Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/141 E. 2022/362 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/141 Esas
KARAR NO : 2022/362

DAVA : Tazminat (Çatmadan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
YAZIM TARİHİ : 06/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Çatmadan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Yüklenici Firma … Yapı A.Ş. ile Arsa Sahibi Davalı Kooperatif …. parsel sayılı taşınmazları konu alan …. yevmiye sayılı “Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım ve Satış Vaadi Sözleşmesi’ni ve gelişen süreç içerisinde de ana sözleşmeye ek protokoller imzaladıklarını, sözleşmenin “Müteahhide Ait Arsa Payının Devri ve Şekli” başlıklı 5.maddesinde ve sözleşme eki protokollerde, davalı Kooperatif’ in, davacı yüklenici firmanın inşaatları hangi aşamalara getirdiğinde aidiyeti yüklenici firmaya ait olan bağımsız bölümlerin satış ve devir yetkisini vereceği tek tek düzenlediğini, bu durumu rağmen arsa sahibi Kooperatif, yüklenici firmanın geldiği inşaat seviyesine ve taraflar arasındaki yazılı kararlaştırmaya uygun şekilde …. numaralı dükkan niteliğindeki bağımsız bölümlerin tapu ferağ yetkisini yükleniciye vermiş olduğu halde bu kez müvekkili yüklenici firma aleyhine Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/259 E. sayılı dosyasıyla açmış olduğu davada, müvekkili yüklenicinin söz konusu bu 23 adet bağımsız bölümün %50 payının mülkiyetini alması gerekirken yolsuz tescil ile bağımsız bölümlerin tamamını kendi adına devri aldığını iddia etmiş ve yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açtığını; ilgili davada yapılan yargılama sonunda Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.06.2016 Tarih, 2014/259 E. ve 2016/268 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini ve temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçen yerel mahkeme kararı 31.10.2019 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili yüklenici firma … Yapı A.Ş. ve ilişki içinde olduğu grup firmaları Ankara’da birçok alanda faaliyet gösteren tanınmış marka bir firma olduğunu, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesine konu yer, Ankara’nın en prestijli yerlerinden olan Çayyolu mevkiinde bulunmakta olup sosyo-ekonomik yapısı yüksek olan kişi ve işletmelerin tercih ettiği Beysupark Projesini konu aldığını, Arsa Sahibi Kooperatif ’in, Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/259 E. sayılı dosyası ile 23 adet dükkân niteliğindeki bağımsız bölümün %50 payının yüklenici adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına tescili istemiyle açmış olduğu davaya konu bağımsız bölümler Beysupark Projesi’nin bir parçası olan Beysupark Yaşam Merkezi içerisinde yer aldığını, birçok ulusal ve uluslararası (Migros, … Kuaför gibi) ünlü marka ve işletmelerin, Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasına haksız ve kötü niyetle konu edilen bu 23 adet bağımsız bölümün kiracısı olduğunu, bu bağımsız bölümlerden biri de (10 numaralı olan) Ankara’nın en prestijli, üye kapasitesi ve imkanları yüksek olan … Life Clup isimli spor kompleksi olup bu spor kompleksinin sosyo-ekonomik durumu yüksek binlerce üyesi bulunduğunu, taraflar arasında halen devam eden bir kısım başka hukuki ihtilaflar ve derdest davalar olup, davalı Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki davayı da hiçbir hukuki dayanağı olmaksızın kişisel hırs ve husumet nedeniyle açmış; dava devam ederken de Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’ne konu ettikleri 23 adet bağımsız bölümün kiracılarına/işletme yetkilerine ve hatta … Life Clup üyelerine, dava sonunda tüm dükkanların sahibi olacakları şeklinde söylentiler yayılmasına sebep olduklarını, bu söylentilerin Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava neticeleninceye kadar da devam ettiğini, Kooperatifin Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen haksız, yersiz ve son derece kötü niyetli davayı, müvekkil firmanın bağımsız bölümleri sözleşmeye ve hukuka uygun iktisap tarihinden 6 yılı aşkın bir süre sonra açmış olup esas gayesi müvekkili firmayı zor durumda bırakmak, manevi olarak yıpratmak olduğunu, dava süresince taşınmazların tapu kayıtlarına “davalıdır” şerhi konulmuş olup gerçekten de müvekkil firma, aleyhine açılan haksız ve yersiz bu dava sebebiyle kredi veren bankaların ve birçok ünlü marka ve işletmenin sorularına muhatap olmak zorunda kalmış ve hatta az yukarıda değindiğimiz spor kompleksi üye ve çalışanları da benzer soruları sormuş ve tesisin kapanacağı endişesine yol açmış ve bu durum üyeler ve kamuoyu nezdinde firma aleyhine son derece olumsuz sonuçlar doğurmuş olduğunu, yüklenici firma avukatı olarak anılan Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi davası sebebiyle birçok üçüncü kişinin sorularına bizzat muhatap kaldığını, müvekkili firma aleyhine açılan ve Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava sebebiyle firmanın uluslararası ve ulusal marka sahibi kiracıları nezdindeki ticari itibari sarsıldığını, Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada dava dilekçesinde, firmanın basiretli davranmadığını, kötü niyetli olduğunu ve yolsuz tescil yapmış olduğunu iddia eden Kooperatif, Kooperatif genel kurul üyelerini de bu şekilde bilgilendirmek suretiyle yüklenici firmamızı Kooperatif üyeleri nezdinde de kötülemiş ve üyelerin firmaya duymuş olduğu güveni ve firmalarının üyeler nezdindeki itibarını sarstığını Müvekkili firmanın sözleşme ile üstlendiği işi sözleşmeye ve hukuka uygun şekilde ifa etmeyi her zaman ilke edindiğini, müvekkil firmanın sanki hakkı olmadığı halde -üstelik yolsuz tescil ile- 23 adet bağımsız bölümün tapu kaydını uhdesine haksız olarak geçirdiği, şeklinde çalışılan izlenim ve Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası devam ettiği sürece yüklenici firmanın töhmet altında bırakılmış olması nedeniyle davacı yüklenici firmanın kişilik haklarını ihlal edildiğini, üçüncü kişilerin/işletmelerin “burası elinizden gidecekmiş/burası Kooperatifinmiş” tarzında son derece tatsız, üzücü ve rencide edici sorular ile karşılaşmış olmak davacı yüklenicinin firmanın kişilik haklarının ne denli ihlal edildiğinin en büyük göstergelerinden biri olduğunu, Mezkur nedenlerle manevi tazminatın koşulları oluştuğunu beyan ederek 250.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili kooperatif tarafından …Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan dava, sözleşme ihtilafı sebebiyle açılmış olup, bu davanın kooperatif açısından haklı nedenlere dayandığını, Taraflar arasındaki ihtilafın temeli yanlış yorumlama neticesinde oluştuğunu, açılan dava neticesinde ise müvekkili kooperatifin protokol gereği haklı olduğu ancak kooperatifin davranışlarının karşı tarafça ifaya hazırlık olarak değerlendirildiği gerekçesiyle kooperatifin açtığı davayı reddetmiş olduğunu, sözleşmede bu şekilde belirtilmiş olmasına karşın sonrasında yüklenici ile yapılan görüşmelerde ve kooperatif toplantılarında bu durumun dile getirilmemesinin her ne kadar müvekkili kooperatif tarafından fark edilmemiş olsa da yanlış anlamalara sebebiyet verdiğini, Mahkemenin de açıkça ifade ettiği üzere taraflar arasında görülmüş olan dava haksız bir şekilde açılmamış olup durumun protokolde belirttiği şekilde olduğunu ancak yorumlama kısmında taraflar arasında uyuşulamadığı gerekçeli kararda ifade edildiğini, açılan dava sürecinde ve neticesinde yüklenici taraf müvekkil kooperatif tarafından herhangi bir hak kaybına uğratılmadığını, davacının sözleşme neticesinde kararlaştırılan alan üzerinde payını almış olup bu alınan pay üzerinde tasarruflarda bulunması taraflarınca hiçbir şekilde engellemediklerini ve bu süreçte taşınmazlar üzerinde alım satım yapmış başka sözleşmeler akdetmiş olduklarını, Müvekkili kooperatif Migros, Starbucks, Watsons gibi birçok ulusal ve uluslararası işletmeye karşı yüklenici … Yapı A.Ş’yi herhangi bir şekilde zarara uğratacak her türlü davranıştan ve yaptırımlardan bilhassa kaçınmış olduğunu, aynı şekilde yüklenici firma aleyhine dava dilekçesinde bahsedildiği şekilde başta … Life Club olmak üzere ne üyelere ne kiracılara ne de dükkan sahiplerinin haberi olacak şekilde söylenti yayılması gibi ticari olarak karalama girişiminde bulunulmadığını, taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklar neticesinde dava dilekçesinde de belirtildiği üzere birçok dava açıldığını, açılan davaların birçoğu devam etmekte olup dava açma hakkını kullanmak ticari itibar zedelemekten ibaretse müvekkili kooperatif aleyhine açılan davaların da kötü niyetli ve sadece itibar zedelemek için açıldığı gibi gerçeklikten uzak bir neticeye ulaşılacağını, manevi tazminat istemi ile açılan davada davacı tarafın tazminat talep etmek için hukuken geçerli şartlar oluşmadığını; TMK’nın 24. ve BK’nın 49. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik hakları olduğunu, kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgili olduğunu, tüzel kişilik, kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi kesimlerden oluştuğunu, ticari hayatın gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş durumlar açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmesi gerektiğini, dava açma hakkı hak arama ve adil yargılanma hakkı kapsamında güvenceye alınmış olup, bu hakkın kullanılması engellenemeyeceğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/4-161 esas nolu kararında “……Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; ‘Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir’ şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.” diyerek hak arama hürriyetini koruma altına aldığını, beyan ederek haksız ve yersiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın konusu; Borçlar Kanunundan kaynaklı manevi tazminat davası olup, tarafların somut uyuşmazlıklarının ise taraflar arasındaki sözleşme konusu ihtilaf neticesinde Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesinde yargılamaya konu edilen ve kesinleşen dosyayla ilgili olarak davacı şirketin kişilik haklarının ihlal edilip edilmediğine ve ihlal edilmiş ise zararın tazminine yöneliktir.
Başlangıçta dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, yargılamayı yapan Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesince 13/07/2021 tarihinde esastan karara bağlanmış, istinaf incelemesini yapan Ankara BAM 31.Hukuk Dairesi görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu tespit ederek kararı kaldırmış sonrasında Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş ve dava mahkememizin esasına kaydolmuştur.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun …Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan manevi tazminat davası olduğu, davacının talebinin belli bir paranın ödenmesi edası içerdiğinden zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.18/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın HMK.114/2 ve 115.madde gereği dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın 4.269,38 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 4.188,68 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT 7/2, 10/3 maddeleri gereği takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır