Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/440 E. 2021/840 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/440 Esas – 2021/840
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/440 Esas
KARAR NO : 2021/840

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/12/2021
YAZIM TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete sigortalı dava dışı …’ın kullanmakta olduğu davalı şirkete ait olan … marka … Model arıtma cihazı filtresinin patlaması nedeniyle evinde maddi hasar meydana geldiğini ve davalı şirket tarafından zararının karşılanmadığından müvekkili şirkete yaptığı başvuru üzerine poliçe kapsamında olduğundan müvekkili şirketçe hasarın karşılandığını, müvekkili şirketin sigortalısına yaptığı ödemenin kusurlu olan davalıdan tahsili amacıyla Ankara … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalı hakkında başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete sigorta şirketi tarafından açılan rücu davalarında aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibi görevli ve yetkili mahkemenin nazara alınması gerektiğini, davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan dava dışı …’ın tacir olmadığını, müvekkili şirketin satmış olduğu cihazı satın alan tüketici olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu savunarak davanın öncelikle usulden reddine, esasa girilmesi halinde ise esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; davacı sigorta şirketince Banka Kredili Konut Sigorta Poliçesi kapsamında su arıtma cihazının filtresinin patlaması nedeniyle ödenen hasar bedelinin TTK’nın 1472. maddesi gereğince sorumlu olduğu iddia edilen davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
22/03/1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Eldeki davada, dava dışı sigortalının tüketici, davalı şirketin ise satıcı olduğu, uyuşmazlığın satılan su arıtma cihazının ayıplı olması nedeniyle zarar oluştuğu iddiasından kaynaklandığı, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu, davacının dava dışı sigortalısının haklarına halef olarak eldeki davayı açtığı, dolasıyla görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir (aynı yöndeki karar için bkz. Yargıtay 17. HD’nin 2014/9312 E.-2014/8118 K. sayılı ve 22.05.2014 tarihli ilamı, Ankara BAM 13. HD’nin 2021/765 E.-2021/752 K. sayılı ve 10/06/2021 tarihli karar ilamı).
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2021