Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/214 E. 2021/317 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/214 Esas – 2021/317
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/214 Esas
KARAR NO : 2021/317

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/04/2021
YAZIM TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla toplam 20.273,87 TL ve … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla toplam 31.354,05 TL’lik takip yapıldığını, işbu takiplere dayanağın ise müvekkilinin müteselsil kefil olarak taraf olduğu kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak oluğunu, ancak sözleşmenin kefile ilişkin hususlar bakımından hukuka aykırı olup, geçerli olmadığını, mülkiyeti ve tasarrufu Ankara Büyükşehir Belediyesine ait olan ve 25.04.2013 tarih ve 1055/2305 sayılı encümen kararı ile … Ltd. Şti.ye ihale edilen 110 Adet Meşrubat Büfesi yeri ile ilgili Belediye ile … Ltd. Şti. arasında 10.05.2013 tarihinde imzalanan kira sözleşmesi ve Başkanlık Makamının 06.01.2014 tarih ve 113 sayılı olurları ile kurulan komisyonun 29.08.2014 tarihli raporuna istinaden; …. Sıhhiye adresindeki 1(bir) adet büfe yeri, 31.10.2014 tarihinde Kiraya veren davalı … Ankara Altınpark İşl. Ltd. Şti ile kiracı … Gıda İnş. Oto. Eml. San. Ve Tic. Ltd. Şti arasında tanzim edilen ve imzalanan sözleşmeyle kiraya verildiğini, bu sözleşmenin Müşterek Borçluluk başlıklı 7. maddesinde ise müteselsil kefalete ilişkin esasların belirlendiğini, yine bu sözleşmenin son sayfasında müşterek borçlu müteselsil kefil olarak müvekkiline ait ad soyad ve imzaya yer verildiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 583. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağını, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu, kefilin sorumlu olacağı azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olduğuna ilişkin ibarenin kefil olacak kişinin kendi el yazısı ile belirtilmesi gerektiğini, ancak dava konusu kira sözleşmesinde müvekkilinin müteselsil kefil olduğuna ilişkin hususların usulüne uygun düzenlenmediğini, dolayısıyla müvekkilinin sözleşmeden kefil sıfatıyla bir sorumluğunun söz konusu olmadığını ileri sürerek müvekilinin … Müdürlüğü’nün … sayılı ve … Müdürlüğü’nün … sayılı icra takipleri kapsamında davalıya borcu bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasına, haksız takip nedeniyle davalının aleyhine, alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmayacak şekilde tazminata karar verilmesini istemiştir.
Usul ekonomisi gereğince davalı tarafa tebligat çıkartılmamıştır.
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup, anılan maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde “Kiralananın taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2001 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilmiştir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Uyuşmazlık davacının ileri sürdüğü kira sözleşmesinden kaynaklandığından görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup, davanın HMK 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 08/04/2021