Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/756 E. 2023/313 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/756 Esas
KARAR NO : 2023/313

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … -….
VEKİLLERİ : Av. … -….
Av. … -…
DAVALI :… – … – …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 5 adet alüminyum kesimli plaka olan Aluminyum …, …, … ürünü için davalıya fiyat teklifi yapması için “…” ile … bulunduğunu, fiyat teklif talep formunda malzeme sertifikasının gerekli olduğu ve … menşei malzemelerin kullanımının müşteri tarafından onayı gerektiğinin ve böyle bir durum için bilgi verilmesi gerektiğine ilişkin açıkça uyarı yer aldığını, davalının ise bu şartları kabul ettiğini beyan ederek fiyat teklifini proforma faturası ile sunduğunu, müvekkilinin davalı şirketin fiyat teklifini kabul ederek mail ile “sipariş formunu” ve “satın alma sözleşmesi”ni gönderdiğini, sipariş formunun en altında yalnızca … (…: … (… …) uygunluğu bulunan ülkelerden temin edilen malzemelerin kabul edileceğinin ifade edildiğini, ayrıca siparişi işleme almadan önce … uygunluğu olan ülkelerin sipariş formunun altında beyan edilen web adresinden kontrol edilmesinin talep edildiğini, ayrıca malzeme sertifikasının da gerekli olduğunun vurgulandığını, davalının bu şartlara cevabi maili ile hiç bir itirazda bulunmaması üzerine müvekkilinin sipariş bedeli 812,96 TL’yi ödediğini, ürünün 01.02.2021de teslim alınması akabinde müvekkiline malzeme sertifikası olarak evrak gönderildiğini, ancak davalının gönderdiği malzeme sertifikasında üretici bilgisinin çıkmadığını, üreticisi belli olmayan malzemenin uluslararası kalitesinin garanti edilemeyeceğini, davalının kendi antetli kağıdı ile gönderdiği evrağın müvekkilinin başından itibaren talep ettiği şekilde bir uluslararası geçerliliği olmadığını, gönderilen dokümanda malzemenin üretim yeri/ülkesi teyit edilemediği gibi “…” ve “…” ibareleri karşısında yazan harf ve rakamların başka bir evraktan kopyala yapıştır ile evraka eklenmiş gibi farklı font ve büyüklükte göründüğünü, davacının talep ettiği standartlara dair sertifikası olmayan malzemeler ayıplı kabul edilerek davalıya 02.02.2021 tarihli iade faturası kesildiğini ve ihtarname gönderildiğini, ihtarname ile ürün bedeli olan 812,96.-TL ile 129,03.-TL geliş kargo bedeli ile 104.01.-TL iade kargo bedelleri toplamı 1.046,00.-TL’nin tebliğden itibaren 1 gün içinde davacının hesabına ödenmesinin talep edildiğini, davalının ihtarnameyi 08.02.2021’de tebliğ almasına rağmen verilen sürede ödeme yapmayarak 10.02.2021 tarihinde temerrüde düştüğünü, davacı satılanı davalıya TBK 229. maddesi kapsamında iade ettiği için davalının satılanın bedeli olan 812,96.-TL ile satılan için yapılan 129,03.-TL geliş ile 104,01 TL iade kargo bedelleri olan toplam 233,04.-TL’yi davacıya iade etmesi gerektiğini ileri sürerek 1.046,00-TL’nin 10.02.2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen süresi içinde dava dilekçesine cevap vermemiş; duruşmada davacının iddialarını kabul etmediklerini, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davalının şartları oluşmaksızın iade faturası kestiğini ve müvekkili şirkete tebliğ etmediğini, davacının nakliye bedellerini talep etmesinin mümkün olmadığını, akitten rücu koşulları oluşmadığı gibi tazminat talep edilebilecek durumda mal bedeli talep edildiğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ettiğini, dava konusu malların müvekkili şirkete iade edildiğini beyan etmiştir.
Dava, satım sözleşmesine konu ürünlerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak, ödenen satım bedelinin iadesi ile ürünlerin geliş ve iadesi için ödenen kargo bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraf vekillerine müvekkillerine ait ticari defterleri mahkememize sunmak ya da bulunduğu yer ve iletişim kişisine ait bilgileri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilerek aksi halde defter deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı hususu ihtar edilmiş, verilen kesin süre içinde davalı vekilince beyan bulunulmadığından davalının ticari defterleri incelenmemiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya davacının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla bilirkişiye tevdi olunmuş, bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2021 yılına ait ticari defterlerinin e-defter olduğu ve yasal süresi içinde beratlarının alındığı, ürün bedelinin 812,96 TL olduğu ve davacı tarafından bankadan ödenerek cari hesabın kapatıldığı, akabinde sipariş edilen ürünlerin taleplerine uygun olmadığı gerekçesiyle davacı tarafından düzenlenen iade faturası ile ürünlerin iade edildiği, davacı tarafından toplam 233,04 TL kargo bedeli ödendiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Dava konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı ve ayıplı olması halinde niteliği hususlarında rapor tanzimi için dosya makine mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi raporunda özetle; Referans Metal antetli kağıdına aktarılmış 05.11.2020 tarinli “…” (Muayene Sertifikası) belgesinde, ürün plakanın … alaşımlı, …, … normlarında olduğunun belirtildiğini, davaya konu malzeme alaşımı ve teknik özelliklerinin …, … ile … özelliklerinden farklı olması halinde, malzemenin davacı tarafça talep edilen teknik özelliklere sahip olamayacağı, malzemenin ayıplı olabileceği, dava konusu olayda, siparişi yapılan malzemenin gerçek teknik özelliklerini gösteren Malzeme Sertifikası” belgenin, malzemenin üretilmiş olduğu ülke tarafından hazırlanmış bir belgenin aslının dosyaya ibrazının gerekeceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı vekiline 30/01/2023 tarihli celse dava konusu malzemelerin üretilmiş olduğu ülke tarafından hazırlanmış teknik özelliklerini gösteren malzeme sertifikasını dosyaya sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilerek aksi halde mevcut dosya kapsamına göre karar verileceği hususu ihtar edilmiş, verilen kesin süre içerisinde herhangi bir belge sunulmadığı gibi beyanda da bulunulmamıştır.
İddia ve savunma, toplanan deliller, hüküm kurmaya ve denetine elverişli bulunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı şirket tarafından 18/01/2021 tarihli … ile davalı şirketten dava konusu ürünlere ilişkin fiyat teklifi istenildiği ve fiyat teklif formunda malzeme sertifikası gerektiğinin ve … menşei malzemenin kullanımının müşteri tarafından onayının gerektiğinin belirtilerek böyle bir durum için bilgi verilmesinin istenildiği, davalı şirketçe davacı şirkete 18/0/2021 tarihli fiyat teklifi ile ekinde proforma fatura gönderildiği, bu kez davacı şirketçe davalı şirkete gönderilen elektronik posta ile ürün siparişi verildiği ve aynı elektronik posta iletisinde malzeme standardını tam olarak sertifikada geçirmiyorsa ve üretici firmanın ülkesinin … tarafından kısıtlı ticaret kapsamındaki ülkelerden biri ise malzemelerin reddedilmek durumunda kalınacağının bildirildiği, 26/01/2021 tarihinde 812,96 TL ürün bedelinin davacı şirketçe davalı şirketin banka hesabına gönderildiği, 01/02/2021 tarihinde dava konusu ürünlerin davacıya teslim edildiği ve bu tarihte davacı şirketin kargo firmasına 129,03 TL kargo bedeli ödediği, davacı şirket tarafından davalı şirkete 02/02/2021 tarihinde 812,96 TL’lik iade faturası kesildiği ve 03/02/2021 tarihli taahhütlü mektup ile sertifikada üretici bilgisinin yer almadığı, gönderilen dökümanda malzemenin üretim yeri/ülkesinin teyit edilemediği dolayısıyla sipariş talebinde geçen uygunluğu sağlamadığı, bu hali ile ayıplı olması sebebi ile ürünlerin ve iade faturasının gönderildiği bildirilerek ürün bedeli ile ürünlerin geliş ve iadesi için ödenen toplam 1.046,00 TL’nin iadesinin talep edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 219/1. maddesine göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesine göre ise, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. Anılan TBK’nın 223/2. maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde; davacı vekilince taraflar arasında satım sözleşmesine konu ürünlerin ayıplı olduğu ileri sürülerek ürün bedeli ve ile ürünlerin gelişi ve iadesi için ödenen kargo bedellerinin tahsili amacıyla eldeki dava açılmış olup, dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu ve süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu hususunda ispat yükü davacı üzerindedir. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, davacı vekilince orjinal malzeme sertifikasının sunulmadığı, bu nedenle ürünlerin üretim yeri/ülkesinin teyit edilemediği ve sipariş talebinde geçen standartlara uygunluğunun denetlenemediği, dolayısıyla ürünlerin ayıplı olduğunun ileri sürülerek davalı tarafından müvekkiline gönderilen sertifikanın dosyaya sunulduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda siparişi yapılan malzemenin gerçek özelliklerini gösteren malzeme sertifikasının malzemenin üretilmiş olduğu ülke tarafından hazırlanmış belge olarak dosyaya sunulması gerekirken, davalı tarafından kendi antetli kağıdına aktarmış olduğu malzeme teknik özelliklerini gösteren belgenin sunulduğu belirtilmiş olmakla, davalı vekiline dava konusu malzemelerin üretilmiş olduğu ülke tarafından hazırlanmış teknik özelliklerini gösteren malzeme sertifikasını dosyaya sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilerek aksi halde mevcut dosya kapsamına göre karar verileceği hususu ihtar edilmiş, verilen kesin süre içerisinde herhangi bir belge sunulmadığından davacının dosyaya sunmuş olduğu davalı tarafından kendi antetli kağıdına aktarmış olduğu malzeme teknik özelliklerini gösteren belgenin davacının sipariş aşamasında talep etmiş olduğu orjinal malzeme sertifikası niteliği taşımadığı ve bu nedenle dava konusu ürünlerin ayıplı olduğu, davacının ürünlerin ayıplı olduğunu ispat ettiği gibi usulüne uygun olarak ve 01/02/2021 teslim tarihinden 2 gün sonra süresinde 03/02/2021 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğu, sözleşmeden dönerek dava konusu ürünleri davalıya iade ettiği anlaşılmakla TBK’nun 229/1 maddesi kapsamında satış bedelini faizi ile istemekte haklı olduğu gibi dava konusu malların geliş ve iadesi için yapmış olduğu kargo masraflarının da TBK 229/3 maddesi kapsamında doğrudan zarar kalemi olarak talepte haklı olduğu değerlendirilmekle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davacının 03/02/2021 tarihli ihtarnamesi ile 1.046,00 TL’nin tebliğden itibaren 1 gün içinde ödenmesini talep ettiği, söz konusu ihtarnamenin davalıya 08/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarnamede tanınan 1 günlük sürenin sona erdiği 10/02/2021 tarihinde davalının temerrüde düştüğü anlaşılmakla ve tarafların sıfatı gözetilerek bu tarihten itibaren avans faizi işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kabulüne, 1.046,00 TL’nin 10/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.046,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 131,00 TL posta masrafı, 1.750,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.881,00 TL yargılama giderinden davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince …. bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/05/2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır