Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/352 E. 2022/639 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/352 Esas
KARAR NO : 2022/639
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bozmadan önceki esası … yeni esası … olan dosyasında davalı olduğunu, mezkur dava ile davacılar lehine maddi ve manevi tazminatlara hükmedildiğini, müvekkili ve davalı … ve dava dışı … Mad. İnş. Taah. Ve Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. müştereken ve müteselsilen borçlu sayıldığını, mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminatların tahsili amacıyla müvekkilinin ve davalı … aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından dosya alacaklarının tamamı olan meblağ 28.12.2020 tarihinde ödendiğini, müvekkili alacaklıların haklarına halef olduğunu, müvekkilinin sorumluluğundan fazla ödeme yaptığı miktarın davalıdan rücuen tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Davalı tarafça ödeme emrine itiraz edilmiş olduğundan takip durdurulduğunu, davalı tarafın müvekkili ile beraber mezkur ilamda müştereken ve müteselsilen borçlu sayıldığını, davalı tarafın sorumlu olduğu miktar hesaplanarak davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, Bu nedenle davalı tarafça yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafça … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini, alacak likit olduğundan lehimize alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davanın cevap dilekçesinde özetle: Açılan davayı kabul etmediklerini, açılan dava itirazın iptali ile ilgili bir dava olduğunu, müvekkili hakkında her ne kadar rücudan kaynaklı icra takibi yapılıp, bu takipten sonra itirazları üzerine itirazın iptali davası açılmışsa da dava haklı ve yerinde olmadığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun olup olmadığı, varsa ne kadar kusurunun olduğu açık bir şekilde ortaya çıkartılmadığını, bu davada davalıların birbirine karşı sorumluluğu açısından olayın oluşumundaki kusuru tespit edilmiş edilmediğini, dava konusu olayın meydana geldiği maden ocağını müvekkili yıllar önce çukur açmadan düz bir şekilde bırakmış, sadece şirketin bir hissedarı olarak kaldığını, müvekkilinin derinleştirerek çalışma yapması mümkün olmadığını, bu çalışmalar daha sonra devrettiği kişiler tarafından yapıldığını, Müvekkili …’ın, … Madencilikteki aktif görevini 2002 yılında artık bıraktığı, işlerle hiç ilgilenmediği, mesul müdür yada bir başka görevde bulunmadığının açık olduğunu, müvekkilinin cezai yönden ve hukuki yönden hiçbir sorumluluğu olmadığını, 2008 yılında dahi olayın meydana geldiği arazinin dümdüz bir arazi olduğunu, O itibarla şirketteki aktif görevinden 2002 yılında ayrılan müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, bu itibarla müvekkili , … Madencilik Şirketinin T.T.Kanununu açısından sadece bir ortağı olduğunu, 2002 yılından sonra şirkette hiçbir şekilde aktif olarak görev almadığını, T.T.Kanununa göre Limited şirketlerin haksız fiillerinden şirketin müdürleri sorumlu olduğunu, Hissedar şirket ortaklarının böyle bir sorumluluğu olmadığını, Keşifte dinlenen ve gerçekten bu işyerinde maden de çalışan kişiler olan … beyanlarında olayın meydana geldiği çukurun son zamanlarda su tuttuğunu, daha önceki çalışılan yıllarda ise arazinin dümdüz doğal yapısında olduğunu, en son olaydan ancak 2 yıl önce su tutmaya başladığını söylediklerini, bu nedenle müvekkili …’a şahsi kusur izafe edilmesi de doğru olamayacağını, afaki olarak ve sadece Ceza dosyasındaki hususların aynen birebir alınarak kusur izafe edilmesi tarafların müştereken müteselsilen sorumluluğu söz konusu olduğunda geçerli olabilirse de; bu açılan davada her bir tarafın kusurunun ayrıca belirlenmesi gerektiğini, Bu itibarla alacaklı tarafın icra takibinde belirttiği borcu kabul etmediklerini, davanın reddine dair karar verilmesini talep ettiğini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının da davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının birleştiği … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından HMK nın 166 ve devamı maddeleri gereğince … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası iş bu dosya ile birleştirilmesine ve yargılamanın iş bu dosya üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
Birleşen davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bozmadan önceki esası … yeni esası … olan dosyasında davalı olduklarını, mezkur dava ile davacılar lehine maddi ve manevi tazminatlara hükmedildiğini, müvekkili ve davalı … Mad. İnş. Taah. Ve Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı … müştereken ve müteselsilen borçlu sayıldıklarını, Mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminatların tahsili amacıyla davacı müvekkili ve davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, davacı müvekkili tarafından dosya alacaklarının tamamı olan meblağ 28.12.2020 tarihinde ödendiğini belirterek, davalı tarafça … İcra Müdürlüğü’ nün .,… E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini, alacak likit olduğundan alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatına hükmedilmesini, Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davanın cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, açılan davanın itirazın iptali olduğunu, her ne kadar rücudan kaynaklı icra takibi yapıldığını, bu takipten sonra itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmışsa da bu davanın haksız olduğunu, müvekkili ile davacının müştereken ve müteselsilen borcu ödemesinden bahsedilmişse de müvekkilinin herhangi bir kusurunun olup olmadığı ortaya çıkartılmadığını, Dava konusu olayın meydana geldiği maden ocağını müvekkillinin yıllar önce çukur açmadan düz bir şekilde bıraktığını, sadece şirketin bi hissedarı olarak kaldığını, tam su tutan arazinin hangi tarihte ne şekle geldiğinin açık bir şekilde kuşkuya yer vermeyecek bir şekilde ortaya çıkartılması ve ona göre kusur durumunun aydınlatılması gerektiğini, müvekkili … Madencilik Ltd.Şti.nin ruhsat alanı dışında, başka kişilere ait arazilerin içerisinde olduğundan bahsedildiğini, bu durumunda gayet açık net bir şekilde ortaya çıkartılması, bu çukuru açan kişinin tespiti ile ona göre o kişinin kusurlandırılması gerektiğinin belli olduğunu, Bunlar yapılmadan afaki olarak ve sadece Ceza dosyasındaki hususların aynen birebir alınarak kusur izafe edilmesi tarafların müştereken müteselsilen sorumluluğu söz konusu olduğunda açılan davada her bir tarafın kusurunun ayrıca belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin bu olayla ilgili hiçbir kusuru olmadığını, bu nedenle alacaklı tarafın icra takibinde belirttiği borcu kabul etmediklerini, davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada 6102 sayılı TTK’nın 2. Kitabında yer alan şirketler hukukundan kaynaklanan bir ihtilaf söz konusu olup, davacı ve davalı …’ın, … Madencilik İnşaat Taah. Ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti’nin önceki ortakları oldukları, davalı … Madencilik İnşaat Taah. Ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti’nin ise birleşen davada davalı olduğu, tarafların şirket ortağı olması, şirkettin sorumluluğu sonrası ödenen tazminatın ortaklık sebebiyle rücu ilişkisi olması sebebiyle davanın mutlak ticari davalardan olmakla, 6102 sayılı TTK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağından görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi hususunda görevsizlik kararı verilmiştir.
Dava, davalı … Madencilik İnşaat Taah. Ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti’nin önceki ortağı davacı ile diğer şirket eski ortağı … ve şirket arasında, şirketin sorumluluk sahasındaki kuyuya düşen çocuklar için mahkeme kararı gereğince davacı tarafından ödenen maddi ve manevi tazminatın davalıların paylarına düşen kısmının rücusuna ilişkin olup aralarındaki hukuki ilişki haksız fiilden doğmuştur. Davacı, davalı şirketin eski ortağı olmakla birlikte iş bu davanın konusu aralarındaki ortaklık haklarından kaynaklanmamaktadır.
Borçlar Kanunu 62. Maddesinde ‘’Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur’’ hükmü yer almaktadır.
Her ne kadar davalı … Madencilik İnş. Taah. Ve Nak. San ve Tic. Ltd. Şti. tacir ise de davacının tacir olmadığı bu durumda TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi iş bu davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, davanın hukuki temeli ise haksız fiile dayanmakta olup, davacının sıfatına göre haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisi olup, mahkemenin görevli olması HMK’nun 114. maddesi uyarınca dava şartlarındandır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi hâkim resen gözetmelidir. Davacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde … Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı doğduğundan görev uyuşmazlığının halli ve görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Ankara BAM 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır