Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/598 E. 2023/529 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/598 Esas
KARAR NO : 2023/529

DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 23/07/2014 tarihli …’nde görüleceği üzere eski ortakları … ve … tarafından tür değişikliği yapılıp … Şirkete dönüştürüldüğünü, tür değişikliğinden sonra yine 13/08/2014 tarihli …’nden ve de ekli belgelerden de anlaşılacağı üzere işbu ortakların tüm hisselerini halen daha şirket yetkilisi olan …’e devrettiğini, davalının, davacı şirketteki hisse ve yetkilerini şimdiki şirket yetkilisi …’e devrettikten sonra davacı şirketin kasasından ortak olduğu dönemde almış olduğu borçların bir kısmını ödemiş olduğunu, 01/01/2016 tarihi itibariyle davacı şirkete olan borcu faiz hariç 1.594.623,91-TL olduğunu, Bu borcun halen daha davalı tarafça ödenmediği gibi, davacı şirkete ait onaylı defter ve resmi beyanlarda da bu hususların apaçık belli olduğunu, davalı tarafça yapılan kısmı ödemelerin akabinde en sonunda 01/01/2016 tarihi itibariyle de davalı tarafın borcunun 1.594.623,91-TL olduğunun tespit edildiğini, müvekkili tarafça yapılan incelemede davalı eski ortağın suç işleyerek usulsüzlük yaptığını, davalı müvekkili şirket … A.Ş. olarak … de görüleceği üzere … Şirkete 23/07/2014 tarihinde dönüştürülmeden önce limited şirketi iken, 2016 yılında çıkartılan 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’dan davalı yetkisi ve ortağı olmamasına rağmen müvekkili şirket adına borcunun 868.507,76TL’lik kısmının %3’ünü devlete, 17/11/2016 tarihinde ödediğini, davalının 17/11/2016 tarihinde müvekkili şirkette ne bir yetkisi ne bir ortaklığı dahi bulunmadığını, böyle bir müracaat hakkı ve yetkisi bulunmadığını, borcun zaten ödendiği, … soruşturma sayılı dosyası ile davalı aleyhinde suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının müvekkili şirketin ortaklığından ayrıldığını 23/07/2014 tarihinden sonra da 6552 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’dan davalı yetkisi ve ortağı olmamasına rağmen müvekkili şirket adına borcunun 726.116,15TL’lik kısmının %3’ünü devlete 22/12/2014 tarihinde tahakkuk ettiğini, buna ilişkin makbuzu sunduklarını, davalının hem şirketi devretmesine rağmen yetkisiz olarak şirkete olan borçlarına karşılık kayıtların düzenlenmesi için bahsi geçen af niteliğindeki torba yasalardan faydalanarak borçlarının %3’ü oranında devlete vergi ödediğini, ancak o dönemde de şu anki şirket yetkilisi şirketin ortağı ve yetkilisi idi ve bunları da yakın zamanda bu usulsüz işlemleri öğrendiğini, yasal yollara başvurmak zorunda kaldıklarını, davamızın kabulünü, şimdilik 100.000TL alacağın davalıdan alınarak davacı şirkete ödenmesini, işbu alacaklara borçların davalının şirket ortaklığının sonlandığı 23/07/2014 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi, Mahkeme tarafından bu faiz türünün kabul edilmemesi halinhde avans faizi yürütülmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu borcu kabul etmediklerini, zamanaşımı def’i olduğunu, davanın reddini yargılama gideri ve harç ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını, kötüniyetli biçimde dava açan davacı aleyhine HMK 329/1. Madde gereği benim kendi müvekkili ile yaptığı vekalet ücreti sözleşmesindeki maktu bedelin davadan tahsil edilerek tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davalının davacıya borçlu olduğu iddia edilen dava konusu borçları ikrar ettiği ve bir kısmını doğrudan bir kısmını da yeniden yapılandırmanın verdiği indirim olanağı ile ödediğini, aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı şeklinde bir değerlendirme yapılabileceği sonucuna ulaşıldığını belirtmiştir.
Davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmakla dava zamanaşımı yönünden incelendiğinde 6098 sayılı TBK 147 vd. Maddelerince uyuşmazlığın çözümü gerekir. Anılan madde kanunun genel olarak zamanaşımını düzenlediği 146.maddesinden farklı olarak ayrık öngördüğü ve tahdidi olarak zikrettiği beş yıllık zamanaşımının uygulanacağı uyuşmazlıkları düzenlemektedir. Mevcut davada ortaya çıkan uyuşmazlığın alacak isteminden kaynaklandığı alacağın ise davacı şirket tarafından davalıya ortak iken verilen borç nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Zamanaşımının başlangıç tarihi, ise davalının paylarını devir ettiği 23/07/2014 tarihidir. Şu halde TBK 147/4 gereğince bir ortak ile ortaklık arasındaki alacakların beş yıllık zamanaşımına tabi olmakla mevcut uyuşmazlık da zamanaşımı süresinin beş yıl olarak uygunlaması gerektiği, davanın beş yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte uyuşmazlıkta süresi içinde zamanaşımını kesen bir nedenin de mevcut olmadığı görülmekle alacağın zamanaşımına uğradığına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 269,85 TL harçtan peşin alınan 1.707,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.437,90 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince … bütçesinden karşılanacak olan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,

Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır