Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/678 E. 2022/117 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/678 Esas – 2022/117
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/678 Esas
KARAR NO : 2022/117

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 02/11/2021
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.12.2020 tarihinde, müvekkilinin maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç ile davalı şirket sigortalısının maliki …, sürücüsünün … olan … plakalı aracın çarpışması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı şirketin, Ankara … Müdürlüğünün … sayılı icra dosyası ile davacı müvekkili aleyhine TTK 1472. Madde uyarınca rücuen tahsil istemi ile 03.06.2021 tarihinde 37.500,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlattığını, davacı müvekkilinin “100000046010893” poliçe numarası … Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış ZMSS bulunmakta olduğunu, söz konusu icra dosyası için … Sigorta A.Ş. ile yapılan görüşmede, sigorta şirketi tarafından teminat limiti kapsamında ve kusur oranı dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucu davalı şirkete 12.500,00 TL ödeme yapıldığı bilgisinin taraflarına iletildiğini, söz konusu icra takibine dayanak teşkil eden trafik kazasına yönelik olarak müvekkilinin kusur oranının net bir şekilde saptanmadığını, … Sigorta A.Ş. tarafından müvekkilinin %100 kusurlu kabul edildiğini, … Sigorta A.Ş. tarafından %25 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kusur oranı belirlenmeksizin davalı şirket sigortalısının aracında meydana gelen hasarın tamamından müvekkilinin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin söz konusu kazada %100 kusurlu olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin, davalı şirkete icra takibine konu edilen meblağ tutarında bir borcu bulunmamakta olduğunu belirterek öncelikle icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, yerinde görülmez ise ileride telafisi güç zararların ortaya çıkması ihtimaline binaen İİK 72/3 maddesi gereğince icra dosyasına yatan ödemelerin alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile Ankara … Müdürlüğü … sayılı icra dosyasının iptaline, davalı tarafın icra takibinde kötü niyetli olması sebebiyle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı taraf aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talep sonucunun açık olmadığını, davacı tarafın, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında her ne kadar takibin iptalini talep etse de, dava konusunu “menfi tespit davası” olarak belirttiğini, menfi tespit davaları ile takibin iptali istemli davaların birbirinden farklı türde davalar olduğunu, bu davalara bakmaya görevli mahkemelerin de aynı olmadığını, dava değerinin eksik belirtildiğini, harcın da eksik yattığını, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davacının meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 104188406 poliçe numarası ile 09.09.2020-09.09.2021 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davacıya ait … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde sigortalı … plakalı araca 17.12.2020 tarihinde çarparak hasar görmesine sebep olduğunu, kaza akabinde tramer kayıtlarında davacı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, davanın görevsiz mahkemede açılmış olması ve dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu dava dışı üçüncü kişinin aracında meydana gelen hasarı kasko sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeyen davalının ödediği bedelin rücuen tahsili için başlattığı takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir.
22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.

Eldeki davada, davacı ile davalı şirket sigortalısı … arasındaki hukuki ilişki haksız fiilden doğmuştur. Sigortalı aracın kullanım amacı hususi olup, dava dışı kasko sigortalısı tacir değildir. TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Buna göre haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisi olup, mahkemenin görevli olması HMK’nun 114. maddesi uyarınca dava şartlarındandır. Görev kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi hakim resen gözetmelidir. Davacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekili davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/02/2022