Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/596 E. 2023/156 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/596 Esas – 2023/156
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/596 Esas
KARAR NO : 2023/156

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2022
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
YAZIM TARİHİ : 18/04/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Limited Şirketi ile müvekkili şirket arasında imzalanan hazır beton üretim, teslim ve satış sözleşmesine davalının hem dava dışı şirket temsilcisi hem de garantör olarak imza attığını, sözleşme gereği dava dışı şirketin müvekkilinden çeşitli ürünler sipariş ettiğini ve siparişlerin müvekkilince teslim edildiğini, 28/08/2020 düzenleme tarihli, 29/08/2020 faiz başlangıç tarihli,… No’lu 7.021,00-TL tutarlı fatura nedeniyle ödenmeyen 3.472,50 TL ve işlemiş faiz miktarı olan 1.260,37 TL toplamı olarak 4.732,87 TL’nin tahsili amacıyla … Müdürlüğü’nün 2021/6716 sayılı dosyası ile dava dışı şirket ve davalı hakkında başlatılan …takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı aleyhine …inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
Dava, davacı ile dava dışı şirket arasındaki hazır beton yapım ve teslimine ilişkin sözleşmenin garantör sıfatıyla imzalanması nedeniyle sözleşmeye dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu … Müdürlüğünün 2021/6716 sayılı …takip dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından davalı ve dava dışı şirket hakkında faturaya dayalı olarak 3.472,50 TL asıl alacak ve 1.260,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.732,87 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin davalının itirazı ile durması üzerine itirazın iptali talebiyle süresi içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesine ekli 19/11/2019 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; dava dışı şirket ile davacı şirket arasında hazır beton üretim, teslim ve satım sözleşmesi başlıklı sözleşme olduğu, dava dışı şirket adına atılan imza ile garantör sıfatıyla atılan imza bulunduğu görülmüştür.
İddia, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; eldeki davada davacı dava dışı şirket ile müvekkili arasında imzalanan sözleşmeyi garantör sıfatıyla imzalayan davalının ödenmeyen fatura alacağından sorumlu olduğu iddiasına dayalı olarak itirazın iptalini istemiştir. Öncelikle davacı ile dava dışı şirket arasında hazır beton yapım ve teslimine dair sözleşmede davalının hukuki durumu tespit edilerek davalı bakımından sözleşmenin geçerli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.
6098 sayılı … Kanunu’nun 603. maddesiyle kefaletin şekline, kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümlerin gerçek kişilerce, kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak, başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacağı öngörülmüştür. Madde gerekçesinde, kaynak … Borçlar Kanunu’nda olmayan bu düzenleme ile amaçlananın kredi sözleşmelerine kefil olan gerçek kişilerin “garanti” başlığını taşıyan düzenlemelerle daha korunaklı bir kurum olan kefaletin bertaraf edilmesinin önüne geçmek olduğu belirtilmiştir. TBK’nın 603. maddenin konuluş amacı (…) şu şekildedir: “Madde kefili koruyucu hükümlerden kurtulmak amacıyla başka adlar altında yaptıkları sözleşmelere de … hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir. Böylece mesela … sözleşmesi yerine üçüncü kişinin fiilini üstlenme sözleşmesi yapılmasında olduğu gibi alacaklıların kefili koruyucu hükümlerden kurtulmalarının ve bunları dolanmalarının önlenmesi amaçlanmıştır.”
Yukarıda belirtilen TBK’nun 603. maddesindeki düzenleme ve özellikle madde gerekçesi dikkate alındığında kefaletin şekline ve kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler garantöre veya herhangi nam altında asıl borçlu yanında şahsi sorumluluğu bulunan kişiye de uygulanacağından, dava konusu hazır beton yapım ve teslimine dair sözleşmenin de garantör olan davalı yönünden TBK’nun 583. maddesindeki şekil koşullarını taşıması gerektiği açıktır. TBK’nun … sözleşmesinin şekil şartlarını düzenleyen 583.maddesi “… sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile … tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, … tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini … sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü içermektedir. Davaya konu sözleşmede mahkememizce temin edilen … kayıtlarına göre davalının sözleşme tarihi itibariyle dava dışı … Limited Şirketinin ortağı olduğu ve bu sebeple TBK’nın 584/3 maddesi gereği eş rızasına ihtiyacının bulunmadığı anlaşılmakla birlikte davalının sorumlu olduğu azami miktar ve müteselsil borçlu olduğu veya bu anlama gelen herhangi bir ifade davalı tarafından el yazısı ile yazılmış olmadığından davalı bakımından sözleşmenin TBK’nun 583/1. maddesindeki şekli unsurlarını taşımadığı ve bu durumda TBK’nın 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uyulmadan yapılan sözleşmenin davalı yönünden geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11. bendinin “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” düzenlemesi gözetilerek arabuluculuk toplantısına katılmayan davalı yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 355,50 TL yargılama giderinden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince … bütçesinden karşılanacak olan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır