Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/96 E. 2022/307 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/96 Esas – 2022/307
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/96 Esas
KARAR NO : 2022/307

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2021
KARAR TARİHİ : 18/04/2022
YAZIM TARİHİ : 09/05/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yerine getirmiş olduğu nakliye hizmetine ilişkin olarak davalıya düzenlediği faturalardan kaynaklı 12.819,00 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara …İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının 17/03/2020 tarihinde kısmi itirazda bulunarak takibin durmasına neden olduğunu, davalının kabulünde olan 6.913,29 TL’yi ise 18/03/2020 tarihinde ferileri ile ödediğini, davalının kısmi itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin İstanbul Üsküdar sınırları içinde olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten nakliye hizmeti aldığını ve müvekkili şirkete düzenlenen faturaların eksiksiz şekilde ödendiğini, davacının Ankara …İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davacı şirkete 6.913,20 TL borç bulunduğunun tespit edilmesi üzerine bu miktarın ferileri ile birlikte ödendiğini ve bakiye 5.905,71 TL’lik kısma itiraz edildiğini, itiraza uğrayan miktar yönünden davacının alacağını ispata yarar delil sunmadığını, ayrıca davacının takibe dayanak yaptığı cari ekstre ile dava dilekçesi ekinde sunduğu cari ekstrenin çelişkili olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Dava, nakliye hizmetine ilişkin olarak düzenlenen faturalardan kaynaklı cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından davalı hakkında cari hesaba dayalı olarak 12.819,00 TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe davalı tarafından 6.913,29 TL’nin kabul edilerek bakiyesine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve kısmi itirazın iptali amacıyla yasal süresi içinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla talimat mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, davalının takip tarihi 15/01/2020 tarihi itibariyle davacıya 9.558,85 TL borçlu olduğu, davalının 18/03/2020 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğüne 6.913,29 TL ödeyerek cari hesabı sıfırladığı, 18/03/2020 tarihinden sonra davalı tarafından taraflarına düzenlenen faturalara karşılık aynı tutarlarda faturalar düzenlendiği, 30/11/2020 tarihinde cari hesabın sıfırlanmış ve ticari ilişkinin sonlanmış olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, bilirkişi heyeti kök ve ek raporunda özetle; davacı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılında başladığı, 2020 açılış devir borç/alacak tutarının 33.222,56 TL olduğu, 06/01/2020 tarihinde toplam 23.663,71 TL tutarında ödemeler ve faturalar olduğu, 15/01/2020 takip tarihi itibari ile bakiye alacağın 9.558,85 TL olduğu ve takip yapılan tutar ile örtüşmediği, davalı şirketin 18/03/2020 tarihinde Ankara 12 İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına 6.913,29 TL tutarındaki borç miktarını kabul ederek 6.913,29 TL ödeme yaptığı (kapak hesabı ile yapılan ödeme miktarının 8.113,59 TL olduğu), söz konusu ödemenin davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, 16/03/2020 tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan alacak tutarının 6.913,29 TL olduğu ve hesabın kapandığı, davalı şirket kayıtlarına göre davalı şirketin 16/03/2020 tarihi itibari ile davacı şirkete borcunun 6.913,29 TL olduğu, 18/03/2020 tarihinde Ankara …İcra Müdürülüğüne 6.913,29 TL ödeyerek cari hesabı sıfırladığı, faturaların hepsinin navlun alacağına ilişkin faturalar olduğu belirtilmiştir.
İddia ve savunma, hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesi olup, genel hükümlere tabidir ve alacaklı, alacağının varlığını caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir. Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla birlikte, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.04.2007 gün, 2007/19-159 E.- 2007/220 K. sayılı kararı).
Bu açıklamalardan sonra somut olayın değerlendirilmesinde, davacı tarafından davalı hakkında Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile cari hesaba dayalı olarak 12.819,00 TL alacağın tahsili amacıyla 15/01/2020 tarihinde takip başlatılmış, ödeme emri davalıya 11/03/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından 16/03/2020 tarihinde borcun 6.913,29 TL’si kabul edilerek, bakiye 5.905,71 TL’ye itiraz edilmiş ve davalı tarafından icra dosyasına 18/03/2020 tarihinde 8.113,59 TL ödeme yapılmıştır. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere, tarafların ticari defterlerine göre 15/01/2020 takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 9.558,85 TL alacaklı olduğu, icra takibinden sonra taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin devam ettiği ve ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği 11/03/2020 tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.913,29 TL alacaklı olduğu ve bu miktarın davalı tarafından ferileri ile birlikte 18.03.2020 tarihinde icra dosyasına ödendiği, böylece takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce borcun tamamının ferileri ile birlikte ödenmiş olması nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeni ile davanın HMK 114 ve 115 maddesi uyarınca usulden reddine,

2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 100,86-TL harcın mahsubu ile 20,16 TL’nin kararın kesinleşmesine müteakip ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
6-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2022