Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/438 E. 2022/690 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/454 Esas – 2022/749
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/454 Esas
KARAR NO : 2022/749

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Birleşik Krallık’ta kurulu bulunan dava dışı … … LTD ve İspanya’da kurulu bulunan dava dışı … … S.A. ile davalı Şirket arasında 19/12/2005 tarihinde … Satış Protokolü (… SALES PROTOCOL) imzalandığını, sözleşmenin konusunun “… tarafından üretilen … Boru ve profillerin … tarafından İngiltere ve İspanya pazarlarında satılmak fizere …’den satın alınmasının şartlarının belirlenmesi” şeklinde düzenlendiğini, sözleşmenin 3. maddesinde “Market” tanımının yapıldığını ve ürünlerin dava dışı … tarafından İngiltere ve İspanya pazarına satışının yapılacağının belirtildiğini, bu “market” tanımına ilaveten, ayrıca …’ya münhasır tek satıcılık hakkı tanınmış olduğunu, 2019 yılında davalı Şirket tarafından dava dışı …’nun sözleşme kapsamındaki ödeme yükümlülüklerini yerine getiremediğinden bahisle …’na karşı açılan davanın Claim No. CL-2019-000119 numarası ile “….” mahkemesinde görüldüğünü, yargılama sırasında davalının satış protokolü ve özellikle satış protokolünün tek satıcılık hükümlerine aykırı davrandığının ve aynı pazarda …’nun izni olmadan üçüncü kişilere satış yapıldığı ve bu aykırılığın yıllarca devam ettirildiğinin anlaşıldığını, İngiltere’de görülen yargılama sırasında sözleşmenin dava dışı temlik eden … ve … … tarafından haklı nedenle sona erdirildiğini, İngiliz Mahkemesince taraflar arasındaki 19/12/2005 tarihli sözleşmenin tek satıcılık hakkı tanıdığının kabul edildiğini, ancak bu hükmün Nisan 2013 tarihinde tadil edildiği ve münhasır tek satıcılık hakkının kaldırıldığına hükmedildiğini, müvekkili şirket ile dava dışı … … LTD ve … … S.A. arasında akdedilen Temlik Sözleşmesi ile 19/12/2005 tarihli satış protokolünden kaynaklanan her türlü hak ve alacakların, bu hak ve alacaklarla (tazminat talepleri dahil olmak üzere) ilgili tüm talep ve dava haklarının müvekkili şirketçe temlik alındığını, taraflar arasındaki Sözleşmenin 11. maddesi ile sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde Londra Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığının belirtildiğini, bununla birlikte davalının sözleşmeyi yıllar boyunca tek satıcılık hakkını ihlal ederek sürdürdüğünü ve sözleşme kapsamında belirlenen market içerisinde üçüncü kişilere satış yaptığını, bu hususun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gibi aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini, ayrıca davada TTK’na göre denkleştirme tazminatı taleplerinin de bulunduğunu ve denkleştirme tazminatına ilişkin talebin sözleşme ilişkisinden ayrıca değerlendirilmesi gerekeceği düşünüldüğünde Mahkemenin yargılamada yetkili olduğunun kabulü gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin Türk Hukukuna tabi olduğu ve davalının yerleşim yerinin Ankara olduğu gözetildiğinde davalının olası yetki itirazının MK’nın 2. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil edeceğini, uyuşmazlığın Türk Hukukuna göre çözümlenmesi gerektiğini ileri sürerek ve fazlaya dair tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının temlik edenler ile akdetmiş olduğu Satış Protokolü’ne ve özellikle Satış Protokolü’nün tek satıcılık hükümlerine, ayrıca haksız rekabete dair yükümlülüklerine aykırı davranarak ve Tek Satıcının izni olmadan, aynı pazarlarda 19 Aralık 2005-31 Mart 2013 tarihleri arasındaki dönemde üçüncü kişilere yaptığı satışlar nedeniyle temlik edenler ile davalı arasındaki tek satıcılık sözleşmesinde düzenlenen tek satıcılık hakkının ihlal edildiğinin tespiti ile , 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilin müspet zararı olarak hesaplanacak meblağdan 500.000 TL ve müvekkilin kar ve kazanç kaybı olarak hesaplanacak meblağdan 150.000-TL olmak üzere 650.000 TL’nin davalı yandan tahsili ile üçüncü kişilere satışların yapıldığı tarihlerden itibaren işlemiş ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline, yine 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla TTK 122. madde kapsamında hesaplanacak tazminattan 110.000 TL denkleştirme tazminatının sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren işlemiş ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile temlik edenler arasında 2005 yılında imzalanan uyuşmazlık konusu satış protokolünün temlik edenlerin edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle sekteye uğradığını, müvekkili şirketçe sözleşmede belirtilen boruların temlik edenlere satışı yapılmasına karşın bedelin eksik ya da geç ödenmesi üzerine sözleşmeye uygun şekilde seçilen hukuk kapsamında pek çok masraf altına girilerek Londra Mahkemelerinde alacak davası açıldığını, temlik edenlerin bu davada yine tek satıcılık hükümlerine aykırı davranıldığı iddiasıyla karşı dava açtıklarını, Londra Mahkemelerinde görülen bu davada Nisan 2013 tarihli toplantıda tek satıcılığa ilişkin hükümlerin kaldırıldığı, bu tarihten sonra yapılan satışların sözleşmenin ihlali anlamı taşımadığı ve müvekkili şirketin alacak talebinin haklı olduğunun tespit edildiğini ve davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, temlik edenlerin talepleri ile Londra Mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın Londra’da görüldüğünü, ancak davanın temlik edenlerin aleyhine sonuçlanması nedeniyle Türk Mahkemelerinde açıldığını, arabuluculuk sürecinde uyuşmazlığa konu satış protokolünün 11. maddesinde Londra Mahkemeleri yetkili kılındığından arabulucunun yetkisine itiraz edildiğini ve Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … K. sayılı kararı ile olayda yabancılık unsuru bulunduğundan Türk Mahkemelerinde görülebilecek bir dava bulunmamakla arabuluculuk başvurusu da yapılamayacağından yetki itirazının yerinde görüldüğü, ancak yetkili büronun belirlenemediği, uyuşmazlığın Türk Mahkemelerinde çözümlenmesi mümkün olmadığından yetki itirazı konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, yetkili büro belirlenemediğinden bahisle dosyanın ilk tayin edilen arabulucuya gönderildiğini ve arabulucunun anılan karara rağmen görüşme açmak zorunda olduğunu belirtmesi üzerine arabuluculuk sürecinin tamamlandığını, eldeki davada yetkili Mahkemenin Londra Mahkemeleri olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın öncelikle usulden, aksi halde zamanaşımı defi de değerlendirilerek davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davalı ile temlik eden dava dışı şirketler arasında imzalanan 19/12/2005 tarihli satış protokolünün tek satıcılık hükümlerine aykırılık iddiasına dayalı zararların tazmini ve TTK 122 maddesi uyarınca denkleştirme tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı ile dava dışı temlik eden Şirketler arasında imzalanan 19/12/2015 tarihli … Satış Protokolü başlıklı sözleşmenin incelenmesinde; davalı tarafından üretilen … Boru ve profillerin, … tarafından İngiltere ve İspanya pazarlarında satılmak üzere davalıdan satın alınmasının şartlarının düzenlendiği, sözleşmenin 3. maddesinde davalı tarafından satılan tüm malzemelerin … tarafından sadece İngiltere ve İspanya pazarlarında satılacağının öngörüldüğü, sözleşmenin 5. maddesinde … tarafından İngiltere ve İspanya pazarında satılan davalının imal ettiği … ürünler için davalının … için tek yetkili imalatçı, …’nun davalı için tek yetkili satıcı olduğunun, davalının söz konusu pazarda …’nun yazılı izni olmadan bu ürünleri satamayacağının düzenlendiği ve 11. maddede bu sözleşmeden doğacak ihtilafların karşılıklı anlayış ve görüşmelerle çözülemediği takdirde Londra Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığının belirtildiği görülmüştür.
Davacı Şirket ile dava dışı … … LTD ve … … S.A. arasında imzalanan 07/02/2022 tarihli temlik sözleşmesinin incelenmesinde; 19/12/2005 tarihli sözleşmeden her türlü hak ve alacağın davacı şirkete temlik edildiği anlaşılmıştır.
Davacı Şirketin İsviçre’de mukim olduğu, Türkiye ile İsviçre ülkeleri arasındaki anlaşmanın 1. maddesine göre teminattan muaf olması nedeniyle teminat aranmamıştır.
Davalı vekili süresi içinde sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur. 5718 sayılı MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk Hukuku bakımında da geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. İkinci olarak söz konusu uyuşmazlık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmemiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olmalıdır. Diğer yandan yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK’nın 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Somut uyuşmazlıkta ise temlik alan davacı şirketin talebine dayanak sözleşmenin 11. maddesinde açıkça uyuşmazlığın çözümünde Londra mahkemelerinin olduğu kararlaştırılmıştır. Bu durumda, taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan sözleşme bakımından kararlaştırılan yetki şartının geçerli olduğu kabul edilmelidir. Diğer yandan, davacı vekili dava konusu denkleştirme talebinin sözleşmeden kaynaklanmadığı ve sözleşmenin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde talep edilebilecek bir hak olduğunun TTK’nın 122.maddesinde düzenlenmesi karşısında sözleşmedeki yetki şartının bağlayıcı olmadığını ileri sürmüştür. Ancak, denkleştirme tazminatı talebi, davalı ile temlik eden şirketler arasındaki sözleşmesinin sona erdirilmesi nedeniyle davacı tarafından talep edilebilecek bir hak olup, sözleşmeye sıkı sıkıya bağlıdır. Yasada, sözleşmenin sona ermesinden sonra, sözleşmenin taraflarından birinin isteyebileceği denkleştirme tazminatının hesaplanması ve şartlarına ilişkin düzenleme yapılması, bu hakkın sözleşmeden bağımsız bir hak olduğu anlamına gelmez (aynı yönde karar için bkz. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/4001 Esas, 2014/1285 Karar sayılı ilamı). Buna göre temlik eden dava dışı şirketler ile davalı şirket arasında imzalanan 19/12/2015 tarihli sözleşmenin 11. Maddesi ile Londra Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırılmış olmakla Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 12.978,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭‬‭‭‭12.898,2‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/1 maddesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK 333. maddesi gereğince gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/12/2022