Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/2 E. 2021/5 K. 07.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/2 Esas
KARAR NO : 2021/5

DAVA :Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/01/2021
YAZIM TARİHİ : 08/01/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın Ankara … ilçesinde resmi bir firma faaliyeti şeklinde olmaksızın ”rent a car” diye tabir edilen araba kiralama işi yaptığını, 09.03.2019 tarihinde davalı … ile günlüğü yaklaşık 100 TL civarından olmak üzere 1 aylığına Hyundai Accent marka … plakalı arabayı kiralamak üzere aldığını, davalı … ‘ın müvekkiline sözleşme imzalamaları gerektiğini söylediğini, üst bölümünde sözleşme maddeleri alt kısmında ise boş bir senet yer alan bir kağıt sunduğunu, Müvekkilinin de davalının sözleşme diye sunduğu kağıdın alt kısmında yer alan boş senete imza atmayacağını söylediğini, bunun üzerine davalının boş senet imzalatılmasının neredeyse tüm rent a carcılarda uygulanan bir prosedür olduğunu tedbir amaçlı müşterilerden imza alındığını kendisine güvenmesini ve bir sıkıntı yaşamayacağını ayrıca boş senedi imzalamadığı takdirde hiçbir şekilde arabasını kiralatmayacağını söylediğini, müvekkilinin de davalıya inanarak ilgili boş senede sadece imza attığını, Kiralayacağı aracın 1 aylık kiralama bedeli olan yaklaşık 3.000 TL yi de nakit olarak davalı …’a teslim ettiğini, müvekkilinin aracı teslim aldıktan sonra 5 gün boyunca aracı sorunsuz bir şekilde kullandığını, müvekkilinin kiralamanın 6.gününde Bursa iline gitmeye karar verdiğini, yola çıktıktan sonra araçta bir takım arıza uyarıları çıktığını bir süre sonra stop edip çalışamaz bir vaziyete geldiğini bunun üzerine davalıya haber verdiğini, davalının yönlendirmesi ve çekici parası dahil tamir masraflarını da kendisinin karşılayacağını söylemesi üzerine aracı tamirciye götürdüğünü, davalının daha sonra bu sözlerinden vazgeçtiğini, daha sonra … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından gelen ödeme emrini görünce …’ın dolandırıcı olduğunu ve kendisini dolandırdığını anladığını, boş olarak imzaladığı senedin davalı tarafından 25.000 TL olarak doldurularak takibe konulduğunu ileri sürerek, davalıya borcu olmadığının tespitine Ankara … İcra Müdürlüğü’nün bono şeklindeki kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan …. esas sayılı takibin ve takibe dayanak senedin iptaline, davalının alacak miktarının yüzde 20sinden aşağı olmayacak şekilde tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizde açılan davayı kabul etmediğini, davacının ileri sürdüğü aleyhimize olan iddiaları da kabul etmediklerini, davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin yasal olmayan bir şekilde araç kiralama işi yapmadığını, müvekkilinin tamamen yasalar ve mevzuata uygun bir şekilde araç kiralama işiyle uğraştığını, taraflar arasındaki anlaşmazlığın, araç kiralama işinden kaynaklı hukuki bir ihtilaf olup, davacının dolandırıcılık iddiasını kabul etmediklerini, davacı tarafın müvekkilinden araç kiraladığını ve araca verdiği zararlar, çekici bedelleri, araç kira bedelleri, aracın tamirde kalmasından kaynaklı kullanılamamasından ve kiraya verilememesinden kaynaklı olarak vb. Müvekkilini zarara uğratmış olduğu zararlardan kaynaklı olarak müvekkiline 25.000 TL tutarında borçlu olduğunu, davacı tarafın bu borcunu müvekkilne ödememiş olması nedeniyle müvekkiline vermiş olduğu senedin icra takibine konulduğunu, Senetteki imzanın davacı-borçluya ait olduğunu, davacı tarafın borçlu olmadığını ve senedin anlaşmaya aykırı olarak aleyhine doldurulduğunu yine senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine, davacının dava konusu alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Dava, teminat olduğu iddia edilen senedin icra takibine konu edilmesi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına, her iki tarafın ticaret işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan kaynaklanan davalar girmektedir. Ticari dava TTK 4. maddede tanımlanmış olup, buna göre ; Ticaret Mahkemelerinin görev alanına giren ticari davalar, her iki tarafın tacir olmaları koşulu ile, ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile anılan maddede tahdidi olarak sayılan ihtilaflardan oluşmak durumundadır.
TTK’nın 3.maddesinde ise “Bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlenmesi yer almakta olup, aynı yasanın 19/2 maddesinde ise, “Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. ” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 4.maddesinde ise Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi belirlenmiş olup, anılan maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde “Kiralananın taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2001 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri ışığında gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Dava dilekçesinde ve davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde ayrıca ve açıkça ifade edildiği üzere, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğu, uyuşmazlığın araç kiralama sözleşmesi kapsamında tanzim edilen kambiyo senedinden kaynaklandığı, buna göre temel uyuşmazlığın araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın HMK 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda Açıklanan Gerekçelerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK nın 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine,
2-Tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.08/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır