Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/57 E. 2022/552 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/57 Esas
KARAR NO : 2022/552

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanmış olan 02/07/2014 tarihli Yerli Ham Petrol Alım Satım Anlaşması çerçevesinde müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 16/12/2011 tarihinde imzalanmış ve halen yürürlükte olan Yerli Ham Petrol Alım Satım Anlatması çerçevesinde ticaret yapılmak olduğunu, fakat gerek ham petrol üreticileri bakımından 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu ile gerekse rafineri şirketleri bakımından 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu ile düzenlenmiş bir piyasada faaliyet gösterildiği için taraflar arasında tam olarak sözleşme serbestisi çerçevesinde yapılmış bir anlaşmanın olduğundan bahsedilemeyeceğini nitekim 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 10. maddesinde yerli ham petrolün fiyatının ne şekilde belirleneceği açıklanmış ve ‘ Rafinericiler ham petrol üreticilerinin teklifinde oluşan bu asgari fiyattan yerli ham petrolü alırlar ve ham petrol temininde yerli ham petrole öncelik tanırlar’ hükmü ile de rafinericilere alım zorunluluğu getirildiğini, bu hükümden kaynaklı olarak taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde fiyat düzenlenirken Petrol Piyasası Kanununun 10. md.sine atıf yapılmış ve Kanundaki değişikliklerin sözleşmeye aynen yansıtılacağının belirlendiğini, Kanuni alım yükümlüğünü yerine getirmeye devam eden müvekkili şirketin itiraz konusu faturalar karşılığında aynı miktar ve evsaftaki yeni ham petrol için 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunumun 10. maddesinde 22 Şubat 2019 Tarihli ve 30694 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 716 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında davalıya milyonlarca TL ilave ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalıya itirazı kayıtla ödenen meblağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL’sinin faiziyle müvekkili şirkete iade edilmesi gerektiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanmış bulunan Yerli Ham Petrol Alım/Satım Anlaşması Türk Ticaret Kanunu md. 3 uyarınca bir ticari iş olduğunu, TTK m 6M ve 3095 sayılı kanun md. 2/1 uyarınca ticari işlerde faiz taraflarca sertestçe belirlenebildiğini, anlaşmanın 9. maddesinde zamanında yapılmayan ödemelerde TCMB yasal faiz oranına atıf yapıldığını, bu çerçevede TCMB avans faizinin uygulanmasını talep ettiklerini, bu faizin uygulanmayacağına karar verilmesi durumunda 3055 sayılı Kanun md. 2/2 gereği belirlenen avans faizinin uygulanmasını belirterek fazlaya ilişkin tüm talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalıya dava konusu karşılığında ödenmiş olan tutarın şimdilik 10.000 TL’sinin ödeme tarihinden itibaren TCMB avans oranı kullanılarak hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; öncelikle işbu davanın görev yönünden reddi gerekmekte olduğunu, taraflar arasında 02/07/2014 tarihinde imzalanmış olan Yerli Ham Petrol Alım/Satım Anlaşması’nın “İhtilaflar” başlıklı 11. maddesinde yer alan; “Yerli üretim ham petrol fiyatına ilişkin uyuşmazlıklar EPDK’nın 14/10/2008 tarihine yayınladığı “Petrol Piyasası Fiyatlandırma Sistemi Yönetmeliğinin” 14. maddesi çerçevesinde çözümlenecektir.” şeklindeki ibare ile ham petrol fiyatına ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde esas alınacak yönetmeliğin açıkça belirtildiğini, “uyuşmazlık sonuçlanana kadar rafınerici lisansı sahipleri, yerli ham petrolü teklif ettiği fiyattan almaya devam eder.” huzurdaki davanın konusunun ham petrol fiyatına ilişkin uyuşmazlık olduğunu, dolayısıyla, tarafların aralarında imzaladıkları Sözleşme’de atıf yapıldığı üzere bu uyuşmazlığın çözümünde Petrol Piyasası Fiyatlandırma Sistemi Yönetmeliği’nin 14. Maddesi’nin uygulanması gerekmekte olduğunu, yer verilen ilgili madde uyarınca açıkça düzenlendiği üzere konusu petrol fiyatına ilişkin uyuşmazlık olan işbu davada ticaret mahkemeleri değil EPDK’nın görevli olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinin tamamında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 10. Maddesinde, 22 Şubat 2019 tarihli ve 30694 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7166 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hakkındaki görüş ve itirazlarına yer verildiğini, davacının söz konusu kanun değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne taşımak amacıyla müvekkili Arar’ı araç olarak kullanmakta olduğunu, nitekim müvekkil’in davacı …’a karşı olan tek aksiyonu 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda yapılan söz konusu değişikliği aynen uygulamakta olduğunu, müvekkili Arar’ın dava konusu uyuşmazlık hakkında herhangi bir kusuru veya kanuna aykırı davranışı mevcut olmamakla birlikte davacı …’ın kanun değişikliği hakkındaki itirazlarının muhatabı da müvekkili olmadığını bu nedenle huzurdaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, yine taraflar arasında 02/07/2014 tarihinde imzalanan Sözleşme hükümleri uyarınca müvekkil Arar’ın …’a sattığı bütün petrol satışlarında petrol satış fiyatı, Sözleşme’nin imzalandığı yıl olan 2014 yılından bugüne kadar 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Fiyat Oluşumu” başlıklı 10. maddesinde yer alan hüküm çerçevesinde hesaplama yapılmak suretiyle uygulanmakta olduğunu, söz konusu değişiklik sonrasında düzenlenecek faturalar öncesinde …’a gönderilen bilgilendirme mailine davacı …; “…7166 sayılı Kanun ile değiştirilen 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 10. Maddesindeki yerli ham petrolün fıyatlandırılması hakkındaki değişikliklerin, anayasal haklar ve hukukun temel ilkeleri ile bağdaşmadığı düşünülmektedir. Bu sebeple ilgili düzenlemeye karşı her türlü yasal başvuru hakkımız saklı tutulmaktadır. Bu kayıt saklı olmak üzere, ilgili kanun değişikliği uyarınca ekli fiyatlarda hesap hatası bulunmadığını teyit ederiz.” şeklinde şerh koymak suretiyle müvekkile faturalar hususundaki mutabakatını bildirmiş ve faturaların bu mutabakatın ardından düzenlendiğini, bununla birlikte, 22.02.2019 tarihinde 30694 sayılı Resmi Gazete ile 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 10. Maddesinde yapılan değişiklik sonucu, davacı … “…ilgili değişikliklerin, anayasal haklar ve hukukun temel ilkeleri ile bağdaşmadığının düşünülmesi” gerekçesi ile müvekkili tarafından kendisine kesilen faturaya ihtarname göndermek suretiyle itiraz ettiğini, davacının söz konusu ihtarına cevap olarak müvekkil, …’ın fatura itirazının kendileri tarafından kabul edilemeyeceği, fiyat oluşumunun kanundan kaynaklandığı ve bu nedenle ilgili faturanın iptal edilmesinin mümkün olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu belirterek davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, bu talebin kabul olmaması halinde hukuka aykırı olarak açılan işbu davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizden 11/03/2020 tarih ve 2019/738 Esas, 2020/237 Karar sayılı ilamı ile verilen “sözleşmede fiyatlandırmaya ilişkin anlaşmazlık halinde Petrol Piyasası Fiyatlandırma Sistemi Yönetmeliği’nin 14. Maddesi’nin uygulanması ve EPDK’ya öncelikli olarak başvurulması gerektiği, davacı tarafça da EPDK ya başvurulmadığının beyan edilmiş olması nedeniyle davanın taraflar arasındaki sözleşmenin 11.maddesi gereği EPDK’ya başvuru yapılmamış olması nedeniyle usulden reddine” karar; Ankara BAM 22. Hukuk Dairesi’nin 2020/1074 Esas, 2020/1547 Karar sayılı ve 21/12/2020 tarihli ilamı ile kaldırılmakla mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ham petrol satım sözleşmesine dayalı olarak yapılan fazla ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı taraflar arasında imzalan sözleşme hükümleri uyarınca yerli ham petrol fiyatının belirlenmesine ilişkin 5015 sayılı kanunun 10. maddesinde yapılan değişilikliğin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla öncelikle bu iddia ciddi bulunarak dosyanın Anayasa Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.
Anılan kanun maddesine ilişkin davacının taraf olduğu Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce norm denetim yolu ile Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru Anayasa Mahkemesinin 01/06/2022 tarih, 2021/128 Esas, 2022/68 Karar (Resmi Gazetede yayımlanma tarihi 04/08/2022 – 31913 sayılı) sayılı ilamı ile iptali istenilen kanun maddesinin Anayasaya aykırı olmadığına hükmetmiştir.
Dosyaya sunulan tüm deliller, BAM kaldırma kararı, Anayasa Mahkemesi kararı göz önünde bulundurulmak suretiyle yapılan inceleme neticesinde davacı her ne kadar istirdat davası ikmal etmiş ise de istirdata konu alacağın dayanağı 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrası yerli ham petrol fiyatında meydana gelen artış sebebiyle davalıya yapmış olduğu fazla ödemenin 10.000,00 -TL’lik kısmının tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri kapsamında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı talebinin dayanağını oluşturan yasal düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olmadığı, dava ve karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunduğu, taraflar arasında imzalanan Yerli Ham Petrol Alım Satım Anlaşmasının 8.maddesi uyarınca fiyatın belirlendiği, davacının buna göre ödeme yaptığı, davalıdan herhangi bir alacağı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 90,08 TL karar harcın kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, e- duruşma ile katılan davacı vekilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
14/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır