Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/258 E. 2023/31 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/258 Esas – 2023/31
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/258 Esas
KARAR NO : 2023/31

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/04/2022
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça müvekkili firmadan ürün satın alınmış olduğunu ve buna ilişkin olarak da müvekkilce davalıya teslim edilen ürünlere ilişkin olarak; 27.07.2019 tarihli, seri A sıra … nolu 7.493,00 TL bedelli fatura, 22.01.2020 tarihli, … nolu, 6.959,41 TL bedelli fatura düzenlenmiş ve faturalar ve içeriği ürün ve hizmetler davalı tarafa eksiksiz şekilde teslim edilmiş olduğunu, nitekim davalı taraça da fatura ve fatura içeriği teslim edilmiş olan ürün ve hizmetlere hiçbir itirazda bulunmaksızın; fatura ve içeriği ürün ve hizmetler eksiksiz şekilde kabul ettiğini, buna ilişkin olarak taraf ticari defterleri ve Ba-Bs formları üzerinde yapılacak inceleme ile bu durum açıkça anlaşılabileceğini, davalı tarafça aradaki ticari ilişki ve müvekkilinin alacağı karşılığında 25.02.2020 tarihinde 3.000,00 TL tutarında kısmi bir ödemede bulunulduğunu, ancak geçen süre zarfında müvekkilinin bakiye alacağına ilişkin olarak davalı tarafça ödeme yapılmamış olup müvekkilinin davalıdan bakiye 11.452,41 TL alacağı bulunduğunu, bu alacak için Ankara 19. İcra Müdürlüğü 2022/4749 E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatılmış ancak davalı taraf haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu gereğince dava şartı olan “arabuluculuk” çözüm yolunun da netice vermemesi ile bu davanın açılmış olduğunu, belirterek; öncelikle haklı davamızın kabulü ile, davalının Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2022/4749 E. sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazının iptalin, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Faturalar ve içeriği ürünler müvekkiline teslim edilmemiş, söz konusu teslim olmadığı gibi, ürün teslimine ilişkin herhangi bir belgenin de dosyada bulunmadığını, dava dilekçesinde “Davalı tarafça aradaki ticari ilişki ve müvekkil alacağına ilişkin olarak 25.02.2020 tarihinde 3.000,00-TL tutarındaki kısmi bir ödemede bulunmuştur. Bahsi geçen kısmi ödeme de aradaki ticari ilişkinin, müvekkil alacağının ve fatura ve içeriği ürünlerin tesliminin ispatıdır. ” şeklinde belirtilmiş olduğunun görüldüğünü, faturaya itiraz edilmemesi yapılan işin taraflar arasındaki hukuki ilişkiye uygun olduğunu ya da tam ve kusursuz yapıldığının ya da bedelinin istenebilir olduğunun kabulü anlamına gelmeyeceğini, yapılan/vaad edilen ürün teslimi ile ilgili sorun yaşandığı için ödeme yapılmamış olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi tarafından, alacaklı şirket yetkilisi ile birçok kez görüşülmeye çalışılmış ancak kendisi telefonlarına çıkmadığı gibi, müvekkil şirket aleyhinde haksız bir şekilde icra takibi yolunu seçmiş olduğunu, taraflar arasında akdi ilişki olduğu kabul edilecek olsa bile faturaya itiraz edilmemesinin borç doğurmayacağı ve fatura düzenleyenin ayrıca malın teslimi veya gönderildiğini ispat etmesinin gerektiğini, belirtilerek; davanın reddine, davacı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ;
-Ankara 19. İcra Müdürlüğü 2022/4749 E. sayılı dosyası,
-Taraf ticari defterleri, faturalar, yazışmalar,
-Mali müşavir Bilirkişi 04/11/2022 tarihli raporunda özetle; Dava dosyası, icra dosyası ve tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, davacı tarafından düzenlenmiş faturaların kendi ticari defterlerine kaydının yapılmış ve ilgili vergi dairesine BS bildirim formlarında beyan etmiş olduğunu, davacının 27.07.2019 tarihli, seri A sıra 028570 nolu 7.493,00 TL tutarlı elde düzenlenmiş faturayı davacıya tebliğ ettiğine ilişkin herhangi bir bilginin görülmediğini ancak davacının çeşitli zamanlarda davalıya mail ortamında bu faturanın yer aldığı cari ekstreleri bildirdiğini, mutabakat bildirimlerinde bulunduğunu, 22.01.2020 tarihli, … nolu, 6.959,41-TL bedelli e-Arşiv Faturanın, elektronik posta ile davalıya bildirmiş olduğunu, adına düzenlenmiş faturaların davalının ticari defter kayıtlarında yer almadığını, davalının davacının banka hesabına Akbank dekontuyla 25.02.2020 tarihinde 3.000,00 TL’lik yaptığı ödemenin de davalı muhasebe defter kayıtlarında görülemediğini, davacı ticari defter kayıtlarında davalı adına düzenlemiş olduğu iki fatura karşılığı 14.452,41-TL olduğunu, davalı tarafından yapılmış 3.000,00-TL ödeme sonrasında 11.452,41-TL olarak davalıdan alacaklı olduğunu, mahkeme takdirinde olmak üzere davacı tarafından mail ortamında yapılmış bildirimlerinin kabul edilir görülmesi ve itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi halinde, icra takip tarihi itibariyle borcun 11.452,41 TL olduğunu bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İddia ve savunma, toplanan deliller, Mahkememizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı hakkında cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durması üzerine süresi içinde itirazın iptali talebiyle eldeki dava açılmış olup, davalı taraflar arasında akdi ilişkinin bulunmadığının savunmuştur.
Bir alacak için fatura düzenlenmiş olması, alacağın varlığını ispata yeterli bulunmayıp, fatura, tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmamaktadır. Sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda akdi ilişkinin varlığını ve işin yapılıp teslim edildiğini kanıtlama mükellefiyeti bunu iddia eden kişiye aittir.
Somut olayda, akdi ilişkinin varlığı ile faturalara konu hizmetin yerine getirildiği hususunda ispat yükünün kural olarak davacı üzerindedir. Davacının sunmuş olduğu mail yazışmaları, davalı şirkete ait mail adreslerinden baskı için gönderilen dosyalar ve davalı tarafından yapılan 3.000,00-TL’lik ödemeler ile taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı kabul edilmiştir.
Davalı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde tanzim olunan bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere, davacı tarafından tanzim olunan faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiş ise de davalının kurumsal maili üzerinden gönderildiği, davalı tarafın bu faturalara süresinde itiraz ettiğine ilişkin savunma ve delil de ileri sürülmediği belirlenmiş olmasına göre, davacı tarafça faturalara ve davaya konu hizmetin yerine getirildiğinin ispatlandığının kabulü gerekmiştir.
Bu hale göre, eldeki davada ispat yükü davalı tarafa ait olup, davalı taraf faturalara konu bedelin ödendiğini ispatlamak durumundadır. Ne var ki, davalı tarafça bedelin ödendiği ispat edilememiştir. Dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınan rapor içeriklerinde de ifade edildiği üzere, davacının ticari defterlerine göre 11.452,41-TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu, davanın kabulü ile asıl alacak üzerinden takibin devamına karar verilmiş, davaya konu alacağın cari hesaba dayalı ve likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2022/4749 E sayılı icra takibine vaki itirazın iptaline,
Hükmedilen 11.452,41 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 782,31-TL harçtan peşin alınan 195,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 586,73 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 195,58 TL peşin harç olmak üzere toplam 276,28 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.301,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2023