Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/327 E. 2023/742 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/327 Esas
KARAR NO : 2023/742

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ : 01/11/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 01.11.2018 tarihinde bir alt yüklenici sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 770.000,00 TL+KDV bedelli davalının yüklenicisi olduğu … Konutları İnşaatında davalı tarafından tedarik edilen alüminyum profillerin işlenmesi, işveren tarafından tedarik edilen giydirme cephe profillerinin işlenmesi ve tümünün montaj imalatlarının kör kasa ve cam dahil, alüminyum profil ve aksesuarları hariç işçiliğinin yapılması işi olduğunu, davalının sözleşme konusu işlerin birinci sırasında bulunan kör kasaların imalat ve montajını malzeme ve işçilik dahil şekilde tamamlandığını ve bedelini davalıdan aldığını, ancak sıradaki imalat olan alüminyum doğrama ve cephe giydirme kalemlerinin davalının aylarca malzemeyi kendisine teslim etmediği için yapamadığını, davalının sözleşme gereği üzerine düşeni yaptığını, davalının da yapılan işi teslim aldığını, yapılan işler karşılığı 44.275 TL + KDV bedel davalıya ödendiğini, söz konusu malzemeleri daha sonra da teslim etmediğini, davalı ile müvekkillinin aralarında imzaladıkları sözleşmede sabit olan kalan işleri hiçbir gerekçe göstermeksizin ve müvekkili ile aralarında yaptıkları sözleşmeyi feshetmeden başka bir firma ile yeni bir anlaşma yaparak bu kalemlerin yapım işini bu yeni firmaya verdiğini, aradan uzunca bir süre geçmesi müvekkilin malzemelerin gelmesini beklediği sürede işçi maaşlarını ödemesi, malzemeler gelecek beklentisiyle yeni iş almaması, nedeniyle zararlarının doğması üzerine taraflarınca 14.03.2019 tarihinde davalı ‘ya ihtarname çekildiğini, davalı tarafından bu ihtarname’ye cevap verilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirket sahibi ile görüşmek üzere inşaat şantiyesine gidildiğini, inşaat şantiyesine gidildiğinde normal de müvekkille sözleşme akdedilmiş olan işlerin inşaatta başkaca kişiler tarafından yapılmakta olduğunu belirterek HMK m. 107 uyarınca belirsiz alacak davası olarak her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL üzerinden açtığını, yargılama esnasında miktar hesaplandığında taraflarınca dava değerinin yeniden belirleneceğini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı yanın akdettikleri alt yüklenici sözleşmesinden kaynaklandığını iddia ettikleri zararların tazminini talep etmiş olduğunu, ancak davacı tarafın ileri sürdüğü iddia ve taleplerin haksız ve yersiz olması nedeniyle eldeki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin taahhüdü altında bulunan ‘…’ ile ilgili olarak 01.11.2018 tarihinde davacı şirket ile müvekkili şirket arasında 770.000,00 TL (+KDV) bedelli ‘Alüminyum Doğrama ve Giydirme cephe işleri Alt Yüklenici Sözleşmesi’ ile ilgili sözleşmenin konusu 5. Maddede; “işveren tarafından tedarik edilen alüminyum doğramanın işlenmesi, işveren tarafından tedarik edilen giydirme cephe profillerinin işlenmesi ve tümünün montaj imalatlarının kör kasa, cam dahil, alüminyum profil ve aksesuarları hariç işçiliğinin anahtar teslim yapılması” şeklinde tanımlandığını, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete çekilen 14.03.2019 tarihli … sayılı ihtarnamede, … marka alüminyum profil ve aksesuarlannın kendilerine teslim edilmediğini, sözleşmenin esaslı unsurunun bu malzemelerin teslimi ve devamında yapılacak işlemler olduğunu ileri sürerek söz konusu malzemelerin kendilerine teslimini talep ettiklerini, ancak davacı tarafin söz konusu ihtarnamede bahsettiği hususların haksız olması nedeniyle müvekkili şirket tarafından davacı şirkete …. Noterliği’rıin 27.03.2019 tarihli … sayılı ihtarnamesi ile cevap verildiğini belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 01/11/2018 tarihli alt yüklenici sözleşmesinden doğan zararın tazminine ilişkindir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama soncunda … sayılı karar ile davanın kabulü ile, 72.572,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, …. sayılı ilamı ile; “…. ‘nin yerleşik içtihatlarında da benimsendiği gibi; sözleşme kapsamında menfi ve müspet zarar taleplerinin incelenmesinde; sözleşmenin ifası nedeniyle yapılacak harcama ve giderlerin, sözleşmenin ifası ile elde edilebilecek ve talep edilebilecek kârın hesaplanmasında değerlendirilmesi gerektiği gibi; kâr kaybının hesaplanmasında, …. sayılı içtihatlarında belirtildiği gibi; TBK’nın 408 maddesinde düzenlenen kesinti yönteminin uygulanması gereklidir. Kesinti yöntemine göre, davacı yüklenicilerin mahrum kaldığı kârın hesaplanabilmesi için; yapılmayan işin sözleşmesinin feshi tarihindeki bedeli saptandıktan sonra, bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel giderleri, bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa elde etmekten kaçındığı kâr tespit ettirilip, yapılmayan iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın kâr kaybı olduğunun kabulüyle davalıdan tahsiline karar vermek gerekir. Açıklanan ilkelere uygun bir inceleme ve değerlendirmeye dayanmayan ve denetlenmesi mümkün olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği gözetilerek, davacının yukarıda yazılan zarar kalemlerini yapılan açıklamalar çerçevesinde tek tek inceleyip değerlendirmek, bilirkişi heyetinden ek rapor da almak suretiyle davacının talep edebileceği zararlarını hesaplatmak, kar kaybı hesabının yukarıda belirtilen … içtihatları doğrultusunda “Kesinti Yöntemi” ne göre hesaplanmasını sağlamak ve hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. ” gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiş, yargılamaya iş bu dosya üzerinden devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, …. sayılı ilamı, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 01/11/2018 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme ile davacı, davalının yüklenimindeki işin kör kasa ve alüminyum işlerini davacının temin edeceği malzemeleri kullanarak yapma işini üstlendiği, davacı sözleşme doğrultusunda kör kasa işlerini yaptıklarını, bu kısmın bedelini de aldıklarını, ancak davalının malzeme temin etmemesi nedeniyle alüminyum işlerini yapamadıklarını belirterek tazminat talep ettiği, davalının ise sözleşmenin 20. maddesi uyarınca iş azalışına gitme hakları bulunduğunu savunarak davanın reddini istediği görülmüştür.
14/03/2019 tarihli … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı, alüminyum profiller ve aksesuarlarının teslim edilmediğini, bu nedenle üretim yapamadıklarını belirterek, 5 gün içinde malzemelerin teslim edilmesini davalıdan istemiş, davalı ise …. Noterliği’nin 27/03/2019 tarihli ve … numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin 20. maddesi uyarınca iş azalışına gittiklerini, başka malzeme göndermeyeceklerini bildirmiştir. Ayrıca dosya kapsamından davalının alüminyum işlerini bir başka firmaya yaptırdığı da anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalı yüklenici tarafından sözleşmenin eylemli olarak feshedildiği anlaşılmıştır. Davalının savunması sözleşmenin 20 maddesi uyarınca iş azalışına gittikleri yönünde olup sözleşmenin feshi konusunda davacıya atfedilebilecek bir kusurun varlığını iddia ve ispat etmemiştir. Dosya arasına alınan uzman bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere işin davacıya yaptırılmayan kısmı işin % 94’lük kısmını oluşturmaktadır. Bu oranda bir işin yaptırılmasından vazgeçilmesi iş azalışı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bu haliyle davalı sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, davacı tazminat talep etmekte hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce Bam kararında belirtildiği üzere; damga vergisi gideri, kaçırılan iş fırsatları, işçi maaş ödemeleri ve kar kaybının hesaplanması, kar kaybının ise kesinti yöntemine göre hesaplanması gerektiği, kesinti yöntemine göre, davacı yüklenicilerin mahrum kaldığı kârın hesaplanabilmesi için; yapılmayan işin sözleşmesinin feshi tarihindeki bedeli saptandıktan sonra, bu bedelden yüklenicinin işi tamamlamaması nedeniyle tasarruf ettiği malzeme ve işçilik bedelleri ile genel giderleri, bu süre içinde başka bir iş bulup çalışmışsa elde ettiği kâr, başka bir iş bulmaktan kasten kaçınmışsa elde etmekten kaçındığı kâr tespit ettirilip, yapılmayan iş bedelinden çıkarmak suretiyle bulunan miktarın tespiti gerektiği anlaşılmakla, Bam kaldırma kararı doğrultusunda ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 07/06/2023 tarihli bilirkişi ikinci ek raporuna göre; yapılmayan işin sözleşme fesih olarak kabul edilen 27.03.2019 tarihindeki bedelinin 737.887,03 TL ve davacının müspet zararının fesih tarihi itibarı ile 73.788,70 TL olduğu, davacıdan yapılan kesinti ve sözleşmeyle ilgili davacının masraflarının 4.797,17 TL olduğu, davacının bu süre içinde başka bir iş yapmamış olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi ikinci ek raporuna karşı itirazlar sonucu alınan bilirkişi üçüncü ek raporuna göre; davacının müspet zararı yanında davalı ile sözleşme kapsamındaki iş nedeniyle davalı tarafından davacı sözleşme giderleri ve hakedişinden kesilmiş teminat kesinti tutarları 4.797,17 TL’nin de davacıya ödenmesi gerektiği değerlendirilmiş olup, davacı alacağının 78.585,87 TL olacağı, davacı şirketin tek faaliyet konusunun sözleşme kapsamındaki iş olduğu, şirketin muhasebe kayıtlarındaki faaliyet gelir ve giderlerinin söz konusu işten kaynaklandığı, sözleşmedeki yapılmayan işin güncellenmesi üzerinden hesaplanan müspet zararı 73.788,70’TL ve işletme zararı 13.024,27 TL ile birlikte davacı alacağının 86.812,97 TL olacağı sonucuna varılmıştır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; tam iki tarafa borç yükleyen nitelikteki eser sözleşmesinin tarafları olan davacı ve davalı 770.000,00TL+KDV üzerinden anlaşarak sözleşme imzaladıkları, davacı yüklenici işin %5,75’ini tamamladıktan sonra davalı sözleşmenin 20. Maddesine dayanarak işte azaltmaya gittiği iddiasıyla işin devamını davalıya yaptırmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 20 maddesi ile tarafların makul oranda bir iş azaltılmasına yönelik irade ortaya koydukları, %94,25 oranında iş azaltmanın sözleşme kapsamına uygun düşmediği ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiği, davacının tazminat talep etmekte hakkı bulunduğu, usulü kazanılmış haklar da dikkate alınarak 72.572,50TL zararın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne,
-72.572,50 TL’nin 18/06/2019 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 4.957,42 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harç ve 1.225,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 3.688,02 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç ve 1.225,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.313,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 143,40 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.243,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerine bırakılmasına,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince …. bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/11/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı