Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/330 E. 2022/524 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/330 Esas
KARAR NO : 2022/524

DAVA :Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 19/07/2022
YAZIM TARİHİ : 05/08/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların oğlu olan müteveffa …’ın, davalı … şirketi tafından ZMMS sigortası ile sigortalı olan ve diğer davalı … … idaresindeki ve mülkiyetindeki araçta yolcu konumunda bulunduğu esnada 23.10.2016 tarihinde gerçekleşen kazada vefat ettiğini, müteveffanın kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığını, davalı … şirketine yapılan müracaata rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile, her bir davacı için 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … şirketinden 23.12.2016 temerrüt tarihinden itibaren, diğer davalıdan ise kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 27/11/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile, davacı … için 44.746,71 TL, davacı … için 52.884,64 TL’nin davalılardan tazminini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davanın konusu, davacıların desteği …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu aracın gerçekleştirdiği tek taraflı kazada desteğin hayatını kaybetmesi nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
DELİLLER
• Hasar dosyası, Kaza Tespit Tutanağı,
• Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi
• Davacılara ait Nüfus Kayıt örnekleri ve veraset İlamı
• Davacılara ait sosyo-ekonomik durum araştırma tutanakları
• Müteveffaya ait Maaş bordroları
• Kusur Raporu: Kusur bilirkişisi Sn…. tarafından tanzim edilen raporda özetle; Müteveffanın hayatını kaybettiği dava konusu trafik kazasının oluşumunda kusursuz olduğu, davalı … …’in kazanın oluşumunda 8/8 (sekizde-sekiz ) % 100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dava, 25/12/2018 tarihinde karara bağlanmış, söz konusu kararda; davacı … yönünden 52.884,64 TL, davacı … yönünden 44.746,71 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir. Söz konusu kararın davacılar vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmesi nedeniyle istinaf incelemesi Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi tarafından yapılmış ve verilen karar 01/04/2021 tarihli karar ile kaldırılmıştır. Ankara BAM 26. Hukuk Dairesinin 2019/477 Esas, 2021/658 sayılı kararında;
“Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan yapılan inceleme sonucunda; Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, davacıların oğlu … yolcu konumunda bulunduğu, davalı … …’in işleteni ve sürücüsü olduğu aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu vefat etmiştir. Diğer davalı da kazaya karışan aracın ZMSS şirketidir.
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. 6098 sayılı TBK 53. maddesi ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda davaya konu trafik kazası 23.10.2016 tarihinde meydana gelmiş, destek evli olup, ölümünden 4 gün sonra 27.10.2016 tarihinde dava dışı oğlu … … dünyaya gelmiştir. Desteğin çalıştığı şirketten 2016 yılı Mayıs ayından Ekim ayına kadar maaş bordroları getirilmiştir. Bu dönemde müteveffanın oğlu henüz doğmadığından, bordrolarda çocuk yardımının gösterilmesi fiilen imkansızdır. Mahkemece alınan aktüer bilirkişi raporunda destek tazminatı hesaplanırken, desteğin çalışmış olduğu şirketten elde ettiği gelire ilişkin getirtilen söz konusu maaş bordroları dikkate alınıp, bilinen ve işleyecek aktif dönem için asgari ücret düzeyinde aylık gelir elde ettiği değerlendirilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapıldığı belirtilmiş ise de, desteğin evli ve eşinin ev hanımı olduğu, çalışmadığı ve ölümünden 4 gün sonra çocuğunun doğduğu gözetilerek, tazminat hesabı yapılan tarihler itibari ile geçerli, evli(eşi çalışmayan) ve bir çocuklu çalışanın hak kazandığı AGİ’li asgari ücretin müteveffanın gerçek geliri olduğunun kabulü ile destek tazminatı hesabı yapılması gerekirken (bilinen dönem yine 2018 yılında sonlandırılarak), bu hususlar gözönüne alınmadan, yazılı olduğu biçimde eksik gelire göre destek tazminatı hesaplanması doğru görülmemiştir.
2-Davalı … A.Ş. vekilinin istinafına gelince; sigorta şirketleri gerçek zarar miktarından poliçe limiti oranında sorumludur. KTK’nın 96. maddesinde ise garameten ödeme ilkesi düzenlenmiş olup,buna göre “zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerin tazminat taleplerinin, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulması gerektiği” hükme bağlanmıştır.
KTK’nun 96. maddesi hükmüne göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak biçimde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Somut olayda kaza tarihinde ZMMS poliçe limiti kişi başına ölüm için 310.000,00 TL’dir. Bu şekildeki sınırlama kazada bir kişinin ölümü halinde, bu kişinin tüm mirasçılarının toplam olarak sigorta şirketinden isteyebileceği destekten yoksun kalma tazminatının azami olarak 310.000,00 TL ile sınırlı olacağı anlamına gelmektedir.
Somut olayda iş bu davanın davacıları desteğin anne ve babasıdır. Destek evli olup, 27.10.2016 doğumlu … … isminde oğlu vardır. İş bu dava 17.08.2017 tarihinde açılmıştır. Dava açılmadan önce davacılar İbrahim, … ile dava dışı eş … ile … … … adına vekilleri Av. Abdullah Özhölçek tarafından davalı … şirketine 08.12.2016 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunularak hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatlarının ilgililere ödenmesi talep edilmiş, dava dışı eş ve çocuk bilahare kendilerini bir başka vekil ile temsil ettirmişler, eş ve çocuğu temsil eden vekil tarafından da 14.03.2017 tarihli dilekçe ile davalı … şirketine müracaat edilerek 310.000,00 TL poliçe teminatının ödenmesi talep edilmiştir. Daha sonra … ve … … … için 05.04.2017 tarihinde sigorta tahkim komisyonuna başvurularak destek tazminatının davalı sigortacıdan tazmini istenmiş, 11.09.2017 tarihli, 2017/20303 Esas- 2017/43326 Karar sayılı karar ile sağ eş … … yönünden 186.770,27TL, … … için 49.754,42 TL (toplam 236.52,.00TL) destek tazminatının sigorta şirketinden 30.03.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Tahkim dosyasında hükme esasa alınan hesap bilirkişi raporunda müteveffanın sağ anne ve babasına da pay ayrılmış, tazminatların toplamı, poliçe limitini aştığından garame hesabı yapılarak sigorta tahkim komisyonundan tazminat talebinde bulunan davacılar lehine söz konusu tazminatlara hükmedilmiştir. Davalı … şirketi tarafından ibraname, makbuz, feragatname başlıklı belgeye istinaden, sağ eş ve çocuk için toplam 275.612,00 TL tazminat (asıl alacak ve faiz, masraf vb. ferilerle birlikte) ödemesi yapılmış, eş ve çocuğun vekili tarafından sigorta şirketi, araç işleteni ve sürücü ibra edilmiş, alacakta ödenen miktarla sınırlı olarak sigorta şirketine temlik edilmiştir. 29.09.2017 tarihinde asıl alacak miktarı 236.524,00TL’nın vekilin hesabına yatırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … şirketi tarafından sigortalanan aracın sebebiyet verdiği kazada destek …’ın vefatı nedeniyle birden çok kişi zarar görmüş, sigorta tahkim komisyonunda ve iş bu dosyada birden fazla davacı tarafından dava açılmış bulunmasına göre, davalı sigortacının olayda zarar görenlere karşı sorumlu olduğu teminat limitinin garame hesabı ile zarar görenlere paylaştırılması, ondan sonra davalı … şirketinin davacılara garameten ödemekle yükümlü olduğu tutarın hüküm altına alınması gerekir.
Bu durumda mahkemece, öncelikle yukarıda 1 numaralı bentte açıklandığı şekilde müteveffanın gerçek gelir durumuna göre davacılar için destek tazminatı hesaplanması, yerleşik Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen pay oranlarına göre dava dışı eş ve müteveffanın oğluna da gelirden pay ayrılması, davacılar ve dava dışı mirasçı eş ile küçük çocuk için hesaplanan toplam tazminatın kaza tarihinde geçerli olan ZMMS poliçesindeki kişi başına ölüm teminat limitini aşması halinde, garame hesabı yapılarak ve davalı … şirketi tarafından dava dışı mirasçılara ödenen toplam 236.524,00 TL asıl alacağın poliçe limitinden mahsubu ile bakiye poliçe limiti ile davalı … şirketinin sorumluluğuna karar verilmek üzere, önceki bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; İş bu davanın yargılaması sırasında alınan aktüer bilirkişi raporunda davacı anne, baba ve dava dışı eş ile çocuk için hesaplanan destek tazminatı toplamı poliçe limitini geçtiğinden, garame hesabı yapılarak davacı anne yönünden 51.023.00 TL (garame hesabı yapılmadan önce 52.884.64 TL iken), davacı baba yönünden 43.171.54 TL(garameden önce 44.746.71 TL iken) tazminat hesaplanmış ise de, raporun sonuç kısmına yine davalıların sorumlu olduğu tazminat olarak 52.884,64 TL ve 44.746,71 TL belirtildiğinden, davacılar vekili tarafından sonuç kısmında belirlenen tazminatlar artırım dilekçesi ile talep edilmiş olup, mahkemece davalı … şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğu gözetilmeden, poliçe limitini geçecek şekilde tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi de doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın sonucuna ve esasına bire bir etkili olan bu hususlarda inceleme yapılmadan yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davacılar vekili ile davalı … şirketi vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının kaldırılmasına(hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tarihe göre usulü kazanılmış haklar korunarak) ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekili ile davalı … şirketi vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesine yer verilmiştir.
İlgili BAM kararı doğrultusunda, yargılama sonrasında işlem yapılmış bu kapsamda, dava dışı eş ve çocuklar için yapılan ödemenin dayanağı sigorta tahkim komisyonu kararı celp edilmiş, sonrasında bilirkişiden 24/11/2021, 04/04/2022 ve 13/06/2022 tarihli ek raporlar alınmıştır.
BAM kaldırma kararı incelendiğinde;
Dava dışı desteğin eşi ve çocuğu için sigorta şirketinin ödeme yaptığı 275.612,00 TL içerisinde yer alan asıl alacak tutarının 236.524,00 TL’nin poliçe limitinden düşülmesi gerektiği ve davacılara bakiye poliçe limiti kadar tazminata hükmedilebileceği,
Desteğin ölümünden sonra çocuğu olduğu için destek tazminatı hesaplanırken eşi çalışmayan evli ve bir çocuklu çalışanın hak kazandığı agili asgari ücretin gerçek gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir. Mahkememizce alınan 13/06/2022 tarihli üçüncü ek bilirkişi raporu istenilen hususları karşılar nitelikte olduğundan hükme işbu rapor esas alınmıştır.
Davacı vekili desteğin geliri hesaplanırken yemek ve yol ücretinin de eklenmesi gerektiği yönünde beyan ve itirazda bulunmuş ise de BAM kaldırma kararında açıkça desteğin gelirinin “evli (eşi çalışmayan) ve bir çocuklu çalışanın hak kazandığı agili asgari ücretin gerçek gelir olduğunun kabulü ile, destek tazminatı hesabı yapılması gerekirken” denilmek suretiyle desteğin gelirinin nasıl hesaplanacağı gösterildiğinden ve yol ve yemek giderinin gelire dahil edileceğine dair bir belirleme yapılmadığından mahkememizce davacı vekilinin bu yöndeki itirazına değer verilmemiştir.
Davacı vekili desteğin dava dışı eş ve çocuğundan fazla ödeme yapılmasını müvekkillerine gerçekte yapılması gereken ödeme miktarını azaltamayacağını savunmuş ise de, BAM kaldırma kararında bu yönde bir belirleme yapılmaksızın açıkça “davalı … şirketi tarafından dava dışı mirasçılara ödenen toplam 236.524,00 TL asıl alacağın poliçe limitinden mahsubu ile bakiye poliçe limiti ile davalı … şirketinin sorumluluğuna karar verilmek üzere önceki bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken” denilmek suretiyle ödenen tutarın tamamının tenzili ve kalan bakiye üzerinden karar verilmesi gereğine işaret edildiğinden ve 2918 sayılı KTK.96/2 madde gereği sigortacının zarar görenlerden birini veya birkaçını kendilerine düşecek orandan fazla ödeme bulunmasının iyi niyete dayanması halinde diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılacağı düzenlemesi gözetilerek davacılar vekilinin bu yöndeki savunmasına da itibar edilmemiştir.
Davalı işletenin sorumluluğu ise, tüm zarar miktarınca olduğundan garameten hesaplama sadece sigorta şirketi yönünden yapılmıştır. Söz konusu hesap yapılırken 31/05/2022 tarihli celse ara kararında belirtildiği üzere öncelikle poliçe limiti ve dava dışı hak sahiplerine yapılan ödeme gözetilmeksizin borçlar kanunu hükümlerine göre tazminat hesabı yaptırılmış sonrasında poliçe limiti gözetilerek garame hesabı yapılması istenilmiş, belirlenecek tutardan hak sahiplerine yapılan önceki ödemenin tenzili sağlanılmıştır. Hükme esas alınan 13/06/2022 tarihli raporda bu yöntem izlenilmek suretiyle tüm hak sahiplerinin toplam zararı 480.838,38 TL olarak belirlenmiştir. Ayrıca davacı … için tazminat miktarı 77.285,85 TL davacı … için 50.155,67 TL olarak hesaplanmıştır. 480.838,38 TL tutar içerisinde yer alan bu rakamlar poliçe limiti olan 310.000,00 TL’ye orantılandığında başka bir deyişle garameten dağıtıldığında davacı …’ın 49.826,74 TL davacı İbahim …’ın ise 32.335,72 TL’ye hak kazandığı sonucuna varılmıştır. Ancak her iki tazminatın toplanması halinde toplam tazminat tutarı 82.162,46 TL’ye ulaşmakta olup, bu tutar bakiye poliçe limiti 73.475,31 TL’nin üzerinde olduğundan tekrar garame hesabı yapılması gerekmektedir. Bilirkişi raporunun denetlenmesi açısından mahkememizce yapılan hesaplama neticesinde davacı …’ın bakiye 73.475,31 TL içinde hak ettiği tutarın (73.475,31×32.335,72/82.162,46=28.916,82 TL) 28.916,82 TL olduğu, davacı …’ın bakiye 73.475,31 TL içinde hak ettiği tutarın (73.475,31×49.826,74/82.162,46=44.558,49 TL) 44.558,49 TL olduğu anlaşılmış ve davalı … şirketi yönünden bu tutarlar üzerinden davalı işleten yönünden ise belirlenen toplam tazminat tutarları üzerinden davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden önce davalı … şirketine 08.12.2016 tarihli başvuru dilekçesi ile müracaat edildiği, dilekçenin 12.12.2016 tarihinde davalıya teslim edildiği anlaşılmakla, davalı … şirketinin 12.12.2016 tarihinden 8 iş günü sonrası olan 23.12.2016 tarihinde temerrüde düştüğü, buna göre davalı … …’in kaza tarihinden, davalı … şirketinin ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu, kazaya neden olan aracın ticari nitelikte olmadığı, buna göre faizin yasal faiz olarak belirlenmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı …’ın açtığı davanın kısmen kabulü ile,
77.285,85 TL (davalı … şirketinin sorumluluğunun 44.558,49 TL ile sınırlı olmak üzere) destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Hükmedilen tutarın davalı … … yönünden kaza tarihi olan 23/10/2016 tarihinden, davalı … şirketi yönünden ise 23/12/2016 tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz yürütülmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı …’ın açtığı davanın kısmen kabulü ile,
50.155,67 TL (davalı … şirketinin sorumluluğunun 28.916,82 TL ile sınırlı olmak üzere) destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Hükmedilen tutarın davalı … … yönünden kaza tarihi olan 23/10/2016 tarihinden, davalı … şirketi yönünden ise 23/12/2016 tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz yürütülmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 8.705,53 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harç, 326,63 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 8.347,50 TL karar ve ilam harcının (davalı … A.Ş. 4.812,04 TL’si ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-a)Davacı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 10.847,16 TL (davalı … A.Ş. 6.592,60 TL ile sınırlı olmak üzere) vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
b)Davacı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 7.320,23 TL (davalı … A.Ş. 5.100,00 TL ile sınırlı olmak üzere) vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine,
5-a)Davalı … A.Ş. vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
b)Davalı … A.Ş. vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … A.Ş.’ye verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç ve ıslah harcı 326,63 TL olmak üzere toplam 389,43 TL harcın davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan 400,30 TL posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.600,30 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen (davalı … A.Ş. 1.204,35 TL ile sınırlı olmak üzere) tahsili ile davacılara verilmesine,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/07/2022
Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır