Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/326 E. 2022/63 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/326 Esas
KARAR NO : 2022/63

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2022
YAZIM TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Ankara Büyükşehir Belediyesinin tıbbi atıkların toplanması, taşınması tıbbi atığın termal yöntemlerle bertaraf edilmesi işinin imtiyaz hakkının devri yolu ile yürütülmesi için İç İşleri Bakanlığı’nın 15.04.2013 tarih ve 30546965 sayılı kararı ve Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliğine dayanarak Ankara Büyükşehir Belediyesi ile 14.06.2013 tarihli sözleşme imzaladığını, bu sözleşme dolayısıyla davacı şirketin Ankara Büyükşehir Belediyesi ve borçlu şirket arasında 19.12.2016 tarihli Tıbbi Atık Toplama, Taşıma ve Bertaraf Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında davacı şirketin atık üreticisi olan karşı taraftan kendisine teslim edilen tıbbi atıkların Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliğine uygun olarak toplanması, taşınması ve bertaraf edilmesi faaliyetlerini gerçekleştirdiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre Ankara Valiliği Mahalli Çevre Kurulu tarafından her yıl belirlenen Tıbbi Atık Toplama, Taşıma ve Bertaraf ücreti ödemeleri, atık üreticisi olan borçlu tarafından aylık dönemler halinde davacının banka hesabına faturanın kesildiği tarihi takip eden ayın onuncu gününe kadar yapılacağını, süresi içerisinde ödeme yapılmayan alacaklar ile ilgili olarak 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre yürürlükte olan gecikme zammı oranı baz alınarak gecikme faizi ödeneceğini, akdedilen sözleşme kapsamında atık üreticisi olan borçlu karşı taraftan teslim alındığını ve bertaraf faaliyetleri gerçekleştirilmiş tıbbi atıklara ilişkin 31.10.2018 tarihinden 28.02.2021 tarihine kadar muaccel olmuş ve ödenmemiş 28 adet fatura bedeli ve gecikme zammı toplamı takip tarihi itibariyle 169.024,71 TL olduğunu, bu tutarın Borçlu/davalı şirket … Eğitim ve Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete ödenmediğini, safahatı açıklanan borcun ödenmemesine müteakip, davacının davalı (borçlu) dan olan alacağının tahsili için 16.03.2021 tarihinde Ankara … Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe başlandığını, ödeme emrinin davalıya (borçluya) 26.03.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalı tarafından 30.03.2021 tarihli dilekçesiyle, başlatmış oldukları icra takibine karşı haksız ve yersiz olarak itirazda bulunulması sonucu 01.04.2021 tarihinde takibin durduğunu, duran icra takibine devam edebilmek için iş bu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu ileri sürerek; davalının (Borçlunun) Ankara … Müdürlüğü nün … E. Sayılı dosyası haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“6100 sayılı Kanun”) 51. maddesinde dava ehliyetinin medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği düzenlendiğini, Adi ortaklıkların, tüzel kişilikleri bulunmadığı için fiil ehliyeti ve taraf ehliyeti bulunmadığını, bu nedenle adi ortaklık olarak kabul edilen ortak girişimlerin de (yönetici ortağa dava açmaya özel yetki verilmesi halleri dışında) -ortak girişim olarak- fiil ve taraf ehliyetleri bulunmadığını, bu nedenle ortak girişimi oluşturan her bir şahsa dava dilekçesinde yer verilmesinin zorunlu olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiğini, ortak girişim tarafından açılacak davalar bakımından, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak birlikte hareket etmeleri gerektiğini, diğer bir ifade ile adi ortaklığa ilişkin davaların ortakların hepsi tarafından birlikte ikame edilmesi gerektiğini, yapılan açıklamalar ışığında davacı tarafın Ankara … Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile adi ortaklık adına icra takibi başlattığını ve yine adi ortaklık adına itirazın iptali davası açtığını, İş bu nedenle icra takibinin iptali ve davanın reddi gerektiğini, ispat yükü ile ilgili genel kural Medeni Kanununun 6. Maddesinde yer aldığını, bu hükme göre Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu, itirazın iptali davalarının yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi olduğunu, ispat yükünün kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunu, (HMK. M.190), HMK nın 191 maddesinde ispat yükü kendisinde olmayan tarafın ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabileceğini bu durumda ispat yükünün yer değiştirmeyeceğinin belirtildiğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER
Ankara … Müdürlüğünün … sayılı İcra Dosyası:Davacı vekilince 16/03/2021 tarihinde 145.320,24.-TL asıl alacak ve 23.704,47.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 169.024,71.-TL üzerinde takip yapıldığı, takibin 31/10/2018-28/02/2021 tarihleri arası 28 adet faturaya yönelik olduğu, davalı vekili tarafından 30/03/2021 tarihinde verilen dilekçe ile takibe itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiği ve icra Müdürlüğünce 01/04/2021 tarihli Karar Tensip Tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişi Raporu: Mali müşavir bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin 2018-2020 yıllarına ait ticari ticari defterlerinin E – Defter olduğu ve yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış beratlarının alındığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen ve dava konusu yapılan 31/10/2018-28/02/2021 tarihleri arası fatura adetinin 29 adet olduğu, toplam tutarının 145.320,24.-TL olduğu görülmekle, ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin davalıdan ilgili dönemlerde her hangi bir ödeme almadığı ve 145.320,24.-TL tutarında alacaklı olduğu, alacak tutarının “16.03.2021 tarihli 3017 yevmiye madde numaralı … EĞİTİM ANKARA … MÜDÜRLÜĞÜ 145.320,24.-TL’’ açıklaması ile şüpheli ticari alacaklar hesabına devir edildiği, davalı vekilince beyan edilen irtibat kurulacak kişi ile irtibata geçilerek davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin talep edilmiş ise de, tarafına dönüş yapılmadığından davalı şirkete yönelik inceleme ve tespit yapılamadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ödenmeyen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava ve cevap dilekçesi, icra takip dosyası, Fatura örnekleri, Bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durması üzerine süresi içinde eldeki davanın açılmış olup, fatura konusu hizmetin yerine getirildiği hususunda ispat yükü davacı üzerindedir. HMK’nun 222. maddesine göre; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur”. HMK’nun 222. maddesi kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının defter ve ticari kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığı, buna göre davacının usulüne uygun olarak tutulmuş defterlerinin lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği ve davacının faturaya dayalı alacağını ticari defter ve kayıtları ile ispatladığı kanaatine varılmış, ancak her ne kadar imzası davalı tarafından inkar edilmeyen dava dilekçesine ekli sözleşmenin 7. Maddesinde Ankara Valiliği Mahalli Çevre Kurulu tarafından her yıl belirlenen Tıbbi Atık Toplama, Taşıma ve Bertaraf ücreti ödemelerinin, atık üreticisi olan borçlu tarafından aylık dönemler halinde davacının banka hesabına faturanın kesildiği tarihi takip eden ayın onuncu gününe kadar yapılacağı öngörülmüş ise de, söz konusu düzenlemenin vade olduğu, davalının temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar gerektiği, ancak davacı tarafından davalının takip tarihinden önce temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat olunamadığından işlemiş faiz talebi isteminin yerinde olmadığı kanaatine varılmış olmakla, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, fatura alacağının likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş, reddine karar verilen miktar yönünden takip haksız olsa da davacının kötüniyetinden söz edilemeyeceğinden şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara … Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 145.320,24 TL asıl alacak üzerinden ve takip talebindeki şartlarla devamına,
-Hükmolunun 145.320,24 TL’nin % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Reddine karar verilen miktar yönünden davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 9.926,83 TL harçtan peşin alınan 2.041,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.885,43 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 17.755,42 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.041,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.100,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 49,00 TL posta masrafı, 1.250,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.299,00 TL yargılama giderinden, kabul oranına göre hesaplanan 1.116,82 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-6325 Sayılı Kanunun 18/A-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin 1.134,88 TL’sinin davalıdan, 185,12 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına
9-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/01/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır