Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/825 E. 2022/265 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/825 Esas
KARAR NO : 2022/265

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 05/12/2019
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin hidroelektrik santrallerinde kullanılmak üzere elektromekanik parçalar üretip sattığı ve hidroelektrik santrallerinin elektromekanik parçalarının bakım ve onarımını yaptığını, davalı şirketin inşa etmekte olduğu Akçakoyun HES projesine ürün tedarik etmek üzere taraflar arasında 15/07/2013 tarihli ”Elektromekanik Teçhizatın Temini İçin Anahtar Teslim Ticari Sözleşme”’nin imzalandığını, sözleşme hükmü ile kararlaştırılan 100.000,00 Euro tutarlı teminat mektubu geçerlilik süresinin davalı tarafından geçici kabul alınması işlemi ile sınırlandırıldığını, davalı firmaca tesisin geçici kabulünün teminat mektubunun geçerlilik süresi içerisinde yapılmadığı için müvekkilinin teminat mektubu süresine 31/12/2015 tarihine kadar uzattığını, tesisin geçici kabulünün 06/08/2015 tarihinde Enerji ve Ticaret Bakanlığı Temsan Genel Müdürlüğü tarafından yapılarak geçici kabul tutanağının davalı şirkete teslim edildiğini, teminat mektubunun geçerlilik süresinin geçici kabul tutanağının verildiği 06/08/2015 tarihine müteakip sonlandığını, davalı firmanın teminat mektubunu iade etmesi gerekirken tesiste bir takım eksiklikler olduğunu ileri sürerek teminat mektubunu iade etmekten kaçındığını, muhatap banka teminat mektubu lehtarının her uzatım süresi bittiğinde mektubun uzatılmasını ya da ödenmesini talep edebileceğini ve süre uzatılmadığı takdirde ödeme yapacağını beyan ettiğini, müvekkilinin zorunlu olarak davalı tarafın talebi üzerine teminat mektubunun süresini defalarca uzatmış olup en sonunda 31/12/2017 tarihine ertelediğini, müvekkilinin artık fiilen geçerliliği kalmamış sürekli süresi uzatıldığı için mütemadiyen bankaya komisyon ödediği teminat mektubunun süresinin son talepte uzatmadığını, davalının ise süresi uzatılmayan mektubu kötü niyetli paraya çevirme yoluna gittiğini, müvekkili firmanın da davalının bu tutumu karşısında uğradığı zararların tazmini talebiyle … Konfederasyonu bünyesinde bulunan … Odaları Tahkim Kurumu’na başvurarak kesinleşmiş kararını verdiğini, tahkim mahkemesi 09 Temmuz 2019 tarihli kararı ile davalının sözleşmeyi ihlal ettiğine ilişkin nihai kararında davalının müvekkiline toplamda 71.772,89 Euro ve 25.000,00 … Frangı ödemesini hüküm altına aldığını belirterek … Odaları Tahkim Kurumu’nun taraflar arasında görülen … sayılı tahkim yargılamasında vermiş olduğu 09 Temmuz 2019 tarihli kesinleşmiş kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Global Hydro ile müvekkili şirket arasında imzalanan 15/07/2013 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin inşa etmekte olduğu Akçakoyun HES projesi kapsamında Global Hydro’nun elektromekanik teçhizat tasarlama, üretme, teslim ve inşa etme, test etme ve çalıştırma, akabinde de garanti yükümlülüğü karşısında müvekkiline 100.000,00 Euro tutarlı teminat mektubu teslim edildiğini, ancak davacının sözleşmesel yükümlülüklerini tam olarak ifa etmediğinden müvekkilinin geçici kabul işlemlerine başlayamadığını ve dolayısıyla da teminat mektubunun süresinin uzatılması yoluna gidildiğini, teminat mektubunun süresinin çeşitli defalar davacının açık rızası ile uzatılmış olsa da son süre uzatımında Global Hydro tarafından kesin teminat mektubunun ibrazı halinde ödemenin durdurulması yönünde ihtiyati tedbirli olarak İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ve müvekkilinin uğradığı zararlar bakımından belirsiz alacak davası ikame edildiği, taraflarınca yapılan tahkim itirazı kabul edilerek ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığı, tahkim yargılamasında taraflar arasında görüşmeler sonrasında belirlenen zaman çizelgesine göre delillerin sunulması bakımından süre olmasına rağmen, müvekkili şirketin uyuşmazlığın esasına dair sunmak istediği rapor bakımından uygun süre verilmediğini, müvekkili şirketin adil yargılanma hakkının açıkça ihlal edildiğini, tek hakem salt davacının itiraz e-mail’inde yer verildiği 25 Mart 2019 tarihini baz alarak dava tümüyle teknik inceleme ve uzman değerlendirmesi gerektirmesine rağmen müvekkili şirketin adil yargılanma hakkını ihlal edecek şekilde uzman raporu sunması için gerekli zemini sağlamadığını, bu yönüyle konunun gerektirdiği özel ve teknik bilgi kendisinde bulunmayan tek hakem, salt davacının itirazına uygun şekilde gün tesis ederek tarafsız ilkesine de aykırı hareket ettiğini, tek hakem uzmanlık gerektiren teknik hususlar içeren tahkim davasını duruşma dahi yapmaksızın dosya üzerinden ve herhangi bir uzman görüşüne başvurmadan yürüttüğünü, bu nedenle hakem kararının tenfiz edilemez nitelikte olduğunu bildirerek tenfiz talebinin reddini istemiştir.
Dava, … Odaları Tahkim Kurumu’nun taraflar arasında görülen … sayılı tahkim yargılamasında verilen 09 Temmuz 2019 tarihli kararının tenfizi istemine ilişkindir.
Dava, mahkememizce davanın kabulüne dair verilen 17/06/2021 tarihli kararın davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi’nin 2021/811-1162 EK sayılı ve 07/12/2021 günlü kararı ile kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararında dava değeri üzerinden tenfiz karar tarihinde yürürlükte bulunan harç tarifesindeki ‰68,31 oranına göre hesaplanan nispi harcın alınması, vekalet ücretinin de kabul edilen dava değerine göre nispi olarak hüküm altına alınması gerektiği ve ayrıca bakanlıktan yeniden görüş sorularak davacı şirketin dava tarihi itibarıyla teminat göstermekten muaf olup olmadığı açıklığa kavuşturmadan teminattan muaf olduğu kabul edilerek teminat gösterme şartı yerine getirilmeden karar verilmesinin doğru olmadığına değinilmiştir.
Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’ne davacı şirketin teminattan muaf olup olmadığı hususunda yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda mahkeme gerekçesinde atıf yapıldığı şekilde “Avusturya Cumhuriyeti ile Türkiye arasında akdedilmiş olup 3756 sayılı Kanun’la onaylanarak 23/09/1991 tarihli ve 21000 sayılı Resim Gazete’de yayımlanan 1 Mart 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine İlişkin Olarak Yaptıkları 16 Eylül 1988 tarihli Ek Anlaşma’nın 3’ünce maddesinde, iki ülkeden birinin vatandaşlarından diğer ülkede mahkeme huzuruna çıktıkları zaman yabancı olmaları veya davanın görüldüğü ülkede ikamet etmemeleri sebebiyle her ne nam altında olursa olsun bir teminat veya depozito istenemeyeceği öngörülmüştür.
Yine Avusturya Cumhuriyeti, Türkiye’nin de katılmış olduğu 23/03/1972 tarihli ve 14137 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi’ne taraftır. Anılan Sözleşmenin 17’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, Akit Devletlerden birisinde ikamet eden ve diğer bir devlet mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan Akit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları veya o memlekette ikametgah veya meskenleri bulunmaması sebebiyle ne isim altında olursa olsun, herhangi bir teminat veya depozito istenemeyeceği öngörülmüş, 2’nci fıkrasında ise, mahkeme masraflarını karşılamak için davacı veya davaya katılanın hiçbir yükümlülüğünün bulunmadığı bildirilmiştir.
Her iki Sözleşme metnine Genel Müdürlüğümüzün “http://diabgm.adalet.gov.tr/” resmi internet adresinden ulaşılması mümkündür.” bildiriminde bulunulmuştur.
… Odalar Tahkim Kurumu’nun … Uluslararası Tahkim Kuralları gereğince görevlendirilen tek hakem tarafından verilen 09 Temmuz 2019 tarihli karar aslı ile birlikte onanmış tercümesi dosyaya ibraz edilmiştir.
Avusturya Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf bulundukları 01/03/1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi’ne ilişkin olarak yaptıkları 16 Eylül 1988 tarihli ek anlaşma uyarınca Avusturya tabiiyetinde bulunan davacı şirketin teminattan muaf olduğu anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün 06/04/2021 tarihli cevabi yazılarında; Avusturya Cumhuriyeti ile Ülkemiz arasında ”Türkiye Cumhuriyeti ve Avusturya Cumhuriyeti Arasında Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında 23 Mayıs 1989 tarihli Sözleşme”nin mevcut olduğu bildirilmiştir.
İşveren sıfatıyla davalı … Enerji Üretim San. Ve Tic A.Ş. İle yüklenici sıfatı ile … arasında 15/07/2015 tarihinde ”Elektromekanik Teçhizatın Temini İçin Anahtar Teslim Ticari Sözleşme” akdedildiği, sözleşmenin 35. maddesinde ihtilaf halinde Uluslararası Ticaret Odası’nı Uluslararası Tahkim Mahkemesi/Cenevre (…) tarafından yönetileceği tahkime sahip Zürih Ticaret Odası’na gönderileceği, uygulanacak kuralların Uluslararası Ticaret Odası’nın tahkim kuralları olup tahkim dilinin ingilizce ve kararın her iki taraf için bağlayıcı olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
… Konfederasyonu bünyesinde bulunan … Odalar Tahkim Kurumu’nun görevlendirdiği tek hakem tarafından verilen … sayılı ve 9 Temmuz 2019 tarihli kararın türkçe tercüme edilmiş örneğinin incelenmesinde; davacının … davalının … Enerji Üretim San. ve Tic. A.Ş. olduğu, davalının … Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş olduğu, davanın taraflar arasında akdedilen 15/07/2013 tarihli sözleşmenin sözleşme hükümlerinin davalı tarafından ihlali sonucu uğranılan zararın tazmini istemine, davalının talebi ise gecikme cezasının ödenmesine ilişkin olup davanın kısmen kabulüne, yargılama giderlerinin haklılık oranına göre paylaştırılmasına dair karar verildiği, nihai kararda “1-Davalı, davacıya 50.000 EUR artı 31 Mayıs 2018 itibariyle tam ve nihai ödemeye kadar %5 yıllık faiz ödeyecektir. 2-Davalı, Davacıya 21.772,89 EUR artı 1 Ocak 2016 itibariyle tam ve nihai ödemeye kadar %5 yıllık faiz ödeyecektir. 3-Davalı, Davacıya tahkim işlemleri masraflarının bir kısmı için tazminat mahiyetinde 7.000 CHF ödeyecektir. 4-Davalı, Davacıya Davacının yasal masraflarının bir kısmı için 18.000 CHF ödeyecektir. 5-Diğer tüm taleplerin ve karşı talepler reddedilmektedir.” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı savunmasında, tahkim yargılamasında taraflar arasında yapılan görüşmeler sonrasında belirlenen zaman çizelgesine göre delillerin sunulması bakımından süre olmasına rağmen uyuşmazlığın esasına dair sunmak istedikleri rapor bakımından uygun süre verilmediğini, adil yargılanma ve savunma hakkının ihlal edildiğini, tenfiz koşullarının oluşmadığını ileri sürmüştür. Az yukarıda incelenen kararda da yer aldığı üzere davalı yanın 4 kişiden oluşan konsey tarafından temsil edildiği, yargılamanın usulü sürecinde davalı yana gereğince savunma süreci verildiği, karşı dava dilekçesinde referans verilen uzman raporunun savunma dilekçesi ile birlikte ibraz edilmediği, hakem tarafından raporun alınmadığına ilişkin bildirimin üzerine aynı gün davalı yanca gönderilen e-posta’da geçici zaman çizelgesinde belirtilen delillerin ibrazı için son tarihe kadar ibraz edileceğinin belirtildiği, hakem tarafından ibraz talebinin davalının ibraz edeceği süreçten 2 gün öncesinde ibrazının istendiği ve gerekçelerinin ayrıntılı olarak bildirildiği, bununla birlikte davalının kısmen tercüme edilmiş raporu hakemin belirttiği günden sonra ibraz ettiği, kapsamlı İngilizce tercümesinin hakem tarafından yeniden talep edildiği ve nihai günden 1 gün önce tam İngilizce tercümesinin ibraz edildiği, ancak davalının savunma dilekçesinde atıfta bulunduğu uzman raporunun ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuk Hakkında Kanunun ilgili maddelerinde belirtilen şartları taşıyan dava konusu … Odaları Tahkim Kurumu’nun kesin olarak verilen kararının Türkçe onaylı tercümesiyle aslının sunulduğu, tenfizi istenen karar içeriğine göre davalı tarafa yeterince savunma hakkı tanındığı ve karar gerekçesinde de tartışıldığı, savunma ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne yargılama giderleri yönünden davalının istinaf kanun yoluna başvurması nedeniyle kazanılmış usuli haklar da gözetilerek karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
… Odaları Tahkim Kurumu’nun … sayılı tahkim yargılamasında verilmiş olan 09 Temmuz 2019 tarihli kararının tenfizine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 41.339,71 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 44,40 TL ve 10.290,52 TL tamamlama harcı toplamı 10.334,92 TL’nin mahsubu ile bakiye ‭‭‭31.004,79‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafın kaldırma kararı öncesi yapmış olduğu 75,75 TL ve kaldırma kararı sonrası 71,25 TL yargılama gideri ile başvurma harcı 44,40 TL, peşin yatırılan 44,40 TL ve 10.290,52 TL tamamlama harç toplamı‭ 10.526,32‬ TL’nin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan ‭4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …