Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/149 E. 2023/9 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/149 Esas – 2023/9
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/149 Esas
KARAR NO : 2023/9

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2017
KARAR TARİHİ : 11/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ticari işe dayalı bir satış ilişkisi kurulduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan faturalardan da anlaşılacağı üzere davacı şirket tarafından satışı yapılan inşaat malzemelerine ilişkin olarak 14/07/2020, 21/07/2020, 27/07/2020 ve 01/09/2020 tarihli 4 adet faturanın davalı şirket adına düzenlenmiş olduğunu, düzenlenmiş olan bu faturalardan 14/07/2020, 21/07/2020 ve 27/07/2020 tarihli toplam 103.961,00.-TL tutarındaki fatura bedelleri davacı şirkete ödendiğini, 01/09/2020 tarihli fatura bedeli olan 82.184,10.-TL’nin ise ödenmediğini, bu hususun 01/01/2020 – 31/12/2020 tarihlerine ait cari hesap ekstresi kayıtlarında da açıkça tespit edilebildiğini, bu kapsamda cari hesap kayıtları ve davalı (borçlu) tarafından onaylanarak teslim alınan fatura uyarınca 28/09/2020 faiz başlangıç tarihli ödenmemiş 82.184,10-TL bakiye tutarın tahsili için 21/12/2020 tarihinde Ankara 9. İcra Müdürlüğü nezdinde 2020/11796 Esas sayılı dosya ile takibe başlandığını, ödeme emrinin davalı (borçluya) 07/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafın icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, davalı (borçlunun) faturaya herhangi bir itirazı bulunmadığını, kaldı ki davacı ile davalı taraf arasındaki alım- satım ilişkisini şüpheye düşüremeyecek kadar açık bir şekilde faturalarda yer alan “irsaliye yerine geçer” ibaresinin, davacı şirketin malı davalı (borçlu) şirkete teslim ettiğini gösterir bir ibare olduğunu, bu faturaların davalı şirket yetkilisince imzalandığını, sunulmuş olan fatura ve irsaliyenin davacı tarafından davalı şirkete teslim edilmiş olup, kesin delil niteliğinde olduğunu, izah edilen sebeplere davanın kabulü ile icra takibinin devamını, davalının %20’den aşağı olmayacak şekilde icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının hukuka ve usule aykırı davasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacı yanın dava dilekçesinde bahsettiği fatura bedellerinin davacıya ödendiğini, davacıya verilen 31.03.2021 tarihli, …. nolu ve 31.12.2020 tarihli, 0477633 nolu çek suretlerinin ekte ibraz edildiğini, ibraz edilen suretlerden de anlaşılacağı üzere çeklerin şirket yetkilisi tarafından teslim alındığını, ayrıca 13.11.2020 tarihli iade faturasının da tanzim edildiğini, bu bağlamda davalının davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, açıklanan ve re’sen saptanacak nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER ;
-Ankara 9. İcra Müdürlüğü nezdinde 2020/11796 Esas sayılı dosyası,
-Bilirkişi 10/01/2022 tarihli raporunda özetle ; Davacı şirketin 2020 yılına ait ticari ticari defterlerinin yasal süresi içerisinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, davalı şirketin 2020 yılına ait ticari ticari defterlerinin E – Defter olduğu ve yasal süresi içerisinde beratlarının alındığını, davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen 4 adet toplam 186.145,10.-TL tutarında ki faturaların tarafların ticari defterlerine kayıt yapılarak, 2020 Temmuz ve Eylül aylarında bağlı oldukları Vergi Dairelerine BA/BS Formları ile beyan edildiği ve bu yönde bir uyuşmazlık olmadığını, davacı şirketin davalıdan 2 adet çek karşılığında toplam 103.960,00.-TL tutarında ödeme aldığını, taraflar arasında ödemeleri tahsilatlar yönünden de bir uyuşmazlık olmadığını, davacı şirket kayıtlarına göre davacının, (186.145,10-103.960,00)=82.185,10.-TL tutarında davalı şirketten alacaklı olduğunu, davalı şirket kayıtlarına göre ise, davalı şirketin; (186.145,10 – (103.960,00-29.325,06)= 52.860,04.-TL tutarında davacı şirkete borçlu olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; (82.185,10-52.860,04) =29.325,06.-TL olduğu, bunun da davalı şirketçe davacıya düzenlenen ancak davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmayan, 13/11/2020 Tarihli HEM2020000005 Sıra Numaralı 29.325,06.-TL tutarında ki iade faturasından kaynaklandığını, iade faturasının üzerinde, faturanın elektronik ortamda iletildiği ibaresinin mevcut olduğunu, davalı şirketçe davacıya düzenlenen iade faturası’nın davalı ticari defterlerine kayıt yapılarak, 2020/KASIM döneminde bağlı olduğu Vergi Dairesine BS Formu ile beyan edildiğini bildirmiştir.
-Bilirkişi 23/08/2022 tarihli raporunda özetle; Tarafların 2020-2021 takvim yılı ticari defterlerinin HMK. 222. maddesi hükümleri gereğince sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğunu, takip konusu dört (4) adet faturanın tarafların ticari defterlerine kaydedildiğini, davacının ticari defter kayıtlarında, davalıdan 17/12/2020 takip, 08/03/2021 dava tarihi itibariyle 82.185,10TL alacaklı olduğunu, icra takibinin ise 82.184,10 TL asıl alacak üzerinden açıldığını, davalının ticari defter kayıtlarında davacıya 17/12/2020 takip, 08/03/2021 dava tarihi itibariyle 52.860,04TL borcu olduğunu, taraf ticari defterleri arasındaki uyuşmazlığın, davalı tarafça, davacıya e-Arşiv Fatura olarak keşide edilen 13/11/2020 tarih, ……. fatura numaralı, 29.325,06TL tutarlı, iade faturasının, davalının ticari defterlerine kaydedilmesinden, davacının ticari defterlerine ise kaydedilmemesinden kaynaklandığını, bahse konu iade faturası üzerinde, faturanın elektronik ortamda iletildiği ibaresinin mevcut olduğunu, davalının dava dosyasına ve bilirkişi incelemesine, iade faturası muhteviyatı malları teslim borcunu yerine getirdiğini ispatlayacak bir belge sunmadığını, Mahkemece iade faturasının davacıya tebliğ/teslim edildiğinin kabulü ve iade faturası muhteviyatı malların davacıya teslim ettiği kanaati hasıl olursa; Davacının davalıdan 52.860,04TL alacaklı olduğunu, aksi durumda davacının davalıdan 82.185,10TL alacaklı olduğunu, T.C. Ankara 9. İcra Dairesi 2020/11796 E. sayılı icra takibinin 82.184,10TL asıl alacak üzerinden açıldığını, İtirazın İptali ve İcra İnkar ile kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava faturaya dayalı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; bir alacak için fatura düzenlenmiş olması, alacağın varlığını ispata yeterli bulunmayıp, fatura, tek başına akdi ilişkinin kanıtı niteliğinde bulunmamaktadır buna göre davacı taraf, kural olarak akdi ilişkinin varlığını ve malın teslim edildiğini, davalı-alıcı taraf ise bedelin ödendiğini kanıtlama mükellefiyeti altındadır.
Taraflara HMK 222 maddesi kapsamında ticari defterin ibrazı için usulüne uygun olarak ibraz emri gönderilmiş, taraflarca bildirilen defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle rapor aldırılmıştır.
Dosya kapsamına uygun olmakla hükmün tesisinde esas alınan raporların içeriğinde belirtildiği üzere; taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin faturalar davacı ve davalının ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, davacı defterlerine göre alacağının 82.185,10-TL olduğu, davalı ticari defterlerine göre borcun 52.860,04-TL olduğu tespit edilmiştir. Taraf ticari defterlerinde yer alan faturalar uyumludur. Davalı taraf çek ile ödeme yaptığını beyan etmiş ve bu çeklerin davacı kayıtlarında bulunduğu tespit edilmiştir. Defterlerde yer alan farklılığın sebebi 13/11/2020 tarih, ………………. fatura numaralı, 29.325,06TL tutarlı iade faturasından kaynaklanmakta olup davalı tarafından fatura kapsamındaki ürünlerin davacıya iade edildiği ispat olunmadığından davalının iddiasını ispat edemediği kabul edilmekle 82.184,10 TL üzerinden davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.
Davaya konu alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hükmün tesisi yoluna gidilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulüne,
-Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2020/11796 Esas sayılı icra takibine vaki itirazın 82.184,10 TL üzerinden iptaline, takibin aynı şartlarda devamına,
-Hükmedilen 82.184,10 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair istemin reddine,
2) 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 5.613,99 TL harçtan, dava açılışında alınan 1.012,16 TL peşin harçtan eksik alındığı anlaşılan 4.601,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.294,46 TL’nin davalıdan alınarak 25,53 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4) Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 59,30 TL başvurma harcı, 11.880,50 TL tebligat – bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.939,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.902,27 TL’nin ve 1.012,16 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
5) Davacının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.149,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6)Davalının yargılamada vekil ile temsil edildiği anlaşıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.621,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7) Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının HMK’nin 333. maddesi uyarınca karar kesinleştikten sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi dikkate alınarak yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri’nde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/01/2023