Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/735 E. 2022/179 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/735 Esas
KARAR NO : 2022/179

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
YAZIM TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … Kooperatifi’nin 1967 yılında, Ankara Yenimahalle’de bir sanayi bölgesi geliştirmek amacıyla kurulduğunu, müvekkillerinden … Vakfı’nın da … organizasyon yapısı içerisinde bölgesel ve sektörel kalkınmayı sağlamak amacı ile … Kooperatifi tarafından 1993 yılında kurulduğunu, müvekkili Kooperatif tarafından 1967 yılından beri korunan “…” markasının Kooperatif adına tescil edildiğini, 2014 yılından itibaren müvekkili Vakıf tarafından korunmaya devam edilen “…” ibaresinin ….sayı ile müvekkili Vakıf adına tescilli olduğunu, müvekkillerinin “…” ibaresi bakımından gerçek hak sahibi olduklarını, “…-… Kalıp Torna Freze Sanayi ve Ticaret” unvanlı işletmenin haksız şekilde müvekkillerinin ticaret unvanını kullanması nedeniyle davalıya 09/10/2021 tarihinden tebliğ edilen ihtarnamenin gönderilerek bu unvanı kullanmaya son vermesi gerektiğinin ihtar edilmesine rağmen davalının haksız kullanımına devam ettiğini, davalı işletmenin ticaret unvanında esas unsur olarak “…” ibaresini kullanmasının müvekkilleri ile davalı işletme arasında ekonomik-idari bağ olduğu izlenimini yarattığını ve iltibasın kaçınılmaz olduğunu, davalının ticaret unvanında “…” ibaresine eklenmiş olan “Kalıp” eklentisinin hiç bir şekilde ayırt edicilik kazandırmadığını, müvekkillerinin 1967’de başlayan faaliyetleri ve 1993’de vakfın kuruluşuyla tescillenen unvanından çok sonra 2006’da kurulan davalı işletmenin, sadece unvan tescil ettirmek yoluyla … ibaresi ile özdeşleşmiş tüm avantajlardan faydalanmaya çalıştığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin ilk tescil eden sıfatı ile kullanmakta olduğu ticaret unvanına ayniyet derecesinde benzer ticaret unvanının ticari dürüstlüğe aykırı bir biçimde kullanımının TTK’nın 54, 55/1-a-4-5 maddeleri gereğince haksız rekabet niteliğinde olduğunun tespiti ve men’i ile davalı işletmenin ticaret unvanındaki “…” ibaresinin TTK’nın 52. maddesi gereğince kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, bu unvanı taşıyan ticari emtia, web sayfası kullanımı, internet alan adı tescili ve unvanı taşıyan belgelerin imhası ve kullanımının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili …’in …Yevmiye numaralı noterlik onayı ve Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 07.04.2006 tarihli tescil ve ilan işlemi akabinde, “… – … Kalıp Torna Freze Sanayi ve Ticaret” isimli ticaret unvanı ile ticaret hayatına başladığını, söz konusu tescil işleminin ise Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 12.04.2006 tarih ve 6533 sayılı gazetesi ile yayımlandığını, davalı müvekkilinin, 2006 yılından bu yana ticari faaliyetine aynı unvan ile torna, kalıp ve freze alanında faaliyetini sürdürdürdüğünü, bu kapsamda “…” ibaresinin tescilli ticari unvan olarak 2006 yılından bu yana müvekkili tarafından kullanıldığını, davacılar tarafından keşide edildiği iddia edilen ….Yevmiye numaralı ihtarnamenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacıların TTK m. 54 ve m.55 uyarınca haksız rekabetin tespit ve men’ine yönelik taleplerinin TTK m.60 uyarınca 1 yıl ve her halde 3 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçirilmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, … olarak belirtilen ibarenin, Ankara İli Yenimahalle ilçesinde bulunan … mahallesine de adını verdiğini, zaman içerisinde yaratılan fiili durum da dikkate alınarak, söz konusu ibarenin bir sanayi bölgesi ve bu sanayi bölgesini de içinde barındıran bir mahallenin adı olduğunu, uzun yıllar boyunca bir sanayi bölgesinin tanımlaması için bu ibarenin tüzel kişiliklerin hukuki varlıklarının önüne geçtiğini, bunun yanı sıra birçok tacir, esnaf ve tüketiciler tarafından söz konusu bu ibarenin uzun yıllardır bir sanayi bölgesinin tanımlanması amacıyla kullanıldığını, davacıların iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere dava açma hakkının uzun süre kullanılmamasının ve ihlallere sessiz kalarak ticari ad ve işareti koruma hakkının yitirilmesi anlamına geldiğini ve bu hak kaybının temelinin TMK m.2 hükmüne dayandığını, müvekkilinin ticari unvanında “…” ibaresini kullanıyor almasının müvekkili lehine kazanılmış hak statüsünü yaratmasının yanı sıra, ilgili ibarenin müvekkilince kullanılmasının TTK m.52, m.54 ve m.55 hükümlerine aykırılık teşkil etmemesi ve davacıların taleplerinin TMK m.2 ve m.3 hükmü uyarınca iyi niyetli olmadığı ve açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, TTK’nın 52. maddesi uyarınca davacıların unvanlarına tecavüzün tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir.
İddia ve savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacılar ilk tescil eden sıfatıyla unvanlarına tecavüzün tespiti ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talebiyle eldeki davayı açmışlar ise de; gerek dava ve cevap dilekçesi gerekse dosyada mevcut ticaret sicil gazetesi örneğinin incelenmesinden davalının “…-… Kalıp Torna Freeze Sanayi” unvanının 12/04/2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacıların tescili bu tarihten çok daha öncesine ait olmakla birlikte davalının tescil işleminin ticaret sicilinde ilanı tarihinden itibaren dava tarihine kadar 15 yıldan uzun süre geçtikten sonra eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Ticaret sicil kaydı aleni olduğundan, davacıların davalının … ibaresini kullandığını ilan ile birlikte öğrendiklerinin kabulü gerekmekte olup, davacıların öğrenmeden itibaren makul bir sürede dava açmayarak, davalı tarafça ticaret unvanı 15 yıldan uzun bir süre ile kullanılıp, davalı mevcut ünvanı ile ticari alanda tanınır hale geldikten sonra eldeki davanın açılmasının Türk Medeni Kanunun 2. maddesine aykırılık oluşturduğu kanaati ile (aynı yönde karar için Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin …. K. sayılı ve 27/01/2022 tarihli kararı) davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır