Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/60 E. 2022/378 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/60 Esas – 2022/378
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/60 Esas
KARAR NO : 2022/378

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
YAZIM TARİHİ : 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde, davalı şirketle, şirketin sorumluluğunda bulunan Çinkur Trafo Merkezi (“TM”) için Bağlantı Anlaşması (“BA”) ve Sistem Kullanım Anlaşması (“SKA”) imzalandığını, SKA’nın “Cezai Şartlar” başlıklı 9. maddesinde “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin İletim Sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili 28/02/2014 tarihli ve K 361633 numaralı sistem kullanım ceza faturası düzenlenerek, muhteviyat çizelgesiyle birlikte 20/03/2014 tarihli ve 3314 sayılı yazıyla, 21/03/2014 tarihinde davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin gönderilen belgeleri 24/03/2014 tarihinde teslim aldığını, ancak davalı şirket tarafından söz konusu faturanın bedelinin süresi içerisinde müvekkili kuruma ödenmediğini, mevzuat gereği reaktif enerji/aktif enerji oranlarının 2007-2008 döneminde her bir ölçüm noktasında aylık ve 2009 yılından itibaren ise her bir ölçüm noktasında ve her bir uzlaştırma periyodunda elde edilmesi gerektiğini, 14 Nisan 2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğin Madde 91 (1) “Bir fatura dönemi içerisindeki her bir saat bir uzlaştırma dönemini oluşturur” hükmünün yer aldığını ve bu uygulamanın başlamasının 1 Ekim 2009 tarihli ve 27363 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikte yapılan değişiklik gereğince 01/12/2009 tarihten itibaren saatlik uygulamaya geçildiğini, ayrıca reaktif enerji sınır değerlerinin aşılması ihlalinin tespiti ve uygulanacak yaptırım tutarının hesaplanması için Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenilirliği ve Kalitesi Yönetmeliğinin ilgili maddesinde belirtilen reaktif enerji/aktif enerji oranlarının gün içinde 24 kez hesaplanması (saatlik uzlaştırma uygulaması gereği), sınır değerlerin aşılıp aşılmadığının belirlenmesi, elde edilen sonuçların ise söz konusu dönemde yürürlükte olan Sistem Kullanım Anlaşmasının ilgili hükmü gereğince gün içinde en fazla bir aşım (00.00-24.00 saatleri arasında bir defadan fazla uygulanmayacaktır) dikkate alınacak şekilde değerlendirilmesi ve ay sonunda kaç gün için aşımla karşılaşıldı ise bu gün sayısı ile o ayki sistem kullanım bedelinin 0.5% sinin çarpılması gerektiğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili kurum tarafından davalı şirkete kesilen, Şubat 2014 dönemine ait, K361633 Seri ve Sıra Numaralı, 28.02.2014 tarihli, 45.663,68.-TL bedelli sistem kullanım ceza fatura bedelinin, son ödeme tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usülü Hakkında Kanunun 51. maddesinde öngörülen gecikme zammı ve gecikme zammının KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, ayrıca Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 02/06/2014 tarih ve 2014/204 E 2014/624 K sayılı kararı ile TEİAŞ tarafından sistem kullanım anlaşmasına dayanarak düzenlenen ceza faturalarına ilişkin davanın İdari Yargı yerinde görülmesi gerektiğine karar verildiğini, bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, davanın esasına ilişkin olarak da haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davacı tarafından düzenlenen ve davalı tarafça ödenmeyen ceza faturalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” TEİAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Bu bağlamda, 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir (aynı yönde karar için bkz. Yargıtay 6. HD’nin 2021/869 E.-2021/908 K. sayılı ve 18/10/2021 tarihli kararı).
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK’nın 114/(1)-b ve 115/(2) maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan peşin alınan 779,83 peşin harçtan mahsubu ile bakiye 699,13 TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7. maddesi uyarınca belirlenen 3.368,14 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,

4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2022