Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/35 E. 2022/376 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/35 Esas – 2022/376
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/35 Esas
KARAR NO : 2022/376

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/05/2022
YAZIM TARİHİ : 20/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin ithalatçı/imalatçısı olduğu müvekkili şirkete ait “…” plaka aracın 06.08.2021 tarihinde, şirket yetkilisi … …’ın sevk ve idaresinde Sivas istikametinde seyir halindeyken, Kırıkkale girişinde arıza yaptığını, arabadan dumanlar çıkması üzerine yol kenarına dahi yanaşamadan … … ve eşinin arabayı terk ettiklerini, yangın tüpü ile müdahale edilerek araçtaki yangının söndürüldüğünü, araçta olay öncesinde herhangi bir arıza lambasının yanmadığını, her şey normal görünürken bir anda aracın yanmaya başladığını ve araçta bulunanların hayatının dahi tehlikeye girdiğini, sonrasında aracın çekici yardımı ile davalı şirketin Balgat’ta bulunan servisine gönderildiğini, 03.08.2021 tarihinde servise bırakıldığını, servis personelinin, … …’a şifahen böyle bir arıza öncesinde arıza lambasının yanması gerektiğini, bu durumun araçtan kaynaklanan bir sorun olduğunu, bu durumda Almanya ile görüşülerek araçtaki arızanın servis tarafından ücretsiz olarak giderilebileceğinin söylenildiğini, bu şekilde aracın 04.11.2021 tarihine kadar serviste kaldığını ve birçok işlemlerin yapıldığını, bu süreçte de talebe rağmen müvekkili şirkete muadil bir araç tahsis edilmediğini, davalı şirket çalışanları tarafından arızanın imalattan kaynaklandığı, servis tarafından giderileceği belirtilmesine rağmen servis süreci sonunda müvekkili şirketten para talep edildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin de herhangi bir sorun yaşamamak ve aracı teslim almak için 04.11.2021 tarihinde mecburen 19.238,30 TL ödemek zorunda kaldığını, hem TTK hem de TBK uyarınca satıcının ürünün kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından sorumlu olduğunu ileri sürerek serviste yapılan tamir işlemleri için ödenen tutarın rücu edilmesi ve aracın serviste geçirdiği süreye ilişkin (23.08.2021 – 04.11.2021) kiralık araç bedeline karşılık olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000,00 TL’nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; TBK’nın 231. maddesi uyarınca davanın zamanaşımına uğradığını ve garanti süresinin de geçirildiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin “….. Avcılar/İstanbul” adresindeki ticari merkezinde faaliyetine devam etmesi nedeniyle davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının Yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüğüne uygun davranmamış olması nedeniyle dava hakkının ortadan kalktığını, müvekkili şirketin dava konusu aracın ithalatçısı olduğunu ve satış bedelini tahsil eden taraf olmadığından onarım bedelinin iadesi ve araç kiralama bedeli gibi taleplerin müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, ayıp iddiasına dayalı olarak onarım bedeli ve araç mahrumiyeti zararının tazmini istemine ilişkindir.
HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6/1 maddesine göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine aynı Yasa’nın 10. maddesinde “sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” hükmü yer almaktadır.
Davalı vekili, yasal süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur. Davacı ile davalı arasında doğrudan sözleşme ilişkisi bulunmadığı, davacı Şirketin dava konusu aracı dava dışı üçüncü kişiden satın aldığı davacı vekilinin duruşmadaki beyanı ile sabittir.
Buna göre eldeki davada davalının yerleşim yerinin İstanbul olduğu, her ne kadar davacı davalının Ankara’da Şubesi olması nedeniyle yetki itirazının yerinde olmadığını savunmuş ise de, Ticaret Sicil Gazetesinden yapılan incelemede davalının Ankara’da şubesinin bulunmadığı gibi davanın Şubenin işlemine karşı açılmadığından HMK’nın 14. maddesinin uygulanmasının da mümkün olmadığı, davalının süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu ve yetki itirazının usule uygun olduğu anlaşılmakla Mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, davaya bakmakla Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunun tespitine,
2-Yetkisizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde tarafların mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının yetkili BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2022