Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/317 E. 2022/627 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/317 Esas
KARAR NO : 2022/627

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 19/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 12.05.2015 tarihinde Güneş PV panelleri ve diğer donanımlarını tedarik etmek konusunda İşbirliği Sözleşmesi kurulmuş olduğunu, 20.04.2016 tarihinde ana sözleşmeye ek bir sözleşme daha imzalanmış olduğunu, sözleşme ile, müvekkili tarafından düzenlenen ASE-2015-2011 nolu Proforma Fatura konusu olan 600 adet 79.200 Euro tutarındaki paneli 2016 Mayıs sonuna kadar Yemen’e göndereceği, göndermediği takdirde, 600 panele karşılık gelen 79.200 Euro için günlük 1000 USD ceza verileceğinin imza altına alınmış olduğunu, müvekkilinin sözleşme doğrultusunda davalı şirkete 104.600,00 Euro havale etmiş olduğunu, ancak davalının zamanında mal teslimi yapmamış olduğunu, müvekkilinin 20.04.2016 tarihli sözleşme gereği 2016 Mayıs sonuna kadar beklemesine rağmen davalının mal teslimi yapmamış olduğunu, müvekkili tarafından …. yevmiye nolu ihtarname ile davalının, ana sözleşme ve ek sözleşme gereklerinin yerine getirilmemesinden dolayı sözleşmenin feshi ile mal siparişi için gönderilen paranın iadesi ve aynı zamanda cezai şart ödemesinin ihtar edilmiş olduğunu, İhtarnameye cevap alınamaması üzerine müvekkili tarafından …. yevmiye nolu ihtarname ile davalının tekrar ihtar edilmiş olduğunu, davalı şirket vekilinin 13.12.2016 tarihinde ilk ihtarnameye vermiş olduğu cevabında, davalı ile davacı şirket arasında herhangi bir ilişki bulunmadığının müvekkiline ihtar edilmiş olduğunu, davalı şirket vekilinin 20.01.2017 tarihinde ikinci ihtarnameye vermiş olduğu cevabında, bu sefer taraflar arasındaki ilişkiyi kabul etmiş olduğunu, onay verilmesi halinde 30 gün içerisinde malların gönderileceğini, iç savaş nedeniyle gönderilememiş olduğunun müvekkiline ihtar edilmiş olduğunu, borcun ödenmesi için davalıya yapılan müracaatların sonuçsuz kalması nedeniyle Ankara …İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile, toplam 104.600 € olan ödemenin 79.200 € kısmı için daha önce Ankara …İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğunu, bu kerre toplam ödeme tutarından kalan 25.400 € ve 1.853,68 € faizi için takip başlatılmış olduğunu, davalı borçlunun takibe itirazı nedeniyle takibin durmuş olduğunu, davalı borçlu aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasına davalı tarafından itiraz edilmesi nedeniyle durmuş olan takibe yapılan itirazın iptali için Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyası ile dava ikame edilmiş olduğunu, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … K. sayılı kararı ile davanın kabulüne ilişkin hüküm kurmuş olduğunu, müvekkilinin 05.07.2015 tarihinde 39.600 Euro, 14.07.2015 tarihinde de 65.000 Euro ödemede bulunmuş olduğunu, zorunlu dava şartı arabuluculuk bürosu nezaretinde yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamamış olduğunu, takibe yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 20’den az olmamak üzere tazminata ve yargılama giderlerine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Türk Mahkemelerinde dava açan yabancı kişilerin, Mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorunda bulunduklarını, davacının teminat ödememiş olduğunu, bu nedenle davanın, dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın istinaf aşamasında bulunduğunu, İtirazın iptali davalarının 1 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmasından dolayı, huzurdaki davanın 20.05.2021 tarihinde açılmış olduğunu, bu nedenle davanın hak düşürücü süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu ödemlerin ve mal teslimine ilişkin sürelerin 2015 yılına ait olduğunu, davacının öğrenme tarihinden itibaren 6 yıl süre geçmiş olduğunu, dava hakkının genel hükümler çerçevesinde zamanaşımına uğramış olduğunu, davacı tarafından keşide edilen ilk ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği ihtar edilmiş olmasına rağmen keşideci kısmında ünvanda yanılgı bulunması nedeniyle, müvekkili ile keşideci arasında bir ilişki bulunmadığı dolaysıyla feshi kabul etmediklerini, müvekkilinin bütün malzemeyi hazır ettiğini, davacının da sözleşme bedelini ödemiş olduğunu, ancak davacı tarafın Ankara …Noterliği 06.01.2017 tarih ve …yevmiye ile keşide etmiş olduğu ihtarnamede, malzemeyi istemeden sadece sözleşmeyi feshettikleri ve cezai şart ödenmesinin ihtar edilmiş olduğunu, müvekkilinin 20.01.2017 tarihli cevabi ihtarnamesi ile, sözleşmenin feshini kabul etmediklerini, sözleşmede, sevkiyatın yapılmaması halinde sözleşmenin feshedileceğine ilişkin bir madde bulunmadığını, sipariş edilen malzemelerin hazır olduğunu onay vermeleri halinde 30 gün içerisinde sevkiyatın gerçekleşebileceğini ihtar etmiş olduklarını, Davanın teminat yatırılmaması nedeniyle usulden, zamanaşımı ve hak düşürücü süre bakımından esastan reddine, temerrüde düşürülmezden evvel açılan davanın reddine, sözleşmeye aykırılık ve edimi ifa etmeme hali ile davacının kusurunun tespitine, söz konusu malzemenin davacının istediği limana sevk edileceği yönündeki taleplerinin kabulüne, bu olmadığı takdirde uygun görülen yerde depo edilmesi yönündeki talebin kabulüne, icra takibine yapılan itirazın kabulüne, avukatlık ücreti dahil olmak üzere yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
-Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
-Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası,
-Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile ihtarnameler,
-Bilirkişi heyeti 18/07/2022 tarihli raporlarında özetle; Davacı tarafından, sözleşme ve daha sonra düzenlenen proforma fatura şartları olarak, davacı tarafa yüklenecek ödeme borcu, sözleşme ve proforma faturaya uygun olarak davacı tarafından 06.07.2015 tarihinde 39.600,00 Euro ve 14.07.2015 tarihinde 65.000,00 Euro olarak ifa edilmiş olup, toplamda yapılan ödeme tutarı olan 104.600 Euro’dan bir başka takibe konu olan 79.200 Euro düşüldüğünde (104.600-79.200=25.400) 25.400 Euro, davacının davalı şirketten alacaklı olabileceğini, davalı borçlunun Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının, 25.400 Euro asıl alacak, 1.853,68 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.253,68 Euro bakımından yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesi gereğince alıcı tarafından ödenen bedelin satıcının malları teslim etmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 12/05/2015 tarihli ana sözleşme ve 20/04/2016 tarihli ek sözleşmeye istinaden 25.400,00 Euro asıl alacak, 1.853,68 Euro faiz olmak üzere toplam 27.253,68 Euro üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Davalı tarafından ödeme emrine süresinde itiraz edilmesi üzerine iş bu dava açılmıştır.
Taraflar arasında 30.04.2015 tarihli işbirliği sözleşmesi imzalanmış olup davalı taraf davacıya Güneş Pvc Panelleri ve diğer donanımı tedarik etmeyi taahhüt etmiş davacı taraftan güneş modüllerini ve diğer donanımı satın almayı kabul etmiştir. Davacı tarafın sözleşme bedelini ödediği davalı tarafından da kabul edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık malların davalı tarafından ne zaman teslim edilmesi gerektiği davalının borçlunun temerrüdüne düşüp düşmediği davacı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığı sözleşmede onay şartının olup olmadığı davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunup bulunmadığını varsa alacak miktarı konusundan kaynaklanmaktadır.
Davalı taraf sözleşme gereğince malların hazırlandığını ancak davacı tarafından onay verilmediği için gönderilemediğini 20.04.2016 tarihli sözleşme gereğince 2017 Mayıs ayına kadar malların teslimi hususunda anlaşma yapılmasına rağmen Mayıs ayı beklenmeden davacının sözleşmeyi feshettiğini ve feshin haksız olduğunu iddia etmiştir.
Tarafların da kabulünde olduğu davalı taraf 20.04.2016 tarihli sözleşmeyle 600 adet panelin Mayıs ayına kadar Yemen’e teslim edileceği taahhüt edilmiştir.
Davacı tarafından davalıya 06.01.2017 ve 06.02.2017 tarihli ihtarnameleri göndererek 20.04.2016 tarihli belgeye dayalı olarak 79.200 Euro tutarındaki 600 adet malın gönderilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi ile mal siparişi için gönderilen paranın iadesi ayrıca ek taahhüt uyarınca kararlaştırılan cezai şartı 5 gün içinde ödenmesi aksi halde temerrüde düşeceği ve alacak ve cezai şart için yasal takip başlatılacağı ihtar edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden, taraflar arasında güneş enerji panellerinin tedariki konusunda 30.04.2015 tarihli sözleşme imzalandığı ayrıca davalı tarafından 79.200 Euro bedelindeki 600 adet panelin Mayıs sonuna kadar Yemen’e teslim edileceği konusunda 20.04.2016 tarihinde taahhüt verildiği ancak davalı tarafından 06.03.2017 takip tarihi itibariyle malların teslim edilmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki anlaşma gereğince malların Yemen limanına kadar teslimatından satıcı davalı firma zorunludur.
Türk Borçlar Kanununun 123. Maddesine göre karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hakimden isteyebilir.
Aynı kanun 125. Maddesinde ” temerrüde düşen borçlu verilen süre içinde borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı her zaman borcunun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.
Alacaklı ayrıca borcunun ifasında ve gecikme tazminatını isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirirek borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir.
Sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere malın Yemen limanına tesliminden davalının sorumlu olduğu, davalının 20.04.2016 tarihli ek sözleşme ile 79.200 Euro bedelli 600 adet panelin Mayıs ayı sonuna kadar Yemen’e gönderilmesini taahhüt ettiği ancak 2016 yılı Mayıs ayına kadar malların davalıya gönderilmediği ve bu şekilde davalının borçlu temerrüdüne düştüğü anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf teslim tarihini 2017 Mayıs ayı olduğunu iddia etmiş ise de 20.04.2016 tarihli ek sözleşmede teslim tarihini 2017 Mayıs olduğuna ilişkin bir ibarenin bulunmadığı sadece Mayıs ayı sonunun yazılı olduğu ve sözleşmenin 2016 Nisan ayında imzalanmış olması nedeniyle sözleşmedeki Mayıs ayından kastedilenin 2016 Mayıs olması gerektiği aksi halde daha sonraki yıllardaki Mayıs ayının da iddia edilebileceği dikkate alındığında davanın bu savunması yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafından taahhüt edilen 2016 yılı Mayıs ayının sonu itibariyle malların teslim edilmemiş olması nedeniyle davacı tarafından ihtarnamelerde verilen sürelerde de edimi ifa edilmediğinden davacının TBK 125/2 Maddesi gereğince sözleşmeden dönmesinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Sözleşmede haklı olarak dönen davacı taraf TBK 125/3 maddesi gereğince ödediği toplam 104.200,00-Euro’dan Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında talep edilip Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E, … K. sayılı kararı ile hüküm altına alınan 79.000,00Euro karşılığının tenzili ile bakiye 25.400 Euroyu ve faizini geri isteyebileceği ve bu nedenle 27.253,68 Euro’nun iadesi için başlattığı icra takibinde haklı olduğu kabul edilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesiyle dava tarihindeki kur üzerinden takibe konu 27.253,68 Euro’ya denk gelen 258.826,00 TL üzerinden takibin iptalini talep etmiştir. Mahkememizce takip tarihi itibariyle kur üzerinden yapılan hesaplama sonucunda davacının 186.687,70-TL alacak talep edebileceği davalı ödeme emrine yaptığı itirazında bu miktar kadar haksız olduğu kanaatine varılmakla davacının davasının kabulüne, alacak likit olduğundan itirazın iptaline karar verilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Ankara …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin aynı şartlarda devamına,
Hükmedilen 186.687,70-TL üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 12,752,63 7‬L harçtan, dava açılışında alınan 3.486,67 TL peşin harcın düşülmesi ile eksik alındığı anlaşılan 9.265,96‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-…maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,

4- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL peşin harç, 3.486,67 TL başvurma harcı, 74,50 TL tebligat ücreti, olmak üzere toplam 3.620,47‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 3.000,00 TL bilirkişi ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 29.003,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
19/10/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır