Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/386 E. 2022/753 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/386 Esas – 2022/753
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/386 Esas
KARAR NO : 2022/753

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 19/12/2022
YAZIM TARİHİ : 06/01/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankanın Güngören/ İstanbul şubesinden, … hesap numarası ile farklı tarihlerde ve tutarlarda ticari nitelikte krediler kullandığını, müvekkilinin kullandığı bu krediler esnasında davalı banka tarafından kredi tahsis ücreti, hesap özeti ücreti, ticari teklif ücreti, ticari kredi komisyonu, ticari ekspertiz ücreti vb. adlar altında tutarı taraflarınca tam olarak belirlenemeyen haksız ve hukuksuz kesintiler yapıldığını, ticari kredi ilişkisinden doğan uyuşmazlıkların 4077 sayılı yasa kapsamında değerlendirilemeyeceği, bununla birlikte taraflar arasındaki soruna 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 20. maddesinde adı geçen “genel işlem koşulları” başlığı altında yaklaşılabileceği, bankaların kredi müşterilerine her sayfasını imza ettirdiği, kredi müşterisinden alınacak ücret ve komisyonların belirtildiği Sözleşme Öncesi Bilgi Formu ve Kredi Sözleşmesi bankaların genel müdürlüğü tarafından tek taraflı olarak hazırlanan ve matbu hale getirilen standart sözleşme olduğunu, çok sayıda yapılacak sözleşmelerde kullanılmak üzere önceden hazırlanan bu sözleşmelerin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 20 ila 25. maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları denetimine de tabii tutulabilir ve bu tür sözleşmeler için içerik, kapsam ve yorum denetimi yapılabilir şeklinde olduğunu, ticari kredilerde bankalar tarafından tahsil edilen dosya masrafı veya tahsis masrafı, imzalanan sözleşmelerin tip sözleşme olması ve bu masrafların zorunlu, makul ve belgeli masraf olmaması nedenleriyle kredi müşterisinden tahsil edilmemesi gereken masraf türlerinden olduğunu, dolayısıyla, müşterinin tüketici veya ticari kredi müşterisi olmasından ziyade kredi sözleşmesinin tip sözleşme olup olmadığı, kredi müşterisinin sözleşmenin içeriğine müdahale edip edemediği önem taşıdığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan kesintiler nedeniyle şimdilik 100,00 TL’ faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı yan tarafından talep edilen hak, zamanaşımına uğramış olduğundan zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca Banka Genel Merkezi’nin İstanbul’da olduğundan, huzurdaki davanın yetkili mahkemesinin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından Müvekkil banka Güngören/ISTANBUL subesinden, … hesap numarası ile farklı tarihlerde ve tutarlarda ticari nitelikte krediler kullandığını, müvekkil banka tarafından tahsil edilen ücretlerin taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine ve TMMB tebliğine uygun olduğunu, Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğde Ticari kredilerden alınabilecek ücretler düzenlenmiş olup; müvekkil banka tarafından alınan tüm ücretlerin tebliğe uygun olduğunu, Kredi tahsis ücreti, kredi riski oluşturabilecek tüm nakdi ve gayrinakdi krediler için ticari müşteriye, limit tahsisi yapılması, tahsis edilen limitlerin yenilenmesi ve güncellenmesi durumlarında yapılan istihbarat, mali analiz ve değerlendirme çalışmalarına istinaden alınan ücretler olduğunu, Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğde Ticari kredilerden alınabilecek ücretlerden biri olarak yer aldığını, Bankalarca Ticari Müşterilerden Alınabilecek Ücretlere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğde Nakit yönetimine ilişkin ücretler başlıklı 13. Madde uyarınca bankalar ” hesap hizmetleri, nakit yatırma ve çekimi, para transferleri gibi hizmetler ile nakit akımlarını yönetmelerine yardımcı olan ve kredilendirmeyi de içerebilen ödeme ve tahsilata ilişkin ürün ve hizmetler karşılığında” hesap işletim ücreti alabileceğini, Kredi kullandıran kuruluş ya da bankanın, teminat alınacak taşınmazın değer tespiti için ekspertiz işlemini ve/veya taşınmaz üzerinde ipotek tesis işlemini, dışarıdan hizmet alarak üçüncü bir kişi ya da firmaya yaptırdığını, bu nedenle bankalar, ekspertiz yapan veya ipotek tesis eden firmaya fatura karşılığında ödeme yaptığını, bahse konu hizmetlere dair faturaların kredi müşterisi adına kesilmesi yasal olarak zorunlu olmadığını, Banka, ekspertiz yahut ipotek tesisi ücretini, sözleşme öncesinde ve sonrasında yaptığı bilgilendirme çerçevesinde, mevzuata uygun şekilde kredi müşterisinden tahsil edebildiğini, Bankalar bir anonim şirket olarak tüzel kişi tacir olduğunu, bütün tacirlerin, ticari işletmeleriyle ilgili bir hizmet sunduklarında, açıkça kararlaştırmamış olsalar da uygun bir ücret isteme haklarının olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacının kullandığı krediler nedeniyle kredi tahsis ücreti, hesap özeti ücreti, ticari teklif ücreti, ticari kredi komisyonu, ticari ekspertiz ücreti vb adlar altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Davalı vekilince süresinde sunulmuş olan cevap dilekçesiyle Mahkememizin yetkisine itiraz edilmiştir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davanın açıldığı tarihte davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK’nın 14. maddesinde ise şubenin işlemlerinden doğan davalarda şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu düzenlenmiştir. Eldeki davaya konu genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde yetkili mahkeme kısmının boş bırakıldığı, davalı Bankanın merkezinin İstanbul’da bulunduğu, öte yandan genel kredi sözleşmesinin davalı bankanın İstanbul Güngören Şubesi ile imzalandığı, Mahkememizin davada yetkili olmadığı ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine, davaya bakmakla İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunun tespitine,
2-Yetkisizlik kararının kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde tarafların mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2022