeme kefalet sözleşmesi imzalandığını, davalı kurumun müteaddit taleplerine rağmen kefalet sorumluluğu kapsamında teminat mektubundan kaynaklanan 300.000,00 TL ve nakit krediye ilişkin 87.000,00 TL’yi tazmin etmediğini, tazmin talebinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, kefalet sözleşmesinde davalı tarafından evvelce kullandırılan ve kullandırılacak kredilere de kefil olduklarının belirtildiğini, dava dışı borçlu firmaya 24/02/2011 tarihli muhatabı … A.Ş. olan teminat mektubunun verildiğini, işbu teminat mektubunun süresinin müvekkili bankanın … Şubesi’nin 22/02/2012 tarihli yazısı ile 1 yıl uzatıldığını, davalı kuruma 24/02/2012 tarihli yazı ile gayrinakdi kredi kefaletine karşılık borçlu firmaya 400.000,00 TL gayrinakdi kredi kullandırımı yapıldığı şubece bildirilmiş olmasına rağmen davalının bu hususta bir itirazı olmadığını, anılan teminat mektubu kredisinin davalı kurumun kefalet sorumluluğunda olduğunun zımnen de kabul edildiğini, 13/02/2013 tarihinde … A.Ş. tarafından teminat mektubunun tazmini talep edilmesi üzerine teminat mektubunun bankaca tazmin edildiğini, davalıdan kefalet tutarının tazmin edilmesi 22/04/2013 ve 20/05/2013 tarihli yazı ile talep edilmiş ise de davalının 23/05/2013 tarihli yazıları ile gayrinakdi krediye ilişkin bankaya herhangi bir ödeme yapılmayacağının belirtildiğini, … düzenlemeleri gereği süresiz teminat mektubu düzenlenmesi mümkün olmadığından yeni bir teminat mektubu düzenlemek yerine düzenlenen teminat mektubunun süresinin yazışmalarla her yıl uzatılmasının ticari bir teamül olduğunu, yeni bir teminat mektubu düzenlemek yerine düzenlenen teminat mektubunun süresinin uzatılmasının bir nevi yenileme veya yeni kredi kullandırımı sayılabileceği sonucuna varılabileceğini belirterek kredi garanti fonu kefaleti kapsamında bulunan teminat mektubundan kaynaklanan 300.000,00 TL’nin nakit krediye ilişkin 87.000,00 TL’nin 22/04/2013 talep tarihinden itibaren %72 temerrüt faizi oranı ile hesaplanmış faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının davaya konu ettiği kredinin “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanacak Hazine Desteğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında … Kararına” ilişkin bir kredi olduğunu, müvekkilinin … kendisine verilmiş yetki ve görev kapsamında işlemler yaptığını, dava dilekçesinde davacının tek bir kredi kefalet başvurusu yapılmış gibi beyanda bulunduğunu oysa davacı yanın iki ayrı yeni kredi kullandırılması açıklamalı Hazine destekli kefalet talebinde bulunduğunu, davacı yanın tazminini istediği 400.000,00 TL’lik kredinin 24/02/2011 tarihinde davacı tarafından ilgili firmaya kullandırıldığını ancak 26/12/2011 tarihinde müvekkilinden yeni kredi kullandırılması talepli Hazine kefalet onayı istendiğini, kefalet onay makamında olan müvekkilinin kefalet onayını yeni bir kredi kullanacak olması sebebi ile verdiğini, müvekkilinin bilgisi dışında davacının üstlenmiş olduğu bir riske Hazine kefaleti verilemeyeceğini, davacının yine 26/12/2011 tarihinde 850.000,00 TL kredi içinde Hazine destekli kefalet talebinde bulunduğunun ancak protokol gereğince 6 aylık süre içerisinde kullandırılması gereken kredinin sadece 734.000,00 TL’lik kısmının kredi olarak kullandırıldığını, davacı bankanın protokol ve … kararına aykırı olarak kullandırmadığı kredi tutarını da Hazineden talep ederek aslında kendi hata ve zararını Hazineden tazmin etmeye çalıştığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce davanın reddine dair verilen 16/02/2017 tarihli kararın istinaf kanun yoluna başvurulduğu, …sayılı ve 21/12/2017 günlü kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine … sayılı ve 22/05/2019 günlü bozma ilamında;
“Dava, nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın kefilden tahsili istemine ilişkindir. Davacı ile dava dışı şirket arasında kredi sözleşmelerinin imzalanmasından sonra davalının nakdi ve gayrinakdi kredilere ayrı ayrı belirli oranda müteselsil kefil olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafça kullandırılan nakdi kredi için, davalı ile davacı arasında imzalanan 1228 sayılı kredi geri ödeme ve kefalet sözleşmesiyle, davalı taraf 850.000,00 TL’lik kredinin %75’ine tekabül eden 637.500,00 TL ile sınırlı olarak müteselsil kefil olmayı taahhüt etmiştir. Anılan sözleşme uyarınca davalının, kullandırılan nakdi kredi yönünden 637.500,00 TL’ye kadar kefalet sorumluluğu bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafça kullandırılan gayrinakdi kredi için, davalı ile davacı arasında imzalan 1230 sayılı kredi geri ödeme ve kefalet sözleşmesiyle, davalı taraf 400.000,00 TL gayrinakdi kredinin %75’ine tekabül eden 300.000,00 TL ile sınırlı olarak müteselsil kefil olmayı taahhüt etmiş ve anılan sözleşmede kefil olunan gayrinakdi kredi, dava dışı asıl borçluya verilen teminat mektubu olarak kullandırılmıştır. Bu durumda davalı tarafın gayrinakdi kredi yönünden de 300.000,00 TL ile sınırlı kefalet sorumluluğu bulunduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar nazara alındığında mahkemece, davalı tarafın kredi geri ödeme ve kefalet sözleşmelerinde belirtilen miktarlar kadar kefalet sorumluluğunun bulunduğunun kabulü ile davacının talep ettiği miktarlar değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesine değinilmiştir.
…’nin bozma kararına uyulmayarak Mahkememizce 06/02/2020 tarihli karar ile 16/02/2017 tarihli kararda direnilmesine dair karar verildiği, davacı vekilinin temyizi üzerine … sayılı 26/06/2020 tarihli kararı ile 22/05/2019 günlü kararın usul ve yasaya uygun olup Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın … Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verildiği, … Hukuk Genel Kurulu’nun …. ve 05/10/2022 tarihli ilamında;
“… davacı ile davalı arasında akdedilen protokol ve bu protokolün eki niteliğindeki 1228 ve 1230 sayılı Kredi Geri Ödeme Kefalet Sözleşmeleri kapsamında davacı tarafından dava dışı yararlanıcı firmaya kullandırılan nakdi krediye ilişkin olarak davalı tarafından 1228 sayılı Sözleşme gereği yapılan ödeme ile kefalete ilişkin sorumluluğun sona erdiğinden bakiye miktar yönünden davacının talebi yerinde değildir. Ancak yine taraflar arasında düzenlenen protokol ve eki 1230 sayılı Sözleşme hükümleri kapsamında kullandırılan gayri nakdi kredinin, yukarıda detaylı olarak belirtilen gerekçelerle ve sözleşmede belirlenen sınırlar dahilinde davalının kefalet sorumluluğu kapsamında olduğu açık olup bu doğrultuda yapılacak değerlendirme sonrasında hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.” gerekçesi ile direnme kararının değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerektiğine değinilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, … Hukuk Genel Kurulunun …. sayılı ve 05/10/2022 günlü ilamının değerlendirilmesi sonucu; taraflar arasında düzenlenen protokol ve 1230 sayılı sözleşme hükümleri kapsamında kullandırılan 400.000,00 TL gayrinakdi kredinin %75’ine tekabül eden 300.000,00 TL ile davalı taraf müteselsil kefil olmayı taahhüt edip kefil olunan gayrinakdi kredi dava dışı asıl borçluya verilen teminat mektubu olarak kullandırıldığından davalı tarafından gayrinakdi kredi yönünden 300.000,00 TL ile sınırlı kefalet sorumluluğu bulunduğu, davacı tarafından dava dışı firmaya kullandırılan nakdi krediye ilişkin olarak davalı tarafından 1228 sayılı sözleşme gereği yapılan ödeme ile kefalete ilişkin sorumluluğu sona erdiğinden bakiye miktar yönünden davacının talebi yerinde olmadığı, 09/06/2010 tarihli protokolde ve 19/01/2012 tarihli kefalet sözleşmesinde temerrüt faiz oranı belirlenmediğinden 3095 sayılı Yasa’nın 2. maddesi uyarınca avans faizi uygulanması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne, 300.000,00 TL’nin 22/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 20.493,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 47.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 306,50 TL tebligat-posta ücreti, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.306,50 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan ‭1.012,79 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333 maddesi uyarınca yatırılan gider/delil avansında kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde …’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …