Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/294 E. 2022/637 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/294 Esas – 2022/637
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/294 Esas
KARAR NO : 2022/637

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/10/2022
YAZIM TARİHİ : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; gübrelerin paketleme aşamasından son kullanıcıya kadar takibin sağlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ’in 06/04/2017 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bu Tebliğ ile Gübre Takip Sistemi isimli (GTS) bir sistem oluşturulduğunu ve gübre ürünlerinin üretiminden/ithalatından son tüketiciye kadar tüm aşamalarının takip edilmesinin amaçlandığını, Türkiye genelinde büyük gübre üreticilerinden biri olan müvekkilinin sektörde GTS uygulamasını gerçekleştiren ilk şirket olduğunu, GTS’nin sonucu olarak müvekkili şirketin de aralarında bulunduğu gübre üreticileri/ithalatçılarının, piyasaya arz edilecek gübrelerde izlenebilirliği sağlayacak şekilde karekod ve DNA barkod içeren işaretleyici etiketli takip sistemini kurmak ve uygulamak zorunda bulunduklarını, Tebliğ’in 5. maddesine dayanılarak Tarım ve Orman Bakanlığı adına GTS ile ilgili tüm iş ve işlemlerin münhasıran davalı şirket tarafından yürütülmesine karar verildiğini, GTS’nin davalı şirket tarafından yazılan/yönetilen ve kullanımı zorunlu olan bir internet sistemi üzerinden yürütüldüğünü, davalı şirketin Bakanlık sitesinde yer alan bağlantı üzerinden görev yaptığını, sisteme dahil olan gübre üretici/ithalatçıları için gerekli karekod, barkod ve bondrolleri sağladığını, bu çerçevede üreticilerin/ithalatçıların mevzuata uygun davranma mecburiyeti nedeniyle GTS sistemini uygulayabilmek ve gerekli karekod, barkod ve bandrolleri kullanabilmek için ürün başına davalı şirkete ücret ödemek durumunda olduklarını, ancak GTS uygulamasında münhasıran yetkili olan davalı şirketin fahiş fiyatlandırma uyguladığını, bu nedenle GTS sisteminin, müvekkili şirkete ton başına maliyetleri oldukça yüksek hale geldiğini, müvekkilinin gübre üretim ve satış faaliyetlerini olumsuz yönde etkilediğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirket hakkında fahiş fiyatlandırma yaptığı iddiasıyla 4054 sayılı Kanuna aykırılık gerekçesiyle Rekabet Kurumu’na da şikayette bulunulduğunu, davalının aşırı fiyatlandırma yapmasının dürüstlük kuralına aykırılık ve dolayısıyla TTK’nın 54/2 maddesi gereğince haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine, men’ine, müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ile şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 06/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren Tebliğ gereğince Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan ihale sonucu müvekkili ile anılan Bakanlık arasında 07/07/2017 tarihinde DNA Barkod ile Gübre Takip Sistemi Kurulumu sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin tek yetkili olduğunu, DNA barkod/bandrol ücretlerinin belirtilen sözleşme kapsamında Bakanlıkça belirlendiğini, müvekkilinin fiyatları tek başına belirlemediğini, belirlenen ücretin Bakanlığın talebi ile gübrenin niteliğine ve tehlike arz etmesine göre belirlendiğini, Bakanlık tarafından belirlenen fiyatın ülkemizdeki tüm firmalara ayrım yapılmaksızın uygulandığını, davacının bugüne kadar müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava, gübre takip sisteminden gerekli karekod, barkod ve bandrollerin sağlanması hususunda tek yetkili olan davalının aşırı fiyatlandırma yaptığı iddiasına dayalı olarak haksız rekabetinin tespiti, meni ve tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2019/656 E.-2020/34 K. sayılı ve 20/01/2020 tarihli davanın reddine dair kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara BAM 20. HD’nin 2020/825 E.-2022/225 K. sayılı ve 24/02/2022 tarihli karar ilamı ile ” …6100 sayılı HMK’nın 316. vd. maddelerinde basit yargılama usulü düzenlenmiş olup, kanunlarda açıkça belirtilenler dışında basit yargılama usulünün uygulanacağı davalar, anılan Kanun’un 316. maddesinde sayılmıştır. Öte yandan, 6102 sayılı Kanun’un 4/2. maddesinde ise, ticari davalarda da deliller ile bunların sunulmasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabi olduğu, miktar veya değeri beş yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Eldeki dava, haksız rekabetin tespiti, meni ile maddi tazminat istemlerine ilişkin olup, bu tür davalar, 6100 sayılı HMK’nın 316. maddesinde sayılan işlerden olmadıkları gibi 6102 sayılı TTK’da da, haksız rekabetin tespiti davalarının basit yargılamaya tabi olduğuna ilişkin hüküm bulunmamaktadır. O halde işbu dava yazılı yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensiben yargılamanın basit yargılama usulüyle yapılmasına karar verilerek, basit yargılama usulü ile yargılama yapılması ve sonuca varılması doğru görülmemiştir…….” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
BAM kaldırma kararı doğrultusunda yazılı yargılama usulüne göre yargılama yapılmıştır.
İddia ve savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dosyaya ibraz edilen Tarım ve Orman Baknalığı tarafından davacı şirkete hitaben düzenlenen 09/08/2019 tarihli yazı cevabı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü’nün yazı içeriği, yine aynı Bakanlığın davalı şirkete hitaben düzenlediği 19/04/2018 tarihli yazı içeriği, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 29/05/2019 tarihli yine davalı şirkete hitaben düzenlediği yazı içeriğinden, 06/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren 2017/7 sayılı Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik tebliğ uyarınca gübre takip sisteminin kurulması için davalı şirketle Tarım ve Orman Bakanlığı arasında sözleşme imzalandığı ve GTS sisteminde Bakanlık adına tek yüklenici kuruluşun davalı şirket olduğu, anılan sözleşmenin sekrörde faaliyet gösteren tüm firmalar için bağlayıcı olduğu, GTS sisteminde kullanılan DNA barkod birim fiyatlarının, Bakanlık ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereğince Bakanlıkça belirlendiği ve fiyatların bakanlığın resmi web sayfası olan link üzerinden her firmanın kendi sayfasında ilan edildiği, davalının fiyat belirlme konusunda tek başına yetkili olmadığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 54/2. Maddesinde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkliyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulmaların haksız ve hukuka aykırı olduğu düzenlenmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında davacı, gübre takip sisteminde gerekli karekod, barkod ve bandrollerin sağlanması hususunda tek yetkili olan davalının aşırı fiyatlandırma yapmasının haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürmüş, davalı ise fiyatlandırmanın davalı ile ilgili Bakanlık arasında yapılan sözleşme gereğince Bakanlık tarafından belirlendiğini savunmuştur. Gerçekten de yukarıda ayrıntısına yer verilen ilgili Bakanalıklar tarafından düzenlenen yazı cevaplarından GTS sistemi kapsamında uygulanacak DNA barkod/bandrol ücretlerinin bakanlık tarafından belirlenerek davalı şirkete bildirildiği, belirlenen fiyatların bakanlığın resmi web sayfasından yayınlanarak duyurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda fiyat belirleme yetkisi tekelinde olmayan davalının aşırı fiyatlandırma yaptığından söz edilemeyeceği gibi gübrenin niteliğine göre belirlenen fiyatların şirketler bazında farklı uygulanması da söz konusu değildir. Bu itibarla davalının uyguladığı fiyatların, halen yürürlükte bulunan 2017/7 sayılı Tebliğ hükümleri uyarınca davalı ile ilgili Bakanlık arasında imzalanan sözleşme gereği Bakanlık tarafından belirlenmesi nedeniyle davalının haksız rekabet teşkil eden bir uygulamasının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve davacının talebi haksız rekabeti tespit ve maddi tazminat istemine ilişkin olup davacı taraf, esasen her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep ettiğinden reddedilen haksız rekabetin tespiti ve maddi tazminat istemi yönünden davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilerek ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/11763 Esas 2018/3840 Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir) aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 90,08 TL karar harcının kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan red edilen haksız rekabetin tespiti istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücreti ve red edilen maddi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 18.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzeride bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına

7- HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2022