Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/463 E. 2023/389 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/463 Esas – 2023/389
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/463 Esas
KARAR NO : 2023/389

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
KAYYIM :…
FERİ MÜDAHİLLER: 1-…
VEKİLİ : Av…..
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tespit (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 12/04/2019

-BİRLEŞEN … SAYILI DOSYASI-

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1-…
2- …
VEKİLİ : Av. …
3-…
KAYYIM :…
DAVA : Hisse Devir Sözleşmesinin Geçersiz Olduğunun tespiti
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde ; davacının davalı şirketin … olduğunu, dava dışı …’nın davalı şirketteki 81.600 adet payını noterde düzenlenen hisse devri sözleşmesi ile devraldığını, pay devrinin davalı şirkete bildirilerek onay talep edildiğini, davalı şirket tarafından 3 ay içinde talep reddedilmediğinden TTK’nın 494/3 maddesi gereğince devre onay vermiş kabul edileceğini, 3 yılık süre üzerinden uzunca bir süre geçtikten sonra pay defterine kayıt taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, … üyesi …’nın pay devrine, ana sözleşmenin 6. maddesi gereğince devrin geçerli olabilmesi için diğer ortakların ön muvafakatlarının alınması gerektiğini, kendisinin devre muvafakatinin olmadığını bildirerek itiraz ettiğini, itiraz gerekçesinin TTK’nın 490 ve 493 hükümlerine aykırı olduğunu ileri sürerek davacının davalı şirkette 160.800 TL pay sahibi olduğunun tespiti ile pay defterine kaydına, pay devrinin ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket kayyımı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu hisse devir sözleşmesinin davalı şirketin ana sözleşmesinin 6. maddesindeki bağlam kuralına aykırı olduğunda geçersi olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar arasında imzalanan 27/11/2018 tarihli hisse devir sözleşmesinin, şirket ana sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen bağlam kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek geçersiz olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket ana sözleşmesinin 6. maddesinde öngörülen bağlam kurlarının geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı … vekili; dava konusu hisse devri sözleşmesinin geçerli olduğunu, ana sözleşmedeki bağlam kuralının TTK’nın 493/7 maddesi gereğince geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Asıl dava; hisse devir sözleşmesi uyarınca devralınan paylar sonucu davalı şirkette 160.800 TL pay sahibi olduğunun tespiti ile pay defterine kaydına, pay devrinin ticaret sicil gazetesinde tescil ve ilanına , birleşen dava ise hisse devir sözleşmesinin gereçsiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce asıl davanın kabulü ile 27/11/2018 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca …’ya ait iken davacı …’ya devredilen … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin 81.600 adet payının davacıya ait olduğunun tespiti ile şirket pay defterine kaydına, diğer istemlerin reddine, birleşen davanın reddine dair verilen 24/12/2020 tarihli kararın istinaf edilmesi üzerine … …’nin …sayılı ve 25/04/2022 tarihli kararı ile kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma kararında;
“…… vekili ve … vekilinin fer’i müdahale talepleri HMK’nun 66. maddesine uygun olup, davalı şirketin davayı kazanmasında hukuki yararları bulunmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece … ve …’nın davalı şirketin davayı kazanmasında hukuki yararları bulunduğu, taleplerinin HMK’nun 66.vd.maddelerine uygun olduğu gözetilerek fer’i müdahale taleplerinin kabulü ile anılan kişilerin fer’i müdahil olarak davaya katılımları sağlanıp yargılama yapılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken gerekçesiz olarak … ve … vekillerinin fer’i müdahale taleplerinin reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir…” gerekçesine değinilmiştir.
… …’nin kaldırma kararı doğrultusunda … ve … vekillerinin feri müdahale talepleri kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Celp edilen ticaret sicil kayıtlarından davalı şirketin yönetim kurulunun asıl davada davacı ve dava dışı …’dan oluştuğu, … üyelerinin davalı şirketi münferiden temsil yetkisi bulunmayıp aksine müştereken temsil etme zorunluluğunun bulunduğu, asıl davada davacının davalı şirkette … sıfatı taşıdığı, dava dilekçesindeki talebin niteliği nazara alındığında davacı … başkanı ile diğer … üyesi arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşıldığından davacı tarafa davalı şirketin işbu davada temsil edilebilmesini teminen kayyım atanması yönünde dava açmak için yetki ve süre verilmiş, bu yetkiye istinaden … …nin … esas sayılı dava dosyasına açılan dava sonucu davalı şirketi işbu davada temsil etmek üzere şirket muhasebesi … atandığından, kayyıma gerekli tebligatlar yapılmıştır.
Dosyaya sunulan ve celp edilen belgelerden; asıl davada davacı …’nın 79.200, birleşen davada davacı …’nın 79.200, birleşen davada davalı …’nın 81.600 payla davalı şirketin ortakları oldukları, … …. Noterliği tarafından düzenlenen 27/11/2018 tarihli hisse devir sözleşmesiyle …’nın davalı şirketteki 81.600 adet payını 15.000.000,00 TL bedelle davacı …’ya devrettiği, davalı şirketin ana sözleşmesinin 6. maddesinde şirket ortaklarının, şirket hisselerini diğer ortakların yazılı ön muvafakatlarini almadan ortakların kendi aralarında birbirlerine ve dışındaki kişilere satamayacağının düzenlendiği, 01/04/2019 tarihinde yapılan … toplantısında hisse devri sözleşmesi uyarınca davalı şirketin 160.800 adet payının asıl davada davacı adına pay defterine kayıt ve tesciline karar verildiği, anılan karara birleşen davada davacı …’nın hisse devrine ve pay defterine kaydına muvafakat etmediğini, hisse devrinden toplantı ile haber olduğunu, hisse devrinin ana sözleşme gereğince diğer ortakların ön muvafakati alınmadan kötüniyetli olarak yapıldığını bildirerek itiraz şerhi koyduğu anlaşılmıştır.
TTK’nın 490 maddesinin 1. fıkrasında; “Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler.”
TTK’nın 491 maddesinde; “(1) Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar, ancak şirketin onayı ile devrolunabilir; meğerki, devir, miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra yoluyla gerçekleşsin.
(2) Şirket, sadece, devralanın ödeme yeterliliği şüpheli ise ve şirketçe istenen teminat verilmemişse onay vermeyi reddedebilir.”,
TTK’nın 492 maddesininin 1. fıkrasında “Esas sözleşme, nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceğini öngörebilir.”
TTK’nın 493. maddesinde, “Şirket, esas sözleşmede öngörülmüş önemli bir sebebi ileri sürerek veya devredene, paylarını, başvurma anındaki gerçek değeriyle, kendi veya diğer pay sahipleri ya da üçüncü kişiler hesabına almayı önererek, onay istemini reddedebilir.
(2) Pay sahipleri çevresinin bileşimine ilişkin esas sözleşme hükümleri, şirketin işletme konusu veya işletmenin ekonomik bağımsızlığı yönünden onayın reddini haklı gösteriyorsa, önemli sebep oluşturur.
(3) Bundan başka, devralan, payları kendi adına ve hesabına aldığını açıkça beyan etmezse şirket, devrin pay defterine kaydını reddedebilir.
(4) Paylar; miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebrî icra gereği iktisap edilmişlerse, şirket, payları edinen kişiye, sadece paylarını gerçek değeri ile devralmayı önerdiği takdirde onay vermeyi reddedebilir.
(5) Devralan, paylarının gerçek değerinin belirlenmesini, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir; bu hâlde mahkeme şirketin karar tarihine en yakın tarihteki değerini esas alır. Değerleme giderlerini şirket karşılar.
(6) Devralan, gerçek değeri öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde bu fiyatı reddetmezse, şirketin devralma önerisini kabul etmiş sayılır.
(7) Esas sözleşme devredilebilirlik şartlarını ağırlaştıramaz.”,
TTK’nın 494. maddesinin 3. fıkrasında ” Şirket, onaylamaya ilişkin istemi, aldığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde reddetmemişse veya ret haksızsa, onay verilmiş sayılır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Borsada işlem görmeyen nama yazılı paylarla ilgili esas sözleşmesel bağlam kuralları 493. maddesinde düzenlenmiş olup anılan maddede esas sözleşmeye yazılabilecek red nedenleri belirli ölçütlere bağlanmıştır.
6102 Sayılı TTK ile getirilen yeni bağlam rejiminin ön plana çıkardığı en temel olgu devre ilişkin onaydan kaçınma nedenlerinin esas sözleşmede açık ve somut bir şekilde ve TTK’nın öngördüğü çerçeve içinde belirtilmesidir. Esas sözleşmede bu belirleme yapılırken TTK’nın 493. maddesinin 1 ve 2. fıkrası arasındaki sıkı ilişkisinin göz ardı edilmemesi gerekir. Anılan maddenin 1. fıkrasında devrin reddinde önemli neden kavramı ortaya konulmuş, ikinci fıkrada ise önemli neden kavramı açıklanmaya çalışılmıştır. (… )
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin ana sözleşmesinin 6. maddesindeki şirket hisselerinin devrinin, diğer ortakların yazılı ön muvafakatinin alınması şartına bağlanması TTK’nın TTK’nın 492 ve 493 maddelerine uygun bir bağlam olmayıp aksinin kabulü TTK’nın 493/7 maddesinin ihlali anlamına geleceği, bu nedenle esas sözleşmede geçerli bir bağlam kuralı olduğundan söz edilemeyeceğinden , TTK’nın 490. maddesi gereğince asıl davada davacı … ile … arasındaki hisse devir sözleşmesinin geçerli olduğu, ayrıca devreden ortak …’ının 10/12/2018 tarihli noter ihtarı ile davalı şirkete devri bildirerek onay isteminde bulunduğu, ihtarın davalı şirkete 11/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten 3 ay içinde onay istemi reddedilmediğinden davalı şirketin 494/3 maddesi anlamında da devre onay verdiğinin kabulü gerektiği, birleşen davada ileri sürülen muvazaa iddiasının ispatlanmadığı, asıl davada dava konusu hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan paylar yanında hali hazırda davacı adına kayıtlı olan 79.200 adet pay yönünden de talepte bulunmasında davacının hukuki yararı bulunmadığı, ayrıca mahkememizce pay defterine kaydına karar verilen payların ticaret siciline tescilinin davalı şirket tarafından yaptırılacak olması nedeniyle bu talebinin de yerinde olmadığı anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurlmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Asıl davanın kısmen kabulü ile
27/11/2018 tarihli hisse devir sözleşmesi uyarınca …’ya ait iken davacı …’ya devredilen … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin 81.600 adet payının davacıya ait olduğunun tespiti ile şirket pay defterine kaydına,
-Diğer istemlerin reddine,
1.a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 34.838,10 TL harçtan mahsubu ile artan ‭34.603,8‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
1.b-Davacı tarafından kaldırma kararı öncesi yapılan ‭181,60 TL tebligat-posta masrafı ile kaldırma kararı sonrası yapılan 197,00 TL tebligat-posta masrafı ve 179,90 TL harç toplamı 558,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
1.c-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
1.d-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
1.e-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
2-Birleşen davanın reddine,
2.a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile artan 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2.b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
2.c-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2.d-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’ya verilmesine,
2.e-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …