Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/115 E. 2023/646 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/115 Esas
KARAR NO : 2023/646

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (….) ….
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – … -…

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 09/10/2023
YAZIM TARİHİ : 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari alım-satım ilişkisi bulunduğunu, iş bu ticari ilişkiye dayalı olarak davalının müvekkile borcuna ilişkin senet verdiğini, ancak müvekkil tarafından yapılan bütün ihtarlara rağmen senet borcunu ödemediğini, bu nedenle …. E. sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı taraf hem ödeme emrinden hem de borç miktarından haberdar olmasına rağmen icra takibine itiraz ettiğini, itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalı yanın sunduğu itiraz dilekçesinde zamanaşımına da itiraz ettiğini ancak Türk Borçlar Kanunu 149. Madde hükmünde ”kanunda aksi kararlaştırılmamış tüm alacaklarda zamanaşımı süresi 10 yıldır” şeklinde olduğunu, söz konusu alacağın 15.09.2015 düzenleme tarihli senetten doğmuş olup henüz zamanaşımına uğramadığını, davalı yanın itiraz dilekçesinde imzaya da itiraz ettiğini ancak bu itirazının da diğer sunduğu itirazlar gibi borcunu ödememek için olduğunu, davalı takip dayanağı belgeyi müvekkile bizzat verdiğini, söz konusu senedin tarafların huzurunda imzalandığını, bu nedenle davalı yanın tüm itirazlarının dayanaktan yoksun ve art niyetli olduğunun açık olduğunu, fazlaya dair alacak, dava ve takip hakları saklı kalmak kaydı ile davalının …. e sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, haksız olan davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili davasını 4.138 TL üzerinden harçlandırmış ise de icra takibine konu miktarın farklı olması nedeniyle davacı vekiline süre verilmiş olup, davacı vekili 27/03/2023 tarihli beyan dilekçesi ile dava değerinin, takipte kesinleşen 41.382,39 TL olduğunu bildirerek bu miktar üzerinden harç ikmalini sağlamış, itirazın iptaline konu borcun esas ilişkiye dayandığını beyan etmiştir.
Davalıya dava dilekçesinin şartları oluşmadığı halde Tebligat Kanunu 35. Maddesine göre tebliğ edildiği, bu halde usulüne uygun tebliğden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, davalı süresinde sunduğu kabul edilen 03/08/2022 tarihli cevap dilekçesi ile; … mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunmuş, tarafına ait olmayan imzaya itiraz ettiğini bildirmiş, Türk Ticaret Kanunu’nun 778/h bendine atıfla aynı Kanun’un 749/1-a maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu belirterek zamanaşımı def’ini ileri sürmüş, davacıya borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
…. Esas sayılı takip dosyası ile davacının 20/10/2010 tanzim, 15/09/2015 vade tarihli ve 23.500,00 TL bedelli bonoyu takibe dayanak belge olarak bildirerek 41.382,39 TL toplam alacak üzerinden davalı … … ve dava dışı … … yönünden 21/04/2021 tarihinde icra takibi başlattığı, davalı … …’un borca itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan incelemede; davalının tacir olduğu, mahkememizin görevli olduğu, davalının yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili mahkememizin 12/02/2022 tarihli celsesinde verilen kesin süreye rağmen ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış, bulunduğu yeri, iletişim kişi bilgilerini bildirmemiştir. Yine davalı taraf ibraz emrine rağmen ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamış, bulunduğu yeri, iletişim kişi bilgilerini bildirmemiştir.
Davacı taraf tanık deliline dayanmış ise de bildirmek istedikleri tanıklarının öldüğünü beyanla başka bir tanıklarının bulunmadığını bildirmiştir.
Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacı yanca davalı aleyhine açılan davada, alacağın kaynağı olarak 20/10/2010 tanzim, 15/09/2015 vade tarihli ve 23.500,00 TL bedelli, zamanaşımına uğramış bir adet bonoya dayanılmıştır. Davacı vekili 27/03/2023 tarihli beyan dilekçesi ile itirazın iptaline konu borcun esas ilişkiye dayandığını beyan etmiştir. Şu halde takip konusu alacağın bonoya dayanmayıp, temel ilişkiye dayandığı, davacının bonoya bir kambiyo senedi olarak değil bir ispat vasıtası olarak dayandığı kabul edilmelidir. Buna göre, zamanaşımına uğramış bono, delil başlangıcı niteliğinde olup, temel ilişki yönünden ispat yükü davacıdadır. Davacı, dava dilekçesinde dava konusu takibe konu edilen bononun taraflar arasındaki ticari ilişkiye karşılık verildiğini ileri sürmüş, davalı davacıya borcu bulunmadığını savunmuştur. Zamanaşımına uğramış bono, tek başına temel ilişkiyi ispata yeterli bir delil olmayıp, sadece delil başlangıcı niteliğindedir. Bu durumda ispat yükü davalıda değil, davacıdadır. İspat yükü üzerinde olan davacı tarafından ispat külfeti ticari defterler ibraz edilmediğinden, dayanılmasına rağmen tanık bildirilmediğinden yerine getirilememiş, davacı davasını usulüne uygun dayandığı yasal delillerle ispat edememiştir. Bu açıklamalar karşısında davacının ispatlayamadığı davasının reddine, şartları oluşmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince …. bütçesinden karşılanacak olan 1.320 TL arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır