Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/642 E. 2022/33 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/642 Esas
KARAR NO : 2022/33

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/08/2012
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
YAZIM TARİHİ : 02/02/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.10.2011 tarihinde sürücü Burhan Yalçın’ın sevk ve idaresinde ki … plaka sayılı kamyonet ile …’in sevk ve idaresinde ki … plaka sayılı kamyonun çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşumunda iki araç şoförünün de kusurlu bulunduğunu, olayla ilgili soruşturma sonucunda mağdurların şikayetçi olmamaları nedeni ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, çarpma nedeni ile müvekkilin her iki bacağının da kırıldığını ve yaralandığını, müvekkilin 1973 doğumlu olduğunu kazadan sonra günlük aktivitelerini bile zorlukla yerine getirdiğini, kazaya karışan her iki aracın da davalı … şirketine KTKZMMS poliçeleri ile sigortalı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 18/03/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 62.861,96 TL’na yükseltmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın sigorta poliçe limitinin sakatlanmada kişi başına 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirkete tüm belgelerle birlikte kaza ve hasar ihbarında bulunmadıklarını, dava konusu kazada davacının yaralanmasında müvekkil şirket sigortalılarının kusurunun bulunmadığını,davacının kendi kusuru ile yaralandığını, tedavisinin tamamlandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
-Kazaya ilişkin …. Iğdır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik evrakı,
-Davacıya ait tıbbi belgeler,
-Davacının A.Ü. Adli Tıp ABD Başkanlığı ‘dan alınan iş göremezlik oran ve süresine dair raporu,
-Davacının gelir durumuna ait belgeler,
-Kusur ve hesap raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, KTKZMMS poliçesi kapsamında iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı, davalı … şirketine sigortalı olan iki aracın çarpışması sonucu malül kaldığını ve gelir kaybına uğradığını iddia etmektedir.
Davalı, davacının belgeleri ile birlikte başvurmadığını savunmaktadır.
İncelenen takipsizlik evrakından; …’ün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın … yönetimindeki … plaka sayılı araç ile çarpışması sonucu, … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, yaralıların şikayetçi olmamaları nedeniyle takipsizlik kararı verildiği görülmektedir.
Davacıya ait tıbbi belgeler ile davacı A.Ü. Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na sevk edilerek rapor alınmıştır. Anılan kurumun 08/01/2013 tarihli raporunda davacının kaza nedeniyle genel çalışma gücünü %23 nispetinde kaybettiği, 4 ay iş göremez halde kaldığı belirtilmiştir.
Alına rapor davacının önceki tıbbi belgeleri ile uyumlu olduğu gözetilerek kusur ve hesap raporu alınmıştır. Kusur ve hesap raporunda … plaka sayı araç sürücüsünün % 25, … plaka sayılı araç sürücüsünün %70 ve davacının ise % 5 oranında kusurlu bulunduğu, ve 62.861,96 TL tazminat isteyebileceği rapor edilmiştir. Davacıya kusur, kamyonetin arka tarafında seyahat etmesi nedeniyle izafe edilmiştir.
Mahkememizce dava, 24/04/2013 tarihinde karara bağlanmış olup kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 15/10/2014 tarihli bozma ilamı ile;
“Somut olayda, davalı tarafından davacının kazaya karışan … plakalı kamyonetin kasasındaki yük üzerinde seyahat ettiği iddia edilmiştir. Trafik kazası tespit tutanağında, davacı araçtaki yük üzerinde seyahat ettiğinden kusurlu bulunmuştur. Yine soruşturma dosyasında alınan ifadelerde davacının aracın kasasında seyahat ettiği yönünde beyanlar bulunmaktadır. Yapılan soruşturma sırasında alınan ifadelerden ve kazaya ilişkin belgelerden davacının, sigortalı kamyonetin kasasında seyahat ettiğinin anlaşılması karşısında mahkemece, bu savunma üzerinde durularak BK’nın 44. maddesi uyarınca, davacının müterafik kusuru nedeniyle tazminattan indirim yapılmasının gerekip gerekmediği hususunda karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile kusur dağılımı yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile kararı bozmuştur.
Mahkememizce bozma sonrası yargılama devam olunmuş ve 07/07/2015 tarihinde ilk kararda direnilmesine karar verilmiştir. Direnme gerekçesi olarak davacının müterafik kusuru nedeniyle %5 oranda indirim yapıldığı gösterilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından inceleme yapılmış, 29/06/2021 tarihli ilam ile direnme kararının bozulmasına hükmedilmiştir. Bozma ilamında; Kusur ile müterafik kusur kavramları ve sonuçlarının birbirinden tamamen farklı olduğu, müterafik kusurun kusur kavramı içinde eritilemeyeceği, ilk kararda müterafik kusur indirimi yapılmadığı, yük üzerinde seyahat eden davacının %5 oranında kusurlu kabul edilmesine dayalı indirimin müterafik kusur indirimi olarak kabul edilemeyeceği, davacının trafik kazasının meydana gelmesinde kusuru yok ise de müterafik kusuru nedeniyle makul oranda ve hakkaniyete uygun bir biçimde tazminattan indirim yapılması gerekip gerekmediği hususunun denetime olanak sağlayacak biçimde tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Bozma sonrası taraflara usulüne uygun tebligat yapılmış ve yargılamaya mahkememizin 2021/642 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararı usul ve yasaya uygun olduğu gibi, Hukuk Genel Kurulu Kararlarına mahkemelerce uymak zorunluluğu bulunmaktadır.
Kazanın oluşu gözetildiğinde, davacının yolcu konumunda olması nedeniyle bizzatihi kazanın meydana gelmesi yönünden kusurlu olamayacağı mahkememizce kabul edilmiştir. Bunun yanında davacı, araçtaki yük üzerinde seyahat ettiğinden ve yasak olmasına rağmen araç kasasında yük üzerinde seyahat etmesi ve tıbbi belgelerdeki yaralanması gözetildiğinde güvenli olmayan yerde seyahat etmesinin maluliyetinin oluşumunda ve artmasında etkili olduğu anlaşıldığından yerleşik Yargıtay İçtihatları kapsamında hesaplanan tazminattan %20 oranında indirime gidilmesi gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı vekili bozma sonrası talebinde Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanarak ve karar sonrası belirlenen yeni asgari ücret esas alınarak yeniden tazminat hesabı yapılmasını talep etmiş ise de; gerek mahkememizce verilen ilk karar, gerekse direnme kararı davacı tarafça değil sadece davalı tarafça temyiz edildiğinden davalı yararına oluşan kazanılmış hak nedeniyle talebine değer verilmemiştir.
Kazaya karışan her iki araç davalıya sigortalı olduğundan, kusurun tamamını kendi aralarında paylaşan sigortalı araç sürücülerinin ve işletenlerin sorumluluğunun tamamı davalı … şirketi üzerinde bulunduğundan tarafların kusur oranına bakılmaksızın davacının tazminatın tamamına hak kazandığı, bu kapsamda aktüer bilirkişinin hesapladığı denetime elverişli rapor hükme esas alınabilecek nitelikte olduğundan, bilirkişi tarafından hesaplanan;
20.225,03 TL işlemiş döneme ait sürekli iş göremezlik tazminatı, 182.117,41 TL işleyecek dönem sürekli iş göremezlik tazminatı, 76.528,07 TL işleyecek pasif dönem geçici iş göremezlik tazminatına %23 oranında maluliyeti esas alınarak orantı kurulduğunda davacının kalıcı maluliyetine dayalı olarak müterafik kusur indirimi yapılmamış hali ile 64.140,22 TL tazminata hak kazandığı, bu tutara 2.030,20 TL geçici iş göremezlik tazminatı eklendiğinde 66.170,42 TL tazminata ulaşıldığı ve bu tutar üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında davacının toplamda 52.936,41 TL yönünden davasının kabulünün gerektiği değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne, müterafik kusura dayalı indirim hakim takdirine dayalı olarak yapıldığından bu nedenle davanın reddedilen kısmı yönünden davacı aleyhine karşı vekalet ücretine hükmedilmeyerek ve yargılama giderlerinin tamamının kısmi redde rağmen davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
1.624,23 TL geçici iş göremezlik, 51.312,18 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere, toplam 52.936,41 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 3.616,09 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 232,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.383,64 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 7.470,58 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, 21,15 TL peşin harç, 211,30 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 253,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 130,70 TL posta masrafı, 600 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 730,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde Temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip … Hakim …