Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/119 E. 2022/719 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/119 Esas – 2022/719
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/119 Esas
KARAR NO : 2022/719
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait fabrika iş yerinde, 01/09/1997 ye kadar sigortasız olmak üzere, 20/05/1996 tarihi ile 09/04/2014 tarihleri arasında sırasıyla, bekçilik, servis şoförlüğü, kepçe operatörlüğü, fabrika sorumlusu ve yetişmeyen tüm işlerde olmak üzere, 31/01/2003 tarihinde emekliliğini elde edip, ara vermeden tüm sorumluluklarını yerine getirerek , davalı nezdindeki hisselerinin, asıl bağımlılık ve ücret unsurlarını ortadan kaldırmaması , eşine de devretmiş olması nedeniyle hizmet ilişkisi devam edecek nitelikteki ,bayram genel tatil ile hafta tatili dahil haftada 7 gün, saat 7:30-21:00 arası ve de aşan sürelerle fazla mesai de yapmak suretiyle, ayda 30 gün üzerinden günlük 3 öğün yemek yardımı ve kendine tahsis edilen araçlardan da gidiş geliş yardımı alarak, en son asgari ücretin 6,24 katı olan 2250 $ ve ilaveten pirim karşılığı, hizmet akdine dayalı çalıştırılan müvekkilinin, 2014 yılı Şubat, Mart ve Nisan ayına ait hak edilen maaş ve primleri ile tüm döneme ait hak edilen tatil ve fazla mesai alacaklarının ve de şirket nam ve hesabına yapılan bir kısım masrafları karşılığının, tam olarak ödenmeden, haksız bildirimsiz iş akdinin feshi sebebiyle; fazlaya dair hakları saklı tutularak, kısmı alacak davası olarak ileri sürülen, ücret alacak bedeli olarak 6.000,00 TL, pirim alacak bedeli olarak 3.000,00 TL., kıdem tazminat alacak bedeli olarak 500,00 TL., ihbar tazminat alacak bedeli olarak 2.500,00 TL, yıllık izin ücret alacak bedeli olarak 15.000,00 Tl, belirsiz alacak davası olarak ileri sürülmüş, fazla mesai alacak bedeli olarak 250,00 TL , hafta tatil alacak bedeli olarak 200,00 TL bayram genel tatil alacak bedeli olarak 50,00 TL, masraf alacak bedeli olarak 500.00 TL nin, faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: İddiaları inkar ederek, iddia edilen tüm dönemlerde ticaret sicil ve şirket kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, müvekkilin nezdinde fiilen ve kayden, şirketin ortağı , aynı zamanda yönetim kurulunda da başkan yardımcısı veya üye olarak faaliyet sergileyen davacının , müvekkili ile arasında işçi işveren ilişkisi olmadığından aleyhe davanın, görevli mahkemenin asliye ticaret Mahkemesi olması sebebiyle, esasa girilmeden görev dava şartı yokluğundan usulden reddi ile görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, ayrıca zaman aşımı itirazında da bulunarak kendisinin hesaplayabilecek türdeki tatil ve fazla mesai alacaklarına dair masraflara ilişkin belirsiz alacak davasının, hukuki menfaat dava şartı yokluğundan usulden reddine, esasa ilişkin olarak da; Müvekkili ile kayıt dışı dönemdeki ilişkiyi de kabul etmeyerek, 27/05/1996 tarihinde %24 hisse payı ile şirket ortağı olup, 15.06.1996 tarihinde şirketin yönetim kurulu başkan yardımcısı seçilip, 22/08/1997 tarihinde ise kendine ait şirket hisselerini kayden (Muvazaalı olarak) eşi …’ ye devredip,fiilen işveren – işçi ilişkisi ne de girilmeden, sırf SGK’dan emeklilik hakkını elde etmek için, Yönetim hakkını da kullanarak, 01/09/1997 tarihinde SGK giriş yapıp 31.08.2003 tarihinde kurum nezdinde emeklilik hakkını elde edip, 09.04.2004 tarihinde ise kayden eşi üzerine geçirdiği, şirket hisselerini devre alıp, şirket yönetim kurulunun yeniden üyesi ve başkan yardımcısı olarak ticari ilişkisinin devam ettiğini, 2012 yılında şirket adına dışardaki imzalarından imtina edip , 2013 yılında Maden idaresinden taş ve kum Ocağı da alıp, Nisan 2014 tarihinde ki ayrılmak isteği doğrultusunda , (07/05/2014 tarihli hisse devir sözleşmesi de yaparak) kendi ve eşine ait % 29 oranında hissesine karşılık, 300.000,00 TL nakit, 1.200.000,00 TL değerli ödenmiş senet ve yaklaşık 25.000,00 TL değerli araç devri suretiyle ve çıkacak şirket karlarına mahsup edilmek üzere ,300.000,00 TL avans borcu ile birlikte, (Yaklaşık değeri 678.250,00 TLnin çok üzerindeki) toplam 1.825.000,00 TL ‘lik ödeme yapıldığını belirterek, hizmet ilişkisinin asli unsuru olan hukuki – kişisel bağımlılığının bulunmadığını , şirkete karşı kişisel bağımlılığı öne çıkmadan, üretim araçlarınada sahip olarak, kar ve zarara ortak olarak, şirkete ortak ve yönetimde işveren sıfatına haiz olarak , başlangıçtan 01/09/1997 tarihine kadar şirket ortağı bu tarihten göstermelik eşine hisselerinin devrine kadar, kayden, sosyal güvenlik kurumundan emeklilik sonrası ise, tekrar hisselerin üstüne alıp, tüm dönemde şirketle arasında hizmet ilişkisinin unsurları olmadan ücret ve bağımlılık unsuru da bulunmadan geçen, tüm dönemlere dair taleplerin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava davacının işçilik alacaklarının tahsili amacıyla açmış olduğu alacak davasıdır.
Dava başlangıçta İş Mahkemesine açılmıştır. Ankara 1. İş Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu davaya bakmakta görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi oluğundan belirtilip, görevsizlik kararı verilmiştir. Söz konusu karar Ankara BAM 6. Hukuk Dairesinin incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. HMK 23/2. madde gereği BAM’nin görevli mahkemenin belirlenmesine ilişkin kararı temyiz edilebilen bir karar olmadığı için mahkememiz yönünden bağlayıcıdır.
Davacı tarafın talepleri tamamen işçilik sıfatına dayalı olarak ancak hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bir işçinin talep edebileceği, çalışılmış döneme ait kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin ve fazla mesai vb. alacağından ibarettir.
İş Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, davacının davalı şirketlerden birinin kurucu ortağı olduğu, kendi nam ve hesabına çalıştığı, davalılar ile aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı kabul edilerek görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça davacı taleplerinin, şirket ortağı olmaktan kaynaklanan talepler olmadığı, ortaklıktan çıkma ile ilgili olarak herhangi bir dava açmadıkları, davadaki taleplerinin tamamının işçilik sıfatına dayandığı anlaşılmıştır. Bu durumda eldeki davanın tamamen işçilik sıfatına dayalı olarak açıldığı, söz konusu davanın kabulü için öncelikle davacının işçi olup olmadığının belirlenmesinin gerektiği, bu belirlemeyi ise yine İş Mahkemesinin yapabileceği, bu durumda İş Mahkemesinin davacının işçi olmadığının tespiti halinde görevsizlik kararı değil, davayı reddetmesi gerekeceği vc Ticaret Mahkemelerinin işçilik iddiasına dayalı olarak ancak bir işçinin talep edebileceği kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, fazla mesai gibi hususlarda karar veremeyeceği, davanın tasnifinin davacıya ait olduğu, mahkemenin davacı yerine geçerek davanın temelini değiştiremeyeceği düşünülmekle birlikte HMK 23/2. madde kapsamında açılan davada mahkememiz görevli hale geldiği, davadaki talep tamamen işçilik alacaklarından ibaret olup, davacının işçi olmadığı İş Mahkemesince belirlendiğinden ve işçi olmayan davacının işçilik sıfatına dayalı hak talebinde bulunamayacağı gözetilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan, peşin alınan 478,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 397,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına ,
7- HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca tarafından yatırılan gider ve delil avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2022