Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/626 E. 2023/40 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/626 Esas
KARAR NO : 2023/40

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … -…
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … – … -…
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2022
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
YAZIM TARİHİ : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 26.08.2016 tarihli Taşeron Sözleşmesine göre, müvekkili tarafından ‘///////////////////” adresteki inşaata, davalının sözleşmede gösterdiği mermer ve sair malzemeler ile gerekli montajlar ve işlemlerin yapılacağını, karşılığında da sözleşmenin 6. maddesinde belirlendiği üzere İnşaat yapılan binadaki 45 Nolu Dublexs Dairenin müvekkiline verileceğini, sözleşme gereği peşinat ve teminatın verildiğini ve müvekkilince taahhüt edilen her hususun yerine getirildiğini, sözleşmenin davalı şirket adına şirketin o dönemki sahibini ve şirketi temsilen kardeşi … tarafından yapıldığını, bu nedenle şirket ilgili borçtan tüm mal varlığı ile sorumlu olduğunu, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin dava dışı … tarafından haksız olarak feshedildiğini, müvekkili ve …’ın mutabakatı ile yapılan işin hak edişinin o dönem itibariyle hesaplanarak verileceğine ilişkin karara varıldığını, yapılan işe ilişkin hak edilen miktarın tarafların anlaşması üzerine … tarafından yapıldığını, başlangıçta 168.700,00 TL belirlendiğini ve zararlar çıkıldığında ise 149.960,00 TL kaldığına ilişkin kanaate varıldığını, bu nedenle belirlenen miktar üzerinden faiziyle icra takibi başlattıklarını, müvekkilinin kalan parayı vererek daireyi almak istediğinde karşı taraftan krediye karşılık teminat olarak gösterildiği cevabını aldığını, sonrasında ise dairenin başkasına satıldığını öğrendiğini, alacaklarına karşılık düzenlenen senetlerin ise karşılıksız çıktığını ve tahsili için Ankara 23. İcra Dairesi 2021/11717 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde alacağın tahsil edilemediğini, arabuluculuk görüşmeleri sırasında karşı tarafça müvekkilince imzalandığı ileri sürülen bir ibraname sunulduğunu, ancak ibranamedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve çalışanı … tarafından imzalandığının öğrenildiğini, müvekkili için bağlayıcı olmadığını ileri sürerek Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2022/12182 sayılı icra takip dosyasına vaki itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının taraflar arasında imzalanan 26.08.2016 tarihli Taşeron Sözleşmesi ile üstlendiği edimi tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediğinden karşılıklı mutabakat ile 14/12/2020 tarihli “fesih ve ibraname” protokolünün imzalandığını, bu protokol ile sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini ve tarafların sözleşmeden dolayı hak ve alacakları kalmadığını kabul ettiklerini, davacının protokolün kendisi açısından bağlayıcılığı olmadı iddiası kabul edilse dahi davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini ve müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesine dayalı olarak iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a),(b),(c),(d),(e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Yukarıda açıklanan yasal mevzuat ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davanın eser sözleşmesine dayalı olarak açıldığı, davalı şirket tacir ise de; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığının bildirildiği, Vergi Dairesi cevabi yazısına göre davacının dava tarihi itibariyle faaliyetini terk ettiği, sözleşme tarihi itibariyle ise işletme esasına göre defter tuttuğu, işletme hesabına göre defter tutan kişinin, 213 sayılı VUK’nun 177. maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bentte yazılı nakdi limitin tamamını aşmaması halinde esnaf sayılacağı, Vergi Dairesi Müdürlüğünce bildirilen miktarların incelenmesi neticesinde davacının sözleşme tarihi itibariyle esnaf olduğu, buna göre davacının tacir sıfatının bulunmadığı, sözleşme konususun ticaret kanununda özel olarak düzenlenen sözleşmelerden olmadığı ve mutlak ticari dava niteliği de taşımadığı, bu nedenle Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmaktadır.
Davanın konusu ve davacının sıfatına göre, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, göreve ilişkin hususların kamu düzeninden sayılıp, re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır