Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/239 E. 2021/331 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/239 Esas
KARAR NO : 2021/331

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ve davalı şirket arasında, 1- M Profil 0,50mm 8500 Boy * 16,00TL = 136.000,00TL, ve J Profil 1,50mm 2750 Boy * 23,00TL = 63.250,00TL tutarlı malzemelerin müvekkile teslim edilmesi hususunda imzalanmış bir satış sözleşmesinin mevcut olduğunu, bu sözleşme uyarınca 10.02.2021 tarihinde müvekkilinin, davalıya 4 adet çek teslim ettiğini, satış sözleşmesinin 4. Maddesi ile satıcı tarafından malzemelerin teslim edilmemesi durumunun yaşanması halinde alıcının sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceğinin düzenlendiğini, yine sözleşme uyarınca alımı yapılan malzemenin teslim süresinin 7 gün olarak belirlendiğini, müvekkili tarafından 10.02.2021 tarihinde davalıya çeklerin teslim edildiğini, ancak davalı tarafından müvekkile sözleşme konusu malzemelerin teslim edilmemesi karşısında, davalının kusurundan kaynaklı sözleşme haklı olarak müvekkilince, ….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, bu ihtarnamenin 16.03.2021 tarihinde davalının daimi çalışanına teslim edildiğini, bunun üzerine 25.06.2021 tarihli, 8002125 no’lu 58.778,75TL müvekkil şirkete teslim edildiğini, diğer 3 adet çekin müvekkile teslim edilmediğini, davalıya verilen çeklerin müvekkile iadesi gerektiğini, bu yönde müvekkilinin ileride telafisi mümkün olmayacak zararlara uğramaması için çeklerle ilgili olarak ödeme yasağı konulması yönünde tedbir kararı verilmesini ve çeklerin müvekkile iadesi için işbu davayı açma zorunluluğumuz doğduğunu belirterek müvekkilinin davalıya 176.336,25TL borçlu olmadığına, müvekkilin dava sürecinde bu bedeli ödemek zorunda kalması halinde davanın istirdat davası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafa usul ekonomisi gereği tebliğ edilmemiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Somut olayda davacı çek istirdadı ve menfi tespit davasını birlikte açmıştır. Dosyaya sunmuş olduğu Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/3048 E. 2020/1093 K. ile tensip zaptındaki arabuluculuk tutanağının ibrazı ara kararından dönülmesini talep etmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun II Hak Sahipliğini İspat Görevi başlıklı 790 ve devamı maddelerinde:
“MADDE 790- (1) Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.
III – Hamiline yazılı çek üzerine yapılan ciro
MADDE 791- (1) Hamiline yazılı bir çek üzerine yapılan ciro, cirantayı, başvurma hakkına dair hükümler gereğince
sorumlu kılarsa da senedin niteliğini değiştirerek onu emre yazılı bir çek hâline getirmez.
C) Elden çıkan çek
MADDE 792- (1) Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır.
Davacının sunmuş olduğu Yargıtay ilamına konu ilk derece mahkemesi kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi kararları da UYAP üzerinden incelenmiş ve karara dayanak yapılan olayda çekin hamilin elinden rızası dışında çıktığı ve dava konusu yapıldığı, eldeki davaya konu olay ile Yargıtay ilamına konu olayın farklı olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; dava dilekçesi, ekleri ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan müracaat dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve dava konusu üç adet çekin davacı tarafından davalıya verildiği, hal böyle olunca çeklerin davacının elinden Satış Sözleşmesi nedeniyle rızaen çıktığı sabit olup TTK 790 ve 792’de düzenlenen çekin istirdadına ilişkin düzenlemenin eldeki davada değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, davanın münhasıran satış sözleşmesine dayanan çekler nedeniyle menfi tespit davası olduğu görülmüştür.
Dava, menfi tespit davası niteliğinde olup, davacıya arabuluculuk tutanak aslını sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı bu sürede arabuluculuk son tutanağını ibraz etmemiştir.
Davanın, 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olduğu, davacıya, 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi gereğince verilen kesin süreye rağmen, dava açılmadan evvel arabuluculuğa müracaat edildiğine dair dava dilekçesinde beyan bulunmakta ise de arabuluculuk tutanağının mahkememize sunulmadığı anlaşılmakla, davanın HMK. 114. ve 115. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, 6102 Sayılı TTK’nın 5/A ve 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmının HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/04/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı