Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/18 E. 2021/661 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/18 Esas – 2021/661
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/18 Esas
KARAR NO : 2021/661

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/01/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacının 262983254 numaralı zorunlu mali sorumluluk sigortası ile davalının sigortalayanı olduğunu, 10.03.2019 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın Ankara İli Yenimahalle İlçesi Yakacık Bulvarı Mesire Alanı istikameti üzerinde seyir halindeyken … plakalı araçla çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bahse konu kazada asli kusurun … plakalı araç sürücüsü davalı …’na olduğunu, kaza sonrası trafik ekiplerince yapılan alkol kontrolünde davalının 2,98 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, Dava konusu trafik kazası neticesinde toplam 36.000,00 TL hasar bedelinin … plakalı aracın sigortacısına ödendiğini, Motorlu Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.5.maddesinde taşıtın uyuşturucu maddeler ve Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların sigorta tazminatı dışında olduğunun belirtildiğini, davalının kaza sırasında 2,98 (kaza anında 3.1025) promil alkollü olduğunun açık olduğunu, yasal sınırların üstünde alkollü araç kullanımının asli kusur olması nedeniyle poliçe kapsamı dahilinde olmadığını, meydana gelen kazada sürücünün kastı veya ağır kusuru bulunmakla sigorta ettirene rücu davası açma şartlarının oluştuğunu, davalının, dava konusu trafik kazası sonrası kazaya karışan … plakalı araçta oluşan zararlarının tazmini için 203222439 sayılı kasko sigorta poliçesi kapsamında davacı aleyhine Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetine başvurduğunu, … karar sayılı başvurusunda da alkollü olduğunu ikrar ettiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun bahsi geçen kararına yapılan itiraz üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 03.12.2019 tarih 2019/İHK -18367 sayılı kararı ile başvuranın aşikar sarhoşluğunun etkisi ile asli kusurlu olarak meydana getirdiği kazada oluşan zararın, genel şartlarca da teminat dışı tutulduğu gerekçesiyle davalının başvurusunun reddine karar verildiğini, … Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının davalıya rücu hakkı bulunmadığını,
uyuşmazlığa konu kazanın meydana gelmesini takiben, olay yerine intikal eden polis memurlarınca düzenlenen kaza tespit tutanağında; … plakalı araç sürücüsünün asli ve … plakalı araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğu tespitine yer verildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun … sayılı dosyası kapsamında, aynı kazaya ilişkin olarak açılan davada nörolog ve kusur uzmanlarından oluşan bilirkişi heyeti tarafından inceleme yapıldığını, söz konusu raporda, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün asli ve 475 oranında, … plakalı araç sürücüsünün ise tali ve 025 oranında kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda münhasıran alkolün etkisinin bulunmadığı tespitlerine yer verildiğini, kazanın oluşumunda her iki araç sürücüsüne de kusur atfedilmesinin, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediğini, sürücülerin bir tanesi alkolsüz olsaydı bile kazanın meydana gelmesine neden olacak ihlallerin gerçekleştiğini, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce sürücünün alkollü olduğu trafik kazalarında, sigortacının rücu hakkı bulunduğunun kabul edilebilmesi için, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmesi şartının arandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi olunmuş bilirkişi raporunda;
Davacının dava konusu alacağı talep etmekte haklı olup olmadığı ve tarafların sorumlulukları hususundaki nihai takdir ve hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenize ait olduğu, … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, davacı/ alacaklı … Sigorta AŞ tarafından davalı/ borçlu aleyhine 36.000,00 TL asıl alacak, 5.492,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.492,22 TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, Kaza tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faizi de dahil edilmek suretiyle talep edilebilecek alacak miktarının, Asıl Alacak Miktarı 36.000,00TL, Yasal Faiz Talep Edilebileceği yönünde hüküm kurulması ihtilalinde 2.689,64 TL – 38.689,64 TL, Reeskont Faizi Talep Edilebileceği yönünde hüküm kurulması ihtimalinde 5.528,71 TL- 41.528,71 TL olarak hesaplandığı, dosya kapsamında kazaya karışan … plakalı araç sürücüsünün sigortacısına yapılan ödemeye ilişkin bir belgeye rastlanılmadığından ödeme tarihi itibarıyla hesaplama yapılamadığı, İcra inkâr tazminatı talebine yönelik nihai takdir ve değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava; davacı sigorta şirketi tarafından, zarar gören hak sahiplerine ödenen tazminatın ZMMS poliçesi kapsamında davalı sigortalısından rücuen tazmini için itirazın iptali şeklinde açılan alacak istemine ilişkin olup, görevsizlik nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3/k maddesinde tüketici “Tüketici Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın bu Yasa kapsamında bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görene poliçe kapsamında ödeme yaptığını belirterek yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle(sigortalı aracın alkollü sürücü yönetiminde iken kazaya karıştığından bahisle) davalı sigortalıdan tazmini için icra takibi yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup, davalı tarafın sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıdır.
Sigortalı aracın poliçede cinsi hususi olarak gösterildiğinden ve davalı taraf tüketici sıfatını taşıdığından, ticaret mahkemesi davada görevli değildir. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir. Hal böyle olunca davanın görevsizlik nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/c ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-Kararın, tarafların görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2021