Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/461 E. 2022/297 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/461 Esas – 2022/297
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/461 Esas
KARAR NO : 2022/297
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
YAZIM TARİHİ : 29/04/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait … plakalı … model aracın eşi … kullanımında seyir halindeyken Ankara ili Gölbaşı ilçesi Kızılcaşar Mah. 23 Nisan Caddesinde sevk ve idaresi …’a ait olan … … transit model araç kaza yaptığını, ek olarak sunulan trafik kaza tutanağında … ben çarptım ifadesiyle imza ettiğini, %100 kusurlu olduğunun anlaşıldığını, meydana gelen kaza neticesinde …’ın bağlı bulunduğu sigorta şirketi tarafından davacının aracında meydana gelen hasarlar giderilmişse de davacının aracında meydana gelen hasarın büyüklüğü düşünülecek olursa ciddi bir değer kaybının olduğunu, 2013 model olan fiat … marka modelli aracın ciddi bir hasar kaydı oluştuğunu ve sol tarafı komple boyandığını, aracın değerinde ciddi bir değer kaybı meydana geldiğini, davacının kaza sonucu meydana gelen arızaların giderilmesi esnasında yaklaşık 8 gün arabasız kaldığını, değer kaybı ve yoksun kalınan karın tespit edilerek şimdilik 1.000,00 TL zararların tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/11/2021 tarihli dilekçesi ile; Dava dilekçesinde belirttikleri 1.000,00 TL’nin 800,00 TL’sinin araç değer kaybı, 200,00 TL’sinin ise araç yoksunluğu zararı olduğunu açıklamıştır.
Davacı vekili 08/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; Araç değer kaybı talebini 6.000,00 TL’ye, araç mahrumiyetine dayalı talebinin 400,00 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Değer kaybına ilişkin taleplerin genel şartlar ekinde yer alan hesaplama yöntemi gözetilerek yapılması gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas, 2020/40 Sayılı kararının dosyada uygulanma alanının bulunmadığını, iptal kararı öncesinde düzenlenen poliçelerin iptal kararından etkilenmeyeceğini, ekspertiz raporu ile belirlenen değer kaybının 917,04 TL olduğunu, söz konusu tespitin göz önünde bulundurulması gerektiğini, araç mahrumiyet bedelinin ZMMS poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının kusurunun tespit edilerek kusur oranında indirime gidilmesi gerektiğini, araç onarım bedeli olarak 3.890,00 TL ödendiğini, bu ödemenin poliçe limiti bakımından dikkate alınması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davanın konusu; 21/11/2020 tarihinde meydana gelen karşılıklı trafik kazası neticesinde davacı aracında değer kaybı oluşup oluşmadığı, sigortalı aracın kusurlu olup olmadığı, bu kapsamda karşı araç sigortacısı davalıdan değer kaybı ve araç yoksunluğuna dayalı tazminat talep edilip edilemeyeceği hususundadır.
Yargılama sürecinde tarafların gösterdiği deliller toplanılmış, bu kapsamda; poliçe ve hasar dosyası, kaza tespit tutanağı, araçların ruhsat kayıtları celp edilmiştir.
Dava dilekçesinde davacı aracın … olarak bildirilmişse de dosyaya temin edilen araç ruhsatı ve kaza tespit tutanağı gözetildiğinde doğru plakanın … olduğu belirlenmiş ve dava dilekçesinde bu yönünde maddi hata yapıldığı kabul edilmiştir.
Mahkememizce atanan bilirkişiden 04/01/2022 tarihli rapor alınmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağı gözetildiğinde; sigortalı araç sürücüsünün kavşaktan sağ tarafa dönüş manevrası yaptığı sırada cadde üzerinde doğruca gitmekte olan davacı aracına çarpması neticesinde dava konusu kazanın meydana geldiği, olayın meydana geliş şekli gözetildiğinde, sigortalı araç sürücüsünün yolun sol tarafında hareket halindeyken sağ tarafa dönüş yaptığı sırada kavşakta geçiş önceliği bulunan davacı aracına öncelik tanımadığı, bu haliyle tam kusurlu olduğu mahkememizin kabulünde olduğu gibi alınan bilirkişi raporuyla da sigortalı araç sürücüsüne tam kusur verildiğinden, davacının kusursuz, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Dosyaya hasar dosyası içinde sunulan ekspertiz raporu incelendiğinde, davacı aracının tramer kayıtlarının getirildiği ve dava konusu kaza öncesinde kazası olmadığı tespiti yapıldığı görülmüştür.
Bilirkişi raporunda terditli hesaplama yapılmış, genel şartlardaki formüle göre yapılan hesapta değer kaybı 3.036,17 TL olarak belirlenmiş, piyasa rayiç bedeline göre yapılan hesaplamada ise değer kaybının 6.000,00 TL olacağı, ayrıca 400,00 TL araç mahrumiyet zararı oluşacağı tespit edilmiştir.
Genel şartlar A.6.(K) bendi uyarınca, gelir kaybı, kar kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talebi sigorta teminatı dışındadır. Aracın işletilememesinden doğan kazanç kaybı veya araç mahrumiyeti dolayısıyla ödenen ikame araç bedeli de teminat kapsamında olmadığından davacının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas, 2020/40 Sayılı kararı ile, KTK.90.maddede yapılan kısmi iptal sonrasında tazminat tutarının borçlar kanunu hükümlerine göre hesaplanması gerektiği gözetilmiş ve bu kapsamda yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca aracın kazasız hali ile kaza sonrası değeri arasındaki fark kadar değer kaybı oluşacağı kabul edilerek bilirkişinin piyasa rayiçlerine göre ve bu yöntemi esas alarak belirlediği 6.000,00 TL tutarında davacı aracında değer kaybı olduğu benimsenerek bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
6.000,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 409,86 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 350,56 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 129,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 96,20 TL posta masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.096.29 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı gözetildiğinde 1.027,77 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin kabul ve ret oranı gözetildiğinde 1.237,50 TL’nin davalıdan, 82,50 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, Kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022