Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/176 E. 2022/306 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/176 Esas – 2022/306
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/176 Esas
KARAR NO : 2022/306

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2021
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
YAZIM TARİHİ : 06/05/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasında dosya ele alındı;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili idare ile davalı firmalar arasında ihale yolu ile alınan hizmete ilişkin sözleşmeler akdedildiğini, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme ve eklerinde yer alan hükümlere göre yüklenici firmaların istihdam ettiği işçinin muhatabı ve sorumlusunun kesinlikle DMO olmayacağı, tüm sorumluluğun davalı firmalara ait olduğu, sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personelin muhatabının davalı firmalar olacağının belirlendiğini, dava dışı …’nun iş akdinin sonlandırıldığını, ilgili mevzuat hükümleri gereğince tazminat ödemesi yapıldığını, alınan hizmete ilişkin sözleşmeler kapsamında istihdam edilen işçilere ait işçilik haklarından doğan tüm ödemelerin yüklenici firmalara ait olması gerektiğini, idarece ödenen 24.155,96 TL’nin emsal Yargıtay kararları doğrultunda ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte idareye rücuen ödenmesi gerektiğini beyanla dava dışı işçi … için ödenen 24.155,96 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlulukları oranında davalı firmalarca idareye rücuen ödenmesi için davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçinin müvekkili şirkette çalışmasının bulunup bulunmadığına ilişkin ellerinde belge bulunmadığını, ödenen tazminatın hangi kalemleri içerdiğinin belirtilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı ile imzalanan sözleşmede müvekkili şirkete kıdem ve ihbar tazminatı ile ilgili bir sorumluluk yüklemediğini, davacı ile imzalanan sözleşme de müvekkili şirkete işin devamı süresince personelin belirli haklarının teslimiyle ilgili sorumluluklar verildiğini, feshe bağlı olan kıdem ve ihbar tazminatı gibi ücretlerden müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığını, ihale bedeli kapsamında bu bedellerin karşılığını da almadığını, müvekkili şirketin tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, müvekkili şirketin karşılığını almadığı bir bedeli davacıya ödemesinin sebepsiz zenginleşmesine müvekkili şirketin ise zarara uğramasına sebebiyet vereceğini, davacı ile müvekkili şirket arasındaki işin hizmet alım işi olmadığını, yasa gereği kıdem tazminatı alacağından işçinin çalıştığı kurumun sorumlu olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davaya konu alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin de hukuka uygun olmadığını belirterek davanın öncelikle usulden reddini, aksi halde esastan reddini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava, dava dışı işçiye ödenen tazminat bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/14 E.-748 K. sayılı ve 08/12/2021 tarihli görevsizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise ”diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizce 15/03/2022 tarihli tensip tutanağının 3 nolu ara kararı ile görevsizlik kararı ile gönderilen Mahkememizin 2022/176 Esas sayılı dosyasında arabuluculuk son tutanağına rastlanılmadığından, 7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A madde ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olup, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince, dava açılmadan evvel arabuluculuğa müracaat edilerek, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini mahkememize sunması için davacı vekiline verilen bir haftalık kesin süreye rağmen arabuluculuk tutanağının ibraz edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olduğu ve dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmakla, HMK 114/2 maddesi yollamasıyla TTK 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, 6102 sayılı TTK’nın 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın 412,53 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 331,83 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/04/2022