Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/118 E. 2022/212 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/118 Esas – 2022/212
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/118 Esas
KARAR NO : 2022/212
DAVA : Borçtan Kurtulma Davası
DAVA TARİHİ : 24/04/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili idarenin borç nakil sözleşmesi ile … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin yerini aldığını, müvekkilinin sözleşme gereği dava konusu fatura yönünden tarafı olduğunu, davalı tarafından 4628 sayılı Enerji Piyasası Kanunu kapsamında tek taraflı olarak ve kullanıcıların hiçbir suretle değişiklik yapamadığı “Sistem Kullanım Anlaşması” ve “Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildirimi” hükümleri uyarınca Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak il sınırları dahilinde elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini, ceza faturası tanzim tarihinde yürüten …’ a verilen taleplerine dayanak olan ceza faturasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira ceza faturasına dayanak anlaşmanın … tarafından imzalanmadığını ve yürürlüğe girmediğini, davalı tarafından tanzim edilen Temmuz 2012 döneminde aylık olarak bağlı olduğu fider’ e “arızanın intikal ederek kesicinin açması” nedeni ile sistem kullanım anlaşmasının 10. Maddesi ve yöntem bildiriminin 1-5 maddesi gereğince düzenlenen ceza faturasının tek taraflı olarak düzenlendiğini, anlaşmanın 10. maddesinde düzenlenen uyarı ve süre şartlarına uyulmadığını, davalı kurum tarafından tamamen eksik ve yanlış bilgilere dayanılarak ceza faturası hazırlandığını belirterek … Genel Müdürlüğünün 23.08.2012 tarih, 850/9044-33903 sayılı yazı ve 26.03.2013 tarih, 078694 nolu 917.919,85 TL tutarındaki ceza faturası yönünden işlemiş ve işleyecek faizin durdurulmasına, fatura yönünden borçlu olmadıklarının tespitine ve ceza faturasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, zaman aşımı itirazında bulunarak davanın esası yönünden de müvekkil kurum ile davalı arasında 25/01/2013 tarihinde davacı şirketin Şubat 2013 dönemi için Sistem Kullanım Anlaşmasının 10. maddesi uyarınca değil 9. maddesi uyarınca işlem yapıldığını, teşekkülleri tarafından düzenlenen iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim faturalarının Elektrik Piyasası Kanunu ve EPDK tarafından onaylanarak yayınlanan, iletim tarifelerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlendiği yöntem bildirim hükümleri ve anlaşma uygulamaları doğrultusunda her ay ilgili mevzuat hükümleri bir bütün olarak değerlendirilerek hazırlandığını, bu doğrultuda kullanıcıların sistem kullanım bedelini ve sistem işletim bedelini ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, davacının TTK. na tabi bir tacir olup akdettiği anlaşma hükümlerine ve yasal mevzuata uymakla yükümlü olduğunu, yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin … sayılı ve 05/05/2015 günlü görevsizlik kararı üzerine dava dosyası mahkememize tevzi olunmuştur.
Dava, davalı tarafından düzenlenen 26/03/2013 tarih I-078694 sayılı 917.919,85 TLlik Şubat 2013 dönemi sistem kullanım ücreti açıklamalı faturadan dolayı borçlu olunmadığını tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın reddine dair verilen 20/09/2018 tarihli karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin ….günlü kararı ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararında;
” 02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanun’un yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Buna göre; 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olması nedeniyle derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa dair inceleme yapılması doğru görülmemiştir.” gerekçesine değinilmiştir.
25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu 8. maddesinin 2. fıkrasına ç bendinden sonra gelmek üzere eklenen d bendinde “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” düzenlemesi ile TEAŞ’ın görev ve yükümlülükleri arasında belirlenmesi sonrası aynı yasanın ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmünün eklendiği, düzenlemenin usul hükmü niteliğinde olması nedeniyle yargılaması devam etmekte olan uyuşmazlıkları da kapsayacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1.b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/3 maddesi uyarınca davalı lehine vekalet ücretinin takdir ve tayinine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1.b maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 15.678,00 TL harçtan mahsubu ile artan 15.597,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından kaldırma kararı öncesi yapılan 39,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/3 maddesi uyarınca davalı lehine vekalet ücretinin takdir ve tayinine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.mad. gereğince yatırılan gider avansı ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/03/2022