Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/401 E. 2021/628 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/401 Esas
KARAR NO : 2021/628

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2012
KARAR TARİHİ : 05/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi özetle; müvekkilinin işletme adı … olan araç kiralama bürosundan 15/11/2010 tarihinde 2007 model araç kiralamak için sözleşme imzaladığını, akabinde dava dışı şirket yetkilisinin matbu bir taahhütnamenin daha imzalanmasını istediğini , bu taahhütnamenin içine takip dayanağı bononun bilinçli olarak gizlendiğini, teminat senedi olarak da kabul edilemeyeceğini, müvekkili ile davalılar arasında bononun bedelini teşkil eden bir temel ilişki bulunmadığını, davalı …’nun kötü niyetli bulunduğunu, Cumhuriyet Savcılığı soruşturmasında davalı …’ın beyanına göre, vade tarihinden sonra senedin davalı …’na ciro edildiğinden alacağın temliki hükümlerine göre de tüm defilerin davalı …’na karşı da sürülebileceğini ileri sürerek, dava ve takip konusu 35.000,00 TL bedelli bono nedeni ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, ödenen tutarın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …’ın mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; … plaka sayılı aracı davacı … ile dava dışı …’ye 35.000,00 TL bedel ile sattığını, aracı teslim ettiğini, paranın bayramdan sonra ödeneceği konusunda anlaştıklarını, …’nin aracı bayramda kullanırken çarpması sonucu aracın pert olduğunu, kaskoya 30/11/2011 tarihinde başvuru yaptığını ancak kaskonun zararı karşılamadığını, aracı satmadan 3-4 ay önce 2010 yılı Temmuz ayında satın alırken parayı babasının arkadaşı olan diğer davalı …’ndan borç olarak aldığını, araç pert olup kasko ödeme yapmayınca dava konusu senedi cirolayıp …’na verdiğini davacının kötüniyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, davacının diğer davalı ile olan ilişkisindeki def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizin …. Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile davacının dava konusu ve takip dayanağı, 01/11/2010 tanzim tarihli, 30/11/2010 ödeme günlü, 35.000,00 TL bedelli , … tarafından … emrine düzenlenen, …’ın kefil olarak imzaladığı senet nedeni ile 11.250,00 TL ve ferilerin yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine fazla istemin reddine, ödenen tutar reddedilen tutardan az olduğundan istirdat isteminin reddine, tarafların tazminat isteminin reddine dair karar verilmiş, davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 19. HD’ye gönderilmiş olup, Yargıtay 19. HD’nin …. Karar sayılı ve 21/11/2016 tarihli ilamı ile; “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Dava, davacının senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava konusu senedin ciro yoluyla davalı …’na geçtiği, kambiyo vasfını kaybetmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, 6102 sayılı TTK’nun 687.(mülga 6762 sayılı TTK’nun 599.) maddesi gereğince davacının şahsi def’ilerini davalı …’na karşı ileri sürebilmesi için, davalının senedi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, yani kötüniyetli olduğunu kanıtlaması gerekir. Mahkemece açıklanan ilke uyarınca inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş, … Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 17/05/2019 tarihli, …. Karar sayılı kararı ile “Davalı … hakkında mahkememizce verilen 09.06.2015 Tarih ve … Karar sayılı hükmün, Yargıtay 19 H.D 21/11/2016 Tarih ve …. Karar sayılı ilamı ile kesinleştiği anlaşılmakla, bu davalı hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı … hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmakla, İİK 72/4 maddesi gereğince mahkememizce 28.03.2014 tarihli ara karar ile verilen, Ankara …. İcra md. … sayılı takip dosyasında icra veznesine yatacak paranın davalıya ödenmemesi yönündeki tedbirin kaldırılmasına,” dair karar verilmiş, iş bu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuş, mahkememiz dosyası Yargıtay 11. HD’ne gönderilmiş, Yargıtay 11. HD.’nin 10.03.2021 tarihli, …Karar sayılı ilamı ile “(1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. (2) Mahkemece verilen … karar sayılı ve 09.06.2015 tarihli ilamı, kapatılan Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 21.11.2016 Tarih ve … Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bu nedenle davacının …’a yönelik temyiz itirazı reddedilerek maddi yönden kesinleşmiş ise de şekli yönden kesin hüküm bulunmadığından mahkemece bozmaya uyularak verilen yeni hükümde bu davalı hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin kararı doğru görülmemiştir. (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA ” dair karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin 2021/401 Esas sayılı sırasına kaydı yapılarak açık yargılamaya devam olunmuştur.
05/10/2021 tarihli celsede Yargıtay 11. HD’nin bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamına uyulmakla birlikte davacı vekilinin bütün temyiz itirazları reddedildiğinden davalı …’na karşı açılan davanın reddi yönündeki mahkememizin 17/05/2019 tarihli kararı kesinleşmiştir. Yine mahkememizin 09/06/2015 tarihli kararı ile davalı … hakkında kurulan kararda Yargıtay 19. HD’nin mahkememizce uyulan 21/11/2016 tarihli bozma ilamı kapsamında kesinleştiğinden netice itibariyle her iki davalı hakkında kurulan ve bozma ilamları kapsamı dışında kalarak maddi anlamda kesinleşen hükümler aynen korunarak aşağıdaki karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … hakkındaki davanın KISMEN KABULÜ ile dava konusu ve takip dayanağı 01/11/2010 tanzim tarihli, 30/11/2010 ödeme günlü, 35.000,00 TL bedelli … tarafından … emrine düzenlenen, …’ın kefil olarak imzaladığı senet nedeniyle 11.250,00 TL ve ferilerinden davacının, davalı …’a borçlu olmadığının tespitine,
-Ödenen tutar reddedilen tutardan az olduğu için istirdat isteminin REDDİNE,
-Davacının tazminat isteminin REDDİNE,
2-Davalı … hakkındaki davanın REDDİNE,
-Senet bedelinin takdiren %20’si oranında hesaplanan 7.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı …’na ödenmesine,
3-Mahkememizin 28/03/2014 tarihli ara kararı ile verilen icra veznesine yatacak paranın davalıya ödenmemesi yönündeki TEDBİRİN KALDIRILMASINA,
4-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 768,48 TL harçtan peşin alınan 519,75 TL’den mahsubu ile eksik olan 248,73 TL’nin davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 519,75 TL peşin harç ile 21,15 TL başvurma harcından oluşan 540,90 TL’nin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 5.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
8-Davalı … tarafından sarf edilen 50,00 TL tebligat giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’na verilmesine,
9-Davalı … tarafından belgelendirilen yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığını,
10-Davacı tarafından yapılan posta, tebligat ücretinden oluşan toplam 232,53 TL tebligat gideri (davalı … yönünden yapılan mahsup edildiğinde), 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 832,53 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre yapılan hesaplama neticesinde 267,60 TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸