Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/760 E. 2022/695 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/760 Esas – 2022/695
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/760 Esas
KARAR NO : 2022/695
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022

Mahkememiz 2022/236 Esas sayılı dava dosyasının 17/11/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile karşı davanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine dair verilen karar üzerine dosya Mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılarak ele alındı;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 16/05/2022 tarihli cevap-karşı dava dilekçesinde; karşı davalı ile sözleşme fesih tarihine kadar 8 adet hak ediş yapıldığını, hak edişlerin zemindeki imalatlarla karşılaştırıldığında karşı davalının imalatlarının eksik olduğunu, karşı davalı yana kurum personeli tarafından düzenlenen 29/11/2021 tarihine kadar imalat m3lerinin de sunulduğunu, 20/08/2020 tarihli taşeron sözleşmesi kapsamında taşeron sorumluluğunda olan işler bedelinden fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 600.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yana cevap/karşı dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
Dava, taraflar arasında imzalanan taşeron sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; mahkememizce 16/06/2022 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin tutanağın ibrazı yönünde oluşturulan karar üzerine davacılar vekilince 29/08/2022 tarihli dilekçe ile arabuluculuk müessesesine müracaat edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekilince Mahkememizin 2022/236 E. sayılı dava dosyası ile yürütülen asıl davada davacı vekilince yapılan başvuru üzerine aynı sözleşme ilişkisi kapsamında cari hesap ve hakediş alacakları ile sözleşmenin feshi konusunda görüşmelerin yürütüldüğü ve anlaşma sağlanamadığından açılan karşı davada yeniden arabuluculuğa başvurulması gerekmediği ileri sürülmüş ise de, asıl davaya ilişkin 26/01/2022 tarihli arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde, eldeki davanın davalısının “Aydınca Barajı İkmali 2. Kısım İnşaatı işi kapsamında, taraflar arasında münakit 20/08/2020 tarihli Taşeron Sözleşmesinin Başvurucu Tarafından Haklı Feshine dayalı olarak, Haklı Fesih Sebebi olan caride görünen eksik ödemelerin, yapılan işlere karşı eksik veya hiç düzenlenmemiş hakediş bedellerinin, Sözleşme gereğince uygulaması gereken fiyat farklarının ve bu eylemler nedeniyle mahrum kalınan kar ve uğranılan zararların, ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsili, ayrıca Vergi-Tevkifat İadesi/İndirimi için gerekli belgelerin verilmesi” konusunda anlaşamadıkları, yürütülen arabuluculuk görüşmeleri sırasında eldeki davanın davalısının davacılardan taleplerinin müzakere edildiği, arabuluculuk görüşmeleri sırasında eldeki davanın davacılarının davaya konu fazla ödeme taleplerinin arabuluculuk sürecinde müzakere edilen uyuşmazlık konuları kapsamında olmadığı anlaşılmakla davacılar vekilinin bu yöne ilişkin beyanına itibar edilmemiştir.
Bu durumda karşı dava açılmadan arabuluculuk işleminin tamamlanmadığı anlaşılmakla arabuluculuğa ilişkin dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, dava (cevap ve karşı dava) dilekçesi karşı yana tebliğe olunmadığından vekalet ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6102 sayılı TTK’nın 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın 1.500,00 TL ve 8.746,50 peşin harç toplamı ‭10.246,5‬0 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‬‭10.165,8‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yararına vekalet ücreti tayin ve takdirine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan gider/delil avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/11/2022