Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/560 E. 2021/860 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/560 Esas – 2021/860
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/560 Esas
KARAR NO : 2021/860

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :10/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
YAZIM TARİHİ : 14/01/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/11/2018 tarihinde, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halindeyken, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı işgöremezliğe maruz kaldığını ve bakım ihtiyacı doğduğunu, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde, müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, dava konusu trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle 311000064954115 nolu ZMSS Poliçesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş.’nin teminatı kapsamında olduğunu, müvekkilinin dava konusu trafik kazası nedeniyle kafatası kemiklerindeki kırıklar, yüz kemiklerindeki parçalı kırıklar, göz kemiklerindeki kırıklar ve beyin kanaması ile derin ve çökme görülen yara izleri başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar, ezilme ve yaralanmalar meydana geldiğini, kazadan sonra Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan müvekkilinin, yatarak tedavi gördüğünü ve cerrahi operasyonlar geçirdiğini, dava konusu konusu trafik kazasında müvekkilinin yaralanması, geçici ve kalıcı işgöremezliğe maruz kalması ve bakım ihtiyacının doğması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararların tazmini için gerekli bilgi ve belgelerle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuruda bulunduğunu ve davalı nezdinde 2019311066350/3 nolu hasar dosyası oluşturularak müvekkiline kısmi ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin müvekkilinin uğradığı zararları karşılamaktan uzak, fahiş miktarda eksik ve yetersiz olduğunu, müvekkilinin bakiye maddi zararlarının tazmini için davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuruda bulunulduğunu ve başvuru dilekçesi ve eklerinin 25.08.2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, ancak başvurunun haksız şekilde reddedildiğini ileri sürerek müvekkilinin ağır şekilde yaralanması, geçici ve kalıcı işgöremezliğe uğraması ve bakım ihtiyacının doğması nedeniyle, HMK madde 107/2 uyarınca arttırım hakkı saklı olmak üzere; sürekli işgöremezlik tazminatı olarak şimdilik 10.00,00 TL, geçici işgöremezlik tazminatı olarak şimdilik 100,00 TL, bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 100,00 TL
olmak üzere toplam şimdilik 10.200,-TL bakiye maddi tazminatın kaza tarihi olan 01.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını ve davanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının eksik belgeler ile başvurmuş olması nedeniyle başvuru şartını eksiksiz yerine getirmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, davadan önce davacının kalıcı maluliyeti nedeniyle 27.393,00 TL ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin ibra edildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin taleplerinin reddi gerektiğini, KTK’nın 111. maddesi uyarınca ibranamenin iptal edilebilmesi için müvekkilinin ödemeyi yaptığı tarih verileri esas alınarak inceleme yapılması ve yapılan ödemenin açıkça yetersiz olduğunun ortaya konulması gerektiğini, ödemenin yeterli olup olmadığı değerlendirilirken hatır ve müterafik kusur indirimi uygunlanması gerektiğini, dava konusu kazada davacının tam kusurlu olduğunu ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacının kaza anında kask, dizlek vs koruyucu ekipman kullanmadığının dosya kapsamı itibariyle sabit olduğundan yapılacak hesaplamada müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının savcılık aşamasında sigortalı araç sürücüsü ile uzlaşıp uzlaşmadığının tespit edilerek uzlaşmanın tespiti halinde CMK’nın 253/19 maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükmedilecek faizin ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini savunarak davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan davalı ZMMS sigorta şirketine yöneltilmiş tazminat davasıdır.
Davalı vekilinin yetki itirazının süresinde bildirilmemiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Olaya ilişkin Konya Cumhuriyet Başsavcılığının UYAP üzerinden gönderilen … sayılı soruşturma dosyasının incelenmesinde; müştekinin davacı …, şüphelinin … olduğu, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulduğu, uzlaşma teklif formunda CMK’nın 253. maddesinde düzenlenen uzlaşmaya ilişkin hükümlerin yazılı olduğu, uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarının anlatıldığı, davacının tutanakta imzasının bulunduğu, imza inkarında bulunulmadığı, 07/02/2019 tarihli uzlaşma raporunda mağdur …’nın şüphelinin, babası olan müşteki Mevlüt Eroğlu ve kendisine toplam 14.000,00 TL ödeme yapması halinde şüpheli ile uzlaşmayı kabul ettiği, tarafların uzlaştıklarına dair uzlaşma tutanağının düzenlendiği, taraflarca raporun imzaladığı ve 14/02/2019 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
CMK’nın 253/19 maddesinde; “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171 inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesinde zarar verenlerin birden fazla olması halinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi getirilmiştir. TBK’nın 166. Maddesine göre ise, borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçlular da borçtan kurtulur. Aynı Kanunun 168/2 maddesinde ise alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekir.
Davalı şirket kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup sorumluluğu 2918 sayılı KTK.nın 85 ve 91. maddeleri gereğince araç işleteninin üçüncü kişilere olan hukuki sorumluluğunu, sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstleneceğinden ve nihai sorumlu olan haksız fiil faili araç sürücüsü ile yapılan uzlaşmanın dolayısı ile davalı sigorta şirketine sirayet edeceğinin kabulü gerekir.
Eldeki davada da, dava açılmadan önce soruşturma aşamasında davacı tarafından karşı araç sürücüsü ile uzlaşma sağlandığı, CMK 253/19. maddesine göre artık davacının maddi tazminat davası açma hakkı bulunmadığı gibi açılmış davadan da feragat edilmiş sayılacağı düzenlemesi gereğince, uzlaşmanın hukuki sonuçlarının müteselsil sorumlu olan davalı sigorta şirketine de sirayet edeceğinin kabulü gerektiğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL harçtan peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2021