Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2023/499 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/388 Esas
KARAR NO : 2023/499

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkiline … Esas sayılı dosyasından dava dışı …’nin borcu için üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, haciz ihbarnamelerinin hiçbirinin usulüne uygun olarak tebliğ edilemediğini ve bu nedenle kesinleşme işleminin yapılamadığını, ayrıca haciz ihbarnamelerindeki tutarların farklı olduğunu, haciz ihbarnamelerinin…’na aykırı olarak düzenlendiğini, bu sebeple geçersiz olduğunu, müvekkilinin … Esas sayılı dosya borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu haliyle haciz ihbarnamesi gönderilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile takibin dava kesinleşinceye kadar durdurulmasını, işbu menfi tespit davasının kabulü ile müvekkilinin borcu bulunmadığının tespitini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını, davacı tarafından haciz ihbarnamelerinin usulsüz olduğunu ileri sürmesinin haksız olduğunu, davacı tarafın böyle bir itirazının olması durumunda öğrenme tarihinden itibaren en geç 7 gün içerisinde icra hukuk mahkemesinde şikayet davası açması gerektiğini, davacının dava dışı borçlu şirketin ortağı olduğunu, şirkete getirmeyi taahhüt ettiği sermaye borcunun ödenmediğini ve ayrıca şirket mal varlığını kendi uhdesine geçirdiğini bu nedenle borçlu şirketle aralarındaki alacak – borç ilişkisine dayanılarak davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiğini, dosya kapsamında davacıya, borçlu nezdinde tahakkuk etmiş bir borcu olup olmadığının sorulduğunu, buna ilişkin haciz ihbarnamelerinin gönderildiğini ancak davacı tarafından haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediğini, ödemeye dair bir belge de sunulmadığını, bu aşamada menfi tespit davası açması halinde borçlu olmadığını ispat külfetinin kendisine düştüğünü, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz olarak açılan işbu davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 89/3 maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. ( …, sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde çıkarılan haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usulsüz olduğu ve davacının takip borçlusuna borcu olmadığının tespitine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (…)
Bu durumda, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesi görevli görevli olup, göreve ilişkin hususların kamu düzeninden sayılıp, re’sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Türk Ticaret Kanununun 4. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinin 1. fıkrasının c bendi ve 115. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi gereğince mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı noksanlığı nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi durumunda Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrası gereğince dava dosyasının görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına KARAR VERİLMESİNE,
3-Yargılama giderleri hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331. maddesinin 2. fıkrası gereğince davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde o mahkeme tarafından, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve talep olması halinde mahkememiz tarafından KARAR VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan avansın kullanılmayan kısmının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır