Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/454 E. 2021/804 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/454 Esas – 2021/804
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/454 Esas
KARAR NO : 2021/804
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/05/2013
KARAR TARİHİ : 29/11/2021
YAZIM TARİHİ : 28/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Elatmanın Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının işlettiği spor salonu için davalı ile 1259612 nolu abonelik için kartlı sayaç abonelik sözleşmesi yapıldığını, davalı yetkililerince müvekkil şirket aleyhine 30/01/2012 tarihinde kaçak su kullanımı yapıldığı gerekçesiyle 73.619,70 TL fatura tahakkuk edildiğini ve buna bağlı olarak davacı şirkete su satışı yapılmadığını, kaçak su kullanımının olmadığını ileri sürerek davalının müvekkili şirkete su satışı yapmamak suretiyle yarattığı muarrazının giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin kaçak su kullandığını, cezayı ödemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait spor salonunda davalı idare görevlileri tarafından kaçak su kullanıldığının tespiti üzerine davalıya 73.619,70 TL fatura tahakkuk edildiğini, davalının fatura bedelini ödememesi nedeniyle davalı aleyhine Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden fatura bedeli ve 1.089,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 74.708,87 TL’nin tahsili amacıyla başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kaçak su kullanmadığını savunarak davanın reddi ile kötüniyet tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin … K. sayılı ve 09/11/2015 tarihli kararı ile “Asıl davanın kabulüne, davacının fatura fazlası kullandığı suyu kaçak kullanım kastıyla tüketmediği anlaşıldığından davalının davacıya su satışı yapmaması şeklindeki muarazanın menine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki 4.034,21 TL asıl alacak yönünden iptaline, 4.034,21 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanması suretiyle devamına, fazla istemin reddine, davacının icra inkar tazminatı ve davalının kötü niyet taleplerinin reddine” dair kararının asıl davada davalı, birleşen davada davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 3. HD’nin … K. sayılı ve 06/06/2018 tarihli kararı ile hükmün davalı yararına bozulduğu, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde Mahkememizin … K. sayılı ve 23/09/2019 tarihli kararı ile “asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyasına vaki itirazının 6.930,00 TL asıl alacak ve 102,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.032,53 TL üzerinden iptali ile, takibin anılan miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, tarafların icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine” karar verilmiştir. Söz konusu kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 3. HD’nin … tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı/birleşen dava davalısı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Dairenin … sayılı ve 22/06/2021 tarihli ilamı ile “…….1) Asıl davaya yönelik karar düzeltme istemi yönünden yapılan incelemede; Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması üzerine, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Hukuk Genel Kurulunun 20/12/2013 tarihli ve 2013/23-131 E. 2013/1681K. sayılı ilam).
Somut olayda, mahkemece; ilk kararda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, anılan kararın davalı tarafından temyizi üzerine; Dairece verilen bozma kararında, asıl davanın bozma konusu yapılmadığı, eş söyleyişle asıl davada verilen hükmün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ise, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik hüküm tesis edilmiş olup, asıl davaya yönelik davacı aleyhine verilen bu karar ile davacının usuli kazanılmış hakkının ihlal edildiği görülmüştür.
O halde, mahkemece; asıl davanın kabulüne yönelik tesis edilen hükmün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu dikkate alınarak, bozma sonrası, kesinleşen asıl davaya yönelik yeniden inceleme yapılmaksızın, yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından; davacı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2) Birleşen davaya yönelik karar düzeltme istemi yönünden yapılan incelemede ;
Düzeltilmesi istenilen Yargıtay kararı 07/10/2021 tarihli olup, HUMK’nın 5219 ve 5236 sayılı kanunlarla değişen 440/III-1. maddesine göre 26.317 TL’den az olan davalara ait hükümlerin onanması ya da bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltilmesi yoluna gidilemez. Hüküm altına alınan miktar, karar düzeltme sınırının altındadır. Bu nedenle, davacı/birleşen davada davalı tarafın düzeltme dilekçesinin reddi gerekir.” gerekçesiyle davacı / birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairece verilen 25/03/2021 tarihli ve 2021/280 E. 2021/3141 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, asıl davaya yönelik mahkeme kararının davacı/birleşen davada davalı yararına bozulmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı/birleşen dosya davalısı vekilinin birleşen davaya yönelik karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl dava yönünden Mahkememizin 2012/101 E.-2015/729 K. sayılı ve 09/11/2015 tarihli “Asıl davanın kabulüne, davacının fatura fazlası kullandığı suyu kaçak kullanım kastıyla tüketmediği anlaşıldığından davalının davacıya su satışı yapmaması şeklindeki muarazanın menine” dair kararının davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. HD’nce verilen ilk bozma kararında, bozma konusu yapılmadığı ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği, davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu anlaşılmakla asıl dava yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; birleşen dava yönünden ise Yargıtay 3. HD’nin 2021/280 E.-2021/3141 K. sayılı ve 25/03/2021 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, karar düzeltme istemi üzerine ise birleşen davaya yönelik karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verildiği, böylece birleşen dava yönünden de hükmün kesinleştiği anlaşılmakla birleşen dava yönünden de yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve kazanılmış haklara riayet edilerek asıl dava yönünden mahkememizin 2012/101 E.-2015/729 K. sayılı ve 09/11/2015 tarihli kararı, birleşen dava yönünden Mahkememizin 2018/656 E.-2019/827 K. sayılı ve 23/09/2019 tarihli kararı aynı şekilde muhafaza edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A)Asıl dava yönünden;
1-Mahkememizce verilen ” asıl davanın kabulüne, davacının fatura fazlası kullandığı suyu kaçak kullanım kastı ile tüketmediği anlaşıldığından davalının davacıya su satışı yapmaması şeklindeki muarazanın menine” dair 2012/101 E.-2015/729 K. sayılı ve 09/11/2015 tarihli karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 38,15 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 138,70 TL posta gideri, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti, 21,15 TL peşin harç, 21,15 TL başvurma harcı, 3,30 TL vekalet harcı, 0,60 TL dosya masrafı ve bozma sonrası 71,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.356,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan miktarın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına hesaplanan 1.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

B) Birleşen dava yönünden;
1-Mahkememizce verilen “birleşen davanın kısmen kabulü ile, davalının Ankara .. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına vaki itizarının 6.930,00 TL asıl alacak ve 102,53 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.032,53 TL üzerinden iptali ile takibin anılan miktar üzerinden takip talebindeki şartlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, tarafların icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminat taleplerinin koşulları oluşmadığından reddine ” dair 2018/656 E.-2019/827 K. sayılı ve 23/09/2019 tarihli karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 480,39 TL harcın peşin alınan 1.275,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 795,46 TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 7.794,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 480,39 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 504,69 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 48,00 TL posta masrafı, 177,50 TL keşif harcı ve ilk bozma sonrası yapılan 46,30 TL posta masrafı ve 600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 871,80 TL ile ikinci bozma sonrası yapılan 27,50 TL yargılama gideri toplamı 899,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap ve takdir olunan 84,65 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 günlük sürede temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2021