Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/790 E. 2022/620 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/790 Esas – 2022/620
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/790 Esas
KARAR NO : 2022/620

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.04.2021 tarihli, 7.169,68 TL bedelli e-arşiv fatura alacağının bakiye
3.543,35 TL’lık kısmının davalı tarafından ödenmemiş olduğunu,
bütün uyarılara rağmen ödenmeyen alacağın tahsili için Ankara …İcra Müdürlüğü’nün
… E sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğunu, davalının takibe itirazı neticesinde
takibin durmuş olduğunu,
davanın kabulü ile takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, takip tarihinden itibaren
ticari avans faizi uygulanmasına, davalı borçlunun takip miktarının % 20’sinden aşağı olmamak
üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana
yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER;
-Ankara …İcra Müdürlüğü’nün
… E sayılı dosyası,
-SMM bilirkişi 15/06/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı şirket ticari defterlerine göre, 31.12.2020 tarih itibariyle, davacı şirketin davalı firmadan 3.543,35 TL alacağı bulunduğunu, davalı firma ticari defter kayıtlarına göre 31.12.2021 tarihi itibariyle davalı firmanın davacı şirketten 4.603,52 TL alacağı bulunduğunu, tarafların ticari defter kayıtlarına göre tarafların 31.12.2021 tarih itibariyle borç veya alacaklarının maddeler halinde belirtildiğini, 2020 yılı devir rakamı olan 2.913,57 TL
dahil olmak üzere, takibe konu edilen fatura muhteviyatı ürünlerin ayıplı olduğunun kabulü
halinde davalı firma; davacı şirketten 3.229,85 TL alacaklı olduğunu, 2020 yılı devir rakamı olan 2.913,57 TL
dahil olmak üzere, takibe konu edilen fatura muhteviyatı ürünlerin ayıplı olduğu iddiasının
reddedilmesi halinde davacı şirketin davalı firmadan 3.543,35 TL alacaklı olacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava bakiye fatura alacağından kaynaklanan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Davalı vekilinin davalı asile tebligat yapılmasının Tebligat Kanunu’na aykırı olduğu iddiası yönünden yapılan inceleme neticesinde: alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davası bakımından, borçlunun itiraz aşamasında tayin ettiği avukatın, itirazın iptali davası içinde yetkili olup olmadığı, davanın açıldığı sırada belli olmadığından itirazın iptali davasına ilişkin dava dilekçesinin vekile değil usulüne uygun biçimde asile tebliği zorunlu olduğundan, davalı borçlu asile tebliği yapılıp, taraf teşkilin bu şekilde sağlandığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2010 tarih ve 2010/3509 Esas 2010/4053 Karar sayılı, YHGK’nın 11/03/2015 tarih ve 2013/19-1679 Esas 2015/1014 karar sayılı ilamlarının da aynı yönde olduğu, davacı tarafında cevap dilekçesini açıkça kabul etmediği anlaşılmakla davalı vekilinin itirazı yerinde görülmeyerek cevap dilekçesi kabul edilmemiş ve dava dilekçesindeki tüm iddiaları reddettiği kabul edilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış , bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına ve denetime uygun olmakla, hükmün tesisinde esas alınmıştır.
Dava dilekçesi, icra takip dosyası, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; Davacı ve davalı arasında ticari nitelikte satış ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından tanzim olunan fatura alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı ve davalı tarafça yapılan itiraz üzerine takibin durmasına karar verildiği ve bu nedenle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir alacak için fatura düzenlenmiş olması, alacağın varlığını ispata yeterli bulunmayıp, fatura, tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmamaktadır.
Taraflar arasında ticari nitelikte satış akti mevcut olup, sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda akdi ilişkinin varlığını ve işin yapılıp teslim edildiğini kanıtlama mükellefiyeti bunu iddia eden kişiye aittir. Gerçekleşen somut olayda, akti ilişkinin varlığı ile faturalara konu malların davalıya teslim edildiği hususunda ispat yükünün kural olarak davacı üzerinde olduğu anlaşılmakla birlikte, davalı tarafa ait ticari defterlerin incelenmesi neticesinde tanzim olunan bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere, davacı tarafından tanzim olunan faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın bu faturalara süresinde itiraz ettiğine ilişkin savunma ve delil de ileri sürülmediği belirlenmiş olmasına göre, davacı tarafça faturalara ve davaya konu malın davalı tarafa teslim edilmiş olduğu hususunun ispatlandığının kabulü gerekmektedir.
Bu hale göre, eldeki davada ispat yükü davalı tarafa ait olup, davalı taraf faturalara konu bedelin ödendiğini ispatlamak durumundadır. Ne var ki eldeki davada, davalı tarafça bedelin ödendiği ispat edilememiştir.
Dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınan rapor içeriklerinde de ifade edildiği üzere, davacı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre davacının 3.543,75-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla birlikte, davalı şirket defter ve kayıtlarına göre davalının 4.603,52TL tutarında davacı şirketten alacaklı görünmekteyse de davalı defterlerinde yer alan 6.773,20-TL bedelli iade faturasının davacıya teslim edildiği hususunun ispatlanamadığı anlaşılmış olmasına göre, davacının defter ve kayıtları esas alınmak suretiyle hükmün tesisi yoluna gidilmiş, bu nedenle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davaya konu alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1)Davanın KABULÜNE,
Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptaline, takibin aynı koşullarda devamına,

Hükmedilen 3.543,35 TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

2)492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 242,05 TL harçtan, dava açılışında alınan 59,30 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 182,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3)6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4)Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 27,65 TL tebligat ücreti, 800,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 946,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiğ.i anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.543,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/10/2022