Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/484 E. 2022/798 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/484 Esas – 2022/798
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/484 Esas
KARAR NO : 2022/798

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19 Eylül 1996 tarih ve 22762 sayılı Resmi Gazete ile yürürlüğe giren İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat 96/31)’in 1’inci maddesi uyarınca; kanun, kararname ve uluslararası anlaşmalarla ihracı yasaklanmış veya belli kamu kurum ve kuruluşlarının ön iznine bağlanmış olan mallar, bu tebliğin ekinde “İhracı yasak mallar listesi” ile “İhracı ön izne bağlı mallar listesi” olmak üzere iki ayrı listede yayınlandığını, 2020 yılında dünyaya yayılan Covid-19 salgını dolayısıyla koruyucu ve tıbbi nitelikteki ürünlerin ihracatının önem kazandığını, bu doğrultuda 4 Mart 2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat 96/31)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (İhracat 2020/4) yayınlandığını, buna göre ihracı ön izne bağlı mallar listesine eklemeler yapıldığını, böylelikle Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği kapsamında piyasaya arz edilen “korucuyu maske, tulum, sıvı geçirmez önlük ve koruyucu gözlük” ile Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında piyasaya arz edilen “tıbbi ve cerrahi maske ile tıbbi steril/non-steril eldiven” ürünlerinin ihraç edilebilmesi, T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun ön iznine bağlandığını, Kuruma yapılan ihracat ön izin başvurularına ait verilerin … ile paylaşılmasına ilişkin yazılımsal alt yapı çalışmalarının tamamlandığının taraflara duyurulduğunun belirtildiğini, ön izin prosedürü gereğince davalı … tarafından müvekkil şirket ve aynı alanda faaliyet gösteren diğer kuruluşlara yönelik bir “hibe-ihracat uygulaması” başlatıldığını, söz konusu hibe-ihracat uygulaması kapsamında müvekkil şirket ile davalı arasında 21/04/2020 tarihli “Mal Alım Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkil şirketçe davalı …’ya teslim edilen ürünler için TİTCK tarafından ne oranda ihracat izni verileceği hususunun sözleşmenin 7. maddesinde açıklandığını, açıklanan hibe-ihracat uygulaması ve sözleşme kapsamında müvekkili şirketin 26/05/2021 tarihinde davalıya başvurduğunu, davalı Kurumun 28/06/2021 tarihinde e-posta yoluyla ihracat izni verildiğinin müvekkiline bildirildiğini, müvekkili şirketin davalıdan aldığı izinle son kez 25/06/2021 tarihinde 486832 nolu beyanname ile ihracat yaptığını ancak 28/06/2021’de verilen izni kullanamadığını, nitekim 16/07/2021’de izin prosedürüne son verildiğini, davalı tarafın 08/07/2021 tarihli yazısı ile verilecek ihracat ön izinlerine ilişkin protokolün 16/07/2021 tarihili itibariyle sonlandırılmasına karar verildiği ve bu çerçevede sözleşmenin Genel Müdürlükçe feshedildiğinin bildirildiğini, izin prosedüründen yararlanacağı inancıyla davalı kuruma ürün tedarik eden ancak öngörülemez bir süre içerisinde prosedürün sonlandırıldığını öğrenen müvekkilinin ihracat izni alma amacıyla gönderdiği ürünlerin iadesini veya ücretinin verilmesi için öncelikle TİTCK’ya başvurduğunu ancak TİTCK tarafından 18/08/2022’de gönderilen yazıda ilgilinin … olduğunun ifade edildiğini, …’ne yapılan başvurudan olumlu cevap alınamadığını belirterek davalı uhtesinde müvekkili şirkete ait ne kadar ürün kaldığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, bilirkişi incelemesi sonucunda yapılan tespit ile davalıda kalan ürünlerin müvekkile iadesini, ürünlerin iadesinin mümkün olmaması halinde bedellerinin müvekkile iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Covid-19 pandemisi nedeniyle tıbbi-cerrahi maske ve diğer koruyucu ekipman temini yönünden 04/03/2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İhracat 2020/4 Tebliğ ile İhracı Yasak Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat:96/31)’de değişiklik yapılmasına dair tebliğ ile Kişisel Koruyucu Ekipman Yönetmeliği kapsamında piyasaya arz edilen koruyucu maske ve tulum ihracatı TİTCK’nın ön iznine bağlandığını, konuyu düzenleyen diğer bir mevzuatın 14/04/2020 tarih ve 31099 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2399 Sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile 28/01/2002 tarihli ve 2002/3654 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın eki karara eklenen düzenleme olduğunu, düzenlemelerde müvekkili …’ni kişisel koruyucu ekipmanların ihracına ilişkin olarak izin/onay mercii olduğuna dair bir düzenlemenin yer almadığını, Genel Müdürlükleri ile Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu arasında 27/04/2020 tarihli İhracı Yasak Ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ uyarınca verilecek ihracat ön izinlerine ilişkin protokol imzalandığını, söz konusu protokol kapsamında TİTCK tarafından elektronik başvuru sisteminin (EBS) oluşturulduğunu, firmalar tarafından sistem üzerinden TİTCK’ya yapılan ihracat başvuruları üzerine talep edilen ihracat miktarının Genel Müdürlüklerinin depolarına hibe olarak teslim edilen kişisel koruyucu ekipman miktarı ile karşılaştırılarak EBS üzerinden TİTCK’ya bildirildiğini, taraflar arasında imzalanan 21/04/2020 tarihli sözleşmede müvekkilinin yükümlülüklerinin davacı tarafından teslim edilen kişisel koruyucu ekipmanı teslim almak ve sözleşmeye uygun olarak teslim edilen ürün sayısının TİTCK’ya bildirilmesinden ibaret olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin sözleşme ile düzenlenmiş ne ihracat izin başvurularını almak ne de ihracat izni vermek gibi bir yetki ve yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili açısından ticari iş olmadığı için görev itirazında bulunduklarını, ihracat izinlerini, ihracat ön izin şartının kaldırıldığı 06/08/2021 tarihine kadar kullanılması gerektiğini, alınan ihracat iznini kullanmaması davacının tasarrufunda olup müvekkili kurumun kusurundan ya da ihmalinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava, ihracat ön izin prosedürü ve hibe-ihracat uygulaması kapsamında davalı kuruma hibe edilen malların sözleşmenin ortadan kalktığı iddiası ile iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek Mahkememizin görevli olup olmadığı hususunda yapılan incelemeye göre;
233 sayılı KHK, 6102 sayılı TTK’nın 16/1. Maddesine uygun düzenlemeler getirmiştir. 233 sayılı KHK’nin 4/2. maddesine göre kamu iktisadi teşebbüsleri, 233 sayılı KHK’de belirtilen konular dışında özel hukuk hükümlerine bağlıdır. Bir kamu iktisadi teşebbüsünün tacir sayılabilmesi için ticari şekilde işletilmek üzere kurulması da yeterlidir. Zira, TTK’nın 16/1. maddesi iki şartı birlikte aramamakta kendi kuruluş kanunları (ana statüleri) gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek cümlesinden sonra “veya” eki getirilerek “ticari şekilde işletilmek üzere kurulan” kurum ve kuruluşların da tacir sayılacağını belirtmektedir.
Ticari işletme, 6102 sayılı TTK’nın 11/1. maddesinde, “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan, faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Somut olayda, davacı …’nin 25/12/2019 tarih ve 20989 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1899 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile yürürlüğe giren Ana Statüsünün “Hukuki statü” başlıklı 4. maddesi,
“(1) …, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülüdür.
(2) …, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabidir.
(3) …’nun merkezi Ankara’dadır.
(4) …’nun sermayesi 130.581.584,00 TL olup tamamı devlete aittir. Söz konusu sermaye Cumhurbaşkanınca değiştirilebilir.
(5) …’nun ilgili olduğu bakanlık, Hazine ve Maliye Bakanlığıdır.” hükümlerini içermektedir.
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1. maddesi uyarınca ise “teşebbüs” olarak adlandırılan Kamu İktisadi Kuruluşları, aynı Kararname’nin 4/2. maddesi uyarınca söz konusu kanun hükmünde kararname ile saklı tutulan haller dışında özel hukuk hükümlerine tabidir. Bir bağlamda, 6102 sayılı TTK’nın 16/1. maddesi uyarınca, kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar tacir sayılır.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesi uyarınca, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Mezkur Yasa’nın 5/1. Maddesi uyarınca, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
Açıklanan hususlar çerçevesinde tarafların tacir oldukları ve TTK’nın 4. maddesi uyarınca Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmakla husumet itirazının değerlendirilmesine geçilmiştir.
Taraf sıfatı (husumet) maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisine ya da subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Sıfat dava şartı olmayıp itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı, davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Hakim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır.
04 Mart 2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracı Yasak Ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat:96/31)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (İhracat:2020/4) ile Ticaret Bakanlığı tarafından 19/09/1996 tarihli ve 22762 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat:96/31)’in ekinde yer alan ihracı ön izne bağlı mallar listesine tebliğde belirtilen 27-32 sıralar olarak maddelerin eklendiği, tebliğ hükümlerinin Ticaret Bakanı tarafından yürütüldüğü;
06 Ağustos 2021 tarih ve 31560 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat:96/31)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (İhracat:2021/6) ile Ticaret Bakanlığı tarafından 19/09/1996 tarihli ve 22762 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat:96/31)’in ekinde yer alan ihracı ön izne bağlı mallar listesinin 27-32. sıralarının yürürlükten kaldırıldığı, tebliğ hükümlerinin Ticaret Bakanı tarafından yürütüldüğü Resmi Gazete örneklerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.
İhracatında ve İthalatında “İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat:96/31) uyarınca ön izne tabi ürünler hakkında 29/05/2020 tarih Tıbbi Cihaz ve Kozmetik Ürünler Başkan Yardımcılığı’nın 2020/10 ve 11 sayılı Duyurularında; tedavide kullanılan kritik ürünlerin stok ve tedarik yönetiminin etkin bir şekilde yapılması, sağlık hizmeti sunumunun aksamaması ve kamu sağlığının korunması hususları doğrultusunda … (…) ile Kurumlarına yapılan ihracat ön izin başvurularına ilişkin verilerin paylaşılması ile ilgili yazılımsal altyapı çalışmalarının tamamlanarak gerekli işlemlerin tesis edildiği yer almaktadır.
Taraflar arasında akdedilen “Mal Alım Sözleşmesi” örneğinin incelenmesinde; sözleşmenin konusunun yüklenici tarafından üretilen/tedarik edilen cerrahi maske ve koruyucu tulumun …’ne teslim edilmesi ve yüklenici tarafından sözleşme şartlarına uygun olarak teslim edilen ürün sayısının … tarafından Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’na (TİTCK) bildirilmesi ile tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin düzenlemesine ilişkin olduğu, yüklenici sıfatındaki davacının yükümlülüklerini düzenleyen 3/d maddesinde yüklenicinin sözleşme kapsamında ürettiği/tedarik ettiği ürünler karşılığında herhangi bir bedel talep etmeyeceğinin, 7. maddesinde ise yüklenicinin sözleşme şartlarına uygun olarak teslim ettiği ve kabulü yapılan ürün sayısının haftalık olarak … tarafından TİTCK’ya yazılı olarak bildirileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme eki olarak maske ve koruyucu tulumun teknik şartnamesinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında ihracat ön izin prosedürü ve hibe/ihracat uygulaması kapsamında Mal Alım Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin Ticaret Bakanlığı’nın 4 Mart 2020 tarih ve 31058 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tebliğ ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 2020/10-11 sayılı duyurularına dayandığı, Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan ve hükümlerinin Ticaret Bakanı tarafından yürütüldüğü tebliğ kapsamında Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun 2020/10 ve 11 sayılı duyuruları doğrultusunda … ile TİTCK arasında imzalanan protokol kapsamında elektronik başvuru sistemi oluşturulduğu, kişisel koruyucu ekipmanların ihracı ile iştigal eden firmalar tarafından sistem üzerinden TİTCK’ya yapılan ihracat başvuruları üzerine talep edilen ihracat miktarının … depolarına hibe olarak teslim edilmesi yönünde taraflar arasında sözleşme akdedildiği, 6 Ağustos 2021 tarih 31560 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tebliğ ile ihracı ön izne bağlı mallar listesinde 27-32 sıraların yürürlükten kaldırıldığı, tebliğlerin Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanıp hükümlerinin Bakanlıkça yürütüldüğü, davalının ihracat izin başvurularını almak veya ihracat izni vermeye yetki ve yükümlülüğü bulunmadığı, ülke içinde dağıtım yapılması için akdedilen sözleşmeye istinaden bila bedel teslim edilen malzeme bedelinin tahsili isteminin davalıya yöneltilemeyeceği anlaşılmakla davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 37.755,80 TL harçtan mahsubu ile artan ‭‭‭37.675,1‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-HMK’nın 333.mad. gereğince yatırılan gider avansı ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/12/2022