Emsal Mahkeme Kararı Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/14 E. 2022/321 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/14 Esas
KARAR NO : 2022/321

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/07/2012
KARAR TARİHİ : 25/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.05.2012 tarihinde davalıların sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı …’ın idaresinde bulunan motosiklete çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davacının hayati tehlike geçirdiğini, yaralanmasının ağır olduğunu, pek çok ameliyat geçirdiğini, diğer davacıların …’ın annesi, babası ve kardeşleri olduğunu, olay nedeniyle manen büyük çöküntü yaşadıklarını, kazada davacı … …’a ait motosikletin kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL motosiklet hasar bedelinin, davalılardan … …’ın işgücü ve gelir kaybından dolayı 500,00 TL maddi tazminatın ve davacı … … için 10.000,00 TL, annesi ve babası için ayrı ayrı 5.000,00 TL, kardeşleri için ayrı ayrı 3.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Yüksel Aydoğan’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, açıklama dilekçesi ve ön inceleme duruşmasında maddi tazminatı her iki davalıdan talep ettiklerini belirtmiştir.
Asıl davada davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen olayda … …’ın sürücü belgesi bulunmaksızın kusuru ile hareketi sonucu olayın oluştuğunu, iddia edildiği gibi tüm kusurun davalı …’da olmadığını ayrıca olaya bağlı olarak davacının hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmadığını, 17 yaşında sürücü ehliyeti olmayan çocuğa motosiklet kullandıran anne babanın olaya sebebiyet verdiğini kabulü gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fazla olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının başvurusu üzerine araç hasarı için 1.765,00 TL’nin davacıya ödendiğini, maluliyetin kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiğini, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçede yazılı limit ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve hasarı ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/14 E. ( eski 2012/408 E.) sayılı dosyası ile görülmekte olan tazminat davasında daha önce ıslah yapıldığını, ıslah talebine konu olan kısmın reddine dair kararın Ankara BAM 26 HD’nin 2018/2734 E. -2020/1879 K. sayılı kararı ile kaldırıldığını, bunun üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile müvekkili lehine 297.537,46 TL zarar (iş göremezlik tazminatı) hesaplandığını, davalı … şirketinin sorumlu olduğu tazminat miktarından mahsup edilen miktar çıkarılınca 165.000,00 TL’den sorumlu olduğunu, diğer davalı …’ın sorumlu olduğu tazminat miktarından mahsup edilen miktar çıkarılınca 132.537,46 TL’den sorumlu olduğunu, toplamda ise davalılardan 297.537,46 TL’nin daha talep edilmesi gerektiğinin ortaya çıktığını, 297.537,46 TL zararın 62.833,03 TL’lık kısmının 06.02.2017 tarihli duruşma zaptında da yer aldığı üzere ıslah edildiğinden 234.704,43 TL’lik kısmı için ek dava açıldığını ileri sürerek 234.704,43 TL tazminatın 165.000,00 TL’lik bölümünün davalılardan müştereken ve müteselsilen, bakiye 69.704,43 TL’sinin davalı araç maliki ve sürücüsü …’dan olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada sürücü belgesiz motor kullanmakta olan davacının kusurlu olduğunu, davacı ile davalı … arasında 15/10/2013 tarihli sulh protokolü-ibraname çerçevesinde davacı ile tüm tazminat taleplerini kapsar şekilde sulh olunarak sulh protokolü imzalandığını, imzalanan ibranamede ihtirazi kayıt bulunmadığından davaya konu borcun sona erdiğini, TBK’nın 145. maddesi uyarınca müteselsil borçlulardan biri tarafından yapılan ödemenin tüm borçluların ödeme oranında borçtan kurtulması sonucunu doğuracağını, müvekkili tacir olmadığından reeskont faizi talebinin yerinde olmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından arabuluculuğa başvurulmadığından açılan davanın usulden reddi gerektiğini savunarak davanın öncelikle usulden, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, birleşen dava ise aynı kaza nedeniyle bakiye maddi tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen davada davalı … hakkında açılan davanın Mahkememizin 14/02/2022 tarihli celsesinde eldeki davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Asıl davada Mahkememizce verilen davacının maddi tazminat istemi yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. HD’nin 2018/2734 E.-2020/1879 K. sayılı ve 03/12/2020 tarihli ilamı ile “….avacının dava konusu kaza sonucu yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunup bulunmadığı ve oranının belirlenmesi için olay tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınması, ondan sonra maluliyet oranı ve diğer hususlara göre manevi tazminatın belirlenmesi, davalı … tarafından yargılama aşamasında yapılan ödeme makbuz hükmünde kabul edilip belirlenecek tazminattan mahsup edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği halde usulüne uygun alınmış maluliyet raporu bulunmadığı…” gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar ilamında belirtildiği üzere davacı Olcaş …’ın maluliyetinin tespiti amacıyla alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 17/06/2021 tarihli raporunda; Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmak suretiyle yapılan değerlendirme neticesinde davacı … …’ın çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 33,2 olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyacanın 3 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
Aktüer bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; dava konusu olayın meydana gelmesinde, davalı …Ş. tarafından ZMMS ile sigortalanan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın, % 70 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın % 30 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olduğunu, davacı lehine hesaplanan maddi zarardan TBK 52’inci maddesi kapsamında % 30 oranında kusur indirimi yapıldığı, davacı … Arslataş’ın 17.05.2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle, meslekte kazanma gücü kayıp oranının % 33,2 olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği ve tedavi sürecinde ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 3 ay olduğunun tespit edildiği, Yargıtay’ın güncel kararlarına göre gelir getiren bir işte çalışmayan ve kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan davacı için, geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmadığı, olay tarihi itibariyle efor kaybı-zararın oluşacağı kabul edilerek, olay tarihinden itibaren sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığı, davacıya, davalı … tarafından 28.11.2013 tarihinde 60.000,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihi verilerine göre hesaplama yapıldığında davacı lehine, toplam 106.181,04 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatı hesaplandığı, davalı … tarafından yapılan 60.000,00 TL ödeme ile davacıya 46.181,04 TL eksik ödeme yapıldığının tespit edildiği, rapor tarihi verilerine göre yapılan hesaplamada davacı lehine 570.116,56 TL zarar hesaplanmış olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan 60.000,00 TL ödemenin yasal faiz oranı ile güncellenmesi sonucu bulunan 104.768,22 TL’nin mahsubu sonucu davacı … lehine 465.348,34 TL zarar hesaplandığı, hesaplanan toplam zararın, bakiye poliçe limitini aşmakta olduğunu, nihai takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davacının davalı … şirketinden, bakiye poliçe limiti olan 165.000,00 TL’yi talep edebileceği, davacının 3 ay süre ile bakıcıya ihtiyacının bulunduğunun tespit edildiği, ancak dava dilekçesinde bakıcı gideri talebi bulunmadığından hesaplama yapılmadığı, davacı tarafça, davalı … şirketine yapılan başvurunun tebliğ edildiği tarihi gösterir belge bulunmadığından, davalı … şirketinin 23.07.2012 dava tarihinde temerrüde düştüğü, dava konusu kazaya karışan, … plakalı sigortalı aracın hususi/otomobil olduğunun ZMMS poliçesinden tespiti edildiği, hükmedilecek tazminata yasal faizi uygulanması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.
İddia ve savunma, toplanan deliller, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. HD’nin 2018/2734 E.-2020/1879 K. sayılı ve 03/12/2020 tarihli ilamı, ATK raporu, hüküm kurmaya elverişli bulunan aktüer bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Asıl davada yönünden yapılan değenlendirmede, 17/05/2012 tarihinde, davalı … Yüksel idaresindeki … plaka sayılı araç ile davacı …’ın idaresindeki … plaka sayılı motosikletin karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihini de kapsar şekilde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunduğu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. HD’nin 2018/2734 E.-2020/1879 K. sayılı ve 03/12/2020 tarihli ilamına uygun olarak alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 17/06/2021 tarihli raporu ile kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlenen rapor içeriğine göre davacı …’ın çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının % 33,2 olduğu, sürekli olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle kişinin tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyacanın 3 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, görevsiz mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre meydana gelen kazada davalı sürücü Aysel Yüksel’in % 70, davacı sürücü …’ın % 30 oranında kusurlu oldukları, davalı … şirketince yargılama sırasında 28/11/2013 tarihinde davacı …’a 60.000,00 TL ödeme yapıldığı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26 HD’nin kaldırma kararında da belirtildiği üzere KTK’nun 111. maddesine göre tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşma veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebileceği, yasanın söz konusu hükmünden yararlanabilmek için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenilmesine gerek olmayıp, dava sırasında da bu hususunun ileri sürülebileceği gibi yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine dair bir irade açıklamasının da yeterli olduğu, somut olayda davacı …’a yargılama sırasında ödeme yapıldıktan ve ibraname imzalandıktan sonra davacılar vekilince ibraname ve ödemeye göre karar verilmesinin talep edilmediği, yargılamaya devam edilerek maluliyet ve aktüer raporu alınmasının talep edildiği ve ödeme mahsup edilerek dava değerinin ıslah edildiği, buna göre davacının yapılan sözleşme ile bağlı olmak istemediğine dair iradesini ortaya koyduğu, öte yandan maluliyet ve aktüer raporu alınmadan önce yapılan ödeme sırasında zararın kapsamı da belli olmadığından yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmiş, buna uygun olarak alınan aktüer bilirkişi raporu ile davalı … şirketince yapılan 60.000,00 TL ödemenin yasal faiz oranı ile güncellenmesi sonucu bulunan 104.768,22 TL’nin mahsubu sonucu davacı … lehine 465.348,34 TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, dava dilekçesinin talep kısmında her ne kadar sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminatın davalı … Yüksel’den tahsili talep edilmiş ise de, dava dilekçesi içeriğinden maddi tazminatın her iki davalıdan tahsilinin talep edildiği hususunun açıklanmış olduğu gibi 09/11/2012 tarihli beyan dilekçesi ile de bu hususunun açıklandığı, dolayısıyla davacı vekilince sunulan 20/11/2013 tarihli dilekçenin maddi hatanın düzeltilmesi niteliğinde olduğu, Mahkememizce verilen ilk karar öncesi 24/03/2015 tarihli dilekçe ile dava değerinin 62.833,03 TL olarak ıslah edildiği, HMK’nın 176/2 maddesi uyarınca aynı davada taraflarca ancak bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği, ıslah dilekçesi ile 865,77 TL geçici iş göremezlik tazminatı da talep edilmiş ise de, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup gelir getirici bir işte çalıştığı ispat edilemeyen davacı …’ın geçici iş göremezlik süresince mahrum kaldığı bir gelirinin bulunmadığı, dolayısıyla geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği kabul edilerek geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, davacılar vekilinin ıslah dilekçesi doğrultusunda 61.967,26 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davacı … …’ın araç hasarına ilişkin tazminat talebi yönünden, dava tarihinden sonra davalı … şirketince yapılan ödeme ile talebin konusuz kaldığı anlaşılmış, dava tarihinden sonra ödeme yapıldığından bu istemi haklı görülen davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmiştir.
Davacıların manevi tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise, manevi tazminat şartlarının somut olayda mevcut olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, tarafların kusur oranı, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, manevi tazminatın amacı, zenginleştirme ve fakirleştirme amacı taşımaması, cezalandırma ve mamelek hukukuna ilişkin tazmin amacı güdülmemesi, 22.06.1966 tarih,1966/7 Esas-7 Karar sayılı YİBK kararındaki kriterler gözetildiğinde, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 7.000,00 TL, davacı anne … için 3.500,00 TL, davacı … için 3.500,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 2.000,00 TL manevi tazminatın sürücü …’dan tahsiline karar verilmiş, davalı sürücü yönünden sorumluluğun haksız fiile dayalı olması nedeniyle kaza tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise dava tarihinden itibaren ve sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu gözetilerek yasal faize hükmedilmiştir.
Birleşen davada yönünden yapılan değerlendirmede ise; birleşen dava ek dava niteliğinde olup, davalı … vekilince süresinde verilen cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. 2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Eldeki davaya konu trafik kazası 17/05/2012 tarihinde gerçekleşmiş ve kaza neticesinde davacı … yaralanmış olup, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nun TCK 89 ve 66/1-e maddelerine göre öngörülen ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Asıl dava kısmi dava niteliğinde olup, zamanaşımı süresi yalnız dava konusu edilen bölüm yönünden kesilecektir. Davacının kaza sonucu yaralanmasından dolayı gelişen bir durum olduğuna, tedavisinin devam ettiğine dair bir iddiası bulunmadığı, buna göre 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesinde öngörülen 2 yıllık yıllık zamanaşımı süresi ile olay tarihinden itibaren de TCK’nun 89 ve 66/1-e maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A-Asıl Davada;
1-Davacı …’ın araç hasarına ilişkin maddi tazminat istemi yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı …’ın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 61.967,26 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, davalı … AŞ yönünden 23/07/2012 dava tarihinden, davalı … yönünden 17/05/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Davacıların manevi tazminatı isteminin kısmen kabulüne,
-Davacı … için 7.000,00 TL,
-Davacı … için 3.500,00 TL,
-Davacı … için 3.500,00 TL,
-Davacı … için 2.000,00 TL,
-Davacı … için 2.000,00 TL,
manevi tazminatın, 17/05/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den tahsili ile davacılara ödenmesine,
-fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat talepleri yönünden hesaplanan 4.232,98 TL harçtan 1.064,50 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.168,48 TL harcın davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat talepleri yönünden hesaplanan 1.229,58 TL harçtan peşin alınan 81,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.147,88 TL’nin davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat talepleri yönünden davacılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.855,74 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Maddi tazminat talepleri yönünden davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 865,77 TL vekalet ücretinin davacı …’tan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-Maddi tazminat talepleri yönünden davacı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı …’a verilmesine,
Manevi tazminat talepleri yönünden davacılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan;
-Davacı … için 5.100,00 TL,
-Davacı … için 3.500,00 TL,
-Davacı … için 3.500,00 TL,
-Davacı … için 2.000,00 TL,
-Davacı … için 2.000,00 TL,
vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat talepleri yönünden davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan;
-Davacı …’tan 3.000,00 TL,
-Davacı …’tan 1.500,00 TL,
-Davacı …’tan 1.500,00 TL,
-Davacı …’tan 1.000,00 TL,
-Davacı …’tan 1.000,00 TL,

vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, 1.064,50 TL ıslah harcı olmak üzere toplam ‭1.085,65‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 81,70 TL peşin harcın davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 898,00 TL posta masrafı, 1.000,00 TL bilirkişi masrafı, 1.260,00 TL ATK masrafı olmak üzere toplam 3.158,00 TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 2.811,17 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinden bırakılmasına,
10-Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11-Davalı …Ş. tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin red kabul oranına göre hesaplanan 49,32 TL’sinin davacılardan tahsili ile davalı …ye verilmesine, bakiyesinin davalı …Ş. üzerinde bırakılmasına,
12-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
B-Birleşen davada;
1- Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL harçtan peşin alınan 801,64 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭720,94‬ TL karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davalılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 24.879,31 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
…/…
Dair, asıl ve birleşen davada davacılar vekili ile asıl ve birleşen davada davalı … vekilinin yüzlerine karşı, asıl davada davalı …vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır